Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 11 Temmuz 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

TMK’da, BM dikkate alınmadı

Hükümetin, önceki hafta Meclisten geçen ve Cumhurbaşkanı Sezer’e gönderilen Terörle Mücadele Kanununda değişiklik yasasıyla ilgili, Birleşmiş Milletler’in “insan haklarına aykırılık” uyarılarını dikkate almadığı ortaya çıktı. Terörle Mücadele Sırasında İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasıyla ilgili Birleşmiş Milletler Özel Raportörü Martin Scheinin, daha tasarı halindeki metinle ilgili görüşlerini ve kaygılarını 21 Mart'ta TBMM Adalet Komisyonuna göndermişti.

Hükümetin, geçen hafta Meclis’ten geçen Terörle Mücadele Kanunu’nda (TMK) Birleşmiş Milletler’in (BM) insan haklarına aykırılık uyarılarını dikkate almadığı ortaya çıktı. BM Terörle Mücadele Sırasında İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasıyla ilgili Birleşmiş Milletler Özel Raportörü Martin Scheinin, daha tasarı halindeki metinle ilgili 21 Mart tarihli görüşlerini ve kaygılarını Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Adalet Komisyonu’na gönderdi. Ancak, Scheinin’in BM Medeni ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’ni (ICCPR), Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ve uluslararası insan hakları metinlerini ölçüt alarak yaptığı değerlendirmede dikkat çektiği hak ihlâline sebep olabilecek sorunlu maddeler, Komisyon görüşmelerinde kaldırılan “terör örgütünün amacının propagandasını yapmak” dışında, varlığını koruyor.

“Terör tanımı geniş ve belirsiz”

BM Raportörü Scheinin’in, 21 Mart’ta Ankara’ya ilettiği incelemesinde, tasarı metnindeki terör ve terör suçlarının tanımının net olmadığını belirterek, “Terör kavramına yer veren ulusal yasa, hangi eylemlerin terör olarak sayılacağını belirgin bir şekilde tanımlamalıdır. Bu eylemler, kişilere yönelik ölümcül ya da ağır şiddet içeren eylemleri ya da kişilerin rehin alınmasını kapsamalıdır” demişti.

Scheinin, bu geniş ve belirsiz tanımlamaların muhtemel sonuçlarını da şöyle özetlemişti:

* Bu tanım, yasanın diğer maddeleriyle birlikte uygulandığında, kişinin, uygun bir şekilde tanımlanmış terör suçlarıyla, örneğin kişilere karşı ölümcül ya da ağır şiddet eylemleri ya da kişilerin rehin alınması, kişisel olarak bağlantısı olmadığı durumlarda bile kişi hakkında kovuşturma başlatılması ve mahkum edilmesiyle sonuçlanabilir.

* Türkiye’de “terörist” kavramı, böyle bir terör tanımı kapsamına giren suçların işlenmesiyle bağlantılarının yasallık ilkesine göre kurulamaması durumunda bile, çok sayıda kişiyi, bu kişilerin kurumlarını ve etkinliklerini kast edecek şekilde kullanılmaya devam ediliyor.

* “Terör” ve “terörist” terimlerinin bu denli fark gözetmeden kullanılması, yasallık ilkesine ilişkin ortaya konulan endişeler bir yana, gerçek terörle mücadelenin etkinliğini azaltacaktır.

* Yasa tasarısı terör suçu olarak sayılacak suçların sayısını sınırlamak yerine, bunlara 50’den fazla yeni suç eklemiştir. “Yabancıların ülkeye sokulması”, “suçlunun övülmesi”, “halkın askerlik hizmetinden soğutulması”, “bilerek ve isteyerek orman yakmak” yeni terör suçları olarak eklenmiştir. Bunların “terör”le bağlantısı “terör suçu” sayılamayacak kadar uzak olabilir. Bu durum, terör teriminin ayırıcı niteliğini kaybetme tehlikesini beraberinde getiriyor.

Scheinin, süreli yayınlara yaptırım getiren 5. maddedeki işlenmiş olan suçları ve suçluları övmek ya da “terörist örgütün propagandası niteliğinde olan” gibi terimlerin “yasallık şartına aykırı” olduğunu belirtmişti. Kanun metninin ifade özgürlüğünün uygun olmayan bir şekilde sınırlandırılması anlamına geldiğini kaydeden Scheinin, yasada terör suçu sayılan suçların kapsamının genişletilmesiyle, “kullandığı terör suçları tanımı nedeniyle, çok sayıda suç ve bunların parasal olarak desteklenmesini içine alacak kadar geniştir” demişti.

/ İSTANBUL

11.07.2006


 

CHP’nin derdi Kur’ân kursları

CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı, Kur’ân kurslarının sayısını sordu. Gazalcı, Devlet Bakanı Mehmet Aydın’ın cevaplaması talebiyle TBMM Başkanlığına sunduğu yazılı soru önergesinde, 2004 ve 2005 yılları ile 2006 yılının ilk 6 ayında açılan yaz Kur’ân kursu sayısının açıklanmasını istedi.

CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı, Milli Eğitim Bakanı Çelik’e okullarda Kur’ân kursu açılıp açılmadığını sordu.

Bakan Çelik’in cevaplaması talebiyle TBMM Başkanlığı’na bir soru önergesi veren CHP’li Gazalcı, 2004, 2005 ile 2006 yılının ilk 6 ayında açılan Kur’ân kursu sayısını sordu. Gazalcı, önergesinde şu sorulara da yer verdi:

“Aynı yıllarda okullarda Kur’ân kursu açılmış mıdır? Açılmışsa bunun sayısı ne kadardır? Ülke genelinde kaç Kur’ân kursu vardır? Hatay’ın merkez ilçesi Antakya’da, İl Müftülüğü’nün isteği üzerine 7 okulda Kur’ân kursu açılmış mıdır? Yaz Kur’ân kurslarına yasal olarak ancak ilköğretimin 5. sınıfını bitiren çocuklar gidebilmektedir, uygulamada bu kurala uyulmakta mıdır? Bunun denetimi yeterince yapılmakta mıdır? Yaz Kur’ân kursu açılabilmesi için yönetmeliğe göre en az 15 öğrenci ile kanuni temsilcilerinin izni gerekirken, yönetmelik değişikliğiyle öğrenci sayısı 10’a düşürülmüş, velisinden izin alma koşulu kaldırılmış mıdır? Bu yönetmelik değişikliğine niçin gerek duyulmuştur? Kimi Kur’ân kurslarına gelen öğrenci sayısını artırmak için armağanlar (promosyonlar) dağıtıldığı haberleri gazetelere yansımaktadır, bu uygulamalardan bakanlığınızın haberi var mıdır? Kaçak Kur’ân kursları açanlara hapis cezası kaldırıldıktan sonra, kaçak kurs sayısında artış olmuş mudur?”

/ ANKARA

11.07.2006


 

46 bin aday “sıfır” çekti

Ortaöğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavında (OKS), 46 bin 733 adayın ham puanı, “yanlışları doğrularını götürdüğü için” sıfırlandı. Millî Eğitim Bakanı Çelik’in verdiği bilgiye göre, sınava başvuran 809 bin 21 adaydan 798 bin 307’si sınava girdi. Adaylardan 798 bin 296’sının sınavı geçerli sayılırken 11 adayın sınavı iptal edildi.

Ortaöğretim Kurumları Seçme Sınavı’nda (OKS) yanlışları doğrularını götürdükten sonra ham puanı sıfırlanan öğrenci sayısı 46 bin 733 olarak tesbit edildi. 798 bin 307 adayın girdiği sınavda iki öğrenci hiçbir soruya doğru cevap veremezken en başarılı ilk üç il ise Edirne, Burdur ve Ankara olarak açıklandı.

OKS ÜÇ YIL SONRA KALKACAK

Bakanlık Başöğretmen Salonu’nda yapılan basın toplantısında OKS değerlendirmesini yapan Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, önümüzdeki üç yılın sonunda yeni ilköğretim müfredatının Türkiye’de tüm okullarda uygulanmaya başlayacağını ve ardından Ortaöğretim Kurumları Öğrenci Seçme Sınavı (OKS)’nın kaldırılacağını açıkladı. Çelik, dersaneleri de birikimlerini okullaşma yönünde değerlendirmeye davet etti. OKS’nin üç yıl daha devam edecek olması sebebiyle içeriğinde bazı iyileştirmelerin yapılacağını belirten Çelik, sınavın muhtevasıyla ilgili düzenlemelerin 2006-2007 eğitim öğretim yılının başında açıklanacağını bildirdi.

İLK YERLEŞTİRME 28 TEMMUZ’DA

Sınav takvimi hakkında da bilgi veren Çelik, öğrencilerin 11-21 Temmuz tarihleri arasında birinci tercihlerini yapacaklarını, 28 Temmuz’da birinci yerleştirme sonuçlarının açıklanacağını bildirdi. 29 Temmuz - 4 Ağustos tarihlerinde birinci kesin kayıtlar gerçekleşeceğini, 6 Ağustos’ta dolmayan boş kontenjanların ilân edileceğini de aktaran Çelik, ikinci tercihlerin 7-13 Ağustos tarihleri arasında alınacağını, sonuçların ise 20 Ağustos’ta açıklanacağını söyledi. Çelik, ikinci kesin kayıt tarinin de 21-24 Ağustos arası olduğunu belirtti. Sınav sonuçları -www.meb.gov.tr- ya da -sinavlar.meb.gov.tr- internet adreslerinden öğrenilebilecek.

BİRİNCİ İSTANBUL’DAN

Sınavda İstanbul’dan Yiğit Yargıç ve Selin İşgüven tüm sorulara doğru cevap vererek birinciliği paylaştı. Türkçe- Matematik (TM) ve Matematik- Fen (MF) alanlarında bütün sorulara doğru cevap vererek birinci olan iki kişi Özel Çınar İlköğretim Okulu’ndan Yiğit Yargıç ve Özel Üsküdar S.E.V İlköğretim Okulu’ndan Selin İşgüven oldu.

/ ANKARA

11.07.2006


 

AB ile bütünleşmede demokratik katılımcılık önemli

Gaziantep Ticaret Odası (GTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Aslan, Avrupa Birliği’nin nihai hedefi olan Avrupa bütünleşmesinin temel unsurlarından birinin demokratik katılımcılık olduğunu söyledi.

Aslan, GTO’da sivil toplum örgütlerine yönelik düzenlenen ‘’Avrupa Birliği’’ konulu eğitimde, toplum içinde anlayışı geliştirme, bilgi ve değişime hazırlık yoluyla siyaset yapma sistemi olan sivil toplum olmaksızın Avrupa bütünleşmesinin olmayacağının açık olduğunu belirtti. Gelişmiş toplumların ve Avrupa kimliğinin ayrılmaz bir parçası haline gelen sivil toplumun, sosyal Avrupa’nın inşasında ve Avrupa bütünleşmesinde önemli bir yere sahip olduğunu ifade eden Aslan, şöyle konuştu:

‘’Avrupa Birliği’nin nihai hedefi olan Avrupa bütünleşmesinin temel unsurlarından biri demokratik katılımcılıktır. Bu unsur Türkiye tarafından da iyi irdelenmeli ve Avrupa Birliği’ne uyum sürecinde Türkiye’de sivil toplum kuruluşlarının bir aktör olarak yer almasına dönük çabalar yoğunlaştırılmalıdır.’’

Aslan, AB’ye tam üyelik yolunda ilerlerken sivil toplum hareketine, sivil toplum olgusuna, derneklere ve vakıflara yeni bir bakış açısının zorunlu olduğunu kaydetti.

/ GAZİANTEP

11.07.2006


 

Ağar: İttifakı milletle yaparız

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, ‘’Bizim ittifak yaptığımız bir yer var, o da millettir’’ dedi. z sahibi olmasını istediklerini ifade eden Ağar, ‘’Yeter, söz milletindir sloganı artık tam anlamıyla milletin düşüncelerini ifade etmelidir’’ diye konuştu.

Ağar, DYP Rize İl Başkanı Köksal Toptan’ın kızı Elif Toptan’ın Rize Öğretmenevi’nde düzenlenen nikâh törenine katıldı. Belediye Başkanı Halil Bakırcı’nın kıydığı nikâhta, gelin Elif Toptan’ın nikâh şahitliğini Mehmet Ağar, damat Yavuz Aslan’ın nikâh şahitliğini ise AKP Zonguldak Milletvekili Köksal Toptan’ın eşi Saime Toptan yaptı. nikâh töreni sonunda Ağar, evlilik cüzdanını geline verdi. Ağar, salondan ayrılışı sırasında bir gazetecinin ‘’Türkiye’deki yeni arayışları nasıl değerlendiriyorsunuz?’’ sorusuna, ‘’Bizim ittifak yaptığımız bir yer var, o da millettir’’ cevbını verdi.

Demokraside milletin iradesinin söz sahibi olmasını istediklerini ifade eden Ağar, ‘’Yeter, söz milletindir sloganı artık tam anlamıyla milletin düşüncelerini ifade etmelidir’’ diye konuştu. Türk siyaset arenasında parlayan bir yıldız bulunduğunu, onun da DYP olduğunu savunan Ağar, şunları söyledi:

‘’Milletin derdine, ezilmişliğine derman olacak yegane partiyiz. Milletin verdiği karar, en doğru karardır. Biz milletin bize gösterdiği yolda gideriz. Suni birtakım hareketlerle siyaset geliştirilemez. Siyaset yapan herkesle Türkiye’nin geleceği ve menfaatleri için diyalog içinde oluruz. Siyasette diyalog vardır, ama tavırlar farklı farklıdır. Bizim tavrımız milletin tavrıdır.’’

/ RİZE

11.07.2006


 

CHP'ye ‘hayırlı olsun’ ziyareti

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘şato’ olarak adlandırılan yeni genel merkezine taşınması sebeiyle CHP’ye ‘’hayırlı olsun’’ ziyaretinde bulundu.

Başbakan Erdoğan’ı CHP Genel Merkezine gelişinde Genel Başkan Yardımcıları Eşref Erdem ve Mustafa Özyürek, görüşmenin gerçekleştiği 12. katın asansör çıkışında ise CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve Genel Sekreter Önder Sav karşıladı. Baykal, Başbakan Erdoğan’ı beklerken basın mensuplarına, ‘’Burada uzun uzun fotoğraf çekin. Daha sonra (tokalaşmadılar) diye dedikodu yapmayın’’ diye espri yaptı. Tokalaşma sırasında basın mensuplarının ‘’Bu tarafa bakar mısınız?’’ şeklindeki talepleri üzerine Baykal, ‘’Tekrarı yok ona göre. Her iki tarafa baktık’’ derken, Başbakan Erdoğan da ‘’Aynı istikamete bakıyoruz’’ dedi. Basına kapalı olarak gerçekleşen görüşmeye, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, AKP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz, AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat ve Kadın Kolları Başkanı Selma Kavaf ile CHP’den Genel Sekreter Önder Sav, Genel Başkan Yardımcıları Eşref Erdem ve Mustafa Özyürek katıldılar.

/ ANKARA

11.07.2006


 

Filistin’e 1 milyon dolarlık hibe

Türkiye ile Filistin yönetimi arasında 1 milyon dolar tutarındaki hibe anlaşması imzalandı. Anlaşmayı Dışişleri Bakanlığında Türkiye adına Filistin Ekonomik ve Sosyal İşler Koordinatörü Vehbi Dinçerler, Filistin adına Filistin’in Ankara Büyükelçisi Nebil Maruf imzaladı.

İmza töreninde bulunan Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, hükümetin Filistin’e yeni açılım politikası çerçevesinde aldığı kararların, Filistin’in sosyal ve ekonomik meselelerine de hitap ettiğini hatırlattı. Bugün imzalanan anlaşmanın İsrail ile Filistin arasındaki gerginliğin tırmandığı bir döneme rastladığına işaret eden Gül, bunun çok kaygı verici bir tırmanış olduğuna işaret ederek, uluslar arası camianın ve herkesin bugünkü durumun tekrar sükûnete kavuşması için gayret sarf etmesi gerektiğini söyledi. Gül, “Bu şekilde iki devletli çözüm yolu zora girmektedir. Yeni nesiller, düşmanlık ve intikam fikirleriyle beslenmektedir’’ dedi. Hibe yardımlarıyla diğer yardımları birbirinden ayırmak gerektiğini kaydeden Gül, hibe yardımlarının, ileride Filistin kendi toprakları üzerinde kendi devletini kurduğunda, kurumları geliştirmek ve eleman yetiştirmek üzere kullanılacak yardımlar olduğunu söyledi. Zor durumdaki Filistin halkına yapılan insani yardımlar da bulunduğunu kaydeden Gül, Filistin’e son olarak 10 bin tonluk acil un yardımıyla ilgili tüm kararnamelerin çıktığını, sevkıyat sorunlarının da aşılmasına çalışıldığını söyledi.

/ ANKARA

11.07.2006


 

Arınç: Medya kendini yenilemeli

TBMM Bülent Arınç, Tunceli’de folklor gösterisi yapan kızların başörtülü olması ile ilgili haberleri ‘saçmalık’ olarak nitelendirdi. Arınç, paronaya haline gelmiş başörtüsü haberlerinden bıktıklarını ifade ederek medyanın kendisini yenilemesi gerektiğini söyledi.

TBMM Başkanı Bülent Arınç Rusya’ya hareketinden önce Ankara Esenboğa Havaalanı’nda gazetecilerin sorularına cevap verdi. Tunceli’deki bir açılış sırasında folklorcü kızların başörtülü olmaları ile ilgili bir soruya cevap veren Arınç, bu tür haberleri ‘saçmalık’ olarak nitelendirdi. Kendisinin Tunceli’ye giden ilk Meclis Başkanı olduğunu ve 2 milyon YTL’ye mal olan bir rehabilitasyon merkezi açılışı için Tunceli’ye gittiklerini ifade eden Arınç, ziyareti sırasında folklorcu kızların kıyafetinin hiç gündeme gelmediğini, ancak daha sonra bunun haber yapıldığını söyledi. Tunceli’deki folklor gösterisinde rejim adına bir sonuç çıkarmanın yanlış olacağını vurgulayan Arınç, “Türkiye’deki rejim bu tür saçmalıklarla örselenmeyecek, sarsılmayacak kadar sağlam ve güçlüdür. Bu tür saçmalıklarla rejim sorunu yaratmak, ‘Meclis tehlikededir’ demek kargaların bile güleceği bir olaydır. Küçük kızların folklor gösterisi ile rejim tehlikeye girmez” dedi. Arınç sözlerini şöyle sürdürdü: “Medya kendini yenilemeli. Türkiye’de her şey kendini yeniliyorken, her şey bir değişim ve dönüşün içindeyken medyanın mutlaka kendini yenilemesi gerekir. Bu tür haberler medyaya büyük bir kötülüktür. Tunceli halkı, vatanına devletine bağlıdır. Tunceli halkı askerine meclisine bütün kurumlarına bağlıdır. Tunceli’yi böyle haberlerle adeta tepki çeken bir il olarak göstermeyi, izole etmeyi hiç kimse kendine hedef olarak almamalı. Türkiye’de medyanın haber biçimini, algılamasını değiştirmesi lazım. Bu felaket haberlerinden, paranoyaya dönüşmüş başörtüsü haberlerinden bıktık artık. Sorumlu bir basın istiyoruz. Her önüne geleni istediği gibi eleştirerek, haberlerle insanları suçlayarak çuvaldız batıran basının, iğneyi kendine batırması gerek. Türkiye’nin güçlü bir medyaya ihtiyacı var. Güçlü medyanın, böyle saçma haberlerle değil, kendisini yenileyen, halkı ile bütünleşen, doğrudan yana olan, doğruyu ortaya koymaya çalışan, eleştiren ama yol gösteren bir özellik göstermesi gerekir.’’ Arınç ayrıca 1 Temmuz tarihinde tatile giren TBMM’nin şartlar ve ihtiyaçlar doğrultusunda 1 Ekim tarihinden önce de toplanabileceğini belirterek, TBMM’nin olağanüstü toplanmasına şu anda ihtiyaç duyulmadığını da ifade etti.

/ ANKARA

11.07.2006


 

AB: Kıbrıs'ta çözüm gecikmesin

AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, “Kıbrıs'ta iki bölgeli, iki toplumlu ve siyasî eşitliğe dayalı nihaî çözüm daha fazla geciktirilmemelidir'' dedi. Rehn, günlük sorunları ele alacak teknik komitelerin çalışmalarının, daha fazla uzlaşma sağlanmasıyla eşzamanlı olarak temel sorunları içine alacak şekilde genişletilmesini diledi

AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, ‘’(Kıbrıs’ta) iki bölgeli, iki toplumlu ve siyasî eşitliğe dayalı nihai çözüm daha fazla geciktirilmemelidir’’ dedi.

Yaptığı yazılı açıklamada, BM Genel Sekreterinin Siyasî İşlerden Sorumlu Yardımcısı İbrahim Gambari’nin Kıbrıs misyonunda olumlu sonuçlar elde etmesini memnuniyetle karşıladığını belirten Rehn, ‘’Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk toplumlarının liderleri Tasos Papadopulos ve Mehmet Ali Talat’ın bir hafta içinde üç kez buluşmuş olması, adada diyaloğun bir şansı olduğunun ve BM gözetiminde kapsamlı bir çözüme ulaşmak için yeni bir sürecin başlatılmasının cesaretlendirici göstergesidir’’ ifadelerine yer verdi. AB Komisyonu’nun, iki liderin üzerinde görüş birliği sağladığı ‘’prensipler dizisi’’ni tamamen paylaştığını bildiren Rehn, bu kapsamda Kıbrıs’ta mevcut durumun kabul edilemeyeceğini, iki bölgeli ve iki toplumlu federasyon ve siyasi eşitliğe dayalı nihai çözümün ulaşılabilir olduğunu ve daha fazla geciktirilmemesini istedi. Rehn, ‘’Umarım günlük sorunları ele alacak teknik komitelerin çalışmaları, daha fazla uzlaşma sağlanmasıyla eş zamanlı olarak temel sorunları içine alacak şekilde genişletilir’’ görüşünü dile getirdi.

/ BRÜKSEL

11.07.2006


 

Aygün: İttifak arayışı hayalden öte gitmez

DSP’nin Kurucu Genel Başkanı Rahşan Ecevit, başlattığı ‘’sağlı-sollu ittifak’’ girişimi çerçevesinde Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün’ü ziyaret etti.

Aygün, ATO olarak hiçbir zaman bir siyasî partinin güdümünde olmadıklarını ifade ederek, yaptırdıkları ankette esnafın yüzde 66’sının Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini istediğini kaydetti. Aygün, şunları söyledi: ‘’Siyasetin nasıl şekilleneceğini biz sadece izliyoruz. Burada da topluma çok daha faydalı olduğumuzu düşünüyoruz. Bülent Ecevit’in isteğini devam ettirmenizi hoş karşılıyorum. Ama ülke gerçekleriyle bağdaşmadığını görüyoruz. Çünkü kimse bunu sahiplenmedi. Keşke olabilse. Keşke becerebilsek. CHP, DYP, MHP’nin tavrı belli. Bunun bir hayalden daha öteye gitmeyeceğini de şu günden ben görebiliyorum. Size başarılar diliyorum.’’

/ ANKARA

11.07.2006


 

Kapanmadan sayılacağız

Türkiye’de insanların eve hapsolmadan sayılmasını sağlayacak ikamete dayalı nüfus kayıt sistemi üzerinde hazırlıklar sürerken, sistemin altyapısını hazırlayacak Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) çalışmalarına hız verdi.

Bu kapsamda nüfusa ilişkin ilk verilerin, gelecek yılın sonunda alınması hedefleniyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) geçtiğimiz Nisan ayında çıkan yasanın verdiği 23 aylık süreyi beklemeden sayım yapmayı hedeflerken, bundan böyle insanları bulduğu yerde değil, ikamete dayalı olarak sayacak. Yeni uygulama için belediyeler binaların numaralama çalışmasını yaparken bu işlemi yapan ilin sayımı, çalışma devam eden illeri beklemeden gerçekleşecek. Bu süreçte TÜİK’in adresle, TC kimlik numarasını eşleştirip bir veri tabanında toplayarak nüfus müdürlüklerine teslim etmesi öngörülüyor. Yeni sistemde sokağa çıkma yasağı olmayacak. Numaralama sisteminin tamamlanması ile birlikte TÜİK görevlileri, öncelikle sokak sokak sayım gerçekleştirecek, yeni taşınanların kayıtları da muhtarlıklar kanalıyla sisteme girecek. Sistemde, bina yöneticilerinden o binada oturanlara ilişkin bilgiler istenecek, tüm vatandaşlara ulaşmak için gerekirse kapısına kağıt bırakılarak randevu verilecek.

/ ANKARA

11.07.2006


 

Baydemir’e 2 yılda 129 soruşturma

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir hakkında son 2 yıl içinde açılan toplam 129 soruşturmadan 42’sine takipsizlik kararı verildi. Baydemir ile ilgili halen 17 dava devam ediyor.

Baydemir hakkında yaptığı açıklamalar, katıldığı PKK’lıların cenaze törenlerine ve nevruz törenlerine belediyeye ait otobüsleri tahsis ettiği iddiasıyla son 2 yıl içinde Cumhuriyet Savcılıkları tarafından 129 soruşturma açıldı. Açılan soruşturma dosyalarından 42’sine takipsizlik kararı verildi. Asliye Ceza Mahkemeleri’nden 15, Ağır Ceza Mahkemeleri’nden 6, DGM’lerden de 6 beraat kararı çıktı. Sulh Ceza Mahkemeleri’nde 2, Asliye Ceza Mahkemeleri’nde 12 ve kapatılan DGM’lerin yerine açılan Ağır Ceza Mahkemeleri’nde 3 olmak üzere 17 dava ise devam ediyor.

/ DİYARBAKIR

11.07.2006


 

Stk’lar Ankara’da biraraya geldi

MAZLUMDER’in ev sahipliğinde bir araya gelen sivil toplum kuruluşları “Ankara Sivil Toplum Teşekkülleri” oluşturma yolunda ilk adımı attı

Altınpark’taki Dede Efendi Lokantasında düzenlenen kahvaltılı toplantıya aralarında; Araştırma ve Kültür Vakfı, Gönüllü Eğitimciler Derneği, Zehra Vakfı, Selçuklu Vakfı, Türkiye İlahiyatçılar Birliği, Vahdet Vakfı, Türkiye Yazarlar Birliği, Bab-ı Ali Ehli Beyt Vakfı, Asder, Genç Birikim, ÖZEV, Eğitim-Bir-Sen, Kardelen Derneği, İnfak Vakfı, DOKAP, Memur-Sen, Hizmet-İş, Kutup yıldızı Derneği, Öğretmen-Sen gibi kuruluşların yer aldığı yaklaşık 50 dernek ve vakıf katıldı. Toplantının iki ayda bir yapılacağını söyleyen MAZLUMDER GYK üyesi Harun Özçelik; toplantıyı düzenleme amaçlarının; sivil toplum kuruluşlarının birbirlerini daha iyi tanımaları, bir araya gelerek potansiyellerini ve imkânlarını daha verimli ve etkin kullanmalarını sağlamak olduğunu söyledi.

/ ANKARA

11.07.2006


 

Yağlıdereliler İHH yardımıyla sevindi

İHH İnsanî Yardım Vakfı Acil Yardım Ekibi Giresun’un Yağlıdere ilçesinde meydana gelen sel felâketi sebebiyle içme suyu sıkıntısı çeken kasaba halkına su dağıttı.

Geçen hafta yağan yağmur sebebiyle Karadeniz Bölgesinde bir çok yerleşim birimi yağan yağmurlardan etkilenmiş hatta bazı yerleşim yerlerinde birkaç can kaybı da olmuştu. Bölgedeki sel felâketini haber alan İHH İnsanî Yardım Vakfı, gezici aşevi ve beraberindeki ekiplerini bölgeye gönderdi. Yağışların daha çok etkilediği Giresun Yağlıdere İlçesine ulaşan İHH ekibi, mülkî amirlerle görüştü.

Yetkililerin verdiği bilgiler ve yapılan gözlem neticesinde ilçenin içme suyu şebekesinde hasar meydana geldiğini ve yağmur sebebiyle bulaşıcı hastalık tehlikesinin olduğunu öğrenen İHH İnsanî Yardım Vakfı acil yardım ekibi, beş bin nüfuslu Yağlıdere ilçesi halkına on üç ton su dağıtımı gerçekleştirdi. İHH ekibi, bölgede tesbit ettiği birkaç fakir aileye de gıda yardımında bulundu.

/ İSTANBUL

11.07.2006


 

Suçun çaresi ahlâkî değerler

Bursa Emniyet Müdürlüğü, çocukların suça yönelmemesi için anne-babalara, “Çocuklarınıza ahlâkî değerleri öğretiniz” uyarısında bulundu.

Sosyal çevreleri, ana - baba tutumları, kişisel özellikleri sebebiyle suç işlemeye yatkın ve suç işleme tehlikesi içinde bulunan çocukların ‘Suça Yönelen Çocuk’ olduğunu açıklayan Bursa Emniyet Müdürlüğü, çocukların suça yönlenmemesi için anne babaların uygulayacağı bir dizi tedbiri açıkladı.

Anne ve babalara “Çocuklarınızın her istediğini yerine getirmeyiniz, çocuklarınıza ahlâkî değerleri öğretiniz, çocuklarınıza sorumluluklar veriniz ve çocuklarınızın yanında kavga etmeyiniz” uyarısında bulunan Çocuk Şube Müdürlüğü yetkilileri ekliyor: “Çocuklarınızı aşağılamayınız, çocuklarınıza aşırı harçlık vererek doyumsuzlaştırmayınız”

Çocuk suçluluğunun, sanayileşme ile orantılı olarak artış gösterdiğini, sanayileşme sonucu hızlı ve düzensiz şehirleşmenin, işsizlik, gelir dağılımında eşitsizlik ve geleneklerde sarsılma oluşturduğunu açıklayan Bursa Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü, özellikle yaz tatilinde çocukların suça yönlenmesinin anne ve babalar tarafından engellenebileceğini bildirdi.

Yapılan açıklamada, çocuğu suça iten sebeplere dikkat çekti. Polise göre, ‘zekâ geriliği veya gelişimindeki gerilik’, ‘sosyal eğitimden ve kültürden yoksun olma’ gibi sebeplerle çocuklar suça yönlenebiliyor. Çevrenin çocuğun hem zihnen, hem bedenen gelişmesini desteklediğine işaret eden polis, çocuğun içinde bulunduğu çevrenin, onun sosyal, eğitimsel ve temel ihtiyaçlarını karşılayamıyorsa çocuğun suça yönelebileceğinin gözardı edilmemesi gerektiğini belirtti.

ANNE VE BABALARA TAVSİYELER

Bursa Emniyet Müdürlüğü çocukların suça itilmemesi sebebiyle anne babalara da altın değerinde tavsiyelerde bulunuyor. İşte uzmanlardan anne ve babalara tavsiyeler:

Çocuklarınızın her istediğini yerine getirmeyiniz. Çocuklarınıza ahlâkî değerleri öğretiniz. Çocuklarınıza sorumluluklar veriniz. Çocuklarınızın yanında kavga etmeyiniz. Çocuklarınızı aşağılamayınız. Çocuklarınıza aşırı harçlık vererek doyumsuzlaştırmayınız. Çocuğunuza; çevresine, ailesine karşı sorumlulukları olduğunu öğretiniz. Çocuklarınız bir suça maruz kaldığında (cinsel istismar v.s.) hemen ilgili makamlara başvurunuz. Gelişim ve zekâ düzeyine göre temel cinsel eğitim veriniz. Çocuklarınıza sevgide ve kızmada ölçülü davranınız. Çocuklarınız iyi şeyler yaptığında ödüllendiriniz. En önemlisi çocuklarınıza karşı asla şiddet uygulamayınız. Çocuğunuza tehlike anında nasıl davranması gerektiğini öğretiniz. Bireyin toplumsal değer hükümlerini kazandıran, ona ilk sosyal deneyim fırsatını veren aile ortamının gelişim sürecindeki önemi büyüktür.

/ BURSA

11.07.2006


 

HRW, Mardin İnsan Hakları Kurulu’nu örnek gösterdi

Mardin Valiliği tarafından kurulan İnsan Hakları Kurulu yaptığı başarılı çalışmalar sonucu İngiltere’nin Londra şehrinde bulunan Uluslararası İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) tarafından örnek gösterildi.

Mardin İnsan Hakları Kurulu Başkanı Vali Yardımcısı Kemal Kızılkaya, “İnsan Hakları Kurulu olarak Mardin’de göstermiş olduğumuz başarılı çalışmalar sonucu İngiltere’in Londra şehrinde bulunan Human Rights adlı kuruluş bizi örnek göstererek, Türkiye’deki insan hakları alanındaki gelişmelere dikkat çekti” dedi. Mardin İnsan Hakları Kurulu, Avrupa Birliği Komisyonu tarafından Türkiye’nin 81 il arasında da örnek il gösterildiğini vurgulayan Kızılkaya, “21 yüzyılda insan hakları ihlallerinin yaşandığı bir dünyada Avrupa tarafından örnek il olarak gösterilmesi Türkiye’deki insan haklarının ne kadar geliştiğini göstermektedir” diye konuştu.

/ MARDİN

11.07.2006


 

Emniyet, teknolojiyle yakalayacak

TÜBİTAK ve emniyetin geliştirdiği ortak projeler suçluların yakalanmasında bilim kurgu filmlerini aratmayacak yöntemleri hayata geçirecek.

Emniyet Genel Müdürlüğü, TÜBİTAK işbirliğinde gerçekleştirdiği “ortak akıl platformu” kapsamında hazırladığı ve suçla mücadelede yüksek teknoloji ürünü yöntem ve cihazların kullanılmasına imkan tanıyan projeler ile zaman ve kaynak tasarrufu sağlamayı amaçlıyor. Gerekli maddi kaynağın sağlanmasının ardından kısa sürede hayata geçirilmesi planlanan projeler sayesinde hem suç ve suçlulukla mücadelede etkinlik arttırılacak, hem de vatandaşların günlük hayattaki bazı bürokratik işlemleri elektronik ortamda gerçekleştirebilecek. TÜBİTAK ve Emniyet Genel Müdürlüğünün işbirliği ve Türkiye Sanayi Sevk ve İdare Enstitüsü (TÜSSİDE)’nin moderatörlüğü ile düzenlenen “Ulusal Emniyet ve İç Güvenlik Kamu Araştırma Programı Ortak Akıl Platformu”nda geliştirilen 43 proje arasında Bilişim ve Organizasyondan iş süreçleri, suçu önleme, suçu aydınlatma, polis ekipmanları, personel ve trafiğe kadar pek çok alanda yenilikler öngörülüyor.

/ ANKARA

11.07.2006


 

Pratisyene ilâç yazma yetkisi kısıtlanmadı

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, pratisyen hekimlerin ilaçları reçete edebilme yetkilerinin kısıtlanmadığını bildirdi. CHP Ordu Milletvekili Sami Tandoğdu’nun konuya ilişkin soru önergesini cevapayan Akdağ, Nisan ayında çıkarılan Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliğinde ilaç uygulamalarıyla ilgili olarak düzenleme yapıldığını kaydetti.

Akdağ, yapılan düzenlemelerin daha çok geri ödeme kuruluşlarınca karşılanacak ilaç bedellerinin, ödemeye esas kriter ve kuralarının belirlenmesinden ibaret olduğunu belirtti. Akdağ, bu kuralların Maliye Bakanlığı ve geri gönderme kuruluşları tarafından öngörülen önlemler çerçevesinde, bedeli ödenebilecek ilaçların belirlenmesi, eşdeğer ilaçların en düşük fiyatlı olanının verilmesi, hasta katılım payı veya muafiyet tanınacak ilaçların belirlenmesi gibi tedbirleri kapsadığına işaret etti.

Yapılan düzenlemelerle, hekimlerin yetkisinin kısıtlanmasının veya hekimlik uygulamalarına müdahale edilmesinin söz konusu olmadığını kaydeden Bakan Akdağ, ‘’Aile hekimliği uygulamalarında görev alan pratisyen hekimlere de aile hekimliği uzmanlarına tanınan imkanlar sağlanmıştır’’ dedi.

/ ANKARA

11.07.2006


 

Olaylı yıkımda 57 kişi gözaltına alındı

Maltepe Pazarı’nda, Çankaya Belediyesi ekiplerinin yaptığı yıkım sırasında çıkan olaylarda gözaltına alınan kişi sayısı 57’ye yükseldi.

Emniyet yetkililerinden alınan bilgiye göre, Çankaya Belediyesi ekiplerinin Maltepe Pazarı’nda öncek gece gerçekleştirdiği yıkım sırasında esnaf ile yıkım ekipleri arasında olaylar çıkmıştı. Belediyenin aldığı karar doğrultusunda çok katlı otopark ve alış-veriş merkezi yapılması planlanan Maltepe Pazarı’na Çankaya

Belediyesi yıkım ekipleri gece geç saatlerde gelmiş, ancak pazar esnafının karşı koyması üzerine taş, sopa, bıçak ve silahlı kavga çıkmıştı. Olay yerinde geniş güvenlik tedbirleri alan polisin, kendisine molotof kokteyli atan gruba, biber gazı ile müdahale etmesi sonucu gözaltına alınan kişi sayısının 57’ye yükseldiği öğrenildi.

Olaylarda 2 iş makinası, 4 zabıta aracı ve 2 otomobil ile çok sayıda emniyet aracının hasar gördüğü, 1 hafriyat kamyonunun ise yakılarak kısmen kullanılamaz hale geldiği kaydedildi.

/ ANKARA

11.07.2006


 

Arazi yüzünden iki kardeşini öldürdü

Kahramanmaraş’ın Andırın ilçesinde bir kişi, arazi anlaşmazlığı sebebiyle kavga ettiği iki kardeşini tüfekle ateş ederek öldürdü, bir kardeşini yaraladı.

Edinilen bilgiye göre, Zihni Y. (45), Çokak beldesinde, arazi anlaşmazlığı nedeniyle kardeşleri Hasan Y. (25), Yüksel Y. (34) ve Hüseyin Y. (25) ile tartıştı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi sonucu, Zihni Y, kardeşlerine kalaşnikof marka tüfekle ateş açtı. Kardeşlerden Hasan Y. ve Yüksel Y. olay yerinde hayatını kaybetti. Yaralanan Hüseyin Y. ise Kahramanmaraş Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı. Zihni Y, jandarma ekipleri tarafından gözaltına alındı. Soruşturma sürdürülüyor.

/ KAHRAMANMARAŞ

11.07.2006


 

İştahınızı kapatmak mı istiyorsunuz?

Diyet yapmak isteyip, iştahına engel olamayanlara tavsiyelerde bulunan uzmanlar, gün içinde sık ve az öğünler yemenin, iştahın kontrolden çıkmasını önlemenin en kolay yolu olduğunu belirtiyor.

Uzmanlara göre, yeme isteğinin kontrol altında tutulması, atıştırma krizinden kurtulmak için sağlıklı karbonhidratlara yönelinmesi, bol bol su içilmesi, yiyeceklerin iyice çiğnenmesi ve güç gerektiren egzersizlerin yapılması gerekiyor.

Beynin, vücutta enerjinin azaldığını fark eder etmez açlık hissetmeye yol açan kimyasal maddeler salgıladığını belirten uzmanlar, "Ancak beynimizin bu kimyasal maddeleri salgılayan kısmı, aynı zamanda duyguları da kontrol ediyor. İşte, sıkıldığımız veya kendimizi kötü hissettiğimizde hemen buzdolabına koşmamızın başlıca sebebi bu. Ayrıca yemeklerin tadı, kokusu veya görüntüsü de açlık duygusuna sebep olabiliyor. Yemek sonrasında canınız dondurma çekiyorsa, bunun sebebi kesinlikle aç olmanız değil, kontrolden çıkan yeme isteğinizdir. Eğer bunu aklınızdan çıkarmazsanız, tokken yediğiniz yemek miktarını en aza indirmiş olursunuz" ifadelerini kullanıyor.

11.07.2006


 

Keneyi eski yöntemle çıkartmayı denemeyin

Kene ısırmalarının yeni bir olay olmadığını, ancak insan ölümlerine sebep olmasıyla birlikte vatandaşların hastahanelere gelmeye başladığını söyleyen Kayseri Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim İkizceli, “Geçmişte ilkel yöntemlere başvurularak vücutta yapışık kalan kene kızgın bir cisimle çıkartılırdı. Bu yöntem tamamen yanlıştır” dedi.

Ateşte ısıtılan cismin keneye değdirilmesiyle kenenin kendiliğinden çıktığını ifade eden İkizceli, doğru olanın kenenin hastahanede çıkartılarak kafası veya iğnesinin orada kalmasının önlenmesi, aynı zamanda kenenin virüs taşıyıp taşımadığının tesbit edilmesi olduğunu söyledi.

/ KAYSERİ

11.07.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004