Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 07 Mayıs 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

İş kazalarının faturası ağır

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Makina Mühendisleri Odasının (MMO) ‘İş Sağlığı ve İş Güvenliği’ Raporunda, Türkiye’de, iş kazaları ve meslek hastalıklarının toplam maliyetinin yılda 4 milyar YTL olduğunun tahmin edildiği bildirildi.

MMO’nun “İş Sağlığı ve Güvenliği Raporu” açıklandı. Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliğine gereken önemin verilmediği, yasa, yönetmelik ve uygulamalarda yetersiz kalındığı öne sürülen raporda, iş kazalarına ilişkin veriler, meslek hastalıkları ve iş kazaları, iş güvenliği gibi konular irdelendi.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) rakamlarına göre dünyada; her yıl 270 milyon iş kazasının gerçekleştiği, her yıl yaklaşık 2 milyon 200 bin insanın iş kazaları ve meslek hastalıkları sebebiyle vefat ettiği belirtildi. Her gün yaklaşık 6 bin kişinin iş kazası veya meslek hastalıkları sebebiyle öldüğü belirtilen raporda, “Yıllık toplamda 350 bin kişi iş kazası, 1 milyon 700 bin kişi ise meslek hastalıklarından dolayı ölmektedir” denildi. 2007 yılı ve 2008 yılının ilk aylarının Türkiye’de iş kazalarının yoğun olarak konuşulduğu bir dönem olduğu ifade edilen raporda, “Türkiye sanayisi ve çalışma hayatı iş kazaları, ölüm ve yaralanmada rekorlara koşma yolundadır” görüşü dile getirildi. Türkiye’de iş sağlığı ile ilgili yasal düzenlemelere göre 50’den az sayıda işçinin bulunduğu iş yerlerinde sağlık birimi oluşturulmasının zorunlu olmadığı belirtilen raporda, şöyle denildi: ”En yüksek iş kazası oranı, toplam iş yeri sayısının yüzde 98’ini oluşturan ve İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu (İSGK), iş yeri hekimi, iş güvenliği uzmanı, iş yeri hemşiresi veya sağlık memuru bulundurma gibi zorunlulukların bulunmadığı KOBİ’lerde görülmektedir.” Çalışma hayatında esnek istihdam ve esnek üretimin yaygınlaşması ile çalışma saatlerinin arttığı, bu durumun iş kazalarında önemli rolü bulunduğu belirtilen raporda, “yetersiz olan müfettiş kadroları ile ülkedeki bütün iş yerlerinin her yıl ancak yüzde 5’e yakınının denetlenebildiği” vurgulandı.

HER 5 SAATTE BİR, 1 KİŞİ ÖLÜYOR

Raporda, her 6 dakikada bir iş kazası meydana geldiği her 5 saatte 1 çalışanın (her gün en az 4 çalışan) vefat ettiği, her 4 saatte 1 çalışanın sürekli iş göremez şekilde sakat kaldığı kaydedildi. En fazla iş kazası yaşanan illerin sırasıyla 9 bin 697 iş kazası ile İstanbul, 9 bin 258 iş kazası ile İzmir, 7 bin 440 iş kazası ile Bursa olduğu belirtildi. Zonguldak’ın iş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölümlerde 22 kişi ile 14. sırada, toplam iş kazası sayısında 2 bin 988 kaza ile 7. sırada yer aldığı vurgulandı. Kadınların en fazla iş kazası geçirdikleri sektörlerde 835 iş kazası ile dokuma sanayinin birinci, 493 iş kazası ile giyecek ve hazır dokuma eşya sanayinin ikinci, 335 iş kazası ile gıda sanayinin üçüncü sırada olduğu kaydedildi.

/ Ankara

07.05.2008


 

Asi Nehri’nde kot yüzde 20 düştü

KURAKLIKLA birlikte Suriye’nin Asi Nehri’ne su bırakmaması Hatay’ın Amik Ovası çiftçisini vurdu.

Bir süre önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye ziyaretinde gündeme gelen ve komşu ülke Suriye’nin baraj kapaklarını açarak Asi Nehri’ne su vermesi çiftçiyi sevindirmişti. Ancak çiftçinin bu sevince çok uzun sürmedi. Devlet Su İşleri (DSİ), Asi Nehri’ndeki su kotlarının günlük ölçümünde su seviyesinin yüzde 20’ye düştüğünü açıkladı.

Komşu ülke Suriye’nin Asi Nehri üzerinde çok fazla barajını bulunduğunu ifade eden Hatay Valisi Ahmet Kayhan, “Aslında Asi Nehri uluslar arası bir su. Bu anlamda mevcut suyun bu şekilde başka ülke tarafından fazlasıyla hapsedilmesi, kullanılması yanlış. Edindiğimiz bilgiye ve yapılan ölçümlerde göre Asi Nehrinde yüzde 20’lik bir kot farkı elde edildiğini öğrendik. Demek ki, Suriye, baraj kapaklarını yavaş yavaş kapatıyor. Biz rapor olarak durumu üst mercilere bildireceğiz, gerisi üst makamların işidir.” dedi.

Çiftçilerin rahatlaması için Reyhanlı ve Karaçay Barajlarının mutlaka yapılması gerektiğini belirten Kayhan, bu barajlar yapılırsa Hatay’ın bulunduğu yerden çok daha ilerilere sıçrama yapacağını söyledi. Barajlar yapılmadığı takdirde de sorunlar içerisinde Hatay’ın kıvranmaya devam edeceğini hatırlatan Kayhan, ”Sizler Hataylılar olarak barajların yapılması konusunda baskı unsuru olmalısınız yani siyasî desteği arkanıza almalısınız.” şeklinde konuştu. Amik Ovası’nda Asi Nehri’nin kurumasıyla birlikte kaçak kuyuların da sayısındaki artışlar yer altı suyunu kuruttu. Amik Ovası’nda 11 bin kuyudan yalnızca 7 binin ruhsatlı olduğu bildirilirken 4 bin kuyunun da kaçak olduğu ortaya çıktı.

/ Hatay

07.05.2008


 

Türkiye, çöplük olmasın

ÇEŞİTLİ kamu ve sivil toplum kuruluşları, Türkiye Gençlik Federasyonu öncülüğünde “Daha Temiz ve Daha Yeşil BirTürkiye” sloganıyla “Türkiye Çöplük Olmasın” adı altında bir kampanya başlattı.

Girişimin, TSYD Ankara Şubesi Konferans Salonu’nda düzenlenen tanıtım toplantısında, bütün kişi ve kuruluşlar daha temiz ve daha yeşil bir Türkiye için yerlere çöp atmamaya, yaşadığı alanları temiz tutmaya, yeşillendirmeye ve korumaya davet edildi. Toplantıda, bu amaçla hazırlanan bildiri Nurten Kızıltepe tarafından okundu.

Çevre kirliliğinin insanlar başta olmak üzere tüm canlıların sağlığını tehdit eder hale geldiği vurgulanan bildiride, kamu kurum ve kuruluşlarının, yerel yönetimlerin ve bazı özel kuruluşların da çabalarının çöplerin ortak hayat alanlarına atılmasını engelleyemediği ifade edildi.

Çevre kirliliğinin çeşitleri, nedenleri ve çözüm yöntemleri konusunda vatandaşların daha bilgili ve duyarlı hale gelmesi gerektiği belirtildi.

/ Ankara

07.05.2008


 

KURAKLIK RİSKİ AZALDI

HUBUBATTA rekolte için kritik dönem olan Mayıs ayında Konya’ya son 3 günde metrekareye düşen 10 kilogram yağış çiftçiyi rahatlattı.

Meteoroloji Konya Bölge Müdürlüğü yetkililerinden aldığı bilgiye göre, hububatta kuraklık sebebiyle yüzde 40’lara yakın rekolte kaybının yaşandığı geçen yılın Mayıs ayında Konya’ya, toplam 16 kilogram yağış düşmüştü. Hububat bitkisi için kritik dönem kabul edilen Mayıs ayında bu yıl, sadece son 3 günde Konya’da metrekareye ortalama 10 kilogram yağış düştü. Geçen yılın aynı dönemine göre bölgede yağışlar neredeyse 2 katına ulaşırken, son 3 günde Akşehir 15, Ereğli 17, Seydişehir 16 kilogram yağış aldı.

Meteoroloji yetkilileri, yağışların önümüzdeki günlerde devam edeceğini tahmin ettiklerini belirtti. TZOB Üyesi Mustafa Hepokur ise son 3 günde bölgeye düşen yağış miktarının, geçtiğimiz yılın Mayıs ayı toplamına yaklaşmasının çiftçi için son derece sevindirici olduğunu vurguladı.

/ Konya

07.05.2008


 

Okuma yazma öğrenen minikler belgelerini aldı

OSMANİYE'DE okuma yazma öğrenen minikler okuma yazma gününde belgelerini aldı.

Hoşgörü Eğitim Kurumları Özel Nuri Çomu İlköğretim Okulu 1. sınıf öğrencileri okuma ve yazmayı öğrenmelerini Okuma Bayramı yaparak kutladılar. 1-A sınıf öğretmeni Şule Güngör ve 1-B sınıf öğretmeni Eda Ayyıldız’ın önderliğinde öğrencilerin büyük çabalarıyla hazırlanan program veliler ve misafirler tarafından büyük bir ilgiyle izlendi.

3 saat süren programda öğrenciler birbirinden güzel piyesler, skeçler ve sahne şovlarıyla coşkulu bir program ortaya koydu. Öğrencilerin azimle çalışarak üstün başarı gösterdiklerini Aralık Sonu itibariyle okuma yazmaya başladığını belirten Okul Müdürü Bekir Güleçyüz Okuma Bayramı ile öğrencilerin çalışmalarını taçlandırdığını söyledi. Konfetiler ve Onuncu Yıl Marşı eşliğinde isimleri tek tek okunarak sahneye çağrılan öğrenciler Müdür Yardımcısı Münir Cerrahoğlu’nun elinden belgelerini ve madalyalarını aldı.

/ Osmaniye

07.05.2008


 

Gazipaşa Havaalanında ilk çalışmalar başladı

DEVLET Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü, TAV firmasının, Antalya Gazipaşa Havaalanı ile ilgili ihale şartname çerçevesinde hazırladığı projeyi onayladı.

Projenin nasıl olduğu konusunda açıklama yapılmazken, havaalanında ilk etapta pist genişletme çalışmalarının yapılacağı öğrenildi. TAV, yıllardır atıl durumda bulunan Gazipaşa Havaalanı’nı Eylül 2007 tarihinde 25 yıllığına kiralamıştı. AKP Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu, projesi onaylanan Gazipaşa Havaalanı’nda çalışmaların başladığını söyledi. İnşaatın başlamasının turizm adına büyük bir gelişme olduğunu anlatan Çavuşoğlu, havaalanının Alanya’nın beklediği nitelikte olacağını aktardı. Havaalanını en kısa sürede hizmete açmak için çaba sarf ettiklerini belirten Çavuşoğlu, “Verdiğimiz sözü tuttuğumuz için çok mutluyuz. Havaalanının bölge turizmini daha da canlandıracağına inanıyorum. Alanyalıların yıllardır özlemle beklediği havaalanında mutlu sona yavaş yavaş yaklaşıyoruz. Başlayan çalışmalar herkese hayırlı olsun” dedi. Oba Otelciler Birliği Başkanı Hızır Bozdoğan da havaalanında çalışmaların başlamasının umut verici olduğunu söyledi. Yılların özleminin sona ermesinin hem turizm hem de bölge adına çok büyük bir gelişme olduğunu anlatan Bozdoğan, havaalanı sayesinde şehre gelen turist sayısında ciddi bir artış yaşanacağına işaret etti. Havaalanının küçük çaplı uçaklar için yapılmasının bölgeye fazla faydası olmayacağına inanan Bozdoğan, Gazipaşa Havaalanı’nın, Isparta’daki Süleyman Demirel Havaalanı gibi butik olarak yapılmaması gerektiğini aktardı.

/ Antalya

07.05.2008


 

Ormancıların imdadına kırmızı karıncalar yetişiyor

ORMANLARDAKİ zararlı böceklerle mücadelede kırmızı orman karıncalarınnın yeri büyük.

Bursa Orman Bölge Müdürlüğü son iki yılda, biyolojik mücadele kapsamında rakımı bin metrenin üzerinden olan yerlerden 20 milyonun üzerinde kırmızı orman karıncası bulunan toplam 45 karınca yuvasını taşıdı. Bursa Orman Bölge Müdürlüğü Orman Zararlarıyla Mücadele Şube Müdürü Yusuf Ziya Sekban başkanlığında yürütülen çalışmalarda, birçok orman zararlısı böceği, tırtırları, larvalarını ve yumurtalarını yiyerek beslenen kırmızı orman karıncaları, özenle hazırlanan yeni yuvalarına taşınıyor. Bilecik ve İnegöl ormanlarında özellikle bin metre yükseltinin üstündeki tabiî ortamlarında bulunan karınca türünün, yaşama biçimi itibariyle bal arılarına benzediğini belirten Şube Müdürü Sekban, “Yuvalarını toprak altındaki kuru, özellikle çıralı köklere yapıyorlar. Yuvanın üst bölümü ise ibre ve benzeri materyalle bir, bir buçuk metre yüksekliğe ulaşan büyük bir yığıntıdır. Bu karıncalar, salgıladıkları formik asidi savunma silahı olarak kullandıkları gibi, avlarına saldırı amacıyla da kullanır. Dolayısıyla kendilerinden kat kat büyük böcekleri bu yolla önce etkisiz hale getirip, sonra da taşıyabilecekleri boyutlarda parçalayarak yuvaya taşır. Başta çamkese böceği, kabuk böceği benzeri orman zararlısı böceklerle, bunların yumurtalarını, tırtıllarını ve larvalarını yiyerek beslenir. Biz bu karıncaları biyolojik savaşta kullanıyoruz.” dedi.

/ Bursa

07.05.2008


 

Ceyhan Belediyesi bu yıl 100 bin fidan dikecek

ADANA'NIN Ceyhan ilçesinde belediye tarafından bu yıl 100 bin fidan dikileceği bildirildi.

Park ve Bahçeler Müdürü İbrahim Serçe, “Müdürlüğümüz bünyesinde oluşturduğumuz fidan yetiştirme biriminde, ziraat mühendislerimiz gözetiminde geçen yıl 50 bin fidan yetiştirip ilçemizin çeşitli yerlerine diktik. Bu yıl için 100 bin fidan dikmeyi hedefliyoruz” dedi.

Serçe, turunç, ateş dikeni ve Kıbrıs Akasyası olmak üzere toplam 15 ayrı türde fidan yetiştirdikleri belirterek, “Bunları gerekli gördüğümüz yerlere dikerek, ilçemizin daha da yeşil ve yaşanılabilir olmasına çalışıyoruz.’’ diye konuştu.

/ Adana

07.05.2008


 

Devletle milleti biz kaynaştırdık

AKP Grubuna seslenen Başbakan Erdoğan, “Tüm Türkiye’yi kucaklayan siyaset anlayışımız sürecek. Sivas’ın ötesine geçemeyenler Türkiye’yi kucaklıyoruz diyemez. Devlet millet kaynaşmasını sadece AK Parti kadroları sağlamıştır” dedi

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Tüm Türkiye’yi kucaklayan siyaset anlayışımız sürecek. Sivas’ın ötesine geçemeyenler Türkiye’yi kucaklıyoruz diyemez. Devlet millet kaynaşmasını sadece AK Parti kadroları sağlamıştır” dedi.

Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında AKP olarak millete hizmet yolunda hiçbir günü, hiçbir saati zayi etmemeye azami özen göstererek çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi. Siyasî ihtirasları, kişisel hesapları, parti menfaatlerini her şeyin üzerinde tutanları milletin gayet iyi bildiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Hükümetimiz, başından beri izlediği siyasetin gereği olarak gözünü hiçbir zaman toplumun tamamının menfaatlerinden ayırmadı, ayırmayacaktır. Önceliğimiz daima Türkiye oldu, daima Türkiye olacaktır'' diye konuştu. Siyasî ihtirasları, kişisel hesapları, parti menfaatlerini her şeyin üzerinde tutanları milletin gayet iyi bildiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, “Hükümetimiz, başından beri izlediği siyasetin gereği olarak gözünü hiçbir zaman toplumun tamamının menfaatlerinden ayırmadı, ayırmayacaktır. Önceliğimiz daima Türkiye oldu, daima Türkiye olacaktır” diye konuştu. Erdoğan, kendilerine göre, devletin ve milletin menfaatlerinin; devletin milletle gücünü birleştirmesinde ve aynı istikamete yürümesinden geçtiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Siyasetin temel görevi, asli misyonu da millet ile devletin bu güç birliğini sağlamaktır. Bizim siyasetimizin ana misyonu budur. Bu güç birliğinden rahatsız olanların varlığı bizi doğru bildiğimiz yolda yürümekten alıkoymayacaktır. Biz, hiçbir zaman ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı, çatışmacı siyaset tarzlarına tevessül etmedik, bundan sonra da tüm Türkiye’yi kucaklayan, kuşatan siyaset anlayışımızı sürdüreceğiz. Sivas’ın ötesine geçemeyenler, ‘Biz Türkiye’yi kucaklıyoruz’ diyemezler. Ama 81 vilayeti, ilçeleriyle ayırt etmeksizin adım adım dolaşanlar, bu milletle birleşmiş, milletle beraber ayrım yapmadan hep beraber el ele devlet-millet kaynaşmasını ortaya koyarak geleceğe yürüyen kadro olmuştur. İşte, bu kadro AK Parti’dir. Çünkü, biliyoruz ki Türkiye’nin birlik ve bütünlüğünün yegane şartı, AK Parti’nin takip ettiği birlik siyasetidir. Çünkü, inanıyoruz ki Türkiye’nin bir bütün olarak kalkınmasının, bir bütün olarak demokratikleşmesinin yegane şartı, AK Parti’nin yürüttüğü hürriyetçi demokrasi anlayışıdır. Ne yazık ki Türkiye’de siyasi rekabet her zaman icraatlar, projeler üzerinden yapılmıyor, siyaset bir uzlaşı zemini olarak görülmüyor. Türkiye’nin terör ve şiddet eliyle politik kutuplaşma yoluyla, sınıf ve zümre siyasetiyle, bölge siyasetiyle, kavim-kabile siyasetiyle, zaafa uğraması bu ülkede kimsenin, ama kimsenin hayrına değildir. 6 yıldır ısrarla dile getirdiğimiz bu gerçeği umuyorum ki siyasî rakiplerimiz de en kısa zamanda anlayacaklardır. Zira Türkiye’de halkın istediği birliktir, bütünleşmedir. Ayrışma değildir.”

Başbakan Erdoğan, 2008 yılında Güneydoğu Anadolu Projesi’ne (GAP), işsizlik sigortası fonundan 1.3 milyar YTL, ayrıca özelleştirme fonundan 1 milyar YTL olmak üzere; toplam 2.3 milyar YTL aktarıyoruz” dedi. 81 ilin 80’inde milletvekili çıkarmalarının sırrının, Türkiye’nin birliğine tam güvenmeleri olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Milletimiz, engin sağduyusuyla, ferasetiyle herkesin samimiyetini, amacını, hedefini çok iyi görüyor” diye konuştu. Erdoğan, terörle mücadelenin çok boyutlu olarak devam ettiğini ifade etti.

/ Ankara

07.05.2008


 

Toptan’dan öğrencilere : Vatanın değerini iyi bilelim

TBMM Başkanı Köksal Toptan, kendisini ziyaret eden öğrencilere ‘’Bu vatan toprakları kolay kazanılmıyor.

Birliğimizi, bütünlüğümüzü, kardeşliğimizi çok iyi korumamız, vatanımızın değerini iyi bilmemiz gerekir’’ dedi. Toptan, Millî Eğitim Vakfı Özel Ankara İlköğretim Okulu öğrencilerini Divan Salonunda kabul etti. Öğrenciler, Ebru sanatıyla yaptıkları tabloyu Toptan’a takdim ettiler. Köksal Toptan, öğrencilerle sohbet etti ve sorularını cevaplandırdı. Toptan’a soru soran öğrenciler arasında MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Faruk Bal’ın oğlu 5. sınıf öğrencisi Furkan Buğra Bal da yer aldı. Toptan, bir soru üzerine Türkiye’nin en önemli sorunlarını ‘’Eğitim, sağlık, güvenlik, adalet’’ olarak sıraladı. Öğrenciler, Toptan’ı okullarına davet etti. TBMM Başkanı Toptan, daha sonra Erzurum’un Aşkale ilçesinden gelen Anadolu Teknik ve Meslek Lisesi öğrencilerini kabul etti. 23 Nisan dolayısıyla Meclisin öğrencilerle dolup taştığını belirten Toptan, son iki haftadır öğrencilerle görüştüğünü, bugün de 3 ayrı ilden gelen öğrenci gruplarını kabul ettiğini bildirdi. Birinci Meclis hakkında öğrencileri bilgilendiren Toptan, daha sonra Çanakkale’ye gidecek öğrencilere Çanakkale şehitleri hakkında bilgi verdi.

Çanakkale’de 250 bin şehit verildiğini, Çanakkale’yi geçmek isteyenlerin de en az 250 bin kayıp verdiğini belirten Toptan, ‘’Orada 500 bin insan yatmaktadır. Çanakkale, tarihimizin en önemli safhalarındandır. Yeniden var olmanın ilk adımıdır. Bu vatan toprakları kolay kazanılmıyor. Birliğimizi, bütünlüğümüzü, kardeşliğimizi çok iyi korumamız, vatanımızın değerini iyi bilmemiz gerekir’’ diye konuştu.

/ Ankara

07.05.2008


 

Youtube’a yine Atatürk yasağı

Video paylaşım sitesi Youtube’a Türkiye’den erişim, Ankara 11. Sulh Ceza Mahkemesinin kararı gereğince bir kez daha engellendi. Yetkililer, Atatürk’e hakaret içeren görüntüler dolayısıyla erişimin engellendiğini bildirdi.

07.05.2008


 

Türkiye, füze savunma sistemi almaya hazırlanıyor

ABD'DE savunma çevrelerinin dergisi Defense News, Türkiye’nin, karadan karaya atılan füzelere karşı kritik hedeflerinin savunmasını güçlendirmek amacıyla füze savunma sistemleri satın almaya hazırlandığını ve bu konuda dört ülkeyle öngörüşmeler yaptığını yazdı.

Dergi, Türk yetkililerinin ABD, Rusya, İsrail ve Çin’den füze savunma sistemlerine ilişkin fiyat ve üretim bilgilerini istediğini ve gelen cevapların ilk değerlendirmesinin yapılmakta olduğunu kaydetti. Defense News, İran’ın geliştirdiği karadan karaya atılan Şahab-3 füzelerinin menzilinin, Türkiye’nin tamamını kapsadığına dikkati çekti. Türkiye’nin alabileceği muhtemel füze savunma sistemleri arasında ABD yapısı Patriot, Rus yapısı S300 ve S400, İsrail-Amerikan yapımı Arrow-2 ve Çin sistemlerinin bulunduğu belirtildi.

/ Washington

07.05.2008


 

BEDAŞ, 3 gün ödeme almayacak

BOĞAZİÇİ Elektrik Dağıtım A.Ş (BEDAŞ), abone bilgi işlem altyapısında yapılacak çalışmalar sebebiyle 20-23 Mayıs tarihleri arasında abonelerin fatura ödeme işlemlerini yaptıramayacaklarını bildirdi.

BEDAŞ’tan yapılan açıklamada 20, 21, 22 ve 23 Mayıs günlerinde fatura ödeme ve diğer bütün işlemlerde genel müdürlük ve işletme müdürlüklerinde hizmet verilemeyeceği belirtildi.

/ İstanbul

07.05.2008


 

Baran Tursun’un ailesine dâvâ

İZMİR'DE geçen yıl “dur” ihtarına uymadığı gerekçesiyle uyarı ateşi açarak, Baran Tursun’un ölümüne sebep olduğu iddia edilen polis memurunun avukatı Muammer Yurdakul, Baran Tursun’un babası, annesi ve ablası hakkında ‘Özel işaretle, basın açıklaması yoluyla ölümle tehdit’ ve ‘Emniyet güçleriyle devletin yargılama makamlarını aşağılama’ suçlarından dâvâ açıldığını bildirdi.

/ İzmir

07.05.2008


 

5 yıl hapsi istenen Baydemir beraat etti

TERÖR örgütü propagandası yaptığı gerekçesiyle hakkında 5 yıla kadar hapis cezası istenen Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir beraat etti.

Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya sanık Baydemir katılmazken, avukatı Muharrem Erbey hazır bulundu. Duruşmada esas hakkında savunma yapan avukat Erbey, müvekkilinin suçsuz olduğunu savunarak, beraatini talep etti. Mahkeme heyeti verdiği kısa aranın ardından kararını açıkladı. Oy çokluğuyla verilen kararda DTP’li Osman Baydemir’in terör örgütünün propagandasını yaptığına dair harhangi bir delil elde edilemediğinden beraatine karar verildi.

/ Diyarbakır

07.05.2008


 

Gül, HSYK asıl üyeliğine Ali Suat Ertosun’u seçti

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) asıl üyeliğine Yargıtay Üyesi Ali Suat Ertosun’u seçti.

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Gül’ün, HSYK asıl üyeliğine, Yargıtay Büyük Genel Kurulunca gösterilen üç aday arasından Yargıtay Üyesi Ali Suat Ertosun’u seçtiği belirtildi.

/ Ankara

07.05.2008


 

AB: Müzakere süreci hızlanmalı

Türkiye-AB Troykası dışişleri bakanları dün Ankara’da toplandı. Türkiye, AB’ye ‘’Tam üyelik olmazsa olmaz’’; AB, Türkiye’ye ‘’Müzakere süreci hızlanmalı, yasaların çıkması kadar uygulanması önemli’’ mesajı verdi.

Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın evsahipliğindeki toplantıya, AB dönem başkanı Slovenya’nın Dışişleri Bakanı Dimitrij Rupel, sonraki dönem başkanı Fransa’nın Avrupa İşlerinden Sorumlu Devlet Sekreteri Jean Pierre Jouyet ve AB Komisyonu’nu temsilen Genişlemeden Sorumlu Üye Olli Rehn katıldı.

Toplantı sonrası düzenlenen ortak basın toplantısında Babacan, AB yetkililerine reformlar hakkında ayrıntılı bilgi verdiklerini, Türkiye’nin kararlılıkla gerekli adımları atacağını belirtti.

“AB ile ilişkilerin sürdürülebilir zeminde tutulması için Müzakere Çerçeve Belgesi’ndeki taahhütlere uyulması son derece önemli” diyen Babacan, “Tam üyelik perspektifi ise, Türkiye’nin olmazsa olmaz bir şartı” ifadesini kullandı.

AB dönem başkanı Slovenya’nın Dışişleri Bakanı Rupel ise, “Türkiye er ya da geç AB üyesi olacak” diyerek, AB desteğini yineledi.

Rupel, AKP hakkındaki kapatma davasına ilişkin olarak ise endişelerinin söz konusu olduğunu belirtti. Rupel, TCK 301’deki değişikliği de memnuniyetle karşıladıklarını ve etkin bir şekilde uygulanmasını beklediklerini kaydetti.

AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Rehn de “Müzakereler iyi gidiyor ama hızı artabilir. Yasaların çıkması kadar uygulanması da önemli” dedi.

1 Mayıs’taki olaylara da değinen Rehn, orantısız güç kullanıldığını belirtti ve gücün AB standartlarında kullanılmasının önemli olduğuna işaret etti. “Türkiye’nin politik diyalog ve uzlaşıyı geliştirmesini istiyoruz” diyen Rehn, “Türkiye’nin gerileme değil ilerleme göstermesini istiyoruz” diye konuştu. Rehn, 301’inci maddenin değiştirilmesini memnuniyetle karşıladıklarını kaydederek, “Ancak bunun doğru olarak uygulanmasını, ispatlanmasını bekliyoruz. Bu değişikliğin nasıl çalıştığını görmemiz gerekiyor. Bu da Türk yetkililerin yapabileceği bir şey aslında” dedi. Rehn, yasama reformu, ombudsmanlık mekanizması gibi konularda da adım beklediklerini ifade etti.

/ Ankara

07.05.2008


 

Dâvâ hukukî değil, siyasî

AKP hakkındaki kapatma davasına ilişkin partinin Anayasa Mahkemesine sunduğu ön savunmada, “davanın hukuki değil, siyasi bir dava” olduğu belirtilerek, “AK Parti, laikliğe aykırı fiillerin değil, kurulduğundan itibaren yaptığı çalışmalarla ülkemize ve milletimize hizmetin odağı haline gelmiştir” denildi.

AKP’nin, 98 sayfalık ön savunmasında, 35 ekten oluşan toplam 3 klasör evrak da Yüksek Mahkemeye sunuldu. Ön savunmanın başlangıç kısmında, Adalet ve Kalkınma Partisi “Cevap Veren” biçiminde yer aldı.

Savunmanın sonuç ve talep bölümünde, iddianamenin, “toplumsal talepleri dile getirme görevi olan siyasilerin, toplumsal ve siyasi sorunlar karşısında adeta duyarsız ve dilsiz olduğu bir partiler düzeni istediği” ifade edildi. İddianamede, “delil” olarak sunulan beyan veya eylemlerin, özgürlükçü demokratik ve laik rejime yönelik bir tehdit oluşturduğunun söylenemeyeceği belirtilerek, şöyle denildi: “Aksine, bu sözde ‘deliller’le bir siyasi partinin kapatılmasının talep edilmesi, Türkiye’de demokrasiyi tek sesli ve yasakçı bir boyuta taşıyabilecek bir tehdit niteliğindedir. Ortada AK Parti’ye isnat edilebilecek nitelikte laikliğe aykırı eylemler, hatta söylemler olmadığına göre, laikliğe aykırı eylemlerin odağı olmaktan değil, ancak ‘vehimlere dayalı bir algılama hatası’nın varlığından söz edilebilir. Her biri tek başına laikliğe aykırılık oluşturmayan ifadeler, bir milyon defa tekrarlansa bile, bir partiyi Anayasa’ya aykırı eylemlerin odağı haline getirmez. AK Parti, laikliğe aykırı fiillerin değil, kurulduğundan itibaren yaptığı çalışmalarla ülkemize ve milletimize hizmetin odağı haline gelmiştir. Sonuç olarak, bu nedenlerle AK Parti’nin kapatılması için açılan davanın reddine karar verilmesi hususunu Anayasa Mahkemesinin takdirlerine saygıyla sunarız.”

“Bu dava hukuki değil, siyasi bir davadır” başlığı altında yer alan görüşlerde de AKP hakkında düzenlenen iddianamenin, “hukuki bir metin olmaktan ziyade, ülkenin gerçeklerini ve iktidar partisinin icraatlarını görmezlikten gelerek, korku ve vehimlerden hareketle geleceğe yönelik spekülatif öngörülere yer veren kurgusal bir metin niteliğinde” olduğu ifade edildi.

/ Ankara

07.05.2008


 

Keşke olaylar yaşanmasaydı

Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, “maalesef 1 Mayıs sebebiyle çok tatsız olaylar yaşandığını, bunların artık geride bırakılması kanaatini taşıdığını” ifade ederek, “Keşke bu olaylar yaşanmasaydı. Evet, bunu demek durumu hasıl oluyor. Yaşanmayabilirdi ama yaşandı” dedi.

Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısına ilişkin açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Sendikaların, 1 Mayısta yaşanan olayları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO) gibi kuruluşlara taşıyacaklarına ilişkin açıklamalarının hatırlatılması üzerine Çiçek, şunları söyledi:

“Bu konuda kim ne söyleyecekse zaten söylemiştir. Her zaman ifade etmeye çalıştım; bir konuyu tartışalım, söyleyelim ama yeri geldiğinde nokta koymayı bilmemiz lazım. Keşke bu olaylar yaşanmasaydı. Evet, bunu demek durumu hasıl oluyor. Yaşanmayabilirdi ama yaşandı. Dolayısıyla değerlendirmesi de yapıldı. Bundan sonra bunu çok daha fazla sağa sola taşımanın bir faydası olacağı kanaatini şahsen taşımıyorum. Gerçi bugün Bakanlar Kurulunda bu konuşulmuş değil.”

“Siz AB, demokrasi dedikçe, 1 Mayıs’taki gibi, olayların dozu ve şiddeti daha farklılaşıyor. Size rağmen mi bu tür olaylar oluyor?” sorusuna Çiçek, şu cevabı verdi: “Biz AB’yi önemsiyoruz. Bunun, Türkiye’nin yararına olduğuna inanıyoruz. Ancak şunu kabul etmek gerekir ki AB meselesi sadece bir yasal düzenlemeden ibaret değildir. Yasal düzenlemeleri yapıyoruz ama onu yeterince benimseyemiyorsak, özümseyemiyorsak, uygulamada bazı aksaklıklar, yanlışlıklar olmaktadır. Bu da uygulayıcıların bu felsefeyi ya yeterince benimsememesinden ya da çıkan yasaları özümsememesinden kaynaklanıyor. Bu da eğitimle alakalıdır.Bir başka husus da şudur; AB konusunu kimse bir başkasının aleyhine de koz olarak kullanmamalıdır. Siz beni tenkit ederken, ‘AB’de böyle şeyler var mı’ derken, sizin davranışlarınız da ne ölçüde AB’ye uyuyor, ona iki taraflı bakmak lazım.”

/ Ankara

07.05.2008


 

AİHM Türk hakimi göreve başladı

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) yeni Türk üyesi olan, Galatasaray Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Işıl Karakaş, yemin ederek, görevine başladı.

AİHM’de görev yapacak yeni hakimler için önceki günyemin töreni düzenlendi. Yemin töreninde Mahkeme Başkanı Jean-Paul Costa da hazır bulundu. Töreni, mahkemenin davetlisi olarak Strasbourg’da bulunan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ile Anayasa Mahkemesi üyeleri Ayla Perktaş, Serruh Kaleli ve Şevket Apalak da izledi. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Genel Kurulu, Ocak ayında yaptığı toplantıda, Prof. Dr. Işıl Karakaş’ı, Türkiye’nin AİHM’deki yeni yargıcı olarak seçmişti. Görev süresi dolan Rıza Türmen’in yerine seçilen yeni yargıç, Strasburg’da 6 yıl görev yapacak.

07.05.2008


 

Yargı bağımsızlığı tam olarak uygulanmalı

YARGITAY Başkanı Hasan Gerçeker, yargı bağımsızlığının demokrasinin vazgeçilmez bir kuralı olduğunu ifade ederek, “İleri ülkelerde olduğu gibi yargı bağımsızlığının demokratik bir sistemde tam olarak uygulanması gerekiyor” dedi.

Türkiye Noterler Birliğinin Noterler Günü kutlaması için KKTC’ye gelen Gerçeker, yaptığı açıklamada, yargı bağımsızlığıyla ilgili birtakım tartışmalar ve değerlendirmeler olduğunu, Anayasa değişikliğinin de gündemde yer aldığını kaydederek, “Sonuçta tabii bütün toplumun teminatı, güveni yargının iyi çalışmasından kaynaklanıyor. Yargı iyi çalışmazsa, yargıya güven olmazsa, tabii toplumdaki düzen de, sistem de her zaman belli bir risk altındadır” diye konuştu. Anayasal sistemde güçler ayrılığı sisteminin benimsendiğini, yani yasama, yürütme ve yargının ayrı ayrı üç güç olduğunu anlatan Gerçeker, “Kuvvetler ayrılığı ilkesinin sağlıklı olabilmesi için, mutlaka yargı bağımsızlığının olması gerekir. Yani bağımsız bir yargıda, yürütmenin, yani hükümetin etkisi olmaması lâzım” dedi.

/ Lefkoşa

07.05.2008


 

İkitelli’deki depoda patlama

KÜÇÜKÇEKMECE’DE tek katlı bir depodaki patlamanın ardından yangın çıktı.

İkitelli MASKO Sanayi Sitesi yakınındaki Ardiyeciler Sanayi Sitesi’nde yer alan ve kimsayal maddelerin bulunduğu belirtilen tek katlı bir depoda, henüz belirlenemeyen sebeple patlama oldu. Patlamanın ardından yangın başladı. Zaman zaman patlamaların olduğu yangına Bayakşehir, Başakşehir, Kocasinan ve Bakırköy itfaiye ekipleri müdahale etti. Olayın ardından kimyasal gaz sızıntısı şüphesi ile polis, depo çevresinde yoğun güvenlik önlemi aldı. Metin Üstüngil isimli kişiye ait deponun hemen yanında bulunan demir-çelik atölyesinin sahibi Vedat Kesercan, “Olayda birkaç kişi hafif şekilde yaralandı. Patalamanın meydana geldiği atölyede 9 kişi çalışıyordu, bu kişiler de gazdan etkilendi” diye konuştu. Bu arada, patlamanın etkisiyle çevrede bulunan bazı araçların camları kırıldı. İçinde kimyevi madde bulunan bidonların yaklaşık 200 metrelik bir alana yayıldığı görüldü.

/ İstanbul

07.05.2008


 

Kıbrıs’ta lider temsilcileri buluştu

KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın müzakerelerden sorumlu Özel Temsilcisi Özdil Nami ile Kıbrıs Rum yönetimi başkanlık komiseri Yorgos Yakovu, çalışma grupları ve teknik komitelerdeki çalışmaları değerlendirmek amacıyla bir araya geldi.

Nami ve Yakovu, Lefkoşa ara bölgede bulunan Birleşmiş Milletler (BM) kontrolündeki Ledra Palace Otel’de buluştu. Görüşmeye, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilci Vekili Elizabeth Sphere de katıldı. Görüşmeden önce açıklama yapılmadı, basının görüntü almasına izin verildi. Nami ile Yakovu’nun geçen hafta içinde yapılması planlanan toplantısı, 1 Mayıs ve Rum tarafındaki paskalya tatili sebebiyle komitelerin yeterli çalışma yapmamalarından dolayı ertelenmişti. Kıbrıs’ta kapsamlı müzakerelere hazırlık amacıyla 6 çalışma grubu ile 7 teknik komite oluşturulmuş ve çalışmalara başlamıştı. Teknik komite ve çalışma grupları haftada ikişer kez toplanarak, çalışmalarına devam ediyor. Bu arada KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, yarın Kıbrıs Rum kesimindeki ana muhalefet Demokratik Seferberlik Partisi’nin (DİSİ) Genel Başkanı Nikos Anastasiadis’i evinde ziyaret edecek. Cumhurbaşkanı Talat, bugün akşam Ledra Palace Otel’de düzenlenecek resepsiyonda Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas ile bir araya gelecek.

/ Lefkoşa

07.05.2008


 

Çelik: Meslekî eğitimde okullaşma oranı yüzde 38

MİLLî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, “mesleki ve teknik eğitim okullarına gidenlerin ikinci sınıf öğrenci psikolojisine itilmesine rağmen, ciddi gelişmeler kaydedildiğini” belirterek, “Mesleki ve teknik eğitimde okullaşma oranı yüzde 28 iken, şu anda yüzde 37-38’e doğru gidiyoruz” dedi.

Mesleki ve teknik okullar ile kurumlar arasında düzenlenen proje yarışmasında finale kalan eserler Başkent Öğretmenevinde sergilendi. Çelik, törende yaptığı konuşmada, görev süresi içinde 750 adet mesleki ve teknik okul açıldığını kaydetti. Türkiye’nin ara elemana ihtiyacı olduğunu anlatan Çelik, “Mesleki ve teknik eğitimin önündeki engellere rağmen, mesleki ve teknik eğitime giden çocuklarımızın maalesef ikinci sınıf öğrenci psikolojisine itilmesine rağmen biz böyle görmüyoruz, çok ciddi gelişmeler kaydedilmiştir. Mesleki ve teknik eğitimde okullaşma oranı yüzde 28 iken şu anda yüzde 37-38’e doğru gidiyoruz” dedi. Mesleki ve teknik eğitimi “günün ihtiyaçlarına uygun hale getirdiklerini” söyleyen Çelik, programları ve müfredatları yenilediklerini anlattı. Çelik, Türkiye’de halen 116 üniversite bulunduğunu, ancak talebin çokluğu karşısında bu sayının yetmeyeceğini söyledi.

/ Ankara

07.05.2008


 

Kazaların yüzde 25’i alkol yüzünden

Osmaniye Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürü Salih Turalı, trafik kazalarının temelinde insan faktörünün ön planda olduğunu söyledi.

Türkiye’de kazaların yüzde 15 ve ölüm olaylarının ise yüzde 25’inin alkollü sürücülerden kaynaklandığını belirten Turalı, sürücüleri trafik kurallarına uyması konusunda uyardı.

Karayolları Güvenlik Haftası dolayısıyla bir açıklama yapan Salih Turalı araç kullanırken cep telefonu ile konuşma alışkanlığının kazalarda önemli bir etken olduğunu kaydetti. Turalı, normal şartlarda 110 kilometre ile giden bir aracın fren yapma mesafesinin 31 metre iken cep telefonu ile konuşan bir sürücünün ise 45 metre olduğunu hatırlattı.

Emniyet kemeri kullanılmasına da dikkat çeken Salih Turalı, “Emniyet kemeri araç seyir halindeyken kaza ya da ani frende vücudun koltukta sabit kalmasını sağlar. Sürücünün araçtan dışarıya fırlamasına engel olur. Emniyet kemerini şehirler arası ve şehir içinde takmak yasal bir zorunluluktur” dedi.

07.05.2008


 

Devrilen miniüsten 2 ölü çıktı

Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde kaçakları taşıyan minibüsün devrilmesi sonucu yaralanan 17 kişiden 2’si öldü.

Alınan bilgiye göre, sınır dışı edilecek kaçakları taşıyan minibüsün önceki gün devrilmesi sonucu yaralann 13 kişiden durumu ağır 2 Pakistanlı, tedavi gördükleri Erzurum Araştırma Hastanesinde öldü. Kazada yaralanan diğer kaçakların, Ağrı’daki hastanelerde tedavisinin devam ettiği, yaralı 3 polis memurundan 2’sinin taburcu edildiği, Erzurum’da tedavisi süren diğer polis memurunun da sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi.

/ Ağrı

07.05.2008


 

Albayın şakası mağdur etti

Adana’dan İzmir’e gidecek Sun Ekspres’e ait yolcu uçağı emekli albayın şakasıyla yarım saat geç havalandı.

Edinilen bilgiye göre İzmir’e saat 08.50 de kalkması gereken uçakta elindeki su dolu şişeyi koltukların üs tarafındaki bagaja koymak isteyen ve ismi açıklanmayan emekli albaya hostes engel oldu. “Su şişesini oraya koyamazsınız” diyen hostese, Albay’ın “İyi de bombayı nereye koyacağım o zaman” demesi üzerine hostes, kaptan pilota durumu ihbar etti. Bunun üzerine uçaktan indirilen yolcular yeniden X-Ray cihazından geçirilip uçağa alındı. Emekli Albay ise uçağa alınmadı. Albay’ın güvenlik güçlerine şaka yaptığını, herhangi bir bomba olmadığını söylediği belirtildi. Uçak daha sonra yapılan kontrollerinin ardından saat 09.30 sıralarında havaalanından ayrıldı.

/ Adana

07.05.2008


 

Bayburt’a Mayıs karı

Mayıs ayında Bayburt’a kar yağdı. 2008 kışını sert geçiren Bayburt, kar yağışı ile tekrar kış günlerini yaşıyor.

İlkbahar mevsiminde Bayburt’ta kar etkili oldu. Sabah saatlerinde başlayan kar yağışı uzun süredir devam ediyor. Bayburtlular’ın alışkın olduğu kar yağışı vatandaşları şaşırtmadı. Vatandaşlar, Bayburt’ta daha önceleri de Mayıs ayında kar yağışı görüldüğünü belirtti.

/ Bayburt

07.05.2008


 

Osmanlı’nın Kâbe saygısı

Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu dün Kral Suud Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde “Osmanlı’da Bilim” konulu bir konferans verdi. Yaklaşık 2 saat süren konferansa T.C. Riyad Büyükelçisi Naci Koru, üniversite yetkilileri, Suudi ve Türk öğretim görevlilerinin yanı sıra çok sayıda öğrenci katıldı.

İhsanoğlu konuşmasına İslâm ilimleri tarihi hakkında bilgi vererek başladı. Abbasiler ve Emeviler döneminde tıp, matematik, fizik ve astroloji gibi bilim dallarına ait kitapların Yunancadan Arapçaya tercüme edildiğine dikkat çekti. İhsanoğlu; astroloji, tıp, matematik gibi bilim dallarında İbn-i Sina, Farabi, Harezmî gibi Müslüman bilim adamlarının yetiştiğini vurguladı. İslâm İlimleri tarihi üzerine yaklaşık 30 yıldır araştırma yaptığını söyleyen Genel Sekreter, yayımlanan eserlerini üniversite kütüphanesine hediye etti. Konuşmasında Osmanlı Döneminde eğitime verilen önem ve Osmanlının yaptırdığı okullara da değinen İhsanoğlu; “Osmanlı, Emeviler ve Abbasilerden farklı olarak devletin her yerine, özellikle yeni fethedilen yerlere okul yaptırdı.” dedi.

Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya, Kosova gibi bölgelerde Osmanlının 665 okul inşa ettiğine dikkat çeken Genel Sekreter, şunları söyledi: “Böylelikle Osmanlı buralara İslâmiyeti ve İslâm medeniyetini getirmiş oldu. Ayrıca bu okullar da Türkçenin yanı sıra Arapça ve Farsça da öğretiliyordu. Osmanlı döneminde ilk açılan okulun İznik’teydi ve o zamanlarda burada hiç Müslüman yoktu.”

BİLİM ADAMLARINA SAYGI

Osmanlı döneminde çok sayıda bilim adamı yetiştiğine dikkat çeken İhsanoğlu, “Osmanlı bilim adamlarına son derece saygılıydı ve onlara çok önem veriyordu. Bu bilim adamları içerisinde Mısır, Suriye, İran gibi ülkelerden de kişilerde vardı, Osmanlı bunlara da çok önem ve değer veriyordu” dedi. İstanbul’un fethi ve Fatih Sultan Mehmet hakkında da kısaca bilgi veren Genel Sekreter, Fatih döneminde 100’den fazla okul inşa edildiğine işaret etti. İhsanoğlu, Piri Reis’in çizdiği harita ve kitabı hakkında da bilgi verdi.

Prof. İhsanoğlu konferansında Osmanlı Hükümdarları, bilim adamları, inşa edilen camii ve okulların yer aldığı slâyt gösterisinden faydalandı. Konferansın sonunda soruları cevaplayan İhsanoğlu; bir soruda “neden Osmanlı Hicaz bölgesinde okul açmadı? Neden, Mekke’de Kâbe ve Medine’de Mescid-i Nebevi ile Türkiye’deki Sultan Ahmet Camisi gibi ilgilenmediği soruldu.

“16. yy Osmanlının Hicaz’da 6 tane okul açtığını biliyorum, fakat bu konu hakkında detaylı bir araştırmam yok” cevabını veren Genel Sekreter, Osmanlı Devleti’nin okulların bulunduğu Müslüman ülkelerden çok yeni fethedilen ve gayrimüslim yerlere okul yaptırmaya önem verdiğini vurguladı. Osmanlı hükümdarlarının Kâbe ve Mescid-i Nebevi’ye gereken ilgiyi gösterdiğine inanan İhsanoğlu, “Sultan Ahmet’i Mekke’de veya Medine’de inşa etmenin lüzumu da yok, gereği de. Osmanlı Hükümdarları bu kutsal yerlerden daha büyük bina inşa etmemeye gayret ediyorlardı.” diye cevap verdi.”

07.05.2008


 

Film izlediler,sigarayı bıraktılar

Sakarya’da bir okulda sigara içen öğrencilerin yüzde 50’si ‘izledikleri filmden etkilenerek’ sigarayı bıraktı.

Sakarya Serdivan Ticaret Meslek Lisesi’nde okuyan öğrenciler, uzmanlar tarafından hazırlanan ve sigaranın korkunç yüzünü anlatan filmin etkisinde kalarak büyük çoğunluğu sigara kullanmaktan vazgeçti. Okul Müdürü Mithat Şahin, film ve öğrencilerin sigara ile ilgili çalışmalarının etkili olduğunu belirterek, okullarında sigara kullanan öğrencilerin sayısının yarı yarıya azaldığını söyledi. Eğitim gören 300 öğrencinin yüzde 20’sinin sigara kullandığının tesbit edildiğini ifade eden Şahin, filmi izledikten sonra sigara içen öğrencilerin yüzde 50’sinin sigarayı bıraktığını kaydetti.

/ Sakarya

07.05.2008


 

Mahruki, yeni maceralar peşinde

Ünlü dağcı Nasuh Mahruki, Everest Dağı’na tırmanışının son 250 metresinde oksijen desteği aldığını ancak bir kez daha tırmanma şansı olursa oksijensiz olarak çıkmak istediğini söyledi.

Mersin Üniversitesi Doğa Sporları Topluluğu, “Dağcılık Sporu”nun konulu söyleşide konuşan Mahruki, özellikle tırmandığı Everest ve K2 dağlarında yaşadığı zorlukları anlattı. Everest’e çıkarken ilk aşamada zorluklar yaşadığını belirten Mahruki, “Diş dolgum şişti ve inip tedavi olup tekrar devam etmek zorunda kaldım bu benim moralimi biraz bozdu ama öndeki arkadaşlara da yetişebildim. 8 bin metrelik dağlara oksijen destekli çıkmamız gerekmektedir. Ben ise Everest’in son 250 metresine kadar oksijen desteği almadım. Ancak son 250 metrede artık ayak parmaklarımı ısıtamadığım için destek almak zorunda kaldım. Eğer ki bir daha Everest’e tırmanma şansım olursa bu defa oksijensiz olarak çıkmak isterim.” dedi. Dikey Limit isimli filminde çekilmiş olduğu dağ olan K2 ile ilgili olarak ta dünyada tırmanışı en zor olan dağların başında geldiğini ifade eden Mahruki, dağcılık sporunun tehlikeler ile dolu olduğunu bunun için de her zaman için muhakkak güvenli bir tırmanışın sağlanarak yola devam edilmesi gerektiğini kaydetti.

/ Mersin

07.05.2008


 

Karıncadan deprem tahmini

Karıncaların hareketlerinin izlenmesi sonucu deprem tahmini yaptığını iddia eden bir öğretmen, bilim dünyasından destek bekliyor.

Öğretmen, bu şekilde depremlerin önceden tahmin edilebileceğine inanıyor. Kadir Sütçü isimli öğretmen, ayrıca İstanbul’da yakın bir zamanda deprem beklemediğini de dile getirdi. Evinin bahçesinde 18 adet karınca kolonisi kuran Sütçü, yaptığı gözlemleri insanlarla paylaşmak istediğini ve bu amaçla da www.dkos.org internet sitesini yaptığını belirtti.

07.05.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler