Muhakkak ve kat’i bir surette çocuk terbiyesinin kuralları, prensipleri ve düsturları vardır.
Çocuk anne, baba ve öğretmenler yanında, nezaretinde hiçbir şekilde unutulmayacak ve atlanmayacak bir emanettir.
Anne, baba ve öğretmene emanet edilen çocuk ihmal edilmezse imanlı, inançlı olur; eğer ihmal edilirse şerli ve şerir ve de zararlı olur.
Çocuk terbiyesinin ihmalkârları anne, baba, öğretmen kim olursa olsun hem dünyada, hem de ahirette mes’ul olurlar.
Helâl süt emziren bir anne ve güzel ahlâkî bir terbiyeyi çocuk üzerinde takip ve tatbik edebilen bir baba çocuğun eğitiminde en tesirli unsurları teşkil ederler.
Çocukta zuhur edebilecek, ortaya çıkacak her türlü hayır ve şerle alâkalı emareleri takip ve tanzimle tedbir almak ve yönlendirmek anne, baba ve öğretmenlerin vazifesidir.
Bismillah’tan başlayarak, Kur’ânî, İslâmî ve imanî her türlü bilgiyi çocuklara verebilmek ve bunları ilk önce öğretebilmek gayreti ve çalışması anne, baba ve öğretmenlerin aslî vazifeleri olmalıdır.
Anne, baba ve eğitimciler unutmamalıdır ki terbiye ve öğrenim eğitimi yalnızca dinî ve ahirete dair değildir. İlim ve dünyevî bilgi eğitim ve öğretimi ise çocuk için bir kuşun kanadı gibi elzemdir, lâzımdır ve muhakkak olabilmelidir…
Tembel olmamak, israf etmemek, haya/utanma bilgisine sahip olmak, yalan söylememek ve doğru olmak, dinî akideleri sadece öğrenmek değil de uygulamak, Allah’ın emir ve yasaklarının güzelliğini ve illâ ki öğrenilmesi lâzım gelen bilgiler olduğunu öğretmek, anlatmak ve anlaşılarak uygulamalara sokmak çocukların annelerinden, babalarından, dedelerinden ve öğretmenlerinden bekledikleri, istedikleri ve vazgeçilmezleri ve unutulmazları, atlanamazlarıdır.
Her ebeveyn ve öğretmen kendi çocuklarındaki eğitim eksikliklerinden ziyade; mükemmel olarak öğrenecekleri çocuk terbiyesi bilgi, malûmat ve tecrübesini öğrenip uygulamak zorundadırlar.
Çocuk terbiyesinin sallapatisi ve vurdumduymazlığı olamaz. İllâ ki öğrenmek ve bilerek uygulamak şarttır.