"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dışarıda kar yağıyor...

Serdar BEYKOZ
12 Nisan 2015, Pazar
Elimi kütüphaneye uzattım ve bakmadan bir kitap çektim. Mektubat’tı.

Sonra rastgele açtım; 22. Mektup ilk rastladığım cümleleri okumaya başladım: “Ehl-i kanaat ile ehl-i hırs, iki şahsa benzer ki, büyük bir zâtın divanhanesine giriyorlar. Birisi kalbinden der: ‘Beni yalnız kabul etsin; dışarıdaki soğuktan kurtulsam bana kâfidir. En aşağıdaki iskemleyi de bana verseler, lütuftur.’ İkinci adam, güya bir hakkı varmış gibi ve herkes ona hürmet etmeye mecburmuş gibi, mağrurâne der ki: ‘Bana en yukarı iskemleyi vermeli.’ O hırsla girer, gözünü yukarı mevkilere diker, onlara gitmek ister. Fakat divanhane sahibi onu geri döndürüp aşağı oturtur. Ona teşekkür lâzımken, teşekküre bedel kalbinden kızıyor. Teşekkür değil, bilâkis hane sahibini tenkit ediyor. Hane sahibi de ondan istiskal ediyor. Birinci adam mütevaziâne giriyor, en aşağıdaki iskemleye oturmak istiyor. Onun o kanaati, divanhane sahibinin hoşuna gidiyor. “Daha yukarı iskemleye buyurun” der. “…

Durdum... Bir helezonun içine girdim birdenbire… Konya da Halil Uslu Ağabey’i  hatırladım.. “Her hangi bir yerde ders yapacaksanız rastgele bir kitap alıp tefe’ül ederek bir yeri okumayın. Önceden hazırlıklı olduğunuz yeri okuyun” sözleri kulaklarımda yankılandı. Kitabı kapatıp ayağa kalktım..

Perdeyi aralayıp dışarıya baktım, dışarıda kar yağıyordu.

Salona doğru yürüdüm. Saat gece yarısını geçmişti. Yedi yaşına geçen ay girmiş olan oğlum, iki kişilik koltukta uyumuştu. Üstünü hırkamla örtüp yanına diz çöktüm. Saçlarını okşadım, uzamışlar kestirmek lâzım… Yanağına bir öpücük kondurdum… Hafiften kıpırdadı, ellerini avucumun içine aldım.  Seyrettim masum yüzünü.

Dışarıda kar yağıyordu...

Evin içi sıcaktı. Kalorifer iyi yanıyordu. Evi olmayanlar geldi aklıma... Ne yapıyorlardır bu soğukta acaba? Sonra evi olup sobası olmayanlar. Sobası olup odunu olmayanlar. Odunu olup kömürü olmayanlar…

Oğlumu kucağıma alıp yatağına götürdüm, yorganı üzerine örttüm. Bir kere daha yanaklarından öptüm. Sağ tarafına doğru döndü...

Dışarıda kar yağıyordu..

İnsan bağırtıları duydum, balkona çıktım. Sokakta genç bir çift, kartopu oynayarak gidiyorlardı. Çığlık ve kahkahalar onlardan geliyordu. Aklıma Yahya Kemal’in bir şiiri geldi, Varşova’da yazdığı aynı zamanda İstanbul’a ve vatana duyduğu hasretle kaleme aldığı “Kar Mûsıkîleri” şiiri:

“Bin yıldan uzun bir gecenin bestesidir bu,

Bin yıl sürecek zannedilen, kar sesidir bu...”

Devamını hatırlamaya çalıştım. Gelmedi… 

Dışarıda kar yağıyordu...

Tekrar helezonun içindeyim, üniversitede okuduğum yıllara gittim. Bekâr odam, yanmayan sobam, mutfakta donan yumurta… Karnım aç. Bir köşede bulduğum ve tüplü ocağın üzerinde közlediğim patates… Yediğim en güzel yemeklerden birisi. Parkama sarılıp balkona çıktım. Balkonun bir köşesine küçük bir kardan adam yaptım.  Sonra balkondan aşağıya attım.

Dışarıda kar yağıyordu..

Helezonun içerisindeyim.  Ankara’da gece yarısı Kızılay da yürüyorum. Ellerim cebimde. Yanımdan gelip geçen insanlar var… En yavaş yürüyen benim. Ayağımı bastığım yerlerde karın o tatlı sesini duyuyorum. Eve yaklaşıyorum.  Yolumu biraz daha uzatmaya çalışıyorum...

Dışarıda kar yağıyor…

Hâlâ balkondayım. Kartopu oynayanlar kaybolmuş. Sokak ıssız. Ortalıkta hiçbir canlı yık.  Evlere bakıyorum yanan ışık da yok… Saat gece yarısını çoktan geçmiş. Yatmalıyım. Fakat önce ….. Abdest almak için içeriye giriyorum.

Dışarıda hâlâ kar yağıyor….

Okunma Sayısı: 2090
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı