"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Vay size yazıklar olsun!

M. Latif SALİHOĞLU
21 Ocak 2016, Perşembe
Bütün samimiyetimizle ifade edelim ki, hak ve hakikat nâmına yapılan hiçbir tenkitten rahatsız değiliz ve olmayız.

İnsan hali, bizim de işlememiz muhtemel olan hata ve yanlışları gösteren, bunları düzeltmek maksadıyla ikaz ve ihtarda bulunanlara da minnettarız. Onlara her defasında teşekkürlerimizi sunuyor, “Allah razı olsun” diye de duâlar ediyoruz.

Bizi ve insan sıfatına sahip herkesi rahatsız eden tepkiler ise, tenkitle uzaktan yakından alâkası bulunmayan küfür, hakaret, tenzil, hatta yer yer tekfir edici garazkârâne salvolardır. Yani, kişinin bize karşı başka türlü bir garazı var, kendince bahane arıyor ve hemen ilk fırsatta saldırıya geçiyor.

Şimdi diyebilirsiniz ki: Canım, böyle aşağılık mahlûkların muzahrafatından ve çirkefçe sataşmalarından rahatsız olmaya hiç gerek yok. Üzülmeye değmez. Haklısınız. Lâkin, iş bununla sınırlı kalmıyor. Bizim dost bildiğimiz, kendilerine itibar gösterdiğimiz bazı kimseler, ne yazık ki, tutup o muzahrafâtı kendi hesaplarından beğenerek, duyurarak, paylaşarak, bunların bir cihette reklâmını ve taşıyıcılığını yapıyor.

İşte, bizi asıl üzen nokta budur. Yoksa, çirkefe taş atmaya ve pisliği üzerine sıçratmaya hiç gerek olmadığını gayet iyi biliyoruz.

* * *

Bu fevkalâde üzücü durum, tetikleme sonucu da olsa, esasında şunu gösteriyor: O dost bildiğimiz kimselerde de, bize karşı başka türlü garazlar var. Veya tarafgirlik damarıyla hareket ediyorlar. Peşin hükümlüdürler. “Teşeffi-i bilgayz” ile mukabelede bulunuyorlar.

Kendileri, zaman zaman insaflı tenkitlerde bulunmakla beraber, tarafgirlik saikasıyla olacak, insafsızların saldırısına kuvvet ve destek vermekte de bir beis görmüyorlar. Hatta, hoş görüyor olmalılar ki, bunlara çanak tutmaktan hiç imtina etmiyorlar.

* * *

Şimdi “çukur adamlar”ın bilumum şenaetlerini kendilerine aynen iade ederek, onların salvolarına zaman zaman çanakçılık yapan bazı dostların tenkit ve itirazlarına bakalım.

Bir kısmının âdeta tapınırcasına merbut hale geldiği siyasî iktidarı tenkit mahiyetinde bir-iki tane yazı yazıyoruz; bunlar hemen harekete geçerek lâflar saydırmaya, teessüf yağdırmaya başlıyor:

“Vay size yazıklar olsun!”

Tutup gündemi işgal eden bir-iki haber yayınlıyorsunuz; yine aynı hırçınlıkla mukabele ediyorlar:

“Yazıklar olsun size! Paralelcilere destek veriyorsunuz. Terör örgütüyle aynı dili kullanıyorsunuz.” Vesâire...

Bu türden itham ve isnatlar, aslında pek de yabancı gelmiyor. Özellikle 12 Eylül Darbesi sonrasında, ne anarşistliğimiz kalmıştı, ne komünistliğimiz, ne vatan hainliğimiz...

Çok şükür ki, zaman bu insafsızları yüzde yüz kat’iyyetinde tekzip etti de, zımnen de olsa tükürdüklerini yalamaya mecbur oldular.

Şimdi dönüp “Vaktiyle alkışladığınız o darbecilerin yüzüne tükürür müsünüz?” diye sorsan, “Tükürmeye bile gerek yok” diyecek.

Tükürmeye gerek yok belki, ama, kalbini kırıp döktüğünüz binlerce insanın hakkı, hukuku orta yerde aynen duruyor. Her ne ise...

* * *

Şimdi de, mecburiyet tahtında, henüz insafı kurumamış tarafgir dostlara açık çek vererek bazı soruları yöneltmek istiyoruz.

BİR: Yeni Asya’da yazı, haber veya yorum olarak çıktığı için sizin hiddetli tenkitlerinize hedef olan hangi konu var ki, sadece alkışlamayı bildiğiniz o siyasî iktidarın yine aynı konuda hem de “çifte sabıka”sı olmasın?

Yani, aynı konuda hem kimseyi dinlemeksizin “burnunun dikine” gidilmiş, sonra da tam 180 derecelik bir manevra ile U dönüşü yapılmış konular. 

Meselâ: Barzani ile olan münasebet. İlk seçildiğinde “Bir aşiret lideriyle asla görüşmem” diye başlayıp, zamanla tam tersi istikamette yapılan bir U dönüşü.

Kezâ, Ergenekon Dâvâsında, Gülen Hoca ve grubuyla olan münasebetlerde, “Kardeşim Esad” meselesinde, hücresini konforlu hale getirmekle övündüğünüz “İmralı” ile olan temas ve kişisel yaklaşımlarda, zalim İsrail ile olan ilişkilerde, PKK ile ilgili politikalarda, müflis “Çözüm Süreci”ne dair muammalı dönüşlerde ve sâire...

Yüreğiniz yetiyorsa ve de aklınız eriyorsa, haydi hayatî önemi hâiz bunlardan bir tek konuyu gösterin de, susturun bizi...

Gösteremediğiniz takdirde, asıl size yazıklar olsun ki, dün ak dediğinize bugün kara diyecek hallere düştünüz.

İKİ: Bu nasıl bir ruh haletidir ki, siyaset sarayınızdan kimin için “dost” fermânı çıkıyorsa, herkesin dost olmasını ve kime “düşman” damgası vuruluyorsa, yine herkesin bir anda düşman olmasını dayatabiliyorsunuz?

Kaldı ki, o fâsid kafa, dün dost dediğine bugün düşman, dün düşman ilân ettiğine de bugün hiç utanıp sıkılmadan kanki olabiliyor. 

Doğrusu bu bir fırıldaklık maharetidir ki, çok şükür bizde yok. Olmadığı için de, asıl utanması gereken ve “Yazıklar olsun” itabına mâsadak olan da biz değiliz.

Ayrıca, bu 180 derecelik dönüşlerin kitleleri etkilemesi ve yönlendirmesinin bir tür “sürü psikolojisi” olduğunu da hatırlatmış olalım. Yine çok şükür ki, hiçbir zaman kendimizi sürü yerine koymadık ve bu mantığın mengenesine girmedik, sıkışmadık.

ÜÇ: Bugün ülkeyi sancılandıran ve milleti huzursuz eden bilumum pürüz ve parazitler, ya aynı fâsid siyasetin eseri, ya da ortalıkta ne varsa hepsini halının altına süpürüp atmanın bir neticesi değil midir?

Yahu, on beş yıla yaklaşan, üstelik ezici çoğunluklu tek başına iktidar sorumluluğu kabak gibi orta yerde dururken, siz tutup hangi akılla, hangi vicdanla başkasını habire suçlayıp duruyorsunuz? Allah aşkına, şöyle bir defacık olsun, iğneyi iktidara batırmayı düşünmüyor musunuz? Haydi siz yapamıyorsunuz; peki, yapanlara karşı gösterdiğiniz bu tahammülsüzlük, bu saldırganca tavır neden?

Allah size önce akıl-muhakeme, sonra da insaf-iz’an versin.

DÖRT: Devletin adliye ünitesini aynı siyasî iktidar vaktiyle teröristlerin ayağına kadar götürmedi mi? Bu yönde sayısız denilecek kadar şirinlik arz eden beyanatlar verilmedi mi?

Bütün bunları tahattur edince, acaba kime “Yazıklar olsun!” demeli?

* * *

Ümit ederiz ki, her dönemde “Teröre lânet” okuyan ve her vesileyle “Terör örgütüne asla güven olmaz” diyerek idarecilere ciddî uyarılarda bulunan Yeni Asya’yı insaflı dostlarımız hiç olmazsa doğru şekilde anlamaya çalışırlar.

Şuna da inanıyoruz ki, “sürü psikozu”nun esiri olmamış dostlarımız, bize hiç de hak etmediğimiz itham ve isnatlarda bulunmazlar.

Ayrıca, şunu da temenni ederiz ki: Bizi dikkatle takip edenler, inşaallah “hiss-i zâhirî”nin de esiri olmazlar, haber ile yorumların mânâ, makam ve mahiyetlerini birbirinden tefrik ederler. 

(NOT: Gazeteler, yorum ve bakış açısından değil de, sırf yaptığı bir haberden dolayı muaheze edilirse, dünyada sağlam, suçsuz, sabıkasız bir tek gazete kalmaz. Aynı şekilde, gazetenin haberini görüp aynı gün aynı haberle ilgili neşredilen yazı/yorum kısmına bakılmazsa, buna da hakperestlik denilmez.)

* * *

Her şeye rağmen, biz yine de müsbet ve yapıcı mânadaki tenkitlere devam etmekle beraber, terörün her türlüsüne karşı, tam bir inanç ve kararlılık içinde devletin ve milletin yanında olduğumuzu âyân şekilde bir kez daha beyân ediyoruz.

Okunma Sayısı: 4047
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Niyazı ozen

    23.1.2017 00:36:00

    Latif abi Allah Razı Olsun.

  • Mehmet Türkoğlu

    21.1.2016 21:22:32

    Allah razı olsun Ağabey. İnşallah ifrat ve tefride sebebiyet verenlere bir ders niteliğinde olur.

  • demokrat

    21.1.2016 19:40:09

    Sevgili Toygar;"Menzil-i maksuda irişmek istersen,mısra-ı berceste kafidir."der, şair.Tashihe ve tavzihe muhtaç bir ifade kullanmadığım için "rezil"ifadesinin -varsa daha hafif mefhum-u muhalifi, zat-ı alinizden istirham ediyorum.Saygılarımla.

  • mehmet çaloğlu

    21.1.2016 14:15:26

    kalbimin dili ve eli olan YENİ ASYA nın değerli yazarları,ALLAH sizlerden ebeden razı olsun.Ne zaman içim sıkılsa içimizdeki ve dışımızdaki nadanlara bir cevap vermek için uykularımda bile hak ettiklerini söylemek istediklerimi aklımdan ve kalbimden geçirsem, bir bakıyorum ,matbuat aleminde RİSALEİ NURUN dili olan şanlı YENİ ASYAM benim adıma gereken cevapları usturuplu bir dille ifade ediyor.Ya RAB beni son nefesime kadar gazetem YENİ ASYA dan ve RİSALE-İ NUR dan ayırma. Amin.

  • Mustafa Altuntaş

    21.1.2016 13:52:50

    Muhterem Salihoğlu zamanında bizim çanaktan çorba içip karın doyuran stajyerliklerin bizlerin köşelerinde geçiren o kadar yanar dönerr varki 40 yıldır saysam saymakla bitmez Ancak bizimoralarda bir söz var vefasızlık için derlerki ekmeğinin tuzu yok kardeşim ne yapalım Yeni asya ve yazarlarınınm ekmağinin tuzu yok onun için bir zamanlar iki cümleyi bir araya getiremeyenler bu gazete sayesinde adam oldular dönüp şimdi sataşıyorlar ortalık çukur insanlarla dolu çukurlukta ölçü yok bu çukurların bir kuşak oncesş 1982 anayasında bizi suçladılar onlardan bir kuşak oncesi1074 affı ıle ilgili tutumuumzdan dolayı bizleri suçladılar ama zaman hep bizi haklı çıkardı dün bunları muhatp olarak almak bunlara değer verildiğizehabına kapılıulrlar onun içincevabul ahmakul sukut

  • Toygar

    21.1.2016 13:14:30

    Bir yorumcunun bir ifadesine katılmadığımı söylemek bana farz: Sevgili DEMOKRAT kardeşim, "Bizim tek eksiğimiz bu rezil topluluğu.." ifadesinde geçen "rezil" kelimesini ben kendime, sana, kardeşime, ihvanıma, velev ki günahkâr olsun, yakıştırmam. Yanlışlıkla söz klavyeden çıkmış kabul edip, düzeltmek lazım. Demokratlığın ve nurculuğun gereği budur kardeşim. "sözde dincilik" ifadesi de doğru değildir. Haddi aşmaktır. Gocunma, gücenme, biz bizi biliriz. Kendini bilmeyeni de Rabbimize havale ederiz. Aynı senin gibi düşünüyorum ve eminim ki pek çok konuda hem fikiriz, ifadeler hariç :) Selam ve hürmetlerimle.

  • DEMOKRAT

    21.1.2016 10:37:33

    Yeni Asya'nın muarızları hariçten değil ki...Adlarını,sanlarını,abiliklerini,yalakalıklarını,ihtilal şakşakçılıklarını bilmeyen var mı?Bizim tek eksiğimiz bu rezil topluluğu "din kardeşliği"hukukundan dolayı açık etmememiz.Artık şu vakıf mallarına konan,iktidar yağmalarına üşüşen,her devirde yağcı ve yalaka olan;sonra da bunları "sözde dincilik" adına pazarlayan bezirganları açıklayın gardaşım.Saygı ve dua ile...

  • Abdurrahman Cahit

    21.1.2016 10:35:59

    Ergenekon için "Bu işin savcısıyım" diyen ülke lideri şimdi o savcıları meslekten ihraç etti. Komşularla sıfır sorun diyorlardı, şimdi ise hepsiyle sorunluyuz. Ne diyorlarsa tersini yaptılar. Latif Ağabey eline sağlık. Allah razı olsun.

  • HÜSEYİN İLHAN

    21.1.2016 10:20:11

    Rabbim YENİ ASYA ve yazar ağabey-kardeşlerimizden razı olsun.Sizlerin RİSALEİ NUR HAKİKATLARINDAN aldığı güç-kuvvet ve HAK'kı üstün tutma gayretinizi bizler can-ü gönülden tebrik ediyoruz. İyi ki varsın YENİ ASYA iyi ki sizler yazarak hakikatleri haykırıyorsunuz YAZAR AĞABEY ve KARDEŞLERİM.

  • BOYACI

    21.1.2016 09:46:21

    Aldırma hakkın hatırı alidir.Anlamayanlar düşünsün ve ANLAMAK istemeyenler dert etsin. Ehl-i insaf er-geç anlayacaktır.Şap ile şekeri karıştıranlara bakma!

  • Garib Doğu

    21.1.2016 09:40:30

    Beynini siyasete yedirmiş,ruhunu kirletmiş,kalbini,vicdanını darmadağın etmiş nadanlar,içinde bulundukları kirli çamuru dışarıya yayıyorlar.Bu tiplerin vicdanı tefessüh etmiş,içleri çürümüş,kokuşmuş,etrafa fena koku saçıyorlar.Dağarcıkları boş, müspet sermayeleri tükenmiş,müflis insanlardır.Bunlar hislerinin zebunu,muhakeme fukaraları dırlar. Belki de iradeleri ellerinde değil. Maşa olabilirler.Bence bunları hiç kale almamak lazım. Bunlarla uğraşmaya değmez.Uğraşmak zaman israfıdır,boşuna vakit harcamaktır.En iyisi onları ahlaksızlıklarıyla baş başa bırakmaktır.Muhatap olunacaksa;mert,asil,medeni,haddini hududunu bilen,edepli insanlarla muhatap olunur.

  • Toygar (2)

    21.1.2016 08:54:14

    ... Ben dâvâm diyor, kendi başıma da olsa emin adımlarla yaşamaya gayret ediyorum, kimsenin ayağına basmadan, kimseye engel olmadan! Herkes kalıbınca muamele ediyor, çapı gereği hakaretlere başvuruyor. Duymuyorum, bakmıyorum. TV'de artık haber de izlemez oldum, çok şükür. Biliyorum ki bu dâvâ ne hor, ne öksüz! Ben dahil oldukça imanım ziyadeleşir, dâvâ yücelmez. O zaten hep ileride ve yukarıda! Şimdi yazacağım cümlenin içinde de insan yoktur, beşerin eli de yoktur: İyi ki varsın YENİ ASYA!

  • Toygar (1)

    21.1.2016 08:54:03

    Daha gidecek çok yolumuz var! Ama beraber, ama ayrı ayrı, bilemem. Fakat yol çok uzun, görebiliyorum! "Biz"den kastım, Risale-i Nur okuyucuları; her nerede bulunuyorsa ve kime tabi olmuşsa. Risale-i Nur bir ikram-ı ilahidir! Bu ikrama mukabil, elimizden gelen "hizmet" adı altındaki her ne ise, eğer ki hakikatten sudûr eder, baş göz üstüne; değil, nefsin vehametinden ileri gelir, zararı kişinin kendine! Böyle zor zamanlarda, kimsenin kimseye tahammül göstermeye neden bulamadığı ahir zaman şartlarında en ideal hâli sessizlikte buluyorum! Duymuyor, görmüyor, bakmıyorum! Çünkü, ne sesim yankı yapıyor, ne sedâm dinleniyor!

  • rıdvan ertuğrul

    21.1.2016 08:01:07

    Abi her zaman hislerimize tercüman oluyorsunuz,Allah sizden razı olsun,yar ve yardımcınız olsun inşaallah

  • Özdemiroğlu

    21.1.2016 07:36:39

    Latif Kardaşım; dide-i huffaşın işi ışıktan rahatsız olmaktır.Aldırma! Hakikatları haykırmaya devam.

  • Celal can

    21.1.2016 01:30:21

    Değerli latif bey, demokrasi,rahmetli adnan menderes daha sonra islam köyün bağrından çıkan Allah gani gani rahmet eylesin süleyman Demirel ile zirveye çıktı.rahmetlinin ölümünden sonra demokrasi en doğru şekilde anlaşılması için çabalayan acizane düşüncem yeni asyadır.AKP iktidarının başlarında kazım güleçyüzün "hormonlu büyüme "yazısı benim için hep özel bir yerde saklı.yeni asyanın anlaşılmak istenmeyişinin sebebi bir ucu dağda olan içeriğinde ne yazıkki demokrasi sözü geçen parti başkanın tutum ve söylemleri ve anarşi ve bozguncuların çirit atmasına sebep olacak kararları verenler.bir nebze hatalarından dönmeye çalışıyorlarsada bedelleri ağır olmuyor. Sizler müsterih olun. Diğer hükümete muhalif gazetelerle aynı çizgideymiş gibi görürseniz de "nasıl ki,şeytan ile melek-i ilham, kalp taraflarında mücaveretleri var ve füccar ve ebrarın karabetleri ve bir mesgende durmaları, zarar vermez "kaidesince...insaf ve vicdan sahipleri anlıyacaklarını Rabbimden niyaz ediyorum.

  • ahmet

    21.1.2016 00:36:12

    Allah razı olsun.Uzaktan atılan taş isabet etmezmiş.Bizim yakın bildiklerimizin attığı taşlar olmasa bizler hayli yol alırız.Ama ne büyük bir garabettir ki,EN büyük YENİ ASYA düşmanlığını onlarda görüyoruz.

  • talebe

    21.1.2016 00:23:00

    Allah razı olsun. bugun bizim icin yazıklar olsun diyenler insallah birgun utanacaklar. Tıpkı 12 eylulde netekim pasayi ulul emr ilan edenler, anap in pesinden kosanlar, bugun siyasal islam a fit olanlari tarih affetmeyecek insallah. siz dogruyu yaziyorsunuz hakkın hatirini gozetiyorsunuz, hiçbir hatıra feda etmiyorsunuz. yaziklar olsun diyenlerin gercek bir misyon ustlendigine en ufak bir ihtimal vermiyorum. yaziklar olsun diyenler insallah utanacaklar.

  • hasan Muharrem okur

    21.1.2016 00:20:16

    Allah razı olsun ,dualarımız sizinle

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı