"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

24. dönem biterken...

Mehmet KARA
18 Nisan 2015, Cumartesi
7 Haziran’dan sonra siyasete veda etmeye hazırlanan, altı dönem milletvekili, 6 hükümette devlet bakanlığı ve başbakan yardımcılığı görevlerinde bulunmuş Meclis’in en tecrübeli milletvekillerinden olan Meclis Başkanı Cemil Çiçek, gazetelerin Ankara temsilcileri ve parlamento muhabirleri ile kahvaltıda bir araya geldi ve Meclis’in 24. dönemini değerlendirdi.

Gazetemizi temsilen katıldığımız Çiçek’in basın toplantısından kısa notlar aktaralım:

2.5 saate yakın süren toplantıda 95 yıldır Meclis arşivlerinde muhafaza edilen yakın tarihin gizli kalmış bilgi ve belgelerinin içinde olduğu şimdilik üç cildinin hazırlandığı İstiklâl Mahkemeleri kitaplarını tanıttı. “Amacımız bir ölçüde tarihî bir dedikodu malzemesi olmaktan çıkarmaktır” diye konuşan Çiçek’in şu ifadeleri de dikkat çekiciydi: “Öncelikli olarak asker kaçaklarının önlenmesi için kurulmuştur. Bugünün şartlarında değerlendirmek zor, bugünün kolaycılığı ile geçmişi suçlamak, ahlâkî ve insaflı tutum olmaz. Dönemin şartlarını iyi bilmek gerekiyor. İhtiyaca binaen bu mahkemeler kurulmuştur. Amacımız geçmişimizde yaşanan olayları bir tartışma malzemesi, bir suçlama malzemesi haline getirmek değildir…”

Burada şunu söylemek lâzım. Bu dönem her yönleriyle tartışmalıdır. Karanlık dönemlerden birisi aydınlanırken o dönemdeki yöneticilerin hataları rahatlıkla dile getirilebilmelidir. Bundan kimse gocunmamalıdır.

Avrupa Parlamentosu’nun (AP) sözde Ermeni Soykırımı tanıyan kararını da sert şekilde eleştirirken Çiçek, “Bu talihsiz kararı yok hükmünde kabul ediyoruz. Haksız ve insafsızca, ön yargıya dayanan bir açıklamadır” dedikten sora bu kararın olumsuz gelişmelere gerekçe olarak kullanabileceği ikazında da bulundu.

Üçüncü olarak da Meclis’in 24. dönemi ile ilgili bilgiler veren Çiçek, Meclis’e yapılan başvurulardan, komisyonların çalışmalarına, Meclis’te uygulanan akreditasyondan, başkanlık sistemine kadar bilgiler verdi, soruları cevaplandırdı. Çiçek’in üzerinde durduğu en önemli konulardan birisi 24. dönemde yeni anayasa yapma fırsatının kaçırılmış olmasıydı. Binlerce görüş, öneri ve teklif gelmesine rağmen Meclis’in yeni anayasayı yapamadığını söylerken, seçimlere girerken yeni anayasa konusunda partilerin taslaklarını milletin önüne koyması gerektiğini vurguladı.

1982 anayasanı tarif ederken, “Bu anayasa kavga çıkarmaya müsaittir” diyen Çiçek’in yeni anayasa çalışmalarında başarılı olunamamasından üzüntü duyduğu belli oluyordu.

Meclis’in kanun yapma konusunda “başarılı sayılabilecek” bir dönem geçirdiğini aktaran Çiçek’in, çıkan kanunları uygulamada sorunlar yaşandığının altını çizdi. Çiçek’in başkanlığı döneminde en çok şikâyet ettiği konuların başında grup toplantılarının adeta bir miting havasında geçmesi. Bunu defaatle söylemesine rağmen bir türlü düzelemedi. Çiçek’in bu konuda verdikleri örnekler de hem dikkat çekiciydi hem de eleştirisini anlatması bakımından anlamlıydı. Meclis’e yakın bir meyve ve sebze pazarını kastederek, “24. Dönem parti grup toplantıları bazen Ayrancı Pazarı’na ve icra dairelerindeki müzayede dairelerine döndü” demesi gülüşmeler yol açtı. 

“Size bir manşet vereyim” diyerek, “Bu Mecliste bir evlenme merasimi yapmadığımız kaldı. Meclis’te bir de nikâh kıyamadık” diyerek bu şikâyetini dile getirdi.

Çiçek’i gelecek dönemin (25. dönem) Meclis’in hukukun daha çok hatırlandığı bir dönem olmasını arzu ettiğini söylemesi de dikkatlerden kaçmadı.

Yöneltilen birçok soruya geniş izahatlar veren Çiçek’in başkanlık gibi konuları yüzeysel geçmesi de gözlerden kaçmadı. Şahıslar üzerinden yapılan tartışmaların yanlışlığına işaret etmesi dikkat çekiciydi. Eski cumhurbaşkanlarından Özal ve Demirel’in de başkanlık sistemini gündeme getirdiğini o dönemde de konular ve ilkeler üzerinden değil de, kişiler üzerinden tartışmanın yapıldığını ve sağlıklı bir tartışmanın yapılamadığını anlattı.

* * *

24. dönem Meclis’i eğer yeni anayasayı yapabilmiş olsaydı “hayırla” yad edilecek ve bugünkü tartışmalar yapılmayacaktı. Ama olmadı, yapılamadı. Bu da 24. dönemin eksi hanesine yazılan bir durum oldu.

Bu yüzden 24. dönem Meclis’i yaralanmalı kavgalarıyla, çıkardığı tartışmalı torba kanunlarla, Risale-i Nurların devlet tekeline alınması, MİT Kanunu, dershanelerin kapatılması, sulh ceza mahkemeleri kurulması, Saray’a örtülü ödenek verilmesi, dört bakana Yüce Divan’dan kurtarılmasıyla hatırlanacak ve bunlar eksi hanesine yazılacaktır. Ve bu haliyle de tarihteki yerini alacaktır.

Ümit ediyoruz ki, 25. dönem hürriyetlerin genişlediği, demokrasinin daha ileri seviyelere taşındığı kanunları çıkacağı bir dönem olur. Bunun başında da yeni bir anayasa geliyor elbette… 

Ancak, şu anda “yeni anayasa” sağlıklı bir ortamda tartışılmıyor. Hep “başkanlık” üzerinden tartışılıyor. Başkanlık tek başına demokrasiyi ve hürriyetleri genişletmez. İnsanı önceleyen devleti hizmetkâr olarak kabul eden bir anayasanın ön şartı başkanlık değildir.

Evet, “24 dönem Meclis’i nasıl bilirsiniz?” diye bir soru sorulursa “pek iyi bilmezdik” diyenlerin çok olacağına şüphe yok. Çiçek’in de 24. dönem Meclis’in çalışmalarından şikâyetleri bunları bir bakıma gösterdi.

Geçen haftaki bir yazımızda sorduğumuz soruyu tekrarlayayım: Peki, siz nasıl bilirdiniz?

Okunma Sayısı: 1705
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı