"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Seçimler yaklaşırken

Mehmet KARA
03 Mart 2019, Pazar
Mahallî seçimlere bir aydan daha az bir süre kaldı. Türkiye’nin “partili cumhurbaşkanlığı sistemi”nde ilk defa yapılacak seçimde milletin anlayamayacağı şeyler yaşanıyor.

Mahallî seçimlere ittifakla girilemediği için partiler “işbirliği” altında (aslında ittifak) yapıp giriyorlar. AKP-MHP ile, CHP-İYİ parti ile işbirliği yaptı. İşbirliği ile seçime girecek bu partiler illerde hatta ilçelerde diğer partinin adayını destekleyecek!. Tabiî bu tavanda anlaşılan, uzlaşılan bir durum... İlk defa denenecek bu işbirlikleri sandıklara ne kadar yansıyacak onu 1 Nisan’da göreceğiz. 

Millet, 1 Nisan şakası yapabilir... Bunu sokakta konuştuğumuz insanlardan görebiliyoruz.

Seçim kampanyasının dikkat çeken bir tarafı, “cumhur ittifakı”nın ortaklarının “millet ittifakı”na yakışıksız ifadelerle yakıştırmalar yapmayı sürdürmesi.. Bu durum, siyasetin üslûbunun nerelere kadar geldiğinin bir göstergesi oluyor. Geçmişte süreçler yürüttükleri bir parti ile özdeşleştirilen diğer ittifaka yapılan yakıştırmalar siyasetin ibretlik halini gösteriyor.

Seçimlere bazı partiler de tek başlarına bütün illerde ve ilçelerde aday çıkararak giriyorlar. Demokrat Parti, Saadet Partisi bunlardan ikisi...

İşte, iki ittifak içinde de olmayan ve tek başına seçime girecek bu partilerin yakışıksız ifadelerle, sanki bu ittifaklar içindeymişcesine acımasızca eleştiriliyor, hem de küçültücü ifadelerle karalanmaya çalışılıyor olması bu seçim kampanyalarının üslûpsuz tartışmalarından birisi daha oluyor...

Bunlar da milletin gözü önünde yapılıyor. “Bir kısım medya” olayları tek taraflı verdiği için “biz tek başımıza seçime giriyoruz, kimse ile ittifak ya da işbirliği yapmıyoruz” deseler de pek seslerini duyuramıyorlar, sokak sokak gezerek millete bunları anlatmaya çalışıyorlar.

İşte tam da bu yüzden  milletin 1 Nisan şakası yapabileceği düşünülüyor...

***

ÇAY POLEMİĞİ

Mahallî seçimler yaklaşırken, siyasette yaşananlar milletin kafasını karıştırıyor.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, mitinglere giderken vatandaşlara seçim otobüsü üzerinden “çevre dostu poşetler” içerisinde 250 gramlık çay dağıtıyor. Vatandaşlar da yol kenarında Erdoğan’ın attığı çayları kapma yarışına giriyor.

AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur ittifakının Ankara Büyükşehir belediye adayı Mehmet Özhaseki’nin bu durumdan haberinin olmaması imkânsız... 

Bunu bilmesine rağmen şöyle bir açıklama yapmış:

“Sabah hepinizin kapısına süt bırakacağım, akşamdan çay dağıtacağım’ falan filan. Bunun sonu gelmez ki. Var olanı herkes dağıtır. Bırak süt dağıtmayı, belediyenin bütçesi var, çık sokağa, sıraya dizilsin insanlar, ver parayı kurtul o zaman. Öyle bir hayat yok. Ama demek ki karşılık bulduğunu zannederek hâlâ bunu söylemeye devam edenler var. Hem de Ankara’mızda, emin olun içim yanıyor. Tersine bir tavır izliyorsanız, ‘süt veririm, sabah da çay dağıtırım, paraları da şöyle düşürürüm, burayı da böyle keserim’ diyorsanız, Allah yardım etsin bu şehre. Bu sadece popülizm, halkı kandırmak olur...”

Özhaseki peşinden de, “Ben sandım ki, aday olunca herkes proje ortaya koyacak. En büyük hayal kırıklığım bu. Ne yazık ki şu ana kadar konuşamadık” ifadesini kullanmış.

Evet, gerçekten de öyle. Bırakın projeler üzerinden konuşmayı, vaatler bile konuşulmuyor. Varsa yoksa “zillet, hain, beka vb” sözler... Görülen o ki, bu üslûp seçim kampanyası boyunca da devam edecek. 

Bütün bunlar milletin gözü önünde cereyan ediyor... Ve son kararı da millet verecek... Siyasetçilere duyurulur...

 ***

BİRAZ SAMİMİYET BEYLER!

27 Nisan eski başbakanlardan Necmettin Erbakan’ın vefat yıldönümüydü. Kendisine rahmet dilerken, bu günde yapılan mesajlar da ibretlikti. Kendisini, “gömlek değiştirdik” diyerek bırakıp başka parti kuranların şimdi “şöyle iyi devlet adamıydı, böyle iyi liderdi, yeri doldurulamaz bir insandı” demeleri hiç de samimî bulunmuyor. Eğer öyleyse neden terk edip gittiler, rakip oldular? Eğer pişman oldularda vefa borçlarından dolayı bunu yapıyorlarsa denecek bir şey yok...

Hal böyle iken, sırf ittifakların içinde olmadığı için Erbakan’ın partisine “particik” denilmesine ne demek lâzım?

Diğer yandan da seçim sonrasında AKP içinden iki partinin çıkacağı kulislerde konuşulurken, hele de isimleri geçenlerin ağzından böyle bir şey çıkmamışken, üslûpsuz, ağır, küçültücü ve acımasızca eleştirmelerini nereye koymak lâzım?

Biraz samimiyet beyler!

Okunma Sayısı: 1952
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı