Pinokyo misalindeki şu “konjönktürel” TÜİK’imizin, her nedense şu merak(ğ)ına, hem de aklına birden, bir sürat-ı intikal ile şu halkımızın ne kadar “mutlu olduğu” konusu düşmüş…
“Yakınmak” mı dediniz; Seçimler de pek bi’ yakınmış…
Hemen de oturup -hem de şu iki dizi üzerinde- epey bi’ ciddiyetle çalışmış, gecelerini gündüzüne katmış, öyle ki şu “şiddet-i tevaggulden” mütevellit, gözlerinin şu feri bile kaçmış, hem de -her ne kadar şu bildiğimiz halkın arasına hemen hemen hiç karışmamış olsa da- her nasılsa şu “müthiş” rakamlara, hem de “sonuçlara” ulaşmış...
“Yaşam Memnuniyeti Araştırması, 2023” adını verdiği araştırmasının sonuçlarına göre, Türkiye’de halkımızın %52,7’si her nasılsa aslında “mutlu” imiş…
Mutlu olduğunu beyan eden 18 ve üzeri yaştaki bireylerin oranı, 2022 yılında %49,7 iken 2023 yılında tam 3,0 puan artarak %52,7 olmuşmuş... Mutsuz olduğunu beyan eden bireylerin oranı ise 2022 yılında %15,9 iken 2023 yılında tam 2,2 puan azalarak %13,7 oranında gerçekleşmişmiş...
Araştırmaya göre, ülkemizin en önemli sorunu incelendiğinde ise şu hayat pahalılığının %33,8’le “ilk sırada” yer aldığı görülmüş, bunu %16,5’le eğitim, %13,4 ile de şu “yoksulluk” izlemişmiş...
Ne kadar enteresan, hem de bir o kadar garip bir “tesadüf” hem de şu çok “anlamlı” rastlantı değil mi ki, şu “Mutluluk Tablosu’nda” tam da Cumhur İttifakı’nın 28 Mayıs 2023 Genel Seçimlerinde aldığı şu %52.18’lik oy oranına en yakın, en mukarin, nerdeyse tıpatıp aynı bir hesap çık(arıl)mış…
Hâlbuki dünya çapında, şu toplam 137 ülkedeki küresel düzeyde mutluluğun sıralandığı, Amerikan analitik ve danışmanlık şirketi Gallup’un verilerine dayanılarak hazırlanan yıllık Dünya Mutluluk Raporu’nun şu 2023. sayısına göre, Finlandiya bir kez daha dünyanın en mutlu ülkesi seçilmiş. Finlandiya, üst üste altıncı kez dünyanın en mutlu ülkesi olurken, Türkiye ise 106. sıralamasıyla yine listenin şu “sonlarında” yer almaktan kendisini kurtaramamış...
“Dünya Mutluluk Raporu” ise şu 6 Temel Faktöre göre “mutluluğu” belirliyor: Yıl içerisinde ülke vatandaşlarının hem yurtiçi hem de yurtdışında ürettikleri mal ve hizmetlerin toplamını temsil eden Gayrisâfi Millî (yurt içi) Hâsıla, halkın aldığı sosyal destek, ortalama sağlıklı hayat süresi, vatandaşların kendi hayatlarıyla ilgili karar alabilme özgürlüğü, cömertlik (hayır kurumlarına yardımda bulunma) ve ülkedeki yolsuzluk oranı.
Listenin en üst sıralarında yine şu İskandinav ülkeleri bulunuyor. 2022’de olduğu gibi, Danimarka bir kez daha ikinci sırada, İzlanda ise üçüncü sırada yer alıyor.
2023 yılı Cinsiyet Uçurumu Raporu’na göre (Global Gender Gap Report) ise, Türkiye toplumsal cinsiyet eşitsizliği açısından 156 ülke içinde şu 133. sırada ancak kendine yer bulabilmiş...
Ayrıca, Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi (ÇBYE), “veri eksikliği sebebiyle” Türkiye için hesaplanamadığından, 2023 Küresel Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi Raporu’na Türkiye ne yazık ki dâhil edilememiş...
Herhalde “asıl problemimiz”, hem de şu sözün özü ve asıl nirengi noktası şu ki, önemli olan, şu “Mutluluk Tablosu’nda” vatandaşın asıl “hissettiği” şu sıcaklık ya da “soğukluk” derecesi… Sizin (yani TÜİK’in) sözüm ona şu termometreniz neyi gösterirse göstersin… Hele de havada şu yüksek oranda hiç hesaba katılmayan/katmadığınız şu rutubet, hem de neminiz varsa...
Ve bu ülkede şu sayılamayacak sayıda vatandaşımız, şu “mutluluk” çarpması yüzünden önce komaya girip, epey bi’ kısmı da vefat ettikten sonra, sizin bütün şu termometreleriniz ya da ölçümleriniz, hepsi anlamsız, hepsi mânâsızdır…