Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 02 Mart 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Sınırlı sorumlu harekât bitti

“- Kesin bir zaman verin bana? Ve kararınızı büyükelçimize bildirin. Beni de doğrudan arayın.”

“- Sizi nereden arayabilirim? Washington’da mısınız?”

“- Beyaz Saray’dayım.”

“- Tamam. Bildireceğim.”

“- Durdurmak zorundayız. Çünkü hepimiz için çok ciddi şeyler gerçekleşebilir.”

“- Farkındayım. (..) ama güvenlik tam sağlanmadan orduyu durduramam. Genelkurmay’ın görüşünü almam lazım.”

“- Köprübaşınız sağlamlaştı. Takviyeniz bölgeye ulaştı. Ateşi kesmezseniz Amerika tek yönlü bir açıklama yapmak zorunda kalır.”

* * *

Bu satırlar, farazi değil; Dışişleri Bakanlığı arşivinde saklanan bir konuşmanın tutanaklarından alınma...

Tarih: 21 Temmuz 1974...

Türkiye Kıbrıs’ta harekâta başlamış. Amerika, iki müttefiki arasında kalmış.

Telefonun Washington ucundaki isim, o dönem başı dertte olan Nixon’un yerine Beyaz Saray’da oturan Dışişleri Bakanı Kissinger...

Ankara’da cevap veren ise Başbakan Bülent Ecevit...

20 Temmuz 1976’da Hürriyet’te yayımlanan tutanakları bugün dönüp yeniden okuyorum.

Elbette koşullar çok farklı; ama benzerlikler de çok:

Amerika yine iki müttefiki arasında kaldı.

Yine ikisine de “havuç ve sopa” politikası uyguladı.

Yine işin kendi çıkarlarına zarar verme noktasına geldiğini görünce frene bastı ve yine Türkiye’ye “Çıkın” baskısı yaptı.

Yukarıdaki konuşmada Kuzey Kıbrıs yerine Kuzey Irak, Yunanlılar yerine Kürtler, Kissinger yerine Gates yazsak, aradaki 34 senelik fark önemsizleşebilir.

* * *

Bu, Türkiye açısından “sınırlı sorumlu” bir harekâttı.

ABD izin verdi, girildi.

ABD telkin etti, çıkıldı.

Giriş gibi çıkış da sürpriz oldu.

Üst düzey askeri yetkililer, özel görüşmelerde harekâtın bir süre daha devam edeceğini kesinlikle ifade ediyorlardı.

Hükümet, “İşimiz bitince çıkarız” diye meydan okuyordu.

Dünkü karar, en çok onları zor durumda bıraktı; çünkü çekilmenin Amerikan Savunma Bakanı Gates’in “Bir an önce bitirin” “rica”sının ve Bush’un onu destekleyen açıklamasının hemen peşinden gelmesi, bu kararın Ankara’da değil Washington’da alındığı izlenimini yarattı.

Zaten dünkü Financial Times, “Amerika Türklere baskıyı artırdı” haberini vermiş ve “Operasyonun sertliği ABD’yi şaşırttı” demişti.

Muhtemelen Washington, Kürt parlamentosunun son kararından ve Kürt yetkililerin şikâyetlerinden etkilenerek,Türk askerinin peşmerge ile çalışma ihtimalinden ve işlerin kontrolden çıkmasından kaygılanmış ve ”Bu kadar yeter” noktasına gelmişti.

Türkiye’nin asgari hasarla ve bölgede kalacağı izlenimi vermeden çıkması hayırlı bir sonuç, ama kamuoyunun çekilme kararını Kürt yönetiminden öğrenmesi, talihsiz bir final oldu.

* * *

Tabii daha büyük talihsizlik, bölgede saldırıların sürmesi olur. Bu, “Baskı altında vakitsiz çıktık” yakınmalarını ve “Yeniden girelim” baskılarını artırır.

Girememe durumu hayal kırıklığı yaratır.

Yeniden girme halinde Kıbrıs’taki 2. harekâtta yaşananlar tekrarlanabilir; yani dünyanın ilk harekâtta gösterdiği tolerans, yerini “işgalci” sıfatına bırakabilir.

Operasyon başladığında PKK’yı yakından izleyen bir uzmandan şu yorumu dinlemiştim:

“Amerika’nın asıl amacı, askeri operasyonla bir sonuca varılamayacağını göstermek. Bunun ardından siyasi çözüm baskılarını devreye sokacak.”

Bir “plan” var mı, yok mu; yakında bunu daha iyi göreceğiz.

Milliyet, 1.3.2008

Can Dündar

02.03.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Sınırlı sorumlu harekât bitti

  Niye gittik, niye döndük?

  Beş yıl sonra ikinci 1 Mart

  Bir de ne olduğunu anlasak

  Bir devlet aranıyor...


 Son Dakika Haberleri