Tarihçe-i Hayat - page 104

ederek, efkâr-› umumiyeyi batakl›¤a düflürdünüz ve flah-
sî garazlar› ve fikr-i intikam› uyand›rd›n›z. Zira, elifba
okumayan çocu¤a felsefe-i tabiiye dersi verilmez. Ve er-
ke¤e tiyatrocu kar› libas› yak›flmaz. Ve Avrupa
’
n›n hissi-
yat› ‹stanbul
’
da tatbik olunmaz. Akvam›n ihtilâf›, mekân-
lar›n ve aktar›n tehalüfü, zamanlar›n ve as›rlar›n ihtilâf›
gibidir. Birisinin libas›, ötekinin endam›na gelmez. De-
mek Frans›z Büyük ‹htilâli, bize tamamen hareket düstu-
ru olamaz. Yanl›fll›k, tatbik-i nazariyat ve mukteza-i hâli
düflünmemekten ç›kar.
Ben ki ümmî bir köylüyüm; böyle cerbezeli ve muga-
lâtal› ve a¤razl› muharrirlere nasihat ettim. Demek cina-
yet iflledim.
A
LTINCI
C
‹NAYET
:
Kaç defa büyük içtimalarda heyecan-
lar› hissettim. Korktum ki, avam-› nas siyasete kar›flmak-
la asayifli ihlâl etsinler. Türkçeyi yeni ö¤renen köylü bir
talebenin lisan›na yak›flacak lâf›zlarla heyecan› teskin et-
tim. Ezcümle, Bayezid’de talebenin içtima›nda ve Aya-
sofya mevlidinde ve Ferah Tiyatrosundaki heyecana ye-
tifltim. Bir derece heyecan› teskin ettim. Yoksa bir f›rt›na
daha olacakt›.
Ben ki bedevî bir adam›m; medenîlerin entrikalar›n›
bildi¤im hâlde ifllerine kar›flt›m. Demek cinayet ettim.
Y
ED‹NC‹
C
‹NAYET
:
‹flittim, ‹ttihad-› Muhammedî (a.s.m.)
nam›yla bir cemiyet teflekkül etmifl. Nihayet derecede
korktum ki, bu ism-i mübare¤in alt›nda baz›lar›n›n bir
yanl›fl hareketi meydana gelsin.
a¤raz:
garazlar, kötü maksatlar.
aktâr:
her taraf, her yer; çaplar.
akvam:
kavimler, milletler.
asayifl:
emniyet, güvenlik.
as›r:
yüzy›l.
avam-› nâs:
insanlar›n ilmi irfan›
k›t, okuma yazmas› olmayanlar›.
bedevî:
göçebe hayat› yaflayan;
çölde yaflayan.
cemiyet:
topluluk, birlik, heyet.
cerbeze:
hakl› haks›z sözlerle ha-
kîkati gizlemek; aldat›c› kurnazl›k.
cinayet:
birisini öldürmek, katl.
düstur:
kàide, prensip, ölçü, ayar.
efkâr-› umumî:
kamuoyu, umu-
mun fikiri.
endam:
boydan, boya göre, boyu
gösterir.
entrika:
gizli hilelerle dolap çevir-
mek.
ezcümle:
bu cümleden, meselâ.
felsefe-i tabiiye:
herfleyi tabiata
dayand›ran felsefe.
fikr-i intikam:
intikam düflünce-
104 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
‹
LK
H
AYATI
si.
garaz:
maksat, niyet, kas›t;
kötü niyet ve kin.
his:
duygu.
hissiyat:
duygular, hisler.
içtima:
toplant›, toplanma.
ihlâl:
bozma.
‹htilâl:
ayaklanma, devlete is-
yan, bozukluk, kar›fl›kl›k.
‹ttihad-› Muhammedî:
Sü-
heyl Pafla, Mehmed Sad›k, Fe-
rik R›za Pafla, Dervifl Vahdeti
ve arkadafllar› taraf›ndan 5
Nisan 1909 tarihinde ‹stan-
bul’da kurulan cemiyetin ad›.
lâf›z:
kelime, söz.
libas:
elbise.
lisan:
dil, anlatma flekli, tarz›.
medenî:
faziletli, terbiyeli, ki-
bar; flehirde oturan.
mekân:
yer.
mugalâta:
yan›lt›c› söz etme,
safsata.
muharrir:
yazar. Yaz› yazan
araflt›rmac›.
mukteza-i hâl:
durumun
gere¤i, icab›.
nam:
isim, ün, flan.
nasihat:
ö¤üt.
siyaset:
politika, idare etme
sanat›.
talebe:
ö¤renci.
tatbik:
yerine getirme, îfâ et-
me.
tatbik-i nazariyat:
teorinin
prati¤e dönüflmesi. Fikrin uy-
gulamaya geçirilmesi.
tehalüf:
birbirine z›t olmak,
birbirine uymamak.
teskin:
yat›flt›rma.
ümmî:
okuma yazma bilme-
yen veya tahsil görmemifl.
1...,94,95,96,97,98,99,100,101,102,103 105,106,107,108,109,110,111,112,113,114,...1390
Powered by FlippingBook