Tarihçe-i Hayat - page 110

Ben onlar›n hareketini ve flecaatlerini okflad›m. Zira
efkâr-› umumiyenin yalanc› tercüman› olan gazeteler,
nazar›m›za hareketlerini meflru göstermifllerdi. Ben de
takdirle beraber nasihatimi bir derece tesir ettirdim. ‹sya-
n› bir derece bast›rd›m. Yoksa böyle asan olmazd›.
Ben ki, bilfiil t›marhaneyi ziyaret etmifl bir adam›m.
“Neme lâz›m, böyle iflleri ak›ll›lar düflünsün” demedi¤im-
den cinayet ettim.
O
NUNCU
C
‹NAYET
:
Harbiye Nezaretindeki askerler içine
Cuma günü ulema ile beraber gittim. Gayet müessir nu-
tuklarla sekiz tabur askeri itaate getirdim. Nasihatlerim
tesirini sonradan gösterdi. ‹flte nutkun sureti:
Ey asakir-i muvahhidîn! Otuz milyon Osmanl› ve üç
yüz milyon ‹slâm›n namusu ve haysiyeti ve saadeti ve
bayrak-› tevhidi, bir cihette sizin itaatinize vabestedir. Si-
zin zabitleriniz bir günah ile kendi nefsine zulmetse, siz
bu itaatsizlikle üç yüz milyon ‹slâma zulmediyorsunuz. Zi-
ra bu itaatsizlikle uhuvvet-i ‹slâmiyeyi tehlikeye at›yorsu-
nuz. Biliniz ki, asker oca¤› cesim ve muntazam bir fabri-
kaya benzer. Bir çark itaatsizlik etse, bütün fabrika her-
cümerç olur. Asker neferat› siyasete kar›flmaz.
Yeniçeriler flahittir. Siz fleriat dersiniz, hâlbuki fleriata
muhalefet ediyorsunuz. Ve lekedar ediyorsunuz. fieriat-
la, Kur’ân ile, hadis ile, hikmet ile, tecrübe ile sabittir ki;
sa¤lam, dindar, hakperest ulülemre itaat farzd›r. Sizin
ulülemriniz, üstad›n›z, zabitlerinizdir. Nas›l ki, mahir mü-
hendis, haz›k tabip bir cihette günahkâr olsalar, t›p ve
asakir-i muvahhidîn:
tevhide
ba¤l› askerler.
âsân:
kolay.
bayrak-› tevhid:
tevhid bayra¤›.
bilfiil:
fiilen, bizzat kendi çal›flma-
s› ile yaparak.
cesim:
büyük, iri, kocaman; iri vü-
cutlu.
cihet:
yön, taraf; vesile, sebep,
bahâne.
cinayet:
birisini öldürmek, katl.
efkâr-› umumi:
kamuoyu, umu-
mun fikiri.
farz:
saymak, öyle kabul etmek.
hadis:
Peygamber Efendimiz Hz.
Muhammed’in (a.s.m.) genel kural
de¤erindeki söz ve davran›fllar›;
bu söz ve davran›fllar› inceleyen
bilim.
hakperest:
do¤ruluktan ve hak-
tan ayr›lmayan, hak ve do¤rulu¤u
ciddi seven.
haysiyet:
itibar, de¤er, fleref, k›y-
met, derece, mertebe; cihet, ba-
k›m.
haz›k:
iflinin ehli, maharetli, mü-
tehass›s.
herc ü merc:
darmada¤›n, allak
bullak, karmakar›fl›k.
hikmet:
felsefe, ilim; iyilik güzel-
lik, faydal›l›k.
‹syan:
bafl kald›rma, söz dinleme-
me, ayaklanma.
itaat:
söz dinleme.
lekedar:
lekeli.
mahir:
hünerli, sanatkâr, becerik-
li.
meflru:
helâl, ‹slâma uygun, ha-
ram ve yanl›fl olmayan.
muhalefet:
karfl› gelme.
muntazam:
düzene girmifl, inti-
zaml›.
müessir:
eseri yapan; tesirli, do-
kunakl›.
namus:
iffet, ›rz, edeb, hayâ. •
kànun; fleriat.
nasihat:
ö¤üt.
nazar:
bakma, bak›fl, göz atma;
düflünme.
neferat:
neferler, askerler.
nefs:
menfaatli her fleyi elde et-
mek isteyen flehvet, zararl› gör-
dü¤ü herfleyi uzaklaflt›rmak iste-
yen gadap duygular›n›n kayna¤›;
yarat›l›flla verilmifl olan arzu ve is-
tekler, meyiller, bedenin hissî is-
tekleri; can, kifli, öz varl›k; bir fle-
110 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
‹
LK
H
AYATI
yin zat› olan, kendisi.
nezaret:
bakmak, seyir bak›-
fl›; nâz›rl›k etmek, reislik, ba-
kanl›k.
nutuk:
konuflma, hitâbet.
saadet:
mutluluk.
sabit:
duran; do¤rulu¤u ispat-
lanm›fl.
siyaset:
idare etme sanat›,
politika.
suret:
resim, flekil, görünüfl;
tarz, üslûp, cihet.
flecaat:
hak ve hakîkat› cesâ-
ret arslan kesilme, cesâret,
öfke duygusunun orta dere-
cesi.
fleriat:
do¤ru yol, hak din yo-
lu; ‹slâm dini, ‹slâm’›n bütün
hükümleri.
tabip:
doktor.
tabur:
bölüklerden teflekkül
eden bir askerî birlik.
takdir:
k›ymet vermek; de¤e-
rini, lüzumunu anlamak; ilm-i
ilâhî ile bir nizam verilmesi.
tecrübe:
deneme, imtihan.
tercüman:
tercüme eden, çe-
viren.
tesir:
etki; iz b›rakma.
uhuvvet-i ‹slâmiye:
‹slâm
kardeflli¤i.
ulema:
âlimler, bilginler.
ulülemir:
idâreci, baflkan,
devlet reisi.
üstad:
ilim veya sanatta üs-
tün olan kimse, usta, sanat-
kar, muallim.
vabeste:.
zabit:
subay, askere kuman-
da eden rütbeli asker, kuv-
vetli, yavuz; zabteden.
zulm:
zulüm.
1...,100,101,102,103,104,105,106,107,108,109 111,112,113,114,115,116,117,118,119,120,...1390
Powered by FlippingBook