"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sabır neydi?

Sibel Güzel
18 Nisan 2020, Cumartesi
Küçükken ilk tuttuğum oruçtaki endişeydi benim için.

Açlığa dayanmak, yememek için direnmekti. Ezan sesinin ulaşamadığı sokağımızdan uzaklara bakarak caminin mahyasının ezan vaktiyle birlikte aydınlanmasını beklemekti.

Sabır açlıktı, gün boyunca yiyemediğim şekerlemelerdi, çikolataydı. 

Sabır yana yana susamaktı. 

İki ezan arasında ki niyetimdi.

Sabır Ramazandı, sabır sadece acıkmak, susamaktı…

Küçüktüm ve sabrım sadece tuttuğum orucumdu.

Her dönem sabrın sınırı değişti. 

Gün geldi mezun olmak oldu, iş hayatına atılmak oldu, evlilik, çocuk, aile oldu. 

Gün geldi herkese her şeye rağmen yaşanılanlara tahammül etmek oldu.

Sabır beklemek, sabır acı çekmek, sabır belirsizliklere tahammül göstermek, sabır hayata tutunmak, sabır aslında yaşamak oldu…

 Kim bilebilirdi ki sabrın sınırları değişecek ve daha da genişleyecek..  

Yıllar geçti öğrendik,  öğrettik, büyüdük, gördük, geçirdik ve yaşadık böylece sabrın anlamı daha da genişlemişti.

Aslında ümit ve korkunun bir arada olmasıydı sabır, kulluktu sabır. Yaradandan ne gelirse rıza göstermekti. Razı olmaktı.

Belki de tırnaklarımızla kazıyarak geldiğimiz iş hayatımıza bir anda veda etmeye sabır göstermekti.

Günlerce sevdiklerinden haber almak için ziyaret gününü, saatini beklemekti, dakikaları saymaktı sabır. 

Sevdiklerini rüyada görebilmek için uykuya dalmaktı. 

Sabır, sabır, sabır … 

33’lük tesbihti.

Havalandırma vakitlerinde bir aşağı bir yukarı yürümekti, “ya Sabır ya Allah.”

Ne olacağını bilmeden günlerce, aylarca beklemekti...

Sabır yorgunluktu, sabır korkuydu, sabır kaygıydı, sabır kelimelere sığmayan, anlatılamayan ıztıraptı, sabır ne acıydı…

Sabır  bütün dertlere sıkıntılara karşı ‘Allah verdi Allah aldı’ diyebilmekti. Karşılaştığımız ilk musîbette “Rabbim Sen herşeyin en güzelini takdir edensin, sıkıntıyı veren Sensin feraha erdirecek olanda Sensin” demekti.

Sabır Hz. Yusuf’un kuyudaki yalnız kalışı, Hz. Yunus’un balığın karnında karanlıkta kalması, Hz. Eyyüp’ün yaralarında ki sızı, Hz. Yakup’un evlâdına hasretiydi sabır.

Sabır Allahtan gelen her şeye sorgusuz sualsiz rıza göstermek, razı olmaktı.

Rabbim yaşadığımız tüm zorluklarına, hayatımızda ki bütün eksiklerimize, yolunu gözlediğimiz sevdiklerimize, aniden yitirdiğimiz bütün emeklerimize en güzel şekilde sabretmeyi nasip etsin. 

Yani özlemini duyduğumuz herşeye karşı sabrımızın meyvesini bal eylesin inşallah…Vesselâm.

Okunma Sayısı: 3267
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Muhittin Özgür

    17.5.2020 02:40:40

    Amiin, elfü elfi Amin..

  • FATMA AKBABA

    18.4.2020 22:43:26

    Öncelikle Sibel Güzel adlı yazarımızı "Sabır Neydi?"adlı yazısından dolayı tebrik ederim ancak yaptığı imla hatalarını da söylemeden geçmek istemedim.Sonuçta bunu her yaştan okuyan okurlarımıza da örnek olsun ve hatalarını düzeltsin. Üç yerde birleşik yazılması gereken "ki" ekini ayrı yazmış.Yazıdaki cümleler parantez içindedir.(İki ezan arasında ki niyetimdi. Rabbim yaşadığımız tüm zorluklarına, hayatımızda ki bütün eksiklerimize ,Hz. Eyyüp’ün yaralarında ki sızı,) Bir öğretmen olarak hemen dikkatimi çekti.Bir dahaki yazılarında bu ve vb.hatalar yapmaması için uyarma gereği duydum.Hayırlı günler.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı