"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Varlık’lı yoksullar(!)

M. Latif SALİHOĞLU
17 Mart 2018, Cumartesi
GÜNÜN TARİHİ: 17 Mart 1944

Tek partinin, yahut tekelci bir zihniyetin hükmettiği dönemlerde, insanlık utancı sayılacak büyük dramların, trajedilerin yaşanması adeta kaçınılmaz hale geliyor.

İşte, yakın tarihimizin o utandırıcı, hatta yüz kızartıcı icraatlerinden biri de hiç şüphe yok ki ''Varlık Vergisi” diye bilinen insanî fâciadır. 

Şimdi, bu tarihî vak’anın kısa bir özetini verelim, ardından detaylı bilgileri takdim etmeye çalışalım.

Millet Meclisi’nde 11 Kasım 1942'de kabul edilen Varlık Vergisi Kànunu, tâ 17 Mart 1944 tarihine kadar acımasızca, merhametsizce tatbik edildi; bu tarihten sonra ise yürürlükten kaldırılması cihetine gidildi.

Bu iki tarih arasında, mutlak çoğunluğunu gayr-ı müslim vatandaşların teşkil ettiği yüzlerce (1300 kadar) varlıklı kişi, çalışma kamplarında çalıştırılarak resmen ve alenen perişan edildi: 

Başta, İstanbul olmak üzere diğer büyük şehirlerde ikamet eden bilhassa Rum, Ermeni, Süryanî ile çok az miktarda Yahudi tüccar-esnaf kimseler, gayet vahşi ve cebrî bir sûrette toplanıp sevkiyatı yapılarak, önce Erzurum Aşkale, bilâhare Ankara-Eskişehir arasında kurulan Sivrihisar’daki çalışma kampına gönderildi. 

Daha çok demiryolu inşaatında çalıştırılan bu insanların bir kısmı öldü, bir kısmı hastalandı, geri kalanların çoğu da mal-mülklerini adeta haraç-mezat satarak Türkiye'yi terk etmeye mecbur kaldı.

Bütün bu eziyet ve işkencelere maruz bırakılmalarının sebebi olarak, resmî ağızlar tarafından “Varlıkları, servetleri oranında vergi vermekten kaçınıyorlar” diye ifade edildi.

Gerçekte ise, iki ana sebep görünüyor: Birincisi, zayıf durumdaki bütçeye hazır para (mevcut bütçe miktarınca vergi) akışını temin etmek. İkincisi ise, Türkçülük perdesi altında, gayr-ı Türklere gizliden ve fakat reaksiyoner bir sûrette “Türk düşmanlığı” aşılanıyordu ki, bunlar Müslüman Türklere ebediyyen düşman olsunlar.

* * *

Varlık Vergisi meselesi, ilk kez Başbakan Şükrü Saracoğlu'nun 5 Ağustos 1942'de Meclis'te okumuş olduğu hükümet programında gündeme geldi. Saracoğlu, kurmuş olduğu yeni hükümetin ırkçı ve ideolojik ağırlıklı sosyal politikasını Meclis kürsüsünden şu sözlerle açıkladı: "Biz Türküz, Türkçüyüz ve daima Türkçü kalacağız. Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar ve lâakal o kadar bir vicdan ve kültür meselesidir. (...) Biz ne sarayın, ne sermayenin, ne de sınıfların saltanatını istiyoruz. İstediğimiz sadece Türk milletinin hakimiyetidir." (Faik Ökte, 'Varlık Vergisi Fâciası', Nebioğlu Yayınevi. İstanbul 1951)

Başbakan Saracoğlu'nun, konuşmasında ayrıca "yabancılar, karaborsacılar" diyerek ağır ithamlarla hedef tahtasına koyduğu kimseler hakkında, bir süre sonra Millî Şef İsmet Paşa da konuştu ve bu kesimi "soysuzlar" tâbiriyle niteleme bedbahtlığında bulundu. (29 Ekim 1942, Hipodrom’daki konuşma.)

* * *

Aynı dönemde yaşanan vahim bir başka gelişme şudur: Eylül 1942'de İstanbul Defterdarlığı görevine atanan Faik Ökte'nin naklettiğine göre, Maliye Bakanlığı, yüksek kazanç elde ettiği iddia edilen kimseler hakkında çizelge tutulmasını ve bu çizelgede Müslümanların M, “Azınlık” diye isimlendirilen gayrımüslim kimselerin G, dönmelerin ise D harfiyle işaretlenmesini talep ediyordu. (Age) 

İşte, 4305 sayılı Varlık Vergisi Kànunu, Meclis'te 11 Kasım 1942’de görüşüldü ve firesiz şekilde, yani oy birliği ile kabul edilerek derhal yürürlüğe konulmuş oldu; yakın tarihimizin bir kara lekesi mahiyetinde olaraktan...

Son bir not: Aslında “Azınlık” da hoş bir tâbir değil. Çünkü, bazı insanları aşağılama, yahut aşağıda görme mânâsını çağrıştırıyor. Bu sebeple, bunun İslâmın ruhuna da uygun düşmediği kanaatini taşıyoruz.

***

@salihoglulatif:

Bir Âdâb-ı Muâşeret yahut Görgü Kuralı: Topluluk içinde sizinle konuşan kişiyle aynı ses tonunu kullanmalı. Küçüğün büyüğe karşı daha yüksek ses tonuyla konuşması saygısızlık olduğu gibi, bir konuda size danışan kişinin ses tonunu aşan volümde cevap vermek de görgüsüzlük-nezâketsizlik sayılır.

Okunma Sayısı: 2488
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı