Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 15 Mayıs 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Görüş

Sosyal yapıyı modernize eden kurumlar: Vakıflar

12-18 Mayıs “Vakıflar Haftası” olması münasebetiyle, sosyal hayatımızın vazgeçilmezlerinden olan vakıfların tarihsel sürecinden bahsetmek istiyorum.

İnsanla beraber mevcut olan, karşılıklı dayanışma ve başkalarına iyilik yapma duygusunun hukukî statüye kavuşmasını ve süreklilik kazanmasını sağlayan, tüzel kişiliğe sahip, hukukî ve sosyal müesseselerdir vakıflar.

Vakıflar; sözlükte, durma, kımıldama, ara verme, bağışlama, tamamen verme, hapsetme gibi mânâlarına gelen “vekafe” fiilinin mastarıdır. Bu mânâlardan dolayı vakıf kelimesi, tarih boyunca özel ve hukukî bir terim olarak kullanılmıştır. Bu itibarla da şöyle tarif edilmiştir: “Vakıf; menfati insanlara ait olmak üzere bir mal veya parayı Allah’ın mülkü olarak saklamak ve alım-satımdan menetmektir.”1

Vakıfların, dünyada güzel adla anılmaya, ahirette de Allah’ın mükâfatına ve cennet nimetine nâil olmaya yaradığını göz önüne alan İslâm hukukçuları, vakıfların en faziletlisinin, en devamlı ve ihtiyacı en fazla karşılayan olduğunu kabul etmişlerdir.2 Vakfın en çok benimsenen tarifi ise şudur: “Vakıf; menfaati Allah’ın kullarına ait olmak üzere bir malı Allah’ın mülkü hükmünde kabul ederek temlik ve temellükten ebediyen alıkoymaktır.”3 Bu tariften anlaşıldığına göre vakıflar; sadece Allah rızasını kazanmak için zengin insanlar tarafından kurulan ve menfaati tamamıyla ihtiyaç içinde bulunanlara tahsis edilen müesseselerdir.

İslâm’ın yardımlaşma ile ilgili emir ve prensiplerinden doğan vakıf sistemi, asırlarca insanlığa hizmet etmiş dinî ve sosyal bir müessesedir. Başkalarına yardım etmek gibi ulvî bir düşüncenin mahsulü olan bu müessesenin temeli Kur’ân’ın şu âyetlerine dayanmaktadır:

1. “Sevdiğiniz şeylerden sadaka vermedikçe siz Cennete giremezsiniz. Allah yolunda her ne harcarsanız Allah onu bilir.”4

2. “Hayır işleyiniz ki kurtulabilesiniz.”5

3. “İyilik ve fenalıktan sakınmak hususunda birbirinizle yarışınız.”6

Aynı zamanda şu hadislere dayanmaktadır:

1. “İnsan vefat edince bütün amelleri kesilir. Ancak üç şeyde ameller kesilmeden kıyamet kopuncaya kadar devam eder.

a. Devam eden sadakadan,

b. Faydalanılan ilimden,

c. Kendisine duâ eden evlattan.”7

Devam eden sadakanın, “sadaka-yı câriye” olduğunu söyleyen hadis imamları, bunu da “vakıf” ile şerh etmişlerdir. Böyle bir sadakanın devam ettiği müddetçe sevabının da devam edeceğini söylemişlerdir.

2. İslâm tarihinde ilk vakıf uygulamaları şu olaya dayanmaktadır: Hz. Ömer, kendi öz malı olan semg veya temg denilen hurmalığını vakfetmek isteyerek; “Ya Resûlallah! Benim yanımda en güzel ve en kıymetli bir hurmalığa sahibim, hâlis kazancımdan bu malı vakfetmek istiyorum” diye Hz. Peygambere sorar.

Hz. Peygamber (asm): “Bu hurmalığın aslını vakfet. Artık o hibe edilmez, vâris olunmaz ve yalnız onun mahsulü lâyık olana infak edilir” buyurmuştur. Hz. Ömer de bu malını vakfetmiştir.

Hz. Peygamber’in (asm) sağlığında Fedek ve Hayber’deki kıymetli arazilerini vakfetmesi, İslâm dünyasında vakıfların geniş bir şekilde yayılmasında önemli rol olmuştur.

3. Ganimet olarak Hz. Peygamber’e (asm) tahsis olunan Kureyza, Nadır ve Ureyna köylerindeki arazinin ve hurmalıkların gelirlerinden Peygamberimizin hanımlarının nafakası ile işçilerin ücretleri hariç, geri kalanın vakıf olduğu bizzat Hz. Peygamber (asm) tarafından belirtilmiştir.

Vakıflar, görevleri ve fonksiyonları itibariyle muhtelif sahalara yönelik olarak kurulmuştur. Bunlar; dinî ve ilmî, sağlık ve sosyal yardım, Darü’ş-Şifa, su, yol ve diğer alt yapıya yönelik olarak vakıf müesseselerini saymak mümkündür. Bunlardan dinî ve ilmî olanlar; medreseler, mektepler, kütüphaneler, tekkeler, dergâhlar, zaviyeler ve ribatlardır. Her vakıf eserinin bir vakfiyesi vardır. Bu vakfiyede, vakıf eserinin hangi şartlar altında kullanılacağı ve nasıl değerlendirileceği belirtilmiştir.

Vakıf müessesesi, insanların düşünebildikleri hukukî müesseselerin en hayırlısıdır.

Dipnotlar:

1- Onar, Sıddık Sami; (Prof. Dr.) İdare Hukukunun Umumi Esasları, c.2, s.664.; 2- Bilmen, Ömer Nasuhi; Istılahat-ı Fıkhiyye Kamusu, c.4, s.304.; 3- Bilmen, a.g.e. c.4, s.300-301; 4- Âl-i İmran Suresi, 3/92; 5- Hac Suresi, 22/77; 6- Maide Suresi, 5/2; 7- Müslim, Vasiyy

Halil ELİTOK

15.05.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Kutlu Doğum Haftası Pdf