Yaklaşık 3 ay önce yapılan seçimde millet kararını vermiş, iradesini ortaya koymuş “Uzlaşın, anlaşın” demişti.
Ancak dört parti anlaşıp bir hükümet kuramadılar. Koalisyon görüşmelerinde yaşanan gelişmeler siyasette yeni bir alternatife ihtiyaç olduğunu bir kez daha ortaya çıkardı. Hürriyetçi, demokrat, dine hürmetkâr, dini istismar etmeyen geleneklerine bağlı erdemli bir hareket olan merkez sağda güçlü bir partiye her zamankinden fazla ihtiyaç olduğu görülüyor.
1 Kasım seçimlerinde milletin bütün bu gelişmeleri görüp kararını nasıl vereceğini göreceğiz.
YENİLİYORLAR, AMA DOYMUYORLAR!
“Yenilen pehlivan güreşe doymazmış”! diye bir atasözümüz var. Bunu siyasete uyguladığınızda şu anda tam da böyle bir dönem yaşıyoruz.
7 Haziran seçimlerinde oyları 9 puan düşen AKP, 1 Kasım’daki seçimde daha fazla oy alıp tek başına iktidar hesaplarını yapıyor. Öyle görünüyor ki, bu seçimde de benzer neticeler çıkacak. O zaman yeni bir güreşe mi, pardon yeni bir seçim mi hazırlıklı olalım?
BU AŞK NEREDEN GELİYOR?
Seçimlerin hemen ardından CHP’nin eski Genel Başkanı Deniz Baykal, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile uzun bir görüşme yapmıştı. Bu görüşmenin muhtevası tam olarak açıklanmamıştı. O tarihten bu yana birçok yazımızda, “yoksa orada bir oyun mu kuruldu?” diye sormuştum.
Bunu da Baykal’ın manidar, “AKP hükümet kurmak istemiyor… Koalisyon görüşmeleri tiyatrodan ibaret. Kasım’da seçim var” sözüne bağlamıştı.
Nitekim de öyle oldu ve Türkiye bu süre içinde adeta bir tiyatro izledi. MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’ın, “Baykal’ın Erdoğan aşkı nereden geliyor? Tayyip Bey her başı sıkıştığında Baykal onun hamisi, koruyucusu olmuştur” sözleri bunu bize bir kez daha hatırlattı.
Bu görüşmelerin perde arkası, sırrı aydınlatılmazsa Erdoğan 1 Kasım’dan sonra da böyle bir yola başvurabilir… Bizden hatırlatması…
SORUMLU KİM?
7 Haziran seçim neticelerine göre bir koalisyon hükümeti kurulamayıp, yeni bir seçime gidilmesinin sorumluluğunu hiçbir parti üstüne almıyor.
AKP’li Akdoğan, “Türkiye’nin seçime gitmesinin sorumlusu Devlet Bahçeli’dir. Bütün kapıları kapattı” diye suçu Bahçeli’ye atıyor.
Devlet Bahçeli ise, MHP’nin koalisyondan kaçmadığını söylerken, AKP ile CHP’nin milleti kandırdığını, CHP’nin “pişkince fiyasko olan görüşmelere katlandığını” belirterek seçime gitmenin sorumluluğunu hem AKP hem de CHP’ye yüklüyor.
CHP, hem AKP hem de Erdoğan’a yüklüyor. Ortak kanaat ise, seçimin hemen ardından “yeniden seçim” diyen Erdoğan, hem hükümet kurulamamasının, hem de seçime gitmenin sorumlusu…
Esasda partilerin tamamı en az Erdoğan kadar sorumludur.
Millet her şeyi gördü, görüyor. Nokta…