Kâğıt Bozdurma Bürosu

GÜ-NAY-DIN GÜ-NAY-DIN BENİM ÇOK KIYMETLİ PAZAROLA OKUYUCULARIM! Çok coşkulu bir giriş yaptım halbuki Eylül ayına girdik daha romantik, daha yağmurlu bir giriş yapsaydım keşke. Hiç beceremiyorum ki öyle şeyleri, çünkü BEN SONBAHARI SEVMİYORUM! Bu ülkede Eylül demek okulların açılması demek, yağmurun sel olması Üsküdar’ı Venedik simülasyonuna dönüştürmesi demek, havanın 7/24 kapalı ve basık olması demek. Böylesine depresyon çağrışımlı bir ayın bu kadar paylaşıma konu olmasını aklım havsalam almıyordu. Lâkin ki sonra şu farkındalık suratıma rüzgârdan yamulmuş şemsiye gibi çarptı; bu ülkenin vatandaşı acı çekmeyi seviyor. Kendi fikrimi çürüttüm; mişın kompleytıd. Demek ki ben de kendime acı çektirmeyi seviyormuşum.

Sıkı durun, çok bomba bir fikirle geldim. Yine ülkeyi kurtarıyorum. Bildiğiniz gibi ırmağının akışına öldüğüm Türkiye’min % 100 yerli ve millî SEKA’sı kapalı. Bunu da dış mihrakların ve şer odaklarının kapattığına hiç şüpheniz olmasın. Aman aklınıza başka bir soru gelmesin. Baktınız aklınıza başka bir fikir gelecek gibi oldu, hemen atın ağzınıza bir zencefilli sushi ve kendinize gelin. Konu yine dağıldı. Galiba dış mihraklar şu an yanımda. Ne yapmam lâzım of çok heyecanlandım. En iyisi onlar burada yokmuş gibi davranıp onları rahatsız etmek. 

Konuma dönüyorum; kâğıt üretimimiz 0 (sıfır). Kâğıdın ham maddesi olan ağaçlar da yanıp  kül olmakta. Gelin bu kamu arazilerinde yanlışlıkla yangın çıkarmayı bırakalım, el ele verip o ağaçları keselim ve yeniden kâğıt üretimine başlayalım. Boşa gideceğine böyle değerlensin. Hem ben bunu ülkemizin ekonomisi için yapmamız gerektiğini söylüyorum. Tam burada ikinci muhteşem ötesi fikrim devreye giriyor. Eminönü’nde bir tükân açıyorum. Adı da Kâğıt Bozdurma Bürosu. Evlerinizdeki kâğıtları getiriyorsunuz, biz bozuk parayla takas ediyoruz. Para bandınızı lütfen yanınızda getirin. Tahsilatı kâğıt parayla yapamıyoruz, çünkü kâğıt para da adı üstünde kâğıttan yapılıyor. Hatta kâğıt paralarınızı da gelip bozuk paraya çevirebilirsiniz. Günlük kâğıt kuruna bağlı olarak bir kâğıt beş lira nereden baksan on liraya mâl oluyor çünkü. 

Kâğıt paranın madde olarak paranın maneviyatından daha pahalı olması çok komik değil mi ya? Elde ettiğim kâğıtları alıp TCMB’ye bağışlayacağım. Aslında THY’de bağışlamayı düşündüm, çünkü kurban derilerini alıyorlar. Kurban derileriyle ne yaptıklarını bilmiyorum, ama belki kâğıttan uçak yaparlardı. Bunun da bir manası yok o yüzden TCMB’ye veriyoruz lütfen daha fazla ısrar etmeyin! TCMB’de bu kâğıtlarla kâğıt paraları daha ucuza mâl edeceğiz böylece kâğıt 5 liranın piyasa değeri 2 liraya kadar düşer. Bu durumda dolar da manevî olarak 2 buçuk lira civarında seyreder. Tamam belki müthiş bir fikir değil. Ama “E Merkez Bankası da daha fazla para bassın o zaman”dan daha mantıklı olduğu bir gerçek… 

Ay neyse siz kâğıtlarınızı hazırlayadurun ben Ejderha Meyveli Smoothie’mi yudumluyorum… Esenkalın.

Çedile Hanım

***

Eyylence

Değerli kardeşlerim, 

Bildiğiniz gibi, geçen hafta bir bankamız internet bankacılığı üzerinden piyasanın neredeyse yarı fiyatına dolar satışı yaptı. Her kafadan bir ses çıktı, ortalık karıştı. Banka, üçüncü parti yazılımlardan kaynaklı bir hata olduğunu açıkladı. İttifakımızın ilk partisi olarak bizim dövizle mücadelemizi söylemeye gerek yok, herkes görüyor. İkinci parti de sağolsun, her döviz bozma kampanyamızda, dolar en üst değerinde iken bütün dolarlarını bozuyor. Üçüncü partimizin “biip biip” diye çıkardığı alarm sesini “dolar alırım” diye mülâhaza edenler olmuş. Üçüncü parti hatası dedikleri buysa, yanlış değerlendirilmiş. 

O bankadan ucuza satın aldığı dolarlarla kâr edeceğini düşünenler var ya, onlar yaya kalacak ve elleri yanacak onu söyleyeyim. O Dolar'larda $arbon hastalığı tesbit edildi, haberiniz var mı? TCMB hemen ilgili şubeleri hemen "PARANTİNA" altına aldı. $arbon kelimesinin başındaki “$” karakteri müzikten “dol” anahtarı olarak bilinir. Bu karakterden sonra bol bol notalar gelir; do’lar, fa, re’ler… O yüzden bu hastalığa halk arasında “DOLARBON” da denir. Fa, Re’ler hastalık mikrobunu taşır ve yayarlar. Kur’u öksürme ile başlar Allah muhafaza, buna yakalanınca eller yanar, yastık altları şişer, piyasaların ateşi çıkar. 

Kısa bir zaman içinde enflasyon tek haneye ineceği gibi dolar da düşecek, ahdimiz vardı malûmunuz... Dolar zaten tek hane, aslında ucuz bile sayılır. Bizim hanım hep 3,5 TL’den alır meselâ... Siz doları umursadıkça o kabarır, kendini bir şey sanmaya başlar. Onu hiç kaale almazsanız havası söner. Ucuz dolarları alan vatandaşlarımıza sesleniyorum, eyyy vatandaş! Gel o dolarları hemen sat, dolarbona yakalanma...