Vaatlere bakıldığında 7 Haziran öncesi yapılan vaatlerin üzerine pek bir şey konulmuş değil. Genellikle vaatler 7 Haziran seçimlerinde olduğu gibi ekonomik konularda. Bu da gösteriyor ki, ülkenin ekonomisi pek de iyi değil. Milletin cebine girenlerle geçinmesinin zor olduğu da anlaşılıyor. Memur, emekli, işçi zor durumda döviz tarihin en yüksek rakamlarında.

***

HİÇBİR SAYESETİN HADDİ DEĞİL

Seçimlere girerken partilerin seçim şarkılarının tartışma konusu olması da ilginç. Öncelikle şunu söyleyelim. Bu ülke ne çekmişse, dinin ve dinî değerlerin siyasete alet edilmesinden çekmiştir. Din siyasete alet edildiğinde bundan en büyük zararı dinimiz görmüştür. Bediüzzaman bu konuda şu ikazlarda bulunmuştur: “Hakikat-i İslâmiye bütün siyâsâtın fevkindedir. Bütün siyasetler ona hizmetkâr olabilir. Hiçbir siyasetin haddi değil ki, İslâmiyeti kendine âlet etsin.” (Hutbe-i Şamiye, 147) 

Türk siyasî hayatına bakıldığında bu ikazlara kulak asılmayan birçok hadise yaşanmıştır.

En son olarak da, bir seçim şarkısında buna şahit olduk. AKP’nin bayramdan önce yaptığı ve adaylarını tanıttığı toplantıda bir seçim şarkısını da kamuoyuna sunmuştu. “Haydi Bismillah” isimli seçim şarkısını ilk duyduğumuzda “bu kadar da olmaz” demiştik. Çünkü, seçim şarkısını bir kadın ve bir erkek seslendirirken Ankara’nın en büyük kapalı salonundaki seyirciler tempo tutuyor, halay çekiyorlardı. Bu durum hiç hoş ve kabul edilebilir bir durum değildi. Nitekim, CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, “halkın dinî, manevî duygularını istismar etmeye yönelik olduğu” gerekçesiyle YSK’ya başvurdu ve yasaklanmasını talep etti. YSK’da  itirazı yerinde bulup AKP’nin şarkısını seçimlerde kullanılamayacağına karar verdi. Mevcut anayasaya göre seçimlerle ilgili YSK’nın kararı kesin. Buna rağmen AKP’den itirazlar yükseldi ve YSK’yı eleştirdiler.

***

YSK KARARLARINA UYMAMAK…

Burada milleti asıl şaşırtan da, şu anda Cumhurbaşkanı başdanışmanı olan ve uzun süre Adalet Bakanlığı da yapan Bekir Bozdağ’ın YSK’nın bu kararına verdiği tepki oldu. 

Sosyal medyada, “CHP sayesinde seçimde besmele yasak” diyen Bozdağ, “CHP, besmelesiz kampanya yapabilir. Ama biz seçim kampanyamıza ve her işimize “Haydi Bismillah’ diyerek başlamaya devam edeceğiz” diyerek YSK’nın kararını bir bakıma tanımayacaklarını açıkladı. Peşinden de, “Kampanyamızda da bunu kullanacağız. Ne ceza veriyorlarsa da onu göreceğiz” demesi de şaşırtıcıydı.

Bu sözün ardından şimdi başka bir parti çıkıp “Biz de YSK’nın şu kararını uygulamıyoruz” dese bir karmaşa olmaz mı?  İktidardaki bir parti “YSK kararlarına uymayacağım” derse diğer partilerin herhangi bir karara uymamasına itiraz da edemez. Değiştirilmesini istesek de, ihtilâl anayasası desek de, anayasaya uyumlu kanunlara ve anayasaya uymak gerekiyor. 

Kaldı ki, şimdi “Haydi Bismillah”ın seçimlerde kullanamayacağı kararına tepki gösteren AKP’nin geçmişte “Tamam İnşallah” afişlerine de karşı çıktığı orta yerde duruyor. 

2009 mahallî seçimlerinde, Şanlıurfa’da bağımsız belediye başkanı olan Ahmet Eşref Fakıbaba’nın (Şimdi AKP adayı) bilboardlarda “Tamam inşallah” sloganını kullanması üzerine, AKP,  YSK kararlarında “Türk Bayrağı, dini ibareler bulundurulması yasak olduğu” belirtilirken “Tamam İnşallah”ın yasaklanmasını istemişti...

*** 

ÜÇ YANLIŞ BİR ARADA!

İşin siyasî boyutu bir tarafa dinin ve dinî değerlerin siyasette kullanılması yanlıştır. Meselenin “Bismillah’a karşı olmak” olarak değerlendirilmesi de yanlıştır. Zira, toplantıda gördük ki, şarkı söylenirken, halay çekenler, alkış tutanlar oldu. Son yanlışta, bir Adalet eski bakanının YSK’nın kararına rağmen bu şarkıyı kullanmaya devam ettireceğini söylemesi olmuştur. 

Yani üç yanlış birada olmuştur.