"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e ilk adımlar

M. Latif SALİHOĞLU
28 Ekim 2016, Cuma
GÜNÜN TARİHİ 28 Ekim 1919-23

Osmanlı’da son seçim

Meşrûtiyet döneminin “Son mebûsân seçimi” için yapılan hazırlıklar bütün hızıyla devam ederken, 28 Ekim günü (1919) sürpriz bir gelişme yaşandı.

İşgalci İngiliz yanlısı Hürriyet ve İtilâf Fırkası, on gün sonra başlayacak olan genel seçimlere iştirak etmeyeceğini duyurdu.

Bu konudaki gelişmelerin seyri aşağıdaki şekilde cereyan etti.

Osmanlı Mebusân Meclisinin daha evvel almış olduğu bir kararla, 1919 yılı sonlarında (Kasım-Aralık) genel seçimlerin yapılması yönünde bir kararı almıştı.

Seçim takvimi yaklaşırken, sekiz sene evvel (1911) kurulan Hürriyet ve İtilâf Fırkasının lideri Miralay Sadık Bey (1860-1943), bir açıklama yaptı ve yaklaşan mebus seçimlerine parti olarak katılmayacaklarını Sadâret (Başbakanlık) makamına bildirdi.

Bu yazılı bildirinin metninde şu ifadelere yer alıyordu: "Anadolu'daki Kuva-yı Milliye hareketi İttihatçılıkla alâkalı olduğundan, onun yanında değil, karşısındayız. Bu sebeple, yapılacak milletvekili seçimlerine iştirak etmeyi düşünmüyoruz."

Bilindiği gibi, o günlerde İstanbul İtilâf Devletlerinin işgali altındaydı. H. ve İtilâf Fırkası da onlara yakın duruyordu. Bu sebeple, büyük tepki aldıkları Anadolu'dan mebus çıkarma şansları olmadığı gibi, Anadolu’ya gitmeye cesaretleri de yoktu.

* * *

Genel seçim, Aralık’ta yapıldı. Meclisin mutlak çoğunluğunu, Rumeli ve Anadolu'da kurulan Müdafaa-yı Hukuk Cemiyetlerinin desteklediği "Millî Hareket"in taraftarları teşkil ediyordu.

Osmanlı'nın bu son Meclis-i Mebusanı 12 Ocak 1920 günü açıldı ve ilk oturumunu gerçekleştirdi.

17 Şubat'ta ise, Erzurum ve Sivas kongrelerinde alınan Misâk-ı Millî kararını aynen kabul etti. 

16 Mart günü ise, İngiliz kuvvetlerinin İstanbul'u kanlı bir baskın düzenleyerek fiilen ve alenen işgal etmesi üzerine, zaten Kuva-yı Milliyeci olan mebusların pekçoğu bir yolunu bularak Anadolu'ya geçti.

Kısa süre sonra Ankara'da kurulan ilk Meclis, işte bu son Osmanlı mebuslarından müteşekkil idi.

Nasıl bir Cumhuriyet?

Saltanat'ın kaldırıldığı 1 Kasım 1922 tarihinden itibaren, Ankara merkezli kurulacak olan yeni devletin ismi ve “şekl-i idaresi”nin ne olacağı merak ediliyordu.

Aslında yeni sistemin "Cumhuriyet" olacağı noktasında bir genel kanaat vardı. Esasen, başka türlüsü de olmazdı, olamazdı.

Saltanat ve monarşik düzene dönülemeyeceğine göre, ortada Cumhuriyet'ten başka bir alternatif kalmıyordu.

Ne var ki, bunun ilân edilmesi için beklenilen asıl meselenin "mutlak istibdat"a dayalı bir rejimin kurulmasıydı. 

Nitekim, bu maksada yönelik olarak gerekli hazırlıklar tamamlandı ve nihayet 29 Ekim (1923) günü Cumhuriyet'in ilân edileceği noktasına gelindi.

Nihaî karar, Meclis yerine önce (28 Ekim) Çankaya Köşk'ünde verildi. Bu karar, ertesi gün Millet Meclisi’nin gündemine getirildi ve haliyle umumî kabule mazhar oldu.

Meclis'te olsun, ülke genelinde olsun, Cumhuriyet'e itiraz veya bunu reddeden bir muhalefet cephesi yoktu. Yer yer görülen itirazlar ise, Teşkilât-ı Esasî'de apar topar yapılan bazı değişikliklere yönelikti. Teşkilât-ı Esasî, Anayasanın nasıl yapılacağına dair belirlenen usûl, yöntem ve prensipler manzumesidir.

O tarihte Meclis'te Sinop milletvekili sıfatıyla görev yapan eski Millî Eğitim Bakanı Dr. Rıza Nur, Karabekir Paşa ve Rauf Bey gibi bazı mühim şahsiyetlerin bu noktada bazı itirazlarının olduğunu, ancak yeni Meclis'te kuvvetin artık tümüyle M. Kemal ve İsmet Paşa’nın eline geçmesiyle kimsenin birşey yapamadığını anlatıyor. (Hayat ve Hatıratım–III, sayfa 1235; 1967 Almanya baskısı.)

Herşeye rağmen, Cumhuriyetin kuruluşu zamanında bile devletin dini Anayasada "din-i İslâm" şeklinde yer alıyordu... Ne var ki, tam bir "istibdad-ı mutlak" sûretinde tatbik edilen Cumhuriyet, bir süre sonra Anayasadaki "İslâm dini" tâbiri de çıkartılarak dinsizlik mânasında bir "laik sistem"e dönüştürülmüş oldu.

@salihoglulatif: Zenginler kavga etmez, savaş çıkarır. Yoksullar savaş çıkarmaz, kavga eder. Zenginlerin çıkardığı savaşta, ekseriyet itibariyle fakirler ölür.

Okunma Sayısı: 2782
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı