"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale-i Nurların okunmasında ilim ve kesbin miktarı

Rifat OKYAY
28 Ağustos 2015, Cuma
İman İlminin özelliği evvelâ ihsan ve ikram-ı İlâhî ile intihaptır; seçilme ve mazhariyetle makes olmaktır. Bu noktalardan sonra kesb ve sahiplenme, öğrenme ve teallüm etme söz konusu olabilir...

Risale-i Nur’un mühim bir hususiyeti içerisinde iman ilminin vukufiyeti ve izharı noktalarından; akla, kalbe, ruha, bütün lâtifelere ve duygulara ayrı ayrı ve küllî olarak hitap etmesidir... Yani okuma yazması veya ilmi olmayanla; kelâm etmesini bilen ve tahsilini yapan kişilere ayrı ayrı vucudî ve maddî olarak durumlarına göre hitabı olmakla beraber küllî manada iman ilmini ihatası ve tesiri dahilinde hitabı vardır ve muhataplarını kendisi sınıflandırmaktadır... Bu duruma Risale-i Nur’lara manaları ve dersleri noktasından muhatap olan toplumun her katmanından herkes şahittir... Umumî olarak iman ilmi noktasından herkes bir hakikatı ve manayı bulup muhatap olduğu gibi; şahıslarda tek tek ferdan, ferda kendilerine hususî, özel manaları ve hitapları bulmuşlardır...

Bu manada Risale-i Nur’ları tenkit için okuyan veya kast-ı mahsusla, özellikle saldırmak ve çürütmek için okuyanların yukarıdaki paragrafta geçen faidelerinden hisselerinin ya olmadığı ya da çok az olduğu kanaatindeyim... Malûmat olarak öğrenmeye niyet etmek ve öğrenmek başkadır... Aklen, zihnen, tefekküren , fikren, maddî manevî, kalbî ve ruhî olarak öğrenmeye, okumaya ve sahiplenip elde etmeye yönelik teşebbüsler ve faaliyetler başkadır...

Evvelâ halis bir niyet ile; yani yirminci asırda, ahirzamanda vazifeli bir şahsın yazdığı Kur’ân’ın âyetlerinin tefsirleri olarak; müellifi ve müfessiri Bediüzzaman’ı ve eserleri Risale-i Nur Külliyatını benimsemek ve kabul etmek gerekmektedir... Ancak bundan sonra Risale-i Nur’da bahsi geçen, izah ve ispat edilen imani mevzuların meselelerin akıl, ruh, kalp ve bütün lâtifelerimizde icra-i faaliyetlerini ve kudsî manevî tesiratlarını tam olarak hissedebiliriz...

Nefsimiz itibariyle ona hücum eden bütün desiseleri, hile ve tuzakları bertaraf ettikçe; aczimizi, fakrımızı, noksanlığımızı, zayıflığımızı anladıkça; ibadetlerimizde ve ubudiyetimizde farz ve sünnetler noktasından azamî derecede muvaffak oldukça ve en önemlisi, en mühimmi ihlâs ve ihlâslı amelleri tam olarak elde edip uygulayıp tatbik ettikçe; İman, Kur’ân ve İslâmiyet noktalarından hem Nurları, hem Bediüzzaman’ı anlamış ve kabul etmiş olarak muvaffakiyetimizi Rabbimizden bekleyebiliriz.

Okunma Sayısı: 1345
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı