"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Huzur ve şükür sorgulamaları

M. Said ZEKİ
28 Mayıs 2018, Pazartesi
Aziz Dostum! Sevgili Yol Arkadaşım!

Bizi iki bin on sekiz yılının Mayıs ayında, güzel bir bahar sabahına uyandıran Rabbimize sonsuz şükürler olsun. O Rabbimiz ki; bizi yokluk karanlıklarından, maden, bitki ve hayvan mertebelerinden daha yükseklere; insaniyet derecesine yükseltti.

Sağlıklı bir bedenin yanı sıra, hayat yolunda bize lâzım olacak duyu, duygu ve cihazlarla da donattı. İnsaniyet-i Kübra olan İslâmiyet nimetini lütfetti. İki cihanda huzurlu ve mutlu olalım diye kitaplar ve elçileriyle mutluluk formüllerini bildirdi ve bizi uzun bir sefere çıkardı.

İNSAN GARİP BİR YOLCUDUR !

‘Yolculuk ise, âlem-i ervahtan, rahm-ı maderden (anne karnından), sabavetten (çocukluktan), ihtiyarlıktan, dünyadan, kabirden, berzahtan, haşirden, sırattan geçer bir uzun sefer-i imtihandır.”(Sözler, s. 35)

Yolculuk esnasında imtihan gereği; çeşitli olaylarla, sıkıntı ve zorluklarla karşılaşıyoruz. Zayıf, aciz ve fakir olduğumuz için hemen feryada başlıyoruz. Aceleciyiz, sabırsızız, bize verilenleri bir anda inkâr edip, yaptıklarımızı başa kakıyoruz. Bize verilenleri unutup, ‘niye daha çok vermedi’ diye şikâyet ediyoruz. Dünyada ‘garip bir yolcu gibi’ davranmamız gerekirken; yolculukta olduğumuzu unutup dünyaya kök salmaya çalışıyoruz.

NE KADAR DA AZ ŞÜKREDİYORSUNUZ!

“Ey Resûlüm! De ki: Sizi yaratıp varlık alanına getiren, size işiten kulaklar, gören gözler, anlayan gönüller veren O’dur. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!’ (Mülk Sûresi-23) 

Sayısız nimetlere karşılık Rabbimizin bu sitemi bize bir şeyler hatırlatıyor mu?

Bizim sahip olduklarımızla, öksüz ve yetim olarak büyüyen, Rabbimizin Habibim buyurduğu, Efendimiz’in (asm) ve aile fertlerinin sahip olduklarını, ara sıra, kıyaslamamızda fayda var. Dileseydi dünyanın en zengini olabilecekken, bir garip yolcu gibi yaşayan Efendimiz (asm)!

Onların zirvesini yaşadıkları; kanaat, sadelik, ahlâk, itaat, hürmet, iffet, hayâ, güzel huy ve ibadet konusunda; kendimizi bir karşılaştıralım. Şikâyet ettiklerimizden mahcup olacağımız kesin. 

Bize mutluluk getirmesini bekleyip servet yatırdığımız evimizi, eşyalarımızı, gıdalarımızı, öğünlerimizi karşılaştırmamız; ne kadar büyük bir servete sahip olduğumuzu da ortaya çıkaracaktır. Öyleyse önce şikâyetten vazgeçelim, sonra da şükür iklimlerine kanat açalım.

SAVAŞ MAĞDURLARINI UNUTMA!

Montesquieu, ‘Mutluluğun varılacak bir istasyon değil, bir yolculuk biçimi olduğunu’ söyler. Öyleyse yolcu olduğumuzu unutmadan, yolculuğumuzu sabır ve şükürle güzelleştirelim.

Bukowski’ye göre; “Mutlu insanlar; her şeyin en iyisine sahip olanlar değil, sahip olduklarını kaybetmeyecek kadar çok sevip, kıymetini bilen ve şükredenlerdir.”

Meşhur ifadeyle; ‘Çorabım yok diye üzülme, ayakkabısı olmayanı düşün! Ayakkabım yok diye üzülme, ayağı olmayanı düşün ve haline şükret!’ Savaş mağdurları kuru bir ekmek bulamazken; zengin iftar sofralarımızı ve şikâyetlerimizi yeniden gözden geçirelim. ‘Allah verdiği her nimetin hesabını soracaktır’.

RUH BAKIM ATÖLYESİ: RAMAZAN!

Zaman geçtikçe duygularımız, ilişkilerimiz, düşünce ve tavırlarımız da zayıflayabiliyor. Yukarıda sayılan karşılaştırmaları yaparken, elbisemize, saatimize, cep telefonumuza, bilgisayarımıza, arabamıza, ev eşyalarımıza verdiğimiz değerin; en azından yarısı kadar, iç dünyamıza, huzurumuza sevdiklerimize değer vermemiz gerektiğini; ruhumuzun, ailemizin, evliliğimizin de bakıma ihtiyacı olduğunu fark edeceğiz.

Kendimize bir iyilik yapabiliriz! Mübarek Ramazan günlerini bir fırsat bilip ‘kendimizi ve çevremizle ilişkilerimizi’ bir bakıma alabiliriz. Yaratıcımızla aramızın O’nun istediği gibi olup olmadığını gözden geçirebiliriz. Şimdi güzel bir nefis muhasebesi yapmanın tam zamanıdır aziz dostum!

“İKİ GÜNÜ EŞİT OLAN ZİYANDADIR”

Bu bakım günlerimizde yukarıdaki kıyasın yanı sıra; “iki günü eşit olan ziyandadır” hadisi bize rehber olsun. Kur’ân hakikatleri ışığında, iyiye, doğruya, güzele yolculuğumuzu da gözden geçirelim. Varsa eksiklikleri tamamlamak, arızaları tamir etmek, iyileri muhafaza etmek ve arttırmaya çalışmak çok faydalı olacaktır.

“YAŞAMAYA ZAMAN AYIRIN”

“Yaşamaya zaman ayırın; zira zaman bunun için yaratılmıştır. Çalışmaya zaman ayırın; başarının bedeli budur. Düşünmeye zaman ayırın; güçlü olmanın kaynağı budur. Çevrenize, nazik davranmaya zaman ayırın; mutluluğa giden yol budur. Etrafınıza bakmaya zaman ayırın; günler bencilliğinize yetmeyecek kadar kısadır. Gülmeye zaman ayırın; ruhunuzun müziği budur. Terbiyeli olmaya zaman ayırın insan olmanın sembolü budur.” (Goethe.)

Hayat yolculuğunuz huzurlu, şükürlü ve bereketli olsun aziz dostlar!

Okunma Sayısı: 1793
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı