"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

AB neden savsaklanıyor?

Mehmet KARA
25 Haziran 2016, Cumartesi
Türkiye hızla AB hedeflerinden de, AB’den de uzaklaşıyor.

Avrupa Birliği’ni sadece bir ekonomik birlik olarak görülmesi hatalı ve sakat bir bakış açısıdır. Böyle bakılırsa AB içinde yaşanacak her ekonomik sıkıntıda “girmemenin ne kadar önemli olduğu” söylenir ve milletin AB’den soğumasına yol açar.

Oysa AB’ye bir medeniyet, demokrasi ve hürriyet projesi baktığınızda ise Türkiye’nin AB’ye girmesinin ne kadar da önemli olduğu ortaya çıkar.

Kaldı ki, AKP hükümetlerinin ilk yıllarında yaptığı AB uyum yasalarında ülkenin hürriyetlerinde ve demokraside gelişmeler yaşandığını biliyoruz. Müzakere tarihi alınması bütün Türkiye’de memnuniyet ve sevinçle karşılanırken, gündüz vakti dahi havaî fişekler atılırken, ilerleyen yıllarda hükümetin AB’den uzaklaşması ya da savsaklaması ile hürriyetlerin ve demokrasinin ne kadar gerilediğine de şahit oluyoruz. Avrupa Parlamentosu Parlamenterler Meclisi’nin “Türkiye’de demokrasi tehdit altında” tesbiti de bunu gösteriyor. Yani, ne zaman ki AB’ye bakış şaşı olduysa hem AB’den uzaklaştık, hem de demokrasi ve hürriyetler konusunda geri kaldık.

AB’nin Türkiye’yi 1959 yılından beri oyaladığı söylenebilir. Ancak Türkiye müracaat tarihinden sonra 1960, 1980 darbelerini yaşamış, 1971 muhtırasını, 28 Şubat postmodern darbelerini görmüş bir ülke. Sonrasında ise “darbe” ihtimalleri hiç bitmedi. Bu durumda bir demokrasi projesi olan AB’ye, Türkiye’nin üye olarak alınması zaten beklenemezdi. Almazlardı da... 

Türkiye’ye müzakere tarihi verilmesinden sonra demokrasi ve hürriyetlerin ileri gideceğine geri gitmesi, hem fasıllarının açılmamasına, hem de AB’nin Türkiye’ye negatif bakışına sebep olmuştur, olmaya da devam etmektedir. Bu AB ilerleme raporlarına da yansıyor. AB müktesebatına uyum amacıyla getirilen birçok gelişme, son yıllarda heba edilmiş görünüyor. AB üyeliği konusunda yıllarca verilen mücadeleler neticesinde sağlanan ilerlemeler de bir bir geri gidiyor.

Her fırsatta AB’ye kafa tutmanın, rest çekmenin yaşandığı bir ortamda da fasılların açılması ya da Türkiye’nin AB yolunda bir adım daha ilerlemesi söz konusu olmaması da tabiidir. 

34 yıl önce yapılmış darbe anayasasından Türkiye’nin henüz kurtulamamış olması karşısında AB’ye söylenecek söz kalmıyor.

2005 yılında tam üyelik müzakere tarihi almamıza rağmen, sonraki yıllarda, “AB üye yapmazsa biz de Ankara Kriterleri ile yola devam ederiz” sözü ile, sonrasında “Alırlarsa alırlar almazlarsa almazlar” şeklindeki sözlerin dillendirilmesi, Türkiye’yi bu projeden geri bırakıyor. Hele hele AB olmazsa Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan’ın oluşturduğu Şanghay İşbirliği Örgütü’ne girilebileceğinin söylenmesi ilişkileri adeta dondurma noktasına kadar getiriyor.

Oysa müzakere tarihi alındığı günlerde, “Türkiye’ye müzakere tarihi verildikten sonra İslâm ile demokrasinin bir arada nasıl olduğunun en güzel örneği görülmüş olacaktır” deniliyordu, şimdi neden bu projede ayak direniyor? Aslında şunu söylemek lâzım. Şu anda iktidarda olan siyasî anlayış, AB’ye sıcak bakmayan bir görüştür. Ne kadar AB yanlısı görülseler de kafanın arkasındaki bu düşünce zaman zaman ortaya çıkıyor.

AB meselesi günlük siyasî tartışmalarla ya da AB içindeki bazı yöneticilerin sözleriyle değerlendirilecek bir proje olmamalıdır. Çünkü, Rusya’ya “tezek yakarız” resti çekenlerin şimdi turizm alanında sıkıntı yaşanınca mektup diplomasisi başlattığını da unutmayalım. Kaldı ki AB projesinin yanında küçük bir ayrıntı olmasına rağmen geri adım dahi atılabilmektedir. 

Şimdi çıkıp, “AB müzakereleri için referanduma gidebiliriz” ya da birbiriyle alâkasız “Toprak bütünlüğümüz AB’den daha önemlidir” cümlelerle rest çekilmesi AB’yle müzakere için bir ilerleme sağlamayacak, tersine süreyi daha da uzatacaktır. Hele hele önümüzdeki hafta AB’ye tam üyelik için önemli bir faslın açılması için AB Bakanı Çelik’in görüşmeler için Brüksel’e gitmeden önce bunun söylenmesi de hatalı olmamış mıdır?

Türkiye bu projeyi günlük siyasî polemiklere kurban etmemelidir. AB’ye “girmeyiz” resti çekmenin kimseye bir faydası yoktur.

Okunma Sayısı: 2066
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı