"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Can Dündar’ın saçları çok uzun, hapse atılmalı

Mehmed KILIFOĞLU
02 Aralık 2015, Çarşamba
​Dünyadaki gelişmeler, Türkiye’deki gelişmeler derken gündem çok yoğun. Bazen bugün hangi konuyu yazalım diye konu seçmekte zorlanıyoruz.

Bugün, Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmasını tartışalım. Aşağıdaki bilgiler yorumsuz ve katkısız olarak “vikipedi”den alınmıştır.

Can Dündar 29 Mayıs 2015 tarihinde Cumhuriyet’te, Suriye’ye gönderilen MİT TIR’ları ile ilgili ‘İşte Erdoğan’ın yok dediği silahlar’ başlığıyla manşetten haber duyurdu, ardından bu haberlere yayın yasağı getirildi. Aynı gün Can Dündar’a ‘devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme, siyasî ve askerî casusluk, gizli kalması gereken bilgileri açıklama, terör örgütünün propagandasını yapma’ suçlarından, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldı. 

Birkaç gün sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bu haberi yapan kişi bunun bedelini ağır ödeyecek öyle bırakmam onu” dedi. Can Dündar, 26 Kasım 2015’te tutuklu yargılanmak üzere cezaevine götürüldü.

Yukarıda konuyla belirtilen suçlamalar açık. 

Can Dündar, devletin güvenliğine ilişkin bilgileri kendisi mi temin etmiştir? Yani tırın tepesine çıkıp görüntüleri kameraya kendisi mi çekmiştir? Bu bilgiler zaten savcılık dosyasında mevcut

Siyasî ve askerî casusluk; Bir haberi gazetede alenî olarak basmakla, başka bir kimlikle gizli bir iş yapmak olan siyasî ve askerî casusluk arasında nasıl bir bağlantı kurulabiliyor, bunu anlamak da güç. Birinde alenî olarak ilan ediliyor, diğerinde gizli iş tutuluyor. 

Gizli kalması gereken bilgileri açıklama; Yahu kardeşim bu tır olayını Türkiye’nin ve dünyanın en az yarısı biliyordu. Hangi gizlilik?

Terör örgütünün propagandasını yapma; Bu haberi gazetede basarak nasıl terör örgütü propagandası yapılabiliyor, onu da anlayabilmiş değilim.

Erdoğan’ın kendisi diyor, “bu silahlar Bayırbucak Türkmenlerine gidiyor” diye. Silahlar gerçekten Bayırbucak Türkmenlerine gidiyorsa, Can Dündar’a, hükümetin bedavadan reklamını yaptıkları için teşekkür plaketi vermeleri gerekmez mi?

Tırdaki mühimmatın Bayırbucak Türkmenleri ya da muhaliflere gittiği belli. Kardeşim, her gün başka ülkenin uçaklarının kan kusup, çoluk çocuk, genç yaşlı demeden insan öldürdükleri bir coğrafyada, bu cinayetleri işleyenler korkmuyor da, siz neden korkuyorsunuz? Siz yanlış yaptığınızdan korkuyorsunuz da, diğer ülkeler çok mu doğru işler mi yaptı? Tencere dibin kara, senin ki benden kara. Biz hükümetin Suriye politikasını eleştirirken, ateşe odun atılmasın diye eleştirmiş, çözüm Suriye’deki herkesin silahlandırılması değil, demiştik. Bugün dünya bizim dediğimiz noktaya geldi. Hükümetin politikaları Suriye ateşine odun attıysa, diğer muhatap ülkeler benzin döküp daha beterini yaptı. Yani kimse kimseyi suçlayabilme noktasında değil. Her gün uçaklarıyla farklı bir yeri bombalayan, yardım tırlarını vuran ülkeler, sizi neyle suçlayabilir?

Hiçbir haberin yukarıdaki suçlamalara mesnet olabileceğine inanmıyorum, ama bir an için bir haberin yukarıdaki suçlamalara konu olduğunu düşünelim. Öyle olsa bile Can Dündar, bu haberi için belki iki yıl önce suçlanabilirdi, ama bugün gelinen noktada, her gün yapılan bombardımanları, Akdeniz kıyısına yerleştirilen S-400’leri görünce, tırın içindekiler de, tırın haberi de, beyzbol sopasının yanında adeta kibrit çöpü gibi kalıyor. ABD de, Kürt YPG güçlerine eğit donat ve silah yardımı yapmadı mı? Bugün Suriye’deki Kürt güçleri kazma kürekle, IŞİD de sapan ve sopayla savaşmıyor, son moda Batı silahları ile savaşıyorlar. Yani herkes bir şekilde bir yerden silahlanmış. Dolayısıyla Can Dündar için yapılan suçlamalar, bugünün şartlarında suç olamaz. İlla ki Can Dündar’ın hapse atılması kararlaştırılmışsa daha ciddi bir şeyler bulunmalıydı. Mesela, Can Dündar’ın saçları çok uzun. 54 yaşındaki bir adamın saçlarının bu kadar uzun olması devlet üst yönetiminin göz zevkini bozabilir. Saçlarının yeni hükümet kabinesinin saçları gibi “alaburus” olması gerekirdi. Buradan yürüyebilirler bence. 

Can Dündar’ın mahkemesinde kararı verecek hakim, Erdoğan’ın, “Bu haberi yapan kişi, bunun bedelini ağır ödeyecek öyle bırakmam onu” sözünden sonra vicdanı ile bir karar alabilir mi? Veyahut aldığı kararın vicdanî olduğuna kim inanabilir?  

Can Dündar’ı kişisel olarak hiç tanımam, bilmem. Fakat tanıyıp bildiğim bir şey var ki, siyasî iktidarın gücü, ancak savunmasız gazeteci ve yazarlara yetiyor.

Okunma Sayısı: 1710
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • serdar

    2.12.2015 15:11:37

    bakın terör gruplarına .... ellerinde kaleşinkov tüfek veya bixi tüfek. kim üretiyor. çin ve rusya bugüne kadar hiçbir dünya lideri çin ve rusya ya siz terör örgütlerini silahlandırıyorsunuz demedi. diyemedi.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı