"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

PKK’dan kaçan Kürtler Türklere yöneliyor

M. Latif SALİHOĞLU
07 Ekim 2015, Çarşamba
Konumuza esas teşkil eden manzaranın önce resmini çekelim ve genel görüntüyü şöyle kabaca yansıtmaya çalışalım:

Bilhassa son otuz yıldır Türkiye’de hız kazanan bir göç dalgası var.

Bu dramatik göç dalgası, daha çok ülkenin doğusundan batı bölgelerine doğru akıp gidiyor.

Daha açık bir ifade ile yazalım: Özellikle terör belâsı ve can güvenliği endişesiyle, doğup büyüdüğü toprakları terk eden mağdur ve muhacir Kürt vatandaşlar, daha çok Türk nüfusunun ağırlıkta olduğu batıdaki bölgelere gidip yerleşiyor. Orada iş ve aile hayatı itibariyle yeni ve huzurlu, güvenli bir düzen kurmaya çalışıyor.

Adana, Ankara, Antalya, Mersin, İzmir, İstanbul gibi büyük ve kozmopolit metropoller bir yana, Denizli, Aydın, Manisa, Afyon, Balıkesir, Bursa, Kocaeli, Sakarya, Samsun, Düzce, Bolu, Osmaniye, K. Maraş, Konya, Eskişehir, Tekirdağ, Yalova gibi vilayetlerin küçüklü-büyüklü yerleşim merkezlerinde mukim on binlerce, hatta yüz binlerce Kürt kökenli aile huzur ve güven içinde yaşıyor.

Onları rahatsız eden bazı münferit vak’aların da, provokatörlerin işi olduğunda şüphe yoktur.

İşte, bu insanların kahir ekseriyeti, Kürtlerin hak ve hürriyeti için mücadele ettiğini iddia eden PKK’nın terör eylemleri ve yine bu örgütün sebebiyet verdiği militarist baskılar sebebiyle memleketlerinden kaçıp gelmişler. 

Kimisi, terör örgütüyle çatışmayı göze alamadığı için kaçmış.

Kimisi “örgüte yardım ve yataklık yapmak” ithamına maruz kaldığı için, dayanamayıp toprağını terk etmiş.

Kimileri “terörden arındırılmış güvenlik bölge” gerekçesiyle köyleri boşaltıldığı için göçe mecbur edilmiş.

Kimileri de, güvensizlik sebebiyle bölgede yatırım yapılamadığı, iş ve istihdam sahası daraldığı için, geçim ve maişet saikiyle batıdaki güvenli bölgelere gelip yerleşmiş.

Velhâsıl: Göçün birinci sebebi terör ve güvenlik olduğu gibi, huzurlu bir ikamet için yapılan birinci tercih Müslüman Türk kardeşlerin yanı.

Bu noktada düşünmek lâzım, değil mi? Türkiye’deki Kürtler, evini, barkını, köyünü terk ile başını alıp başka yere  gitmeye karar verdiğinde, aklına ilk olarak Arap kardeşleri gelmediği gibi, Suriye, İran veya Irak’taki Kürt akrabaları da gelmiyor. En zor zamanda yine Türkleri ve Türklerin yoğunlukta olduğu yerleri tercih edip geliyorlar.

Bu can alıcı noktayı sadece günümüz hengâmesine bakıp yanlış bir değerlendirme yapmamalı. Türklerin meskûn bulunduğu mahallere yapılan hicret, bugün değil, doksan-yüz senedir devam edip gidiyor.

Demek ki, Müslüman Kürtlerle Türkler birbirinden rahatsız değiller. Birbirine yabanî gözle bakmıyorlar. Tam bir kardeşlik ruhu ve şuuru içinde birarada yaşayıp gidiyorlar.

Kezâ, demek ki, dindar Kürtler de PKK’dan rahatsız durumdalar ki, onlara düşman gibi gösterilmek istenen Türk dindaşlarıyla içiçe yaşamayı tercih ediyor. Camiye birlikte gidiyor, omuz omuza aynı kıbleye birlikte yöneliyor, Hac farizesini birlikte yapıyorlar. Yani, aralarında hiçbir sorun, sıkıntı yok. Sıkıntı varmış gibi gösterenlerin maksadı, kesinlikle Kürtlerin huzuru, hürriyeti, güvenliği değildir. Zaten öyle olmadığı içindir ki, PKK, otuz yıldır Kürtlerin huzurunu kaçırdı. Hayatı onlara zindan etti. Yaşadıkları coğrafyayı güvensiz kılarak oraları her türlü medenî yatırımdan mahrum bıraktı. Cennet gibi güzel bir coğrafyayı kendi elleriyle cehenneme çevirdi. 

Aynı şekilde, bir çoğunun psikolojik ve ailevî dengesini bozduğu gençlerini de işsizliğe mahkûm etti. 

Keza, insanlık dışı bir muamele ile küçük yaştaki çocukları kaçırarak, onların anne-babalarını da elemden, kederden kahr û perişan etti.

Hele hele, tarihte eşi-benzeri hiç görülmedik şekilde genç kız ve erkekleri dağlarda-mağaralarda içiçe yaşamaya mecbur ederek, Kürtlerin, uğrunda fedâ-yı cân ettikleri nâmus ve şereflerini lekedar etmeye çalıştı.

İşte, Kürtlere, bu dünyada bundan daha büyük bir kötülük, bundan daha dehşetli bir zulüm yoktur ve olamaz.

Netice itibariyle, “Sebep olan, yapan gibidir” kaidesince, kimin eliyle olursa olsun, özellikle bölgede dökülen her damla kanda bu vahşi örgütün günah payı ve hissesi var. Çünkü, bu kanlı arenayı o açtı ve bunu bilerek, isteyerek sürdürmeye çalışıyor. Ama, aslında Kürtlere değil, başka cereyanların emellerine hizmet ediyor.

Bütün bunları, aklı başındaki kardeşlerimizin, vatandaşlarımızın ve hemşehrilerimizin mutlaka bilmesi gerektiğini düşünerek tekraren hatırlatma gereğini duymaktayız.

* * *

Terör yüzünden göçe zorlanan Kürtler, Türklerin yoğunlukta olduğu batı illerini tercih ettiğine göre, demek ki doğudaki despotik cereyanlara mukabil, nisbeten de olsa batıda huzur var, hürriyet var, demokrasi var, asayiş var, kardeşlik var, vesaire...

Bu sağlam değerleri şimdiye kadar hiçbir kuvvet çürütemedi, koparamadı, yok edemedi. İnşaallah, bundan sonra da o menhus gayelerinde muvaffak olamayacaklar.

* * *

Bu arada, batı bölgelerine göç etmiş Kürtlerin bir kısmı, can ve mal güvenliğini sağlayamadığı veya köylerini boşalttığı için, devletin-hükûmetin haşin yüzüne de soğukturlar. Ama, resmî ideolojiye karşı var olan bu soğukluğun halka, millete menfî bir yansıması söz konusu değildir.

Esasen, bundan dolayıdır ki, her şeye rağmen, yine de Müslüman Türk kardeşlerini seviyorlar, onlara güveniyorlar ve güven içinde gelip aralarında yaşıyorlar.

* * *

Son olarak şunları da hatırlatalım ki: Masumları vuran, öldüren, canlarına-mallarına zarar veren her kim olursa olsun zalimdir, katildir, anarşisttir, teröristtir...

Fert, örgüt veya devlet eliyle yapılsın, hiç fark etmez; zulmü kim yaparsa yapsın, bizim nazarımızda zalimdir ve aynı günah kategorisine dahildir.

Öte yandan, bir devlet başkanı veya yönetim kadrosu zalim, gaddar, kan dökücü olabilir. 

Ama, ona karşı mücadele ederken, bilerek ve kasten mâsumların ölümüne sebep olmak veya o zulmün daha da şiddetlenmesine sebebiyet vermek de bir nevi anarşiliktir, terördür; en basitinden hamakattir, divaneliktir.

@salihoglulatif: İster Türkiye’deki Kürt vatandaşlar, isterse Suriye’deki Arap dindaşlar olsun, bu yerleşik unsurları yerinden yurdundan göçe zorlayan her kimse, bilerek-bilmeyerek İsrail’in işgalci, yayılmacı emellerine hizmet ediyor.

Okunma Sayısı: 2776
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İLHAN

    8.10.2015 09:58:34

    meçhul senin bildiğim dediklerini bizzat yaşayanım.AKP lilerin icraatlarında U dönüş adına ne arasan var.DİN e en büyük zararı veren şu an İŞİD biir,ülkemde de AKP ikidir.YALAN,RİYA,NİFAK,SAHTEKARLIK ve bilhassa YAHUDİ ile TERÖRİST PKK arasındaki bağ gözünü açamıyorsa ben neyleyeyim.Rabbim senin gözünü kapattı,kalbini,insafını,iz'anını ve vicdanını mühürledi ise ben neyleyeyim.Ben hadiselerin bir kısmını bizzat yaşayanım.AKP demek benim adıma =ASLA GÜVENİLMEYECEK PARTİ demektiiir.

  • Mechul

    7.10.2015 16:05:39

    Demireli bilen biliyor.siz öyle görmek istediğiniz için öyle sanıyorsunuz.ben sizin yaptığınız gibi kesin emin olmadiğim suçlamalarda bulunmayacağım tavsiye sizde öyle yapın.kul hakkina girmeyin.Farklı görüşte gazete ve medyayida takip edin, arastirmaci olun tırıs gitmeyin

  • HAKİKAT ACI

    7.10.2015 14:44:23

    Meçhul rumuzlu kardeşime:Omerhum zat KIBRIS için 100 üzerinde çıkartma gemisi,yüzlerce paraşüt yaptıran,ülkenin kalkınması için 2B arazisi satmadan,torbalarla para toplamayan,2002 seçiminde meydanlarda mağdursunuz diyerek,2003 de siz çok kazandınız diyerek geriye dönük 5 yıl MATRAH ARTTIRIMI yapmayanın 'Gırtlağını sıkar alırım ,dememiştir.Özelleştirme yaparken yandaşı kollamamış hasılı satmadan sanayileştirmiş,yollar,barajlar yapmış,köylüyü kalkındırmış,işsize iş sahası açmış,dinini yaşayanı hukuki teminat altına almak için İSTİSMAR değil icraat yapmıştır.Kısaca siz bunları untmuş yada yaşınız müsait olmayabilir.SADIR UNUTSADA SATIRLAR UNUTMAZ VE UNUTTURMAZ.

  • HAKİKAT ACI

    7.10.2015 14:38:50

    Meçhul adlı kardeşim,o bahsettiğiniz merhum kul haklarına bugünküler kadar girmişmiydi.?Dini siyasetine alet etmişmiydi,camilerde masalar kurup siyaset yapmışmıydı,müslümanı satmışmıydı.Müslüman kanına girmişmiydi.Yetim olan-olmayan vatandaşın kuruş kuruşunu alıp HARAMSARAY YAPMIŞ,1 KADEH İÇİN 1000 TL harcatmışmıydı.Yanlış yapanı kollamışmıydı.Bu sayfalarda merhumun yeğeni için hiçbir koruma ve kollama yapılmadığı beyan edilmişken ya şimdiki HIRSIZLIK YAPANLARIN nasıl iktidarca korunduğunu görmemek için sağır,kör,iz'an,insaf,vicdana sahip olmamak lazım.

  • Mechul

    7.10.2015 13:02:05

    Hüseyin ilhan adlı yorumcuya; Allah affetsin ismini anmadan soyleyeyim rahmetli bir eski cumhurbaşkanı da mason locasına üyeydi hemde yüksek derecede.O demokrat ,durust ,Malum kiside vatan haini içten pazarlıklı ve diktatör !.pess

  • Hüseyin İLHAN

    7.10.2015 09:03:34

    SURİYE veya bir başka İSLAM ÜLKESİ hangisi olursa olsun.Bu islam ülkeleri arasında ve içinde çıkan ihtilafları İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI içinde musalaha etmenin yolu bulunmalı ve muvaffak olunacak yol olmalıdır.YAHUDİ,HAÇLI ile PUTPEREST in karıştığı yerde sağlam huzur,sukunet olmaaaz.Geçmişten bugüne hadiseler bunu teyit etmektediiir.Suriye içinde yaşanan bu saydıklarım ve onların kuklaları sayesinde bu haldediir.Hele hele YAHUDİ CESARET ÖDÜLÜ nün verilmesi asla masumane olmadığı ayan-beyan ortadadıır.(BU ÖDÜL 10 YAHUDİ İDARECİYE VERİLİP 11 Sİ MALUM ŞAHSA VERİLMİŞTİR.ibret alınız,uyanık ol ey kardeşim.)

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı