"Gerçekten" haber verir 04 Ekim 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Fischer: Diyalog kazandırır

Avusturya Cumhurbaşkanı Heinz Fischer, aralarında Türklerin de bulunduğu ülkedeki Müslüman toplumunun ileri gelenlerine bayram resepsiyonu verdi. Misafirlerine hitaben konuşan Cumhurbaşkanı Fischer, hayatında hep kültürler ve dinlerarası diyalog için çaba gösterdiğini belirterek, “Kültürler ve dinlerarası diyalog için çalışanlar hiçbir zaman kaybetmez, hep kazanırlar” dedi.

FİSCHER'DEN ÖRNEK RESEPSİYON

İNANÇLARA SAYGI GÖSTERİLMELİ

Avusturya’da yaşayan Müslümanların “vatandaş olmasalar da kendilerini bu toplumun birer parçası olarak kabul etmelerini” isteyen Fischer, “kendisi için insanların hangi dinden veya kültürden olursa olsun insan olarak eşit haklara sahip olduğunu ve onlara saygı duyduğunu” söyledi. Fischer bu konuşmasıyla seçimde oylarını yükselten yabancı karşıtı politikacılara da mesaj vermiş oldu.

Avusturya Cumhurbaşkanı Heinz Fischer, aralarında Türklerin de bulunduğu ülkedeki Müslüman toplumunun ileri gelenlerine bayram resepsiyonu verdi.

Konuklarına hitaben konuşan Cumhurbaşkanı Fischer, yaşamında hep kültürler ve dinlerarası diyalog için çaba gösterdiğini belirterek, “Kültürler ve dinlerarası diyalog için çalışanlar hiçbir zaman kaybetmez, hep kazanırlar” dedi.

Avusturya’da yaşayan Müslümanların “vatandaş olmasalar da kendilerini bu toplumun birer parçası olarak kabul etmelerini” isteyen Fischer, “kendisi için insanların hangi dinden veya kültürden olursa olsun insan olarak eşit haklara sahip olduğunu ve onlara saygı duyduğunu” söyledi.

Avusturya’da geçen Pazar günü yapılan genel seçimin ardından yeni hükümetin kurulması çalışmalarının başlayacağını anlatan Cumhurbaşkanı Fischer, “Avusturya’nın mümkün olan en iyi hükümete sahip olması için çaba gösterdiğini” söyledi.

Resepsiyonda, Yeşiller partisinin Türkiye kökenli ilk milletvekili Alev Korun ile yakından ilgilenen Cumhurbaşkanı Fischer, Korun’a meclis başkanlığı dönemindeki deneyimlerini anlatarak bazı tavsiyelerde bulundu. Cumhurbaşkanlığı makamının bulunduğu tarihi Hofburg sarayındaki bayram resepsiyonuna aralarında Türklerin de bulunduğu ülkedeki Müslüman toplumunun ileri gelenlerinden yaklaşık 300 kişi katıldı.

Cumhurbaşkanı Heinz Fischer ile eşi Margit Fischer konuklarıyla yakından ilgilenerek, İslami usule göre hazırlanmış yemek ve tatlılar ikram ettiler.

/ Viyana

04.10.2008


 

Sınırda bayram hareketliliği

Ramazan Bayramı dolayısıyla Şanlıurfa’daki yakınlarını ziyaret etmek isteyen Suriyelilerin Türkiye’ye geçişleri devam ediyor. Bayram ziyaretleri, sınır ötesindeki evli çiftlerin de yakınlarıyla hasret gidermesine imkân sağlıyor.

RAMAZAN Bayramı dolayısıyla Şanlıurfa’daki yakınlarını ziyaret etmek isteyen Suriyelilerin Türkiye’ye geçişleri dün de devam etti. Türkiye’ye giriş yapanlar, bugün sabahtan itibaren ülkelerine dönmeye başlayacak.

Akçakale ve Ceylanpınar sınır kapısından sınır ötesi geçişler dün de sürdü. Türkiye’deki yakınlarıyla bayramlaşmak için Akçakale’den önceki gün itibariyle 2 bin 360, Ceylanpınar’dan ise bin 311 Suriyeli geçiş yaptı. İki ilçedeki geçişler dün sona erdi ve uygulama kapsamında ilk gün Türkiye’ye giriş yapanlar, bugün sabahtan itibaren ülkele-rine dönmeye başlayacak. Uygulama, 48 saatlik de olsa özellikle sınır ötesinden evli çiftleri mutlu ediyor. Çiftler, yakınlarıyla topluca bayramlaşma imkanı buluyor. Ceylanpınar’da 6 ay önce Türkiye’deki akrabası Halit Derin’le hayatını birleştiren Suriyeli Ferya El Hamit (19) de bayramda il-çeye gelen amcası ve dayısıyla hasret gidermenin mutluluğunu yaşadı. Şartları Suriye’den daha iyi olan bir ülkede evli olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Hamit, hayatında hiç görmeden evlendiği eşiyle mutlu olduklarını dile getirdi. Halit Derin ise annesinin Suriye’deki yakınlarıyla telefonla görüşüp düğünü kararlaştırdığını, 7 bin YTL başlık varası verip evlendiği eşini düğünde gördüğünü ve çok beğendiğini anlattı. Derin, sınır ötesi bayramlaşma sayesinde eşi ve kendisinin Suriye’deki yakınlarıyla hasret giderme fırsatı bulduklarını dile getirdi.

04.10.2008


 

Su zengini değiliz

KTÜ Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hızır Önsoy, Türkiye’nin, mevcut su potansiyeli açısından değerlendirildiğinde dünya ortalaması civarında, Afrika ülkelerinin ise yukarısında olduğunu söyledi.

04.10.2008


 

Krizlerden ders aldık

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Eğer bizler de 1990 ve 2000’li yılların krizlerinden ders almamış olsaydık şu anda mevcut küresel ekonomik krizin darbesi bizi de sür’atle vurabilirdi” dedi. Erdoğan, “Elbette dikkati ve ihtiyatı elden bırakmıyoruz. Gelişmeleri an be an tüm kurumlarımızla takip ediyoruz” şeklinde konuştu.

TMSF: Krize dayanıklıyız

nTASARRUF Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, banka mevduatlarında 50 bin YTL’ye kadar olan Hazine garantisi üst sınırının yükseltilmesine ihtiyaç olmadığını söyledi. Bir televizyon proğramında küresel finans krizi ve krizin Türkiye’ye etkilerine ilişkin soruları cevaplayan TMSF Başkanı Ertürk, Türkiye’de tasarruf mevduatının 50 bin YTL’lik kısmı güvencede olduğunun hatırlatılması üzerine “Bugünkü bankacılık sisteminin TMSF ve BDDK’ya yüklediği sorumluluklar ve yetkiler dikkate alındığı zaman, mevduat güvencesinin arttırılması gibi bir önleme ihtiyaç yok görünüyor” dedi. Maliyetin belli ölçülerde nereye yükleneceğinden çok, sistemin tamamının çöküşten kurtarılması hedefinin daha öne geçtiğini kaydeden Ertürk, şöyle konuştu: “Türkiye’de geçmişte yaşanan olumsuz örneklerden dolayı bu hedef hep akılda tutularak düzenlemeler yapılmış durumda. Bizim biriki önemli avantajımız var: Türkiye finans sektörü gerçekten son bir yıldır yaşanan ve şiddetlenmiş olan son dönemlerde krizden en az etkilenen ülkelerden, hatta belki de hiç etkilenmeyen ülkelerden biri. Bunu sağlayan belli geleneksel mekanizmalarımız, geçmiş bir tarihi tecrübemiz var. Bunlar bizim için çok önemli güvence mekanizmaları sağladı. Ama sonuç olumlu. Sonuç bizim açımızdan bu krizi hasarsız atlatmak gibi bir imtiyazlı bir durum getiriyor. Bunu etkileyen herhangi bir durumla karşı karşıya değiliz. Ertürk, Türkiye’nin krizden etkilenmemiş olmasının dünyada yatırım alanı arayan ülkeler için bir tür güvenli liman fonksiyonu gördüğünü belirtti.

04.10.2008


 

Liraya dönüş

Paradan 6 sıfır atarak ‘’Yeni Türk Lirası’’ ile tanışan Türkiye, 1 Ocak 2009’dan itibaren yeniden Türk Lirasına dönü-yor. İlk lira Sultan Abdülmecid döneminde 5 Ocak 1843’te ‘’Osmanlı lirası’’ adıyla basıldı. 1 Ocak 2005 tarihinden itibaren Türkiye para birimini paradan 6 sıfır atması dolayısıyla geçici olarak ‘’Yeni Türk Lirası’’ olarak değiştirdi.

1 OCAK 2009’da tedavüle girecek Türk Lirası görücüye çıktı. Yeni dönemde en yüksek kupürlü banknot 200 TL olacak. Paradan altı sıfır atarak Yeni Türk Lirası’yla tanışan Türkiye, 1 Ocak 2009’dan itibaren yeniden Türk Lirası’na dönüyor. 1 Ocak’ta tedavüle girecek Türk Lirası banknot ve madeni paraların tanıtımı Merkez Bankası’nda Başbakan Tayyip Erdoğan ve Merkez Bankası Durmuş Yılmaz’ın katılımıyla yapıldı. Yeni paraların tasarımı tamamen değişiyor. Yeni dönemde 1 YTL sadece madenî para olarak yer alacak ve 200 TL’lik banknot tedavüle girecek. Türk lirası banknotlar, görme engelli vatandaşlar için temel ayırt edici özellikler taşıyor. Ayrıca yeni paralarda kabartma baskı tekniğinden daha fazla yararlanılmış. Vatandaşların değişime kolay uyum sağlaması için YTL ve TL paraları bir yıl boyunca birlikte tedavülde kalacak. YTL’nin tedavül süresi 31 Aralık 2009’da sona erecek. Bu tarihten itibaren banknotlar 10 yıl, madeni paralar ise 1 yıl boyunca Merkez Bankası ve Ziraat Bankası tarafından değiştirilecek. 5 TL’nin arka yüzünde Ord. Prof. Dr. Aydın Sayılı, 10 TL’nin arka yüzünde Ord. Prof. Dr. Cahit Arf, 20 TL’nin arka yüzünde Mimar Kemaleddin, 50 TL’nin arka yüzünde Fatma Aliye Hanım, 100 TL’nin arka yüzünde Itri, 200 TL’nin arka yüzünde de Yunus Emre portreleri bulunacak. Madenî paralar ise 1, 5, 10, 25 ve 50 kuruşla 1 Lira olarak tasarlandı.

“TÜRKİYE, KRİZDEN EN AZ

ETKİLENECEK ÜLKE OLACAK”

Burada bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, Türk Lirası’nın artık uluslar arası bir para birimi olduğunu ifade etti. Türkiye’nin 2002 yılından itibaren sağlıklı bir ekonomik dönüşüm gerçekleştirdiğini dile getiren Erdoğan, son dönemde istikrar ortamının pekiştiğini, oluşan güven ortamının yatırımlara olumlu yansıdığını kaydetti. Türkiye’nin bankacılık ve makro ekonomik göstergeler bakımından tarihte hiç olmadığı kadar iyi seviyede olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, “Türkiye devam eden krize karşı sağlam ve güçlü yapısıyla direniyor, karşı koyuyor. İnanıyorum ki Türkiye krizden en az etkilenecek ülke olacak” diye konuştu.

04.10.2008


 

Gıyasettin Emre vefat etti

Akciğer ve böbrek yetmezliği sebebiyle Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi gören eski DP Milletvekili Giyasettin Emre, Perşembe günü hakkın rahmetine kavuştu.

1950’den 1960’a kadar Demokrat Parti milletvekilliği yapan Gıyasettin Emre, 98 yaşında hayata veda etti.

Akciğer ve böbrek yetmezliği sebebiyle 21 gündür Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi gören Emre, önceki gün hayatını kaybetti. Eski Milletvekili Emre’nin cenazesi defnedilmek üzere yakınları tarafından memleketi Bitlis’in Mutki ilçesine bağlı Koyunyolu beldesine götürüldü. 1910’da Muş’ta doğan Gıyasettin Emre, 1947 yılında Türkiye’nin ilk bağımsız milletvekili olarak Parlamento’ya girdi. 1950’den 1960’a kadar Demokrat Parti milletvekilliği yaptı. Menderes ve Bediüzzaman arasında mesaj trafiğine şahitlik etti. 27 Mayıs darbesinin ardından Yassıada’ya götürülen DP’liler arasında yer aldı. Adada arkadaşlarıyla birlikte 15 ay eziyet çeken Emre, bir süre önce yaptığı açıklamada, yaşadıkları günlerin dehşetini şu sözlerle ortaya koymuştu:

“Yassıada’daki gibi bir siyasî cinayet dünya tarihinde az görülür. Fakat o acıları çekenler öylesine necip çıktı ki, oradan ayrıldığımızda kimse bu eziyetlerden bahsetmedi. Çocuklarımızla askerler arasına soğukluk girmesin diye anlatmamaya söz vermiştik aramızda. Acılarımız o günlerde efkâr-ı umumiye intikal ettirilse, bu ordu ile millet arasında bir daha köprü kurmak mümkün olamazdı.”

Arapça ve Farsça bilen Gıyasettin Emre, 5 çocuk sahibiydi.

ÜSTAD’A MENDERES’İN SELÂMINI GÖTÜRDÜ

GIYASETTİN Emre, 29-30 Aralık 2001 tarihlerinde gazetemizde de yayınlanan röportajında Cevher İlhan ile Mehmet Kara’ya Bediüzzaman ve Menderes’i şöyle anlatmıştı: 1960 yılında ihtilâlden önce olan bir hadisedir. Üstad Ankara’ya geldi. Denizciler Caddesinde Beyrut Oteli’nde 17 numarada kalıyordu. Biz de gidip ziyaret ettik. Üstad Ankara’ya gelmeden evvel, İstanbul’da bir yerden bir yere giderken taksinin içerisinde başında sarığı, üstünde libadesi varken Cumhuriyet gazetesi fotoğrafını çekmiş. Bu fotoğraf İsmet Paşa’nın elinde. Meclis toplantısına girdi. İsmet Paşa kürsüye çıktı. Çok şiddetli bir tenkit yaptı. Menderes de oradaydı. Menderes, Meclis’te tek bir toplantıyı kaçırmazdı. İnönü konuşmasında Demokrat Parti’ye hücum ediyor, “Siz irticayı hortlatıyorsunuz. Siz Atatürkçüleri gadâba getiriyorsunuz, zaman gelecek ki ben dahi sizi kurtaramayacağım” diyordu. İnönü’nün bu konuşmasından sonra kürsüye Menderes çıktı. Son derece şiddetli bir tepki gösterdi; “Paşamızın İslâm diniyle olan kan husumetinin nereden ileri geldiğini bir türlü anlamış değilim. Bir pir-i fâni, kendini dinî hizmetlere fedâ etmiş bir insan. Bir gün bu fani dünyadan göç edip giderse bu fâni dünyada bırakacağı terekeyi Paşamız gibi birisi buradan alıp İstanbul’a götürebilir. Ne istiyorsunuz bundan?” diye cevap verdi. Tabi Menderes’in bu konuşmasından sonra Halk Partililer ayağa kalktı. Halk Partililer ile Demokrat Partililer birbirlerine girdiler. Afyon Milletvekili Murat Ali ve arkadaşları İsmet Paşa’nın Meclis oturumlarına iştirak etmemesi için teklif verdiler ve kabul edildi. Meclis İnönü’ye ceza verdi, Paşa 12 celse dışarıya çıkarıldı. Biz Üstad’ı Beyrut otelinden alıp Tahsin Tola’nın Bahçelievler’deki evine götürdük. Tam yatmak üzereyken Başbakanlık Özel Kalem Müdürü, “Beyefendi sizi Başbakanlıkta bekliyor, acele gelin” diye telefon etti. Başbakanlığa gittiğimde, “Seni bir yere göndereceğim. Bediüzzaman’a gideceksin beni tâzimatlarımı (hürmetlerimi) kendilerine arz et” dedi. Ve şöyle devam etti: “De ki, şimdi Anadolu’ya, Doğu’ya gitmesin. Hava çok gergindir. Yolda bazı mahallî idareciler rahatsız ederler, ben üzülürüm. Hava müsait olduğu, ortalık sâkinleştiği zaman haber veririm, gitsin” dedi. Menderes’in bu ifâdesi bir ricaydı. Halk Partililerin ve bazı mahallî idarecilerin Bediüzzaman’ı rahatsız etmelerinden endişe ediyordu.

04.10.2008


 

“ABD’nin sonu”

AVRUPA Parlamentosu (AP) Sosyalist Grup Başkanı Martin Schulz, ‘’Muhtemelen dünyada Amerikan hakimiyetinin sonunu gözlemliyoruz’’ dedi.

Sosyalistlerin önde gelen isimleriyle birlikte Rusya’yı ziyaret eden Schulz, yaptığı açıklamada, küresel istikrar için AB ile Rusya arasında işbirliğinin artırılması çağrısında bulundu. ‘’Yeni ABD Başkanı, vergileri yükseltme ve uluslararası taahhütlerini azaltma ihtiyacı hissedecek’’ diyen Schulz, ‘’Amerika’nın boşluğunun para ve asker olarak dengelenmesi ihtiyacı yüksek bir çatışma potansiyeline yol açabilir’’ uyarısında bulundu.

Rusya’ya karşı aşırı sağ kesimlerin ‘’abartılı’’ saldırgan söylemlerini reddettiklerini vurgulayan Schulz, ‘’Rus hükümetinin yaptığı her şeyi onaylamıyoruz. Fakat birbirimize, son 2-3 yılda farkına vardığımızdan daha fazla ihtiyacımız var. Önümüzdeki yıllarda AB ile Rusya arasında işbirliği dünya ekonomisinin istikrarı için hayati ihtiyaç olacak’’ değerlendirmesinde bulundu.

/ Brüksel

04.10.2008


 

Erdoğan: AB çalışmaları kararlı şekilde sürüyor

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘’Başmüzakerecinin değişeceği’’ne ilişkin haberler konusunda, ‘’(Konu) Gündeme girdiğinde zaten açıklamalar yapılır ve şu anda bizler AB sürecine yönelik çalışmalarımızı kararlı bir şekilde ilgili bakan arkadaşlarımızla sürdürüyoruz’’ dedi.

Erdoğan, Orta Asya’ya yapacağı ziyaretin ilk durağı olan Türkmenistan’a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı’nda gazetecilere açıklamalarda bulundu. Devlet Başkanı Gurbangulu Berdimuhamedov’un dâvetlisi olarak Türkmenistan’a gideceğini belirten Erdoğan, daha sonra da Moğolistan Başbakanı Sanjaa Bayar’ın dâvetine üzerine Moğolistan’a geçeceğini kaydetti. Erdoğan, kendisine Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Devlet Bakanı Said Yazıcıoğlu, Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler ile bazı milletvekillerinin eşlik edeceğini bildirdi.

Türkmenistan’ı ziyareti sırasında Berdimuhamedov ile baş başa ve heyetler arası görüşmeler yapacağını ifade eden Erdoğan, iki ülke ilişkilerinin yanı sıra bütün dünyayı etkisi altına alan küresel krizin değerlendirileceğini söyledi. Enerji ile ilgili konuların da gündeme geleceğini anlatan Erdoğan, bölgesel ve uluslar arası konuların da değerlendirileceğini kaydetti. Türkiye-Türkmenistan İş Konseyi toplantısının da yapılacağını ve bu ülkede yaşayan Türkler ile iş adamlarıyla bir araya geleceğini dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:

‘’Biz Türkiye ve Türkmenistan’ı tek millet, iki devlet olarak görüyoruz. Bu anlayış çerçevesinde ülkelerimiz arasındaki güçlü kardeşlik ilişkilerinin, işbirliğinin daha da geliştirilmesi için bu yoğun çabamızı sürdüreceğiz. Özellikle son yıllarda bu çabalarımızın somut sonuçlarını görmekten büyük memnuniyet duyuyoruz. Ziyaretimizin ikinci ayağını Moğolistan teşkil ediyor. 2005 yılında yaptığım ziyaretin ardından, Moğolistan Başbakanı Bayar’ın dâvetine icabetle ikinci kez bu ülkeye gidiyorum. Ziyaretim esnasında bizim için anlamlı bazı açılışlar yapacağım. 2005 yılında, Türk tarihinin ilk yazılı eserleri olan Orhun Anıtları’nın bulunduğu Hoşo Saydam ile Karakurum’u bağlayan 46 kilometrelik Bilge Kağan Karayolu ile Orhun Anıtları Müzesi’nin temelini atmıştık. TİKA tarafından yapımı tamamlanan bu yolun ve müzenin açılışını Moğol dostlarımızla birlikte yapacağız. Yine Ulanbator’da ismi Mustafa Kemal Atatürk olarak değiştirilen okulun önündeki Atatürk büstü ile Ankara Caddesi’nin açılışlarını da gerçekleştireceğiz. Bu projelerin gerçekleştirilmiş olmasıyla UNESCO’nun dünya mirasında yer alan Orhun Vadisi’ndeki Türk yazıtlarına ulaşmak daha da kolaylaşmış olacaktır. Ayrıca tarihimizin en önemli anıtları, açılışı yapılacak yol ve müze sayesinde Türk ve dünya turizmine daha açık hale gelecektir.’’

Moğolistan Başbakanı Bayar ile de baş başa ve heyetler arası görüşmeler yapacağını ifade eden Erdoğan, ziyaret sırasında ikili ilişkilerin gözden geçirileceğini ve iki ülke arasında bazı anlaşmalar imzalanacağını bildirdi. Erdoğan, her iki ziyaretin ülkelere hayırlı olmasını dileyerek, ‘’Ziyaretlerin bölgemiz için barış, istikrar ve refaha katkı sağlayacağına inanıyorum’’ diyerek sözlerini tamamladı.

‘’DOĞRU DA BULMUYORUM’’

Erdoğan, açıklamalarının ardından bir gazetecinin, ‘’Başmüzakerecinin değişeceğine ilişkin haberler var, doğru mu?’’ sorusuna şu cevabı verdi: ‘’Gündeme girdiğinde zaten açıklamalar yapılır ve şu anda bizler, AB sürecine yönelik çalışmalarımızı kararlı bir şekilde ilgili bakan arkadaşlarımızla, teknokrat, bürokrat arkadaşlarımızla sürdürüyoruz. Böyle bir adımı attığımız anda bunun zaten açıklamasını yaparız. Bunun önceden dedikodusunu yapmanın ben faydalı olduğuna inanmıyorum. Bunu doğru da bulmuyorum. Çünkü muhataplarımızı da rahatsız eder, sıkıntıya düşürür. Şu anda görevli olan arkadaşımızın da performansını olumsuz etkiler.’’

04.10.2008


 

TERÖRİSTLERCE KAÇIRILAN İKİ KİŞİ SERBEST BIRAKILDI

Tunceli’de teröristlerce kaçırılan iki kişinin serbest bırakıldığı bildirildi.

EDİNİLEN bilgiye göre, jandarma karakoluna gıda maddesi götüren Burhan Arslan ile Abdulmuttalip Açıkgöz, 20 Eylülde Nazımiye ilçesi kırsalında terör örgütü PKK üyeleri tarafından araçları durdurularak kaçırılmıştı. Önceki gün akşam serbest bırakılan Açıkgöz ve Arslan’ın sağlık durumlarının iyi olduğu, söz konusu kişilerin güvenlik güçleri tarafından ifadelerinin alındığı bildirildi.Öte yandan, Tunceli merkezdeki kum ocağından teröristlerce 14 Eylülde kaçırılan iş adamı ve AKP yönetim kurulu üyesi Ali Aşkın’dan hala haber alınamadığı öğrenildi.

04.10.2008


 

Komşudan, AB desteği

BULGARİSTAN'IN Edirne Başkonsolosu Angel Angelov, Bulgaristan’ın, Türkiye’nin AB’ye giriş sürecine olumlu baktığını belirtti.

Angelov, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin AB’ye giriş aşamasında Bulgaristan’la beraber birçok alanda çalışma noktalarının bulunduğunu söyledi. Bulgaristan’ın gelecekte Türkiye ile daha çok projeler yapacağını ifade eden Angelov, ‘’Bulgaristan, Türkiye’nin AB’ye giriş sürecine olumlu bakıyor. AB’ye giriş tecrübelerimizi ve deneyimimizi Türkiye ile paylaşacağız. Türkiye’nin AB kriterlerini yerine getirmesi için elimizden gelen yardımı yapıyoruz. Bunun çok örnekleri var. Zaten her iki ülkenin bakanlıklar seviyelerinde görüşmeleri yapılıyor. Bütün bunlar AB kriterleri ve prosedürlerini yerine getirmek için olu-yor’’ dedi. Bu yıl Kapıkule ve onun karşısındaki Bulgaristan tarafındaki Kapitan Andreova Sınır Kapısı’nda gurbetçi geçişlerinde fazla sorun yaşanmadığını bildiren Angelov, şunları kaydetti: ‘’Yakında da gümrük sahasında Sınır Ötesi Hudut Karma Komisyon Toplantısı yapacağız. Bu toplantıda gelecek yıl için faaliyetler ve tedbirler görüşülecek. Toplantı ekimde yapılacak. Gurbetçiler Bulgaristan’dan geçişlerinde sorun yaşamadı, rahat geçtiler. Otoban yapılıyor. 45 kilometrelik bölümü kaldı. Bittiğinde rahat olacak.’’

04.10.2008


 

Ayvalık’ta gerginlik sürüyor

BALIKESİR'İN Ayvalık ilçesine bağlık Altınova beldesinde 2 kişinin ölümüyle sonuçlanan olayın yankıları sürüyor.

Gerginlik yüzünden bir araç yakılırken bir dükkâna da kundaklama girişiminde bulunuldu. Elde edilen bilgilere göre; araç yakma olayı oün gece sabaha karşı Altınova beldesine çok yakın olan Küçükköy’de meydana geldi. Kullandığı araçla iki kişinin ölümüne sebep olan Doğu kökenli M.A.’nın akrabasının arabası kundaklandı. 10 YZ 616 plakalı aracı yakanlar bulunmaya çalışılıyor. Gece ayrıca Altınova’daki bir çay ocağına yakma girişiminde bulunuldu. Çay ocağında büyük hasar meydana gelmedi. Ayvalık, Altınova ve Küçükköy’deki güvenlik önlemleri devam ediyor. Jandarma timleri, belde ve belde girişinde nöbet tutuyor. Jandarma, gerginliğe sebep olan olaylardan sonra gözaltına alınan 48 kişiden 9’unu serbest bıraktı. M.A.’nın yakınları olduğu belirtilen 19 kişi ise dün sabah saatlerinde geniş güvenlik altında Ayvalık Adliyesi’ne gönderildi. Diğer zanlıların Ayvalık Jandarma Komutanlığı’ndaki sorguları devam ediyor. Altınova’da doğu kökenli vatandaşların korkulu bekleyişi ise sürüyor. Evlerinden çıkamayan aileler, bayram ziyaretine gelen kişilerin de mahsur kaldığını söyledi.

04.10.2008


 

Can: Ders vermeyeceğimi 20 gün önce öğrendim

ANAYASA Mahkemesi Raportörü Doç. Dr. Osman Can, Çankaya Üniversitesinde ders vermeyeceğini 20 gün önce öğrendiğini, kendisine herhangi bir gerekçe gösterilmediğini belirtti.

Soruları cevaplandıran Doç. Dr. Osman Can, Çankaya Üniversitesinde verdiği Anayasa Hukuku derslerine son verildiğini söyledi. Üniversiteyi ‘’ders saatlerinin ne zaman olduğunu’’ öğrenmek üzere arayan sekreterine, derslere son verildiğinin tebliğ edildiğini anlatan Can, ‘’20 günlük bir şey, ders vermeyeceğimi 20 gün önce öğrendim. Herhangi bir gerekçe söylemediler’’ diye konuştu. Raportör Can, bir başka soru üzerine de AKP hakkındaki kapatma dâvâsının gerekçesinin ay sonunda tamamlanabileceğini ifade etti.

04.10.2008


 

Nobel Edebiyat Ödülü 9 Ekim’de sahibini bulacak

NOBEL Edebiyat Ödülünün bu yılki sahibi 9 Ekim’de açıklanacak.

Nobel Edebiyat Ödülünün açıklanma tarihini her zaman diğer ödüllere göre daha geç duyuran İsveç Akademisi, internet sitesinde yayınladığı kısa açıklamayla, ödülün sahibinin 9 Ekim’de ilân edileceğini bildirdi. 2008 Nobel Ödüllerinin sahipleri ilk olarak Pazartesi günü, tıp ödülünü kazananın açıklanmasıyla belli olmaya başlayacak. Açıklamaya göre, bu yılki Nobel ödüllerini açıklama tarihleri şöyle olacak:

n6 Ekim Pazartesi: Nobel Tıp Ödülü

n7 Ekim Salı: Nobel Fizik Ödülü

n8 Ekim Çarşamba: Nobel Kimya Ödülü

n9 Ekim Perşembe: Nobel Edebiyat Ödülü

n10 Ekim Cuma: Nobel Barış Ödülü -13 Ekim Pazartesi: Nobel Ekonomi Ödülü.

/ Stockholm

04.10.2008


 

Fethiye’de, paraşüt kazası: 1 ölü

FETHİYE'DE kayalıklara düşerek ağır yaralanan Alman paraşütçü, yangın söndürme helikopteriyle götürüldüğü hastanede vefat etti.

Edinilen bilgiye göre, 1800 metre rakımlı Babadağ’dan atlayan Alman paraşütçü Thomas Manfred Christian (44), paraşütünün rüzgâr sebebiyle kapanması sonucu kayalıklara düşerek ağır yaralandı. Alman paraşütçünün düştüğü bin 300 metre rakımlı bölgeye güçlükle ulaşan 112 Hızır Acil Servis ekibi, ilk müdahaleyi yaptıktan sonra, yaralıyı hastaneye yetiştirmek için yetkililerden yardım istedi. Paraşütçü, yangın söndürme helikopteriyle Fethiye Devlet Hastanesine götürüldü. Christian, burada yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamadı.Olayla ilgili soruşturmanın Fethiye Cumhuriyet Savcılığınca yürütüldüğü bildirildi.

04.10.2008


 

Restorandaki kavgada uzman çavuş öldü

SAMSUN'UN Terme ilçesindeki bir restoranda çıkan kavga sırasında açılan ateş sonucu, olay yerinde müşteri olarak bulunan bir uzman çavuş vefat etti.

Edinilen bilgiye göre, Sakarlı Beldesi’ndeki bir restoranda henüz belirlenemeyen bir sebeple bazı müşteriler arasında tartışma çıktı. Kavgaya dönüşen olayda, tabancayla açılan ateş sonucu restoranda müşteri olarak bulunan jandarma uzman çavuş Feridun Kubat öldü. Yetkililer, olayla ilgili bir kişinin gözaltına alındığını söylediler.

04.10.2008


 

İstanbul’da yarın bazı yollar trafiğe kapalı

GAZİ Koşusu dolayısıyla yarın bazı yollar trafiğe kapatılacak. İstanbul Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, Ataköy Olimpiyat Evi önünden başlayacak “7. Uluslararası Gazi Koşusu” sebebiyle yarın saat 09.30’dan itibaren bazı yollar trafiğe kapatılacak.

Buna göre, “Bahçelievler’den Ataköy Varyanttan Ataköy içi gidişler, E-5 Karayolu güney yan yoldan Ataköy’e girişler, Atatürk Havalimanı C Kapısı-Havuzlu Kavşak istikameti ile Plakçı Işıklar Yeşilköy-Havuzlu Kavşak istikameti, Fener Yolu Caddesi başı-Hava Harp Okulu istikameti ve Sahil Kennedy Caddesi’nin bir bölümü” kademeli olarak trafiğe kapalı tutulacak. Bu sebeple özellikle Sahil Kennedy Caddesi’ni kullanacak sürücülerin D-100 Karayolu’na yönelmesi önerildi.

04.10.2008


 

KKTC Meclisi yeni yasama yılına başladı

KKTC Cumhuriyet Meclisi, yeni yasama yılına başladı. KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Fatma Ekenoğlu, başkanlığında yapılan Genel Kurulun 6. dönem 5. yasama yılı açılış toplantısına Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, KKTC’nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Türkekul Kurttekin de katıldı.

Ekenoğlu, yaptığı konuşmada, halkın yaşam seviyesini yükseltme, günlük yaşamını kolaylaştırma ve sosyal adaleti yaygınlaştırmanın parlamentonun temel görevlerinden olduğunu, bu amaca yönelik olarak komitelerin önünde yoğun bir gündem bulunduğunu belirtti.

Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik yeni müzakere sürecinde Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın ciddi çalışmalar yürüttüğünü kaydeden Ekenoğlu, “Cumhurbaşkanının, halkı aydınlık yarınlara taşıma sorumluluğuyla hareket ederek, Kıbrıs Türkü’nün hak ve menfaatlerini gözetip kollayacağından kimsenin şüphesi olmamasını” istedi. İzolasyonların kaldırılması yönündeki mücadelenin de sürdürüldüğüne dikkati çeken Ekenoğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün BM Genel Kurulundaki konuşmasında bu yönde çağrı yaptığına atıfta bulundu. Ekenoğlu, Cumhurbaşkanı Talat’ın da Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinde (AKPM) milletvekillerine hitap ederken yaptığı konuşmada izolasyonlar konusunu yeniden gündeme taşıdığını hatırlattı. Ekenoğlu, izolasyonların kaldırılmasının Kıbrıs sorununun çözümüne katkıda bulunacağını ve “ancak o zaman Kıbrıs Rum liderliğinin sorunun çözümüne ciddiyetle eğilmek durumunda kalacağını” söyledi.

/ Lefkoşa

04.10.2008


 

İstanbul’daki barajlarda su seviyesi yükseldi

KURUMA tehlikesi ile karşı karşıya kalan barajlarda, son günlerde yağan yağmur ile su seviyesi yükseldi.

Alibeyköy Barajı’nda belirgin derecede su seviyesinin arttığı gözlendi. İstanbul’da kurak geçen yaz sezonunun ardından Eylül ayının son haftalarında yağan yağmur barajlardaki doluluk oranının artmasını sağladı. Su seviyesinin yüzde 15’lerin altına düştüğü barajlarda, geçen hafta yağan yağışlar ile yüzde 25’in üstüne çıktı. İstanbul ve çevresine yağan yağışlar ile birlikte barajlara 85 milyon metreküp su geldi. Son yağışlardan önce barajlardaki su oranı 131 milyon metreküpe kadar düşmüştü. Barajlardaki bu oran son yağışlar ile birlikte 217 milyon metreküpe ulaştı. İstanbulluların su ihtiyacını karşılayan barajlardan birçoğu, yaşanan kurak yaz nedeniyle kurumaya başlamıştı. Kurumaya başlayan bazı barajların son yağmurlarla doluluk oranlarının yüzde 80’lere çıktığı bildirildi. Alibeyköy Barajı da yağan yağmurlardan nasibini aldı. Yaz döneminde su seviyesi oldukça düşen barajın, son yağmurlar ile birlikte yükselişe geçtiği gözlendi.

04.10.2008


 

Hrant Dink’in makaleleri Almanya’da kitap oldu

GAZETECİ Hrant Dink’in makaleleri, Almanya’da kitap halinde yayımlandı.

İstanbul’da geçen yılın başında öldürülen Dink’i anmak ve yeni kitabı tanıtmak amacıyla başkent Berlin’de düzenlenen bir etkinlikte, makalelerden alıntılar okundu. “Von der Saat der Worte” başlıklı kitaptaki makaleleri Türkçeden Almancaya çeviren Günter Seufert, kitabın üç bölümden oluştuğunu, birinci bölümde Dink’in çocukluğu ve Türk toplumu içinde yaşayan Ermeni kökenli vatandaşlarla ilgili makalelerinin yer aldığını belirtti. İkinci bölümde gayri müslimlerin Türkiye’deki yaşamıyla ilgili makalelerin bulunduğunu ifade eden Seufert, üçüncü bölümde ise Dink’in Türkiye’deki demokrasi ve Türkiye’nin AB üyeliği süreciyle ilgili makalelerinin yer aldığını kaydetti. “Dünya Kültürleri Evi” adlı büyük sergi ve toplantı salonunda düzenlenen etkinlik çerçevesinde Türkiye’den davet edilen yazar ve gazeteciler Karin Karakaşlı ve Aydın Engin, Dink ve Türkiye’deki sorunlar hakkında konuşmalar yaptı.

/ Berlin

04.10.2008


 

Eğitimde sporun adı var, kendi yok

OKULLARDAKİ beden eğitimi ve spor konusu 2008 Kasım ayında altıncısı düzenlenecek Spor Şûrâsı’nda masaya yatırılacak.

Türkiye’de 22 spor lisesi ile 55 beden eğitimi ve spor yüksekokulunda ‘’sporcu’’ yetişiyor.

Devlet okullarının birçoğunun spor salonu veya spor yapılabilecek başka tesisi bulunmuyor. Birçok ilde bir veya birkaç okulun spor salonu mevcut. Bazı spor salonları da yetersiz imkânlar sebebiyle kullanılmıyor. Türkiye’deki özel okulların bir kısmında yüzme havuzu bulunu-yor. Ancak, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki iller başta olmak üzere birçok ilde özel okulların da yüzme havuzu yok. Türkiye’de okul sayısı en fazla olan İstanbul ve Ankara’da da okulların çok azında spor salonu mevcut.

Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Erdal Zorba ‘’İlköğretim ve ortaöğretimi geçtim, beden eğitimi ve spor yüksekokullarının birçoğunun tesisi, malzemesi ve hocası yok’’ dedi. Zorba, yaptığı açıklamada, Türkiye’deki spor eğitimi konusunda değerlendirmelerde bulundu.

Olimpiyat oyunlarında başarılı ülkelere bakıldığında bu alana ciddî yatırım yaptıklarının görüleceğini ifade eden Zorba, Çin’in bu konudaki yatırımının örnek olabileceğini anlattı. Bu tür yarışmalarda transferlerin kısa vadeli çözüm olduğunu ancak başarı kazanmak için orta ve uzun vadeli yatırımlar gerektiğini vurgulayan Zorba, Türkiye’nin öncelikle hangi alanlarda başarı kazanabileceğini tesbit ederek işe başlaması gerektiğini söyledi.

Birçok Avrupa ülkesi ile Rusya’da incelemeler yaptığını anlatan Zorba, oradaki bütün okullarda spor tesisleri bulunduğunu, bu ülkelerde beden eğitimi derslerine önem verildiğini dile getirdi. Zorba, şöyle konuştu: ’’Dikkat edin o ülkelerdeki insanların fizikleri çok düzgündür. Genetik yapı da önemli ama spora çok önem veriyorlar. İnsanlarda spor kültürü yerleşmiş durumda. Bunun fakirlikle ve zenginlikle hiç alâkası yok, kültürle ilgili. Spor kültürü olmayan bir ülkede sporun gelişmesi mümkün değildir. Basınımıza bakın sadece futboldan bahseder, başka bir şey yoktur. Olimpiyatlardaki durumumuzu şu anda yargılıyoruz, diyoruz ki ‘biz başarısızız.’ Bence bu 3-4 yılın başarısızlığı değil, uzun yılların başarısızlığı. Eğer bir başarı elde etmek istiyorsak, başarılı olduğumuz alanları iyi bilip önce eğitime yatırım yapmamız lâzım. Öğretmenlerin eğitimi, ailelerin eğitimi, toplumun, yöneticilerin eğitimi, sporcu, antrenör eğitimi... Bunların hepsinin birlikte düşünülmesi gerekir. Eğitim deyince sporcunun iyi eğitilmesi yetmiyor. Eğer aile spora teşvik etmiyorsa başarı mümkün değil. Bir çocuğun yetişmesi ve bu kültürün toplumda yerleşebilmesi uzun yıllar alır ama bugünden başlamak gerekir.’’

‘’SPOR SALONU

GÖRMEMİŞ ÖĞRETMENLER’’

Çocukların sınavdan sınava koştuklarını anlatan Zorba, ‘’Çocuklarımız OKS’den ÖSS’ye koşuyor. Böylece çocuklarımızı spordan uzaklaştırıp, hem sağlıksız yetişmelerine neden olu-yoruz hem de sporun gereksiz olduğunu düşündürüyoruz. ABD obez insanlar yetiştirdi. Türkiye’de de obezite sorun haline gelmeye başladı.

Bunun sebebi spordan uzak, bilgisayar başında hareketsiz insanlar. Sağlıksız nesiller yetiştiriyoruz’’ diye konuştu.

Okullardaki bedene eğitimi dersi saatinin yetersiz olduğunu anlatan Zorba, bu derslerde de ‘’spor kültürü yerleştirmenin mümkün görünmediğini’’ söyledi. Zorba, ‘’Hocalarımız doğru eğitim veriyor mu? Hayır. Onlar da topu çocuğun eline veriyor, oynatıyor’’ dedi. ‘’Olimpiyatlar da en az OKS veya ÖSS kadar önem verilmesi gerektiğini’’ kaydeden Zorba, bunları harmanlamanın mümkün olduğunu, ÖSS’de ve diğer sınavlarda öğrencilere sporla ilgili sorular yöneltilebileceğini dile getirdi.

Türkiye’de beden eğitimi öğretmeni yetiştirmede de sıkıntı yaşandığını kaydeden Zorba, ‘’Maalesef Türkiye’de mantar gibi beden eğitimi ve spor yüksekokulu açıldı. Bu neyi getirdi? Buralardan çıkan mezunlar spor salonu görmemiş, hayatında yüzme havuzu görmemiş beden eğitimi öğretmenleri...’’ diye konuştu. Zorba, spor kültürünün yaygınlaşmasına katkıda bulunmak amacıyla Gazi Üniversitesi’nin bütün fakülte ve yüksekokullarında sporun bu yıldan itibaren seçmeli ders olarak verilmesinin kararlaştırıldığını bildirdi. Zorba, spor kültürünü yaygınlaştırmak için kitle iletişim araçlarına da görev düştüğünü dile getirdi.

04.10.2008


 

Park halindeki iki otomobil yandı

KÂĞITHANE'DE park halindeki iki otomobil, henüz belirlenemeyen sebeple yandı.

Gürsel Mahallesi Görgülü Sokak’ta park halindeki 34 FFM 89 plâkalı otomobilde gece saatlerinde, henüz tesbit edilemeyen bir sebeple çıkan yangın kısa sürede büyüyerek yanındaki 34 VF 9391 plakalı otomobile sıçradı. Alevlerin bir süre sonra yanan araçların yakınındaki doğal gaz kutusuna ulaşması, vatandaşların endişeli anlar yaşamasına sebep oldu. İtfaiye ekiplerince söndürülen yangında iki araçta hasar meydana geldi. Polis ve itfaiye yetkilileri, yangının çıkış sebebinin araştırıldığını belirterek, kundaklama ihtimali üzerinde de durduklarını bildirdiler.

04.10.2008


 

İstiklâl Savaşı gazisinin hayatı roman olacak

DOKTOR olan bir yakını, Eskişehir’de vefat eden İstiklâl Savaşı gazisi Yakup Satar’ın hayatını roman tarzında kitaplaştırıyor.

Yakup Satar’ın torununun dünürü olan, çeşitli vesilelerle ziyaret ettiği merhum gazi Satar’ı yaklaşık 10 yıldır dinleyen fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı doktor İrfan Ünver, yaptığı açıklamada, yaklaşık bir asır önce Kırım’da doğan, 2 Nisan 2008’de Eskişehir’de vefat eden gazi Satar’ı 10 yıldır tanıdığını belirtti. Gazi Satar’ın kendisine hatıralarını, katıldığı savaşları, hayat hikâyesini ve ülkenin yaşadığı değişimi anlattığını ifade eden Ünver, şöyle konuştu: ’’Hayatı boyunca 34 kez savaşa katılan, askere gönüllü olarak giden, hayatı mücadelelerle geçen ve savaştan sonra mütevazi bir hayat yaşayan gazi Satar, bir kahramandı. Milletin gönlünde saygın bir yer edinen Yakup Satar ve diğer kahramanlarla ne kadar övünsek azdır. Onlara borcumuzu asla ödeyemeyiz. Milletin özgürlüğü için canını seve seve ortaya koyan kahramanlardan birisi de Yakup Satar’dır.’

04.10.2008


 

7 katlı binada korkutan yangın

FATİH'TE 7 katlı bir binanın girişinde çıkan yangında üst katlarda mahsur kalan yaklaşık 15 kişi, itfaiye ekiplerince kurtarıldı.

Alınan bilgiye göre, Fındıkzade Millet Caddesi’ndeki 7 katlı binanın giriş katında yangın çıktı. Oluşan duman sebebiyle üst katlarda oturan vatandaşlar dairelerinde mahsur kaldı. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri, mahsur kalan yaklaşık 15 kişiyi merdiven aracının yardımıyla aşağı indirdi. Tahliye edilen vatandaşlar, ilk müdahaleleri olay yerine gelen ambulanslarda yapıldıktan sonra çevredeki hastanelere gönderildi. Yangın, itfaiye ekiplerinin yoğun çalışmaları sonucu söndürüldü. Elektrik kontağından çıktığı belirtilen yangınla ilgili soruşturma sürüyor.

04.10.2008


 

Rasathanede uzay günleri

ANKARA Üniversitesi (AÜ) Rasathanesi, ‘’Dünya Uzay Haftası’’ dolayısıyla 5 Ekim Pazar günü düzenleyeceği faaliyette, başşehirlilere uzayı keşif imkânı sunacak.

TÜBİTAK’ın desteğiyle düzenlenen ve katılımın ücretsiz olacağı etkinlikte, başşehirliler gök bilim konularında bilgiler alacak ve özellikle Ay ve Jüpiter’i teleskoplarla inceleme fırsatı bulacak. Alınan bilgiye göre, geçen yüzyıl içerisinde gerçekleşen iki önemli olay, insanlığın uzayı keşfinde önemli yer tutuyor.

İlk yapay uydu Sputnik 1’in 4 Ekim 1957’de uzaya fırlatılması, insanlığın uzay çalışmalarındaki ilk dönüm noktası olarak kabul ediliyor. Kısaca ‘’Uzay Antlaşması’’ olarak bilinen ‘’Ay ve Gök Cisimleri Dahil Uzayın Keşfi ve Kullanımı için Devletlerin Faaliyetlerini Düzenleyen İlkeler Antlaşması’’nın 10 Ekim 1967’de yürürlüğe girmesi, ikinci önemli olay olarak biliniyor. Birleşmiş Milletler (BM) de 1999’da 4-10 Ekim arasını ‘’Dünya Uzay Haftası’’ ilân etti.

Devlet kurumları, endüstriler, sivil toplum örgütleri, eğitimciler hatta sadece bireylerin de çeşitli faaliyetlerle katılabildiği ‘’Uzay Haftası’’, dünyada BM tarafından World Space Week Association ve pek çok ülkeden çeşitli katılımcıların desteğiyle koordine ediliyor.

04.10.2008


 

Tatilcilere erken dönün uyarısı

BOLU Emniyet Müdürlüğü, tatilcilere ‘’erken dönün’’ uyarısında bulundu. Bolu Emniyet Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, 9 günlük bayram tatili dönüşlerinin son güne bırakılmaması istendi

Bayram tatilinin başlamasıyla birlikte sürücülerin gerekli uyarıları göz önünde bulundurarak yola çıktığının görüldüğü ifade edilen açıklamada, sürücülerin kurallara uymasıyla birlikte meydana gelen trafik kazası sayısında düşüş yaşandığı belirtildi. Aynı özveri ve duyarlılığın tatil dönüşünde de gösterilmesi istenen açıklamada şöyle denildi: ’’Sürücülerin hepsinin bayram tatilinin son günü yola çıkmayı tercih etmesi aşırı yoğunluğa neden oluyor. Araç yoğunlukları da büyük kazaları getiriyor. Bu nedenle tatilcilerin bir ya da iki gün önceden dönüş yoluna açıkmasıyla araç yoğunluğu oluşmayacak ve kazaların önüne geçilmiş olacaktır. Öte yandan, tatilcilere dönüş yoluna çıkmadan önce hava ve yol şartlarını kontrol etmeleri, alkollü, yorgun, uykusuz yola çıkmamaları gerektiğini hatırlatıyoruz.’’

04.10.2008


 

Gençlere, tasavvufu müzikle sevdirecek

Ses San'atçısı Latif Öz, gençlere tasavvuf sevdirmek amacıyla "Hay" isimli müzik albümü hazırladığını söyledi.

İZMİRLİ ses sanatçısı Latif Öz, gençlere tasavvufu sevdirmek amacıyla sözleri dinî, bestesi popüler tarzda olan ‘’Hay’’ isimli albüm yaptı. Sanatçı Öz, yaptığı açıklamada, 1990’lı yıllardan bu yana müzikle uğraştığını, 10’un üzerinde kaset yaptığını söyledi. Son yıllarda tasavvuf müziğinin giderek yaygınlaşmaya başladığını, bu işin konservatuvar eğitimi alan kişiler tarafından yapılması gerektiğini savunan Öz, ‘’Dinî müzik son 10 yılda fevkalâde genişleyerek büyüyor. Bunu bilen bilmeyen birçok arkadaşımız piyasaya girmiş durumda. Gönül ister ki ciddî müzik eğitim almış kişiler bu işi yapsın’’ dedi. Gençlere tasavvufu sevdirmek amacıyla ‘’Hay’’ isimli kaseti popüler müzik tarzında hazırladığını ifade eden Öz, şöyle konuştu: ’’Günümüz gençliği tasavvufu fazla bilmiyor. Bu kesime divan şiiriyle veya geleneksel tasavvuf mûsikisinde kullanılan ve daha çok Osmanlı Türkçesi ağırlıklı sözleri aktarabilmek zor. Belki o yaş için zor. Gençlerin aşina olduğu müzikle bu konuların daha rahat anlatılabileceğine inanıyorum. Albümdeki 10 parçanın tamamının sözleri dinî tasavvufî konular. Müzik ise günümüzde dinlenen hareketli, popüler müzik. Bu müzikle genç kitleye ulaşabileceğimizi ümit ediyorum.’’

04.10.2008


 

Facebook merkezini Dublin’de kuruyor

Uluslar arasI çevrim içi sosyal iletişim sitesi Facebook, uluslar arası merkezini Dublin’de kurmaya karar verdi.

Facebook’tan yapılan açıklamada, yeni uluslar arası merkez için Dublin’de karar kılındığı kaydedildi. Facebook, Dublin’deki merkezinde, uluslar arası teknik satış ve işletim destek hizmetlerini yürütecek.

04.10.2008


 

Akılları durduran san’at

GEN HARİTASININ ÇIKARILMASI ÇOK ZOR OLAN BUĞDAYIN GENOMUNDA İNSANINKİNİN 5 KATI VE PİRİNCİN 40 KATI, 17 MİLYAR ÇİFT KİMYASAL KOD BULUNUYOR. GENOMUN TAMAMI TOPLAM 6 VEYA 42 KROMOZOM İÇERİYOR.

Dünya nüfusunun yüzde 35’inin temel gıda maddesi buğdayın son derece zor olan gen haritasının çıkarılması konusunda uluslar arası bir bilim ekibi tarafından yürütülen çalışmalarda büyük ilerleme sağlandı. Amerikan Science dergisinde yayınlanan makaleye göre, bilim adamları buğdayın en büyük kromozumu 3B’nin fizikî haritasını yeniden oluşturarak, bu tahılın gen haritasının tamamının çözülmesinin yolunu açtı. Dünyanın en önemli gıda maddesi buğdayın gen haritasının çıkarılmasının, bilim adamlarının daha verimli, kuraklığa ve diğer dış etkenlere daha dayanıklı buğday türleri geliştirebilmelerine imkân sağlayabileceği belirtilen makalede, lâtince adı “Triticum aestivum L.” olan buğdayın büyük ekonomik önemine rağmen, gen haritasının çıkarılmasının, mısır, pirinç ve başka tahıllara oranla geç kaldığının altı çizildi. Buğdayın genomunda insanınkinin 5 katı ve pirincin 40 katı, 17 milyar çift kimyasal kod bulunuyor. Ayrıca sekansların yüzde 80’i tekrarlanırken, genomun tamamı toplam 6 veya 42 kromozom içeriyor. Araştırmacılar, bu sebeple tarımı yapılan türler arasındaki genetik değişkenliğin çok zayıf olduğunu belirtiyor. Fransız bilim adamlarının liderliğindeki çalışmaya, İsrail, ABD ve Çek Cumhuriyeti’nden araştırmacılar katılıyor.

(Genom: Bir organizmanın sahip olduğu genetik şifrelerin tamamı)

/ Washington

04.10.2008


 

‘Arı gözü’ ilham oldu

Japon otomobil üreticisi Nissan, arıların uçarken diğer böceklerle çarpışmasını engelleyen 300 derece görüş açısına sahip, son derece karmaşık bir yapısı olan gözlerinden esinlenerek, çarpışmaya karşı geliştirdiği yeni bir teknolojiyi tanıttı.

Tokyo’da düzenlenen Ceatec elektronik fuarında, bir metre yüksekliğinde bir tür robot biçimindeki otomobilde tanıtılan prototip “BR23C”, 180 derece açıda ve iki metre ötedeki bütün engelleri tesbit edebilen bir sensörle donatıldı. Sistemde veriler bir mikroişlemciye geçilir geçilmez anında çarpışmayı önleyici bir manevra yapılması sağlanıyor. Araç önüne aniden biri çıkarsa, tekerleklerin yönü çevriliyor. Tokyo Üniversitesi ile işbirliği yaparak geliştirdiği, şimdilik bir oyuncağa benzeyen bu prototipi yakında üreteceği otomobillerde kullanmayı hedefleyen Nissan’ın bu projesinden sorumlu mühendisi Toshiyuki Ando, “Araç bir engeli tespit ettikten sonra saniyenin çok kısa bir bölümünde, çarpışmadan kaçacak kadar veya daha fazla açıda tekerleklerinin yönünü çeviriyor. Sistem, yaban arılarının diğer yaban arılarına ve böceklere çarpmamak için kullandıklarına benziyor ” diye konuştu.

04.10.2008


 

Sigarayı bırakmak irade ve kişilik meselesi değil

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Sigara Bırakma Polikliniği Sorumlusu Yrd. Doç. Dr. Pınar Pazarlı sigarayı bırakmanın irade ve kişilik meselesi olmadığını belirterek, bağımlılığı kişilik meselesi haline getirenlerin sigaranın kucağına düştüğünü söyledi.

Bağımlıların sigarayı bırakmalarının ardından nikotin yokluğuna bağlı olarak huzursuzluk ve iştahsızlık şikâyeti çektiklerini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Pazarlı, nikotin isteğine karşı koyamayan hastalara nikotini yerine koyma tedavisiyle (nikotin replasman tedavisi) yardımcı olduklarını söyledi.

Nikotin bağımlılığının fizyolojik ve psikolojik bağımlılık olarak ikiye ayrıldığını bildiren Yrd. Doç. Dr. Pazarlı, şunları ifade etti: ‘’Psikolojik bağımlılıkta, sigara bağımlının hayatına iyice yerleşmiştir. El ve ağız alışkanlığı, sosyal ortamda kullanma, iş yaparken bilgisayar başında sigara kullanmaya alışmıştır. Fizyolojik bağımlılık ise kişinin bedeniyle ilişkilidir. Hastalara polikliniğimize başvurduklarında ekip olarak çalışacağımızı söylüyoruz. (Siz psikolojik olarak savaşacaksınız, biz de bedenin nikotin isteğini doyuracağız). Psikolojik ve fizyolojik başarıya ulaştığınızda sigarayı tam anlamıyla bırakabiliyorsunuz. Sigarayı bırakmak bir irade ve kişilik meselesi değildir. Herkesin tansiyon hastalığı nasıl farklı seyrediyorsa sigara bağımlılığı da kişilerin fizyolojik yapısıyla ilgilidir. Günlük yaşantınızda çok iradeli ve kişilikli birisi olabilirsiniz, ama bağımlılık potansiyeliniz çok yüksektir ve sigaradan uzaklaşmak için gerekli gücü gösteremeyebilirsiniz. Hastalar bağımlılığı kişilik problemi haline getirdiklerinde sigara onları kendi kucağına çekiyor. (Ben zaten yapamıyorum, o kadar iradeli değilim) deyince tekrar bağımlı oluyorlar.’’

04.10.2008


 

Arı ısırdı, hayatını kaybetti

Van’In Başkale ilçesinde, bayram ziyareti için akrabalarının köyüne giden Bahattin Alkan (48), arı ısırması sonucu hayatını kaybetti.

Edinilen bilgilere göre, bayram ziyareti için Başkale ilçesine bağlı Aşalan köyünden, Yukarı Darıca köyünde bulunan akrabalarına giden Bahattin Alkan, bir arının ısırmasından sonra fenalaştı. Köylüler, Alkan’ı ilk önce kendi imkânlarıyla tedavi etmeye çalıştı. Durumu gittikçe fenalaşan Alkan, Başkale Devlet Hastanesi’ne getirildi. Alkan, müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Alkan’ın cenazesi, ölüm nedeninin öğrenilmesi için Malatya Adli Tıp Kurumu’na sevk edildi. Bahattin Alkan’ın evli ve 8 çocuk sahibi olduğu öğrenildi.

04.10.2008


 

Sol kulağı iyi işiten daha zeki

Sol ellerini kullananların sol kulaklarının daha iyi işittiği, daha iyi işiten sol kulağın da matematiksel başarıyı olumlu etkilediği bildirildi.

Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şenol Dane, çalışmayı Erzincan Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyeleri Yrd. Doç. Dr. Çetin Doğar ve Yrd. Doç. Dr. Arif Dane ile gerçekleştirdiklerini söyledi. Erzincan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Matematik bölümünden 36 erkek ile 34 kız öğrenci üzerinde araştırmayı gerçekleştirdiklerini anlatan Prof. Dr. Dane, sol kulak işitme sürecinin solaklarda sağ ellerini kullananlara göre anlamlı derecede yüksek olduğunu belirlediklerini ifade etti. Prof. Dr. Dane, “Araştırmada sol kulak işitme süresi arttıkça zekâ puanının arttığını ortaya koyduk” dedi. Yapılan çalışma ile matematiksel başarıda sol kulağın işitmesinin sağ kulaktan daha önemli olduğunu kaydeden Dane, şu bilgileri verdi: “Sol elini kullananların sol kulakları, sağ elini kullananların sağ kulakları daha iyi işittiğini belirledik. Ayrıca sol kulak işitme süresi arttıkça matematiksel zekanın arttığını ortaya çıkardık. Bu sonuçların ışığında işitmenin hatta özellikle sol kulak işitmesinin matematiksel başarı açısından önemli olduğunu söylenebilir. Kısacası solakların non-verbal zekâ açısından sağ ellerini kullananlara göre avantajlı olduğu söylenebilir.”

04.10.2008


 

Cep telefonundan SMS ile İngilizce

ODTÜ’lü araştırmacılar, cep telefonlarının kısa mesaj (SMS) ve çoklu ortam (MMS) servisleri ile yabancı dil öğrenimi sağlayan yeni bir sistem geliştirdi.

ODTÜ Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kürşat Çağıltay, Yabancı Diller Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gölge Seferoğlu ve Çankaya Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Görevlisi Murat Saran ile ortaklaşa yürüttükleri proje hakkında bilgi verdi. Çağıltay, 2 yıl süren araştırmalarının TÜBİTAK tarafından desteklendiğini ve araştırmada elde ettikleri veriler için uluslar arası patent başvurusu yaptıklarını kaydetti. Çağıltay, şu bilgileri verdi: ‘’Projede, cep telefonlarının MMS ve SMS özelliğini kullandık. 2 ayrı cep telefonu operatörü ile birlikte çalıştık. Çalışmamızda öncelikle İngilizce metinler için görsel tasarımlar hazırladık. Her bir metin için çeşitli renklerde ve karakterlerde yazılar kullandık. Ardından da bu metinleri seslendirdik. Yaklaşık 66 kişilik bir gruba bu metinleri SMS ve MMS olarak yolladık. Projenin ikinci aşamasında da geliştirdiğimiz sistemle, internet ve diğer öğrenme yöntemleri arasındaki karşılaştırmaları ortaya koymak için aynı içerikleri internet sayfası ve basılı ders notları olmak üzere üç farklı yöntemle öğrencilere sunduk. Uygulama öncesinde ve sonrasında yapılan sınavlarda başarıyı karşılaştırıldığımızda ise cep telefonu üzerinden gönderilen MMS’lerle çalışan öğrencilerin internet uygulaması ile desteklenenlerden yüzde 52, kağıt üzerindeki ders notları ile desteklenen öğrencilerden de yüzde 46 oranında daha başarılı oldukları ortaya çıktı.’’

04.10.2008


 

Sık kilo alıp vermek bağışıklığı zayıflatıyor

SIK kilo alıp vermenin, bağışıklık sistemini zayıflattığı ve metabolizmayı yavaşlattığı bildirildi. Beslenme ve diyet uzmanı Lale Sağlık, sık kilo alıp vermeye bağlı metabolizmanın yavaşlamasının ‘’Yoyo Sendromu’’ olarak adlandırıldığını belirterek, ‘’Bu sendrom adını bir oyuncaktan alıyor.

İpe sarılı ensiz makara biçimindeki oyuncakta bir ileri bir geri giden top benzeri kiloların bir alınıp bir verilmesiyle birlikte seyrediyor’’ dedi. Bir çok kişinin kış mevsimine girerken ilkbahar ve yaz aylarında verdiği kiloların tamamına yakınını geri almaya başladığından şikâyetçi olduğunu belirten Sağlık, sık kilo alıp vermenin bir süre sonra metabolizmaya zarar verdiğini ve ciddî sağlık sorunlarına neden olabileceğini belirterek, ‘’Bireyin metabolizma hızının yavaşlamasına, vücudun yağ dokusunun artarak kas, su ve yağsız doku oranının azalmasına, sık ve kısa sürede kilo alıp vermeye bağlı olarak bireyin bağışıklılık sisteminin zayıflamasına yol açabiliyor ve hastalıklara karşı vücut direncini zayıflatabiliyor’’ diye konuştu.

04.10.2008


 

Karbondioksit gazlarını tutan cihaz icat edildi

Kanada’nIn Alberta eyaletindeki Calgary Üniversitesi bilimadamlarından Prof. David Keith başkanlığındaki araştırma ekibi, havaya bırakılan karbondioksit gazlarını tutan yeni bir cihaz icat etti.

Ekip tarafından icat edilen cihaz, atmosfere karbondioksit gazı bırakan bütün araç, makine ve uçağa takılabilme özelliğine sahip. Montajının ve kullanımının kolaylığının yanı sıra, pahalı olmayacağı belirtilen cihazın, sera gazları sorununa büyük oranda çözüm sağlayacağına dikkat çekiliyor. Calgary Üniversitesi’nde iklim değişikliği uzmanı olarak görev yapan Prof. Keith, “Özellikle imalat sanayinde bugüne dek CO2 gazlarının yayılmasını önleyen teknolojilerin kullanımı, pahalı olmaları sebebiyle çok yavaş ilerledi. Artık bu sistemle CO2 üreten her araç ve uçağı kontrol etmek mümkün olabilecek” dedi.

/ Calgary

04.10.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün haberler

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır