"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yorgun milletin demokrasi sınavı

M. Latif SALİHOĞLU
03 Kasım 2015, Salı
Seçimler geride kaldı... Millet seçim yorgunuydu. Partiler, siyasetçiler seçim yorgunuydu.

Bir tek canlı, dinamik, zinde ve de zengin olan “devlet partisi” idi; yani, elinde devlet imkânını bulunduran ve bunu da sonuna kadar kullanan iktidar partisi...

Devletin yorgunluğu, zayıflığı veya parasızlığı söz konusu olmadığına ve olamayacağına göre, bu şartlarda kazanan tarafın “devlet partisi” olması gayet normal.

Kemalizmin vaktiyle devlete hâkim duruma gelip yıllarca milletin başına tebelleş olmasının öncelikli sebebi, bu milletin savaş yorgunu, fakir, perişan, zayıf ve takatsiz bir duruma düşmüş olmasıydı.

Taktikler arasında fevkalâde bir benzerlik var. İnançlar, düşünceler, dünya görüşleri farklı olsa da, metot hemen hemen aynı.

Evet, şu veya bu sebepten dolayı yorgun düşmüş bir topluma, devletin kuvvetiyle istediğini dayatabilir, ya da istediğin tarafa doğru onu yönlendirebilirsiniz. 

Tabiî, bu da bir yere kadar; yani, ilânihâye sürüp gitmez.

Demokrasi hassasiyeti

Seçimler öncesinde, kendi bakış açımıza göre gerekli yorum ve değerlendirmelerde bulunduk. 

Bundan sonrası ise, daha çok fiilen siyasetin içinde olanların yapacağı şeyler.

Biz yapılan seçimde bir parti tarafgirliği içinde asla olmadık, olmayız da. Özellikle bu son seçimde, en büyük hassasiyetimiz, hukuk, hürriyet ve demokrasi noktasında temerküz etti. 

Bundan sonra da aynı hassasiyet devam edecek.

Tarihte Faşizan Demokrasi Örnekleri

Seçimle iktidarı ele geçiren İttihatçılar, Meşrûtiyet devrinde Meşrûtiyetin canına okudular. Mutlakiyette olan “hafif istibdad”ı, bir “şiddetli istibdad”a çevirdiler. Osmanlı’yı da ateşe attılar.

Mussolini, İtalya’da seçimle başa geldi; baskıcı politikalarla faşizme doğru hızlı bir geçiş yaptı.

Hitler’in partisi de seçimle iktidara geldiydi; ama, Almanya ile birlikte dünyayı ateşe veren bir gaddarlığa imza attı. 

Bunlar zahirî sebepler kısmı; bir de kaderin fetvâsı ciheti var ki, o ayrı bir değerlendirmeye tâbidir.

Kriz, bomba, gerilim..., şut ve gol

Bu bölümde, geride kalan seçim sonuçlarına dair bazı görüşlerimizi de kısa ve net ifadelerle dile getirmek istiyoruz. Şöyle ki:

* * *

7 Haziran’dan 1 Kasım’a kadar olan süre içinde, seçimin sonucunu etkileyen faktörlerin başında şunlar geliyor: Önce, 7 Haziran’daki sonuç tablosunu beğenmeme. Hemen ardından, “Kriz, bomba, gerilim, kutuplaşma, çifte mitingler, şut ve gol” geldi.

* * *

Toplum, hiçbir seçim öncesinde bu derece gerilmiş değildi. Seçim döneminde 400’den fazla insanımız can verdi, en az bir o kadar da yaralandı. Gerginliğin şiddeti, toplumun kutuplaşma derecesini tayin eder. Krizi kontrol eden veya gerilimi yönlendiren cereyan, toplumun bir yarısını kentini taraf etmede başarılı olur.

* * *

Seçim öncesinde, bir çok alanda ölçümler yapabilirsiniz. Ekonomik durum, geçim derdi, işsizlerin tepkisi, dış politika başarısızlığı, vesaire...

Ama, hiçbir araştırma ile gerilimin, öfkenin, kutuplaşmanın derecesini net bir şekilde ölçemezsiniz. Bu duygu selinin kimi nasıl ve ne şekilde vuracağını, kimden neler koparacağını kestiremezsiniz.

1 Kasım seçimlerinin şaşırtan sonuç tablosunun önemli bir sebebi de budur.

* * *

Büyük Birlik, Saadet Partililer ve bu cereyanın Kürt versiyonu olan Hüdapar’lılar, 1 Kasım seçimlerinde AKP’yi destekledi. Bu husustaki tesbitimizi, geçen hafta “Millî Görüşçüler AKP’de birleşiyor” başlığıyla yazmıştık.

* * *

PKK, şurada-burada kazmış olduğu derin hendeklere, onunla fikir akrabalığı olan HDP’nin kendisi düştü. Bunu da, yine seçim öncesinde “PKK’nın bir kolu HDP’nin başarısızlığı için çalışıyor” cümlesiyle ifade etmiştik.

* * *

Mevcut muhlafet partilerinden hiç biri, mevcut iktidar partisine alternatif olamadığı gibi, tek başına iktidar adayı da olamaz. Meclis’e girebilen Halkçı, Türkçü ve Kürtçü partiler var. Bunlar, ancak bir ileri, iki geri standardıyla siyaset yapabilirler. 

Alternatif, ancak ve ancak eski DP-AP çizgisinde performans gösterebilecek bir siyasî yapılanmayla mümkün olur.

* * *

AA ve TRT ilk sonuçları AKP lehinde olarak yüzde 53.1’den başlattı. Sonra kademe kademe indirerek yüzde 49,5’e bağladı. Tarafgirlik, baştan sona had safhada oldu.

* * *

Demokrasi, 1 Kasım’da bıçak sırtında gidip geldi. Yapılan tercihlerin yarısına yakını vesayet, yarıdan biraz fazlası ise demokrasi hesabına geçti.

Çok az bir farkla da olsa şimdilik demokrasi kazandı; lâkin, görünen o ki bir süre daha vesayet hükmedecek. Şayet, şimdiye kadar yaptıkları, bundan sonra yapacaklarının teminatı ise...

Okunma Sayısı: 3539
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • vefa umurca

    3.11.2015 20:25:06

    tebrikler ağabeyciğim, sayın ışığın , beklediği hayırlı olsun kelimesini ben kullanıyım. hayırlı olsun. ancak bir kardeşimiz son iki yıldır gelişen müsibetlerin sayısı ve şiddetlerini kıyaslamış, adet bazında 2000, ölüm ve maddi zarar bazında yüzde yüze yakın. Kutlular ağabeyimiz boşunamı 8 ay hapis yattı, düşünün o inancı, duruşu bu günkülerin,hiçbirisi ve hatta cübbeli Ahmet önce söyledi kısa bir süre hapis sonrası ağzını bile bu konuda açmadı. Ama kader adalet etti. hoca efendiyede bu durum. Ancak, o inanan insanların mazlumiyetide , kemalıstlerin mazlumlarına yapılan zulümde de biz aynı yerdeydik,kemalist yaptılar 80 sonrasında komonistt....t yaptıkları gibi şimdide paralelci yaptılar. ama kader hepsine adalet ediyor. bunlara ise çok vahim şeyler olacak.

  • Mustafa ataş

    3.11.2015 19:52:41

    Süfyan F. çakmak birlikteliği devam mı ediyor?..

  • Garib Doğu

    3.11.2015 12:54:47

    Tercih siyasetin önemli bir parçasıdır. Doğru tercih siyasi istikametin temel unsurudur.Doğru tercih için dağarcığın zengin,sağlam argüman ve ölçülerle donanımlı olması gerekiyor.Siyasi cereyanların, doğru bilinmesine,tanınmasına ve hangi parti hangi akımın devamıdır tespit edilmesine şiddetle ihtiyaç vardır.Hükümetlerin zerrelerini fertler oluşturuyor. Zerreler sağlam olurlarsa,meydana getirecekleri iktidarlar da sağlam olu. Mustakim idareler şuurlu fertler tarafından teşkil edilir. Dinimizde idare, ehliyetli ve maharetli olanlara verilir. Maharet ile salahat birlikte olsa en güzelidir. Maalesef İslam aleminde bu doğru ve mustakim ölçüye riayet edilmediğinden,genelde idare, mahareti olmayan ehliyetsizlerin elinde kalıyor.İçtimai ve siyasi keşmekeşliklerin temel sebebi işte budur.Her konuda olduğu gibi,siyasi ve içtima-i konularında da toplumun doğru bilgilendirilmesi,sağlam ve şaşmaz ölçülerle donanımlı hale gelmesi gerekiyor ki doğru ve mustakim tercihler yapılabilsin.

  • M.Asıf Işık

    3.11.2015 11:24:26

    Aziz Dostum, Değerlendirmenizdeki bir çok hususa iştirak ediyor olmakla beraber bir kaç hususa itirazım var. 1- Seçimin ilk sonuçlarını YSK'nun web sitesinden aynı rakamları ben de almıştım. Hata -varsa- TRT nin değil YSK'nındır. Bu da gayet normaldir ki alınan ilk sonuçlardır. 2- Zat-ı Aliniz de, Fakir de aynı toprakların çocuklarıyız. Oralarda olan-biteni biliriz. Eline silah alıp bununla devlete kafa tutup namlusunu millete, güvenlik güçlerine ve karşısına çıkan herkese doğrultanı ne yapmak gerekir. Terör örgütü bugüne kadar yapılan seçimlerde tehditle oy devşirmedi mi? Oradan gelecek tehdidi bertaraf etmek gerekmez mi? Bu devletin görevi değil mi? 3- Temenni ettiğimiz neticeyi alamadık maalesef. Biz vazifemizi yaptık hamdolsun. Milli irade böyle tecelli etti. Meyelan-ı amme muhteremdir. Seçimin neticesi ne olursa olsun hiç olmazsa bir hayırlı olsun temennisi beklerdim sizden. Selam ve hürmetler.

  • Abdurrahman KOÇAK

    3.11.2015 08:56:02

    İktidar tarafı ne kadar haksız ve adaletsiz davrandığı malum fakat muhalefet tarafındanda ciddi bir muhalefet yapılmadı ve yapılmıyor Türkiyede kontrollü bir siyaset yapılıyor...Hadisye birde bu cihetten bakılmalı...

  • Kemal

    3.11.2015 08:50:21

    Bediüzzamanın şu kısa kelamındaki "icazı" şimdi sanki aynelyakin müşahede edebiliyor insan "Ekmeksiz yaşarım hürriyetsiz yaşayamam". Hürriyet ise imanın hassası.Demek Allahü Tealaya cc. olan iman bazı kimselerde inkişaf edememiş ve kavi de değilse "ekmek"(hususan günümüzde zehirli malayani medeniyet fantaziyeleri,metaları,heva-i nefs) hürriyetten önce gelebiliyor.İslam,iman,ilim,takva,amel-i salih,sünnet-i seniyyeye ittiba,medeniyet ne yazık ki "ekmekler" için rüşvet veriliyor. Peki çözüm nedir?Şu zamanda Kur'an ve Sünnet-i seniyyeyi sağlam ve güzel yaşayabilmek için bol bol Risale-i Nurları okumak ve yaşamak.İman-takva-amel-i salih,ihlas.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı