Şu kudsî hizmet-i Kur’ânîyede ve imaniyede şerlere, şerirlere dur ve hayır diyebilmek…
Şerli ve şer odaklarla aynı çizgide bulunabilmek bir büyük marifet istiyor. Risale-i Nurlar’ın gerçek manada okunması bizlere bu konuda büyük dersler veriyor ve bizleri prensip, düstur ve kurallar hazinesine sahip olma yolunda yetiştiriyor, eğitiyor. Kuvvetli bir tahkikî iman hayır olmayan her şeye dur demeyi bizlere kazandırabiliyor.
Muhteşem Kur’ân tefsirleri Risale-i Nurlar; hiçbir kısıtlama, sınıf gözetleme, muhatap seçme ve inançlı-inançsız analizi yapmadan bütün insanlığa açık, çekinmeden istediğini ifade edebilmek, sormak ve öğrenmek, sahiplenmek, himaye etmek imkânını veriyor, elhamdulillah.
Zaman ve zemin, adam ve adamlılık, hal ve halet ayrımı, beklentisi olmadan; Risale-i Nurlar üzerine vazife olan tebliği, mürşidliği, rehberliği pes etmeden, devamlı bir surette, bıkmadan, usanmadan yapıyor ve yapmaya devam edecek inşallah.
Her türlü olumsuzluklara, eleştirilere, tenkit ve hücumlara karşı en iyi siper ve sığınak yine Risale-i Nurlar’ın kendisidir, maşaallah.
Risale-i Nur hizmetkârları sevgiden, kucaklamadan, ümitvarlıklarından âdeta bir yumak olmuşlar; yeise/ümitsizliğe, çaresizliğe, düşmanlığa ve mağlubiyetlere ve yersiz hücumlara çare oluyorlar, çatı kuruyorlar ve binalar yapıyorlar… Yeter ki hâdimleri, hizmetkârları, hasları, talebeleri, kardeşleri ve dostları bu kudsî, Kur’ânî ve İslâmî ve imanî hizmette birer tuğla, birer harç kumu, çimento tozu olduklarını unutmasınlar. Olumsuzluk yok!.. Şevk ve ümit var!..
Bu kudsî hizmetin hâdimleri hizmet düsturları ve ihlâs umdeleri karşısında kendi hatalarıyla yüzleşebilmelidirler, yalnızlıktan korkmamalıdırlar, hesap verebilirliğin meyvelerinin en pahalı ve kıymetli meyve olduğunu bilmelidirler, gerektiğinde dünya menfaatlerini değil; ahiretin masumâne, zararsız menfaatlerini bile bile feda eden bir Üstadın yolunda olmaları gerektiğini unutmamalıdırlar!..