"Gerçekten" haber verir 27 Ekim 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Haberler

 

İngiltere’de Bediüzzaman konferansı

İngiltere’nin devlet üniversitelerinden Durham Üniversitesi tarafından Bediüzzaman Said Nursî’nin üzerine ilk defa uluslar arası bir konferans düzenlendi. Konferansta, İslâmın ve imanın temel meselelerini ve günümüz insanının yaşadığı çelişki ve çıkmazları konusunda tebliğler yapıldı.

THOMAS MICHEL'DEN İHLÂS ANALİZİ

Konferansta Prof. Dr. Thomas Michel, İhlâs Risalesi'nin analizini yaptı. Said Nursî’nin talebelerine bu risaleyi en az iki haftada bir okumaları tavsiyesinde bulunduğunu belirten Michel, katılımcılara “İçinizde son iki haftada bu risaleyi okumayan var mı?” diye sorarak, “Ben bu risalenin sadece Nur talebeleri ve Müslümanlara yönelik olduğunu düşünmüyorum. Bütün insanların kendi niyetlerini temiz tutmak için okumaları gerekir. Özellikle de Hıristiyanların” diye konuştu.

KADER İZAHLARI İNGİLİZ GENCİ ETKİLEDİ

Prof. Dr. Ahmet Akgündüz de “Kader ve cüz'-i ihtiyarî” konulu tebliğinde, konuya hakimiyeti ve heyecanlı üslûbu ile etkileşimli bir atmosfer oluşturdu. Sunum ve soru-cevap faslının ardından bir İngiliz öğrenci gelerek Akgündüz’e herkesin duyacağı bir sesle “Size teşekkür ediyorum. Tebliğinizi dinleyinceye kadar kadere inanmıyordum. Fakat şimdi inanıyorum. Bu toplantı benim hayatımı değiştirdi” diyerek konferansın kendi üzerindeki tesirini paylaştı.

İngİltere’de bir devlet üniversitesi tarafından Bediüzzaman Said Nursî üzerine ilk uluslar arası konferans gerçekleştirildi. İngiltere’nin en eski üniversitelerinden Durham Üniversitesi’ne bağlı İslâmî Bilimler Bölümü tarafından 20-21 Ekim 2008 tarihlerinde “ALLAH, İNSAN VE ÖLÜM: RİSALE-İ NUR PERSPEKTİFİ” konulu Said Nursî Konferansı düzenlendi. Konferans, İngiltere’de bir devlet üniversitesi tarafından Said Nursî üzerine düzenlenen ilk uluslar arası akademik toplantı olma özelliğini taşıyor. Konferansa başta İngiltere olmak üzere, ABD, Hollanda, Türkiye, Kanada ve Avustralya’dan 16 akademisyen ve araştırmacı katıldı. Durham Üniversitesi, araştırmaları ile İngiltere’nin ilk beş, dünyanın da ilk on üniversitesi içinde yer alıyor.

Tebliğde, Kanada McGill Üniversite’sinden Prof. Dr. Bilal Kuşpınar “Vicdan Unsurunun Allah’ın Varlık ve Birliğinin İspatındaki Yeri: Mesnevî-i Nuriye’nin Kritik Analizi’’ konulu bir tebliğ sundu. Literatüre ilk defa Bediüzzaman tarafından kazandırılan önemli bir imanî mesele olan “Vicdan” kavramının daha iyi anlaşılması ve nasıl geliştirileceği üzerinde durdu. Vicdanın, Allah’a imanı ispattaki önemi vurgulandı.

DÂVÂSINI HİÇBİR ŞEYE DEĞİŞMEDİ

Kanada Alberta Üniversitesi’nden toplantıya katılan Prof. Dr. İbrahim Abu Rabi “Risâle-i Nur’un Muasır İslâmî Cereyanlar İçindeki Yeri ve Önemi” üzerinde durdu ve “Said Nursî, dâvâsını hiçbir şeyle değiştirmemiştir. Risâle-i Nurlar ise Kur’ân’ın bu asra bakan önemli bir tefsiridir” diyerek konuşmasını tamamladı.

Konferansın ikinci oturumunda Risâle-i Nurları İngilizceye tercüme eden ve bu konuda çok sayıda makale kaleme alan Şükran Vahide tarafından sunulan “Emanet-i Kübra ve İnsanın Halife-i Arz Olması” başlıklı tebliğ izleyenlerce büyük bir ilgi ile takip edildi. Bilhassa Hıristiyan ve Yahudi kökenli katılımcılar yorum ve sorularıyla konunun daha da açılmasına katkıda bulundular.

Konferansa Rotterdam İslâm Üniversitesinden iştirak eden Prof. Dr. Ahmet Akgündüz “Kader ve Cüz-i İhtiyari” konulu bir tebliğ sundu. Sunum ve soru-cevap kısmının ardından bir İngiliz öğrenci gelerek Prof. Akgündüz’e herkesin duyacağı bir seviyede “Size teşekkür ediyorum. Tebliğinizi dinleyinceye kadar Kader’e inanmıyordum. Fakat şimdi inanıyorum. Bu toplantı, benim hayatımı değiştirdi” diyerek toplantının tesirini paylaştı.

Toplantıya “Maddenin Ötesinde İnsanın Hakikî Mahiyeti” konulu tebliği ile ABD Nevada Üniversitesi’nden katılan Prof. Dr. Yunus Çengel, madde, mânâ, hayat ve insana nasıl bakılması gerektiği konularını ele aldı. Risâlelerden derlediği örneklerle konuyu anlatan Prof. Çengel, dinleyicilerin bir hayli ilgisini çekti. İmanlı bir fizik öğretmeni gibi, genelde kâinata, özelde de insana nasıl bakılması gerektiğine dair açıklamalarda bulundu.

27.10.2008


 

İHLÂS RİSÂLESİ’Nİ BÜTÜN İNSANLIK OKUMALI

Prof. Thomas Michel ise İhlas Risâlesi’nin analizini yaptı.

Prof. Michel, kendisine mahsus üslûbuyla ihlâsı “niyet temizliği” olarak tarif etti ve ihlâsın nasıl kazanılacağı, nasıl muhafaza edileceği üzerinde durdu. Devamında ihlâsı kıran manilerden bahsederek ihlâsın önemini vurguladı. Said Nursî’nin talebelerine İhlâs Risâlesi’ni neden en az iki haftada bir okumaları gerektiğine değinen Prof. Michel, toplantıya katılanlara yönelik “İçinizde son iki hafta içinde İhlâs Risâlesi’ni okumayan var mı?” diye sordu. Akabinde ise bu risâleden bir bölümü salonda bulunanlara dağıtarak hep beraber okudu. En sonunda da şu sözlerle İhlâs Risâlesi’nin ehemmiyetini nazara verdi: “Ben İhlâs Risâlesi’nin sadece Nur talebelerine ve Müslümanlara yönelik olduğunu düşünmüyorum. Bütün insanların kendi niyetlerini temiz tutmak için okumaları gerekir. Özellikle de Hıristiyanların. Ben okuyorum ve niyetimi temiz tutmak için istifade ediyorum. Hatta bu sabah Allah’a duâ ettim ve dedim ki: Allah’ım bu tebliği sunarken benim ihlâsımı koru. Ta ki; senin rızandan başka maksatlar niyetime girmesin. Başkalarına iyi görünmek ve benim tebliğimin en iyi olduğunu göstermek için değil, sırf senin rızanı kazanmak için iyi bir tebliğ sunmaya muvaffak olmak istiyorum, beni koru Allah’ım.”

27.10.2008


 

‘Kral’ demeyen öğrenciye 18 ay hapis

Fas’ta şaka olsun diye “Kral” yerine Barcelona futbol takımının adı olan “Barça” yazan bir öğrencinin 18 ay hapis cezasına çarptırıldığı bildirildi.

Fas’ın yerel gazetelerinden Yassine Belassal’ın haberine göre, Ait Ourir kolejine giden öğrenci, tahtaya şaka olsun diye, Faslıların önemli sözlerinden “Tanrı, Vatan, Kral” yerine “Tanrı, Vatan, Barça” yazdı. Okul müdürünün okula polis çağırdığı, öğrencinin Krala hakaret etmekle suçlanarak 18 ay hapis cezasına çarptırıldığı belirtildi. İnsan hakları derneklerinin cezadan sonra girişimde bulunduğu, öğrencinin affedilmesi için Barcelona kulübünden bile yardım istendiği kaydedildi.

27.10.2008


 

Bal arıları matematikçi çıktı

AvustralyalI bir araştırmacı, bal arılarının 4’e kadar sayabildiklerini ortaya çıkardı. ‘’Australian Broadcasting Corporation (ABC)’’ radyosunun haberine göre çalışma, Queensland Üniversitesinden araştırmacı Mandyam Srinivasan tarafından yapıldı.

Bir tünelin içerisine 5 işaret yerleştirildi ve bunlardan birine nektar kondu. Tünele bırakılan arılar, nektarın bulunduğu yere uçtu. Daha sonra nektar başka bir noktaya bırakıldı ve arılar tekrar tünele kondu. Arılar bu kez, önce nektarın ilk konduğu noktaya uçtu, yiyeceği burada bulamayınca, nektarın bulunduğu ikinci noktaya geçti. Bu şekilde üçüncü ve dördüncü aşamalara geçirilen arıların, dört işarete kadar sırayla yer değiştirebildikleri gözlendi. Ancak arılar, dörtten yukarıya çıkamadı. Araştırmacı Srinivasan, bir susam büyüklüğünde beyne sahip olan arıların gerçekten şaşırtıcı çok sayıda yeteneğinin bulunduğunu söyledi.

27.10.2008


 

Geleceğin nakliye uçağı

DünyanIn en gelişmiş nakliye uçak projesine katkı sağlayan Tusaş’ta üretim çalışmaları tam hız sürüyor.

A400M yeni nesil nakliye uçak üretimi için yapılan anlaşma uyarınca, Türkiye adına, geleceğin yeni nesil uçaklarının parçalarının üretimini üstlenen Tusaş’ın belirlenen sipariş programına göre üretim çalışmalarını sürdürdüğü bildirildi. Üretim içinde yer alan savunma kuruluşlarının da parça üretim taahhütlerini planlanan sürede yerine getirmeleri halinde, geleceğin nakliye uçak projesi kapsamında ilk uçağın 2012 yılında teslime hazır hale getirilmesi öngörülüyor. Uçağın gövde üretiminde Türkiye’den TAI-TUSAŞ ile Belçika’dan FLABEL yer alıyor. TUSAŞ uçağın ön-orta gövde, aileron, spoiler, paraşütçü kapıları, acil çıkış pencereleri, kuyruk konisi, arka gövde üst kısmı, ışıklandırma ve su atık sistemini tasarlayıp üretecek. Uçağın Turboprop motorları ise Fransız SAFRAN, İngiliz Rolls-Royce, İspanyol ITP ve Alman MTU ile birlikte geliştiriliyor. Uçağın TP400 adı verilen motorun üretiminde Türk firmaları TEI ile Gate Elektronik de pay sahibi olacak. TUSAŞ tarafından üretimi öngörülen parçaların teslimatı ise yürütülen program çerçevesinde gerçekleştirilecek.

27.10.2008


 

Ergenekon’a devam ediliyor

Ergenekon soruşturması kapsamında haklarında dâvâ açılan 46’sı tutuklu 86 sanığın yargılanmasına bugün devam edilecek. Dâvânın bir önceki duruşmasında sanıkların tamamının birlikte yargılanmasına karar verilmesi sebebiyle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, tutuksuz sanıkları gazete, televizyon ve haber ajansları aracılığıyla duruşmaya davet etmişti.

‘’Ergenekon’’ soruşturması kapsamında haklarında dava açılan 46’sı tutuklu 86 sanığın yargılanmasına bugün devam edilecek. Emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek’in de aralarında bulunduğu 46’sı tutuklu 86 sanığın yargılandığı ‘’Ergenekon’’ davasının 3. duruşması, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’ndeki duruşma salonunda saat 10.00’da başlayacak. Davanın bir önceki duruşmasında sanıkların tamamının birlikte yargılanmasına karar verilmesi nedeniyle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, başka davalar kapsamında tutuklu olan bu davanın tutuksuz sanıkları Sedat Peker ve Semih Tufan Gülaltay dışındaki diğer 38 tutuksuz sanığı gazete, televizyon ve haber ajansları aracılığıyla duruşmaya davet etti. Duruşmaya gelmeleri halinde, aralarında Cumhuriyet Gazetesi imtiyaz sahibi ve başyazarı İlhan Selçuk ile eski İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörü Prof. Dr. Kemal Yalçın Alemdaroğlu ve İP Genel Başkan Yardımcısı Ferit İlsever’in de olduğu tutuksuz 40 sanığın kimlik tespit işlemi yapılacak. Duruşmada daha sonra, önceki oturumlarda bazı sanık ve avukatlarının iddianamenin satır satır okunması yönünde talepte bulunmaları dolayısıyla iddianamenin okunması bekleniyor.

Öte yandan, Köksal Şengün başkanlığındaki İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, iddianameyi hazırlayan 2 savcı, sanıklar, avukatlar ve izleyicilerin hazır bulunacağı duruşma salonunun iç salonunda yoğunluk oluşması halinde, daha önceden duruşmayı bu salondan izlemelerine izin verilen 6 haber ajansından birer muhabiri bu bölüme almayabileceği ifade ediliyor. Bu durumda haber ajanslarının muhabirleri ile diğer basın kuruluşlarının temsilcileri, davayı, duruşma salonundan sayılan ve iç salonun bitişiğinde yer alan dış salondaki LCD ekrandan canlı olarak izleyecek.

Davada, her duruşmanın ardından oturumlarda yapılan konuşma ve beyanlar ile mahkemece alınan ara kararlar gibi gelişmeler tutanak haline getiriliyor.

27.10.2008


 

Gençler: AYM’nin gerekçeleri vehim

Anayasa Mahkemesi’nin, başörtü düzenlemesiyle ilgili verdiği iptal kararının gerekçesinde yer alan ‘Anayasa’nın laiklik ilkesine aykırı olarak hazırlanan türban düzenlemesinin siyasi dini hedefler taşıdığı, toplumda kutuplaşmayı artıracağı, türban takmayanların kendilerini mecbur hissedebileceği.’ ifadelerini öğrenciler de inandırıcı bulunmadı.

Gerekçenin hiçbir somut dayanağının bulunmadığını belirten öğrenciler, “Onların zihinlerindeki korku ve vehimleri gerekçe yapmışlar. Gelip bizimle konuşsalar böyle bir şeyin olmadığını, olmayacağını anlayacaklardı” diyerek gerekçenin gerçeği yansıtmadığını dile getiriyorlar.

Başı açık ve başı örtülü öğrenciler, başörtüsü konusunun politik ve ideolojik mülahazalara kurban edildiği görüşünde. Özellikle geçmiş yıllarda bazı politikacıların başörtüsü üzerinden siyaseti yaparken, bazıları ise buna karşı çıkarak oy devşirmeye çalıştığına dikkat çekiyor. Öğrenciler, üniversite yönetimlerinin çoğu zaman ideolojik ve keyfi olarak başörtülü öğrencilerin okula girmelerine engel olduğunu dile getiriyor. Anayasa Mahkemesi’nin başörtüsü ile ilgili verdiği iptal kararının somut deliller yerine tamamen ideolojik saplantılar, korkular ve varsayımlara dayandığını düşünüyor. İptal kararında olduğu gibi gerekçede iddia edildiği gibi ne toplumda ne de üniversitelerde hiç zaman başörtülü-başı açıklar arasında bir kavga ya da sürtüşme yaşanmadığına dikkat çekiyor. Ankara / cihan

27.10.2008


 

4 YENİ GÖZALTI

Ankara ve İstanbul’da Ergenekon soruşturması kapsamında 4 kişi gözaltına alındı.

Tuncay Özkan’ın Kanaltürk’ün yöneticisi olduğu dönemde televizyon kanalında çalışan 4 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında Merdan Yanardağ’ın da olduğu öğrenildi. Ergenekon’da 4 gözaltı daha Ergenekon soruşturması kapsamında Ankara ve İstanbul’da 1’i gazeteci 4 kişi gözaltına alındı. Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılığın talimatıyla polis Ankara ve İstanbul’da eşzamanlı operasyonlar düzenledi. Soruşturma kapsamında tutuklanan gazeteci Tuncay Özkan’ın çalışma arkadaşlarından olan gazeteci Merdan Yanardağ, Ankara’da kaldığı otelde gözaltına alındı. Özkan’ın yardımcıları Anet Sahakyan ve Fuat Garip ile şoförü Şener Öztürk de İstanbul’da gözaltına alındı. Zanlılar İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde sorgulanacak.

27.10.2008


 

MÜSİAD: Ön yargılar değişmeli

Müstakİl Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan, ‘’Körfez fonlarının Türkiye’ye aktarılmasının sağlanması için ülkemizdeki ön yargılı birçok fikrin değişmesi gerekiyor’’ dedi.

‘’12. MÜSİAD Uluslararası Fuarı’’nın sona ermesi dolayısıyla yazılı açıklama yapan Vardan, MÜSİAD’ın geçen hafta düzenlediği 2 organizasyona 17 ülkeden 23 misafir bakan ve 61 ülkeden 2 bin 200’ü aşkın iş adamının gelerek, dernek üyeleriyle ticari işbirliğini görüştüklerini kaydetti. Vardan, ‘’İslam ülkeleri arasında finansal entegrasyon’’ temasının tartışıldığı ‘’IBF-Uluslararası İş Forumu Kongresi’’nde, gelinen noktada bu konunun son gelişmelere bakarak kazandığı önem ve İslam ülkelerinin artık dünyanın eski sistemleri yerine yeni kutuplar ve rezerv birimleri araması gerektiğinin üzerinde durulduğunu belirtti.

Özellikle Körfez ülkelerinde biriken fon fazlalarının, ihtiyacı olanlara aktarılması konusu üzerinde çalışma yapılmasının kararlaştırıldığını bildiren Vardan, ‘’Yapılan görüşmelerden sonra bu imkanlardan ülkemizin etkin bir şekilde yararlanabilmesi ve fonların ülkemize aktarılmasının sağlanması için ülkemizdeki ön yargılı birçok fikrin artık değişmesi gerekiyor’’ görüşünü ifade etti. Vardan, şunları kaydetti: ‘’Dünya ülkeleri Körfez fonları ile ülkelerini finanse etmek için birbirleriyle mücadele ederken, bazı saplantılarımızdan ve ön yargılarımızdan kurtulur, kendimize ve ülkemize güvenirsek, bu fonların büyük bir bölümünü ülkemize rahatlıkla kaydırabiliriz. Çünkü onlar güvenilir bir liman arıyorlar, bizde de bu fonların kullanılabileceği proje, karlı iş imkanları ve güvenilir liman var.’’

27.10.2008


 

2009’da dış borç ödemesi zorlayacak

Devlet, 2009 yılında bütçeden, önümüzdeki 6 yılın en yüksek dış borç ödemesini yapacak.

Hazine’nin 2009 yılı Bütçe Gerekçesinde yer alan projeksiyonlarına göre, Merkezi Yönetim Dış Borç ödemeleri kapsamında, yeni yılda 7 milyar 525 milyon doları ana para, 4 milyar 63 milyon doları da faiz olmak üzere, toplam 11 milyar 588 milyon dolar dış borç ödemesinde bulunulacak. Bu rakam, 2010 yılında 7 milyar 667 milyon doları ana para, 3 milyar 605 milyon doları da faiz olmak üzere 11 milyar 273 milyon dolar olarak gerçekleşecek. Dış borç ödemeleri, 2011 yılından itibaren kademeli olarak düşecek. Buna göre, dış borç ödemesi 2011 yılında 9 milyar 201 milyon dolar, 2012 yılında ise 8 milyar 140 milyon dolara gerileyecek. Önümüzdeki dönemde bütçeden en düşük dış borç ödemesi 2013 yılında yapılacak. Buna göre, 2013’te 3 milyar 279 milyon dolar ana para, 2 milyar 491 milyon dolar da faiz olmak üzere toplam 5 milyar 770 milyon dolar ödenecek.

27.10.2008


 

DB’den yoksul ülkelere kredi desteği

Japonya’da yayımlanan Nikkei Gazetesine göre, Dünya Bankası, yoksul ülkelere yönelen özel fonların azalmasını telafi etmek için bu ülkelere verdiği kredi miktarını iki katına çıkaracak.

Gazetenin haberine göre, Dünya Bankası, yoksul ülkelerin küresel kredi kriziyle baş etmesine yardımcı olmak için 2007 yılında 13,5 milyar dolar olarak verdiği uzun vadeli kredileri iki katına çıkarmayı planlıyor. Banka söz konusu kredileri, Asya ve Afrika’daki Gana, Bangladeş ve Kamboçya gibi 10 yoksul ülkeye vermeyi hedefliyor.

27.10.2008


 

Gazi ve 65 yaş aylığına yeni yılda yüzde 8,7 zam

Gazİler ve vatani hizmet tertibinden aylık alanlar ile muhtaç, güçsüz ve kimsesizlere ödenen 65 yaş aylığı 2009 yılında kümülatif olarak yüzde 8,7 oranında zamlanacak.

2009 Merkezi Yönetim Bütçe Tasarısı verileri üzerinden yapılan hesaplamalara göre, gaziler ile vatani hizmet tertibinden aylık alanların maaşları, 1 Ocak 2009’da devlet memurlarında olduğu gibi yüzde 4, Temmuz ayı başında ise yüzde 4,5 oranında artacak. Bu şekilde halen 301,6 TL olan gazi maaşı, Ocak ayında 313,65 TL olacak. Gazi maaşı Temmuz zammıyla birlikte 327,8 TL’ye çıkacak. 65 yaş aylığı tutarları da yüzde 8,7 oranında zamlanacak. Bu çerçevede halen 4 TL’lik ek ödeme hariç 83,08 TL olan 65 yaş aylığı Ocak ayında 3,33 TL artarak, 86,41 TL’ye çıkacak. Bu tutar Temmuz ayında ise 3,9 artışla 90,31 TL olacak.

27.10.2008


 

TESK: Bir defalık ÖTV ve KDV alınmasın

Türkİye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, ticari araçlarda ÖTV ve KDV’nin bir defaya mahsus olmak üzere sıfırlanmasını istedi.

Palandöken, yaptığı yazılı açıklamada, kürsel mali krizden etkilenmemek için bazı tedbirlerin vakit kaybedilmeden alınması gerektiğini ifade etti. Gündeme getirilen ÖTV indirimi konusunu desteklediklerini belirten Palandöken, şunları kaydetti: ’’ÖTV indirimi bu kriz ortamında çok önemlidir. Ancak, ticari araçlarda ÖTV ve KDV bir defaya mahsus sıfırlanmalıdır. Hem ülkemizin krizden en az şekilde etkilenmesi hem de yaşanacak işçi çıkarmalarının önüne geçmek açısından KDV ve ÖTV’nin bir defaya mahsus sıfırlanması çok önemlidir.’’

27.10.2008


 

Komutanlar Bakanlar Kurulunda

Bakanlar Kurulunun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında bugün yapacağı toplantıda, Genelkurmay Başkanlığınca terörle mücadele konusunda brifing verilecek. Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, brifing teklifinin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ tarafından iletildiğini, teklifin Başbakan Erdoğan tarafından kabul edildiğini açıklamıştı.

Komutanlar ilk kez, Bakanlar Kurulunda

BAKANLAR Kurulunun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında bugün yapacağı toplantıda, Genelkurmay Başkanlığınca terörle mücadele konusunda brifing verilecek. Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, Cuma günü yapılan Genelkurmay Başkanlığındaki bilgilendirme toplantısında, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yürütmekte olduğu iç güvenlik harekâtına ilişkin Bakanlar Kurulunda brifing verilmesinin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ tarafından teklif edildiğini, teklifin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edildiğini açıklamıştı. Tuğgeneral Gürak, brifingde, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ’un da bulunacağını bildirmişti.

27.10.2008


 

İktidar olsaydık azlederdik

Demokrat Parti Genel Başkanı Süleyman Soylu, milletin herşeyi yapmasına rağmen, devlet büyüklerinin teröre karşı koymayı bu millete çok gördüğünü ifade ederek, “Bu ülkenin yetiştirdiği bir paşası sabahtan akşama kadar golf oynuyor ve şehitlerin haberini akşam duydum diyor. Maliye Bakanı, Millî Savunma Bakanı ve Hava Kuvvetleri Komutanı, bunu DP döneminde yapsalardı 24 saat içinde görevden alınırdı” dedi.

DEMOKRAT Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, “Türkiye 30 yıldır atari mi oynuyor? Hani Millî Savunma Bakanı nerede? Bu ülkenin yetiştirdiği bir paşası sabahtan akşama kadar golf oynuyor ve ‘şehitlerin haberini akşam duydum’ diyor. Maliye Bakanı, Millî Savunma Bakanı ve Hava Kuvvetleri Komutanı, bunu DP döneminde yapsalardı 24 saat içinde görevden alınırdı’’ dedi. Soylu, Partisinin Uşak 9. Olağan İl Kongresine katıldı. Güçlü ve modern Türkiye’nin insanlarının yarına umut ve güvenle bakmasını amaçladıklarını, her kesimi kucaklayan bir siyaset anlayışını benimsediklerini belirten Soylu, partisinin her geçen gün büyüdüğünü bildirdi. Süleyman Soylu, DP’nin 800’ü aşkın ilçe ve 65 il kongresinin tamamladığını, iktidara doğru yürüdüklerini savundu. Türkiye’de 16 milyon kişinin yoksulluk sınırının altında yaşadığını öne süren Soylu, DP iktidarında güçlü bir Türkiye olacağını ifade etti.

Türkiye’de 30 yıldır terörle mücadele yapıldığını belirten Soylu, şunları söyledi: ‘’Bütün kurumlar kendini sorgulamalı ve öz eleştirisini yapmalı. Cumhurbaşkanı da bunu yapmalı, Başbakan da. Ülkenin her yerinde mayınlar ve bombalar patlıyor. Başbakan millete gelince (Kasımpaşalı) oluyor, ‘Barzani’ye gelince (Suskun kediyi) oynuyor. Bu nasıl ülke yönetmek. ABD’nin okyanustan gelip bize istihbarat sağlama anlayışını zül olarak görüyorum.’’ Terörün 5 çapulcunun olayı olarak değerlendirilmesi halinde yanlış yapmış olunacağını ifade eden DP lideri, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Bu millet her şeyi yapıyor. Devlet büyükleri teröre karşı koymayı bu millete çok görüyor. Türkiye 30 yıldır atari mi oynuyor? Hani Millî Savunma Bakanı nerede? Bu ülkenin yetiştirdiği bir paşası sabahtan akşama kadar golf oynuyor ve şehitlerin haberini akşam duydum diyor. Maliye Bakanı, Millî Savunma Bakanı ve Hava Kuvvetleri Komutanı, bunu DP döneminde yapsalardı 24 saat içinde görevden alınırdı.’’

Türkiyede siyasetin kurallarıyla yapılmadığını savunan Soylu konuşmasını şöyle tamamladı: ‘’Bu ülkede din, laiklik, milliyetçilik ve etnik unsurlar üzerinden siyaset yapılıyor. İnsanlar kendi sorunlarını ve geleceklerini tartışamadıkları için huzursuz durumdadır. İktidara geldiğimizde ezanı Türkçe’den Arapça’ya çevirdik fakat bir güne bir gün üstünden siyaset yapmadık. İmam Hatip Liselerini biz kurduk. İnsanlar dini doğru bir anlayışla öğrensin istedik. Hiçbir gün ‘arka bahçemiz’ demedik. Türkiye’de 15 bin kredi kartı mağduru vardı. Bugün bu rakam 300 bine çıktı. Türkiye’nin borcu hiçbir şey yapılmadan 280 milyar dolar arttı. Bunların hesabı sorulmalı.’’

KRİZE TEDBİR ALINMAZSA ÇOK ETKİLEYEBİLİR

Bütün dünyayı etkileyen küresel krizle ilgili uyarılarda bulunan Soylu, şunları söyledi: ‘’Geçtiğimiz yıl başlayan küresel kriz Türkiye’yi olumsuz etkileyecektir. Türkiye ihracatının büyük bölümü Avrupa ülkeleriyle yapıyor. Eğer dış ülkelere yapacağınız ihracat azalır ve daralırsa, üretim düşecektir. Üretimin düşmesi, işsizliğin artması ve büyümenin azalmasına yol açacaktır. Kriz, Türkiye’nin önüne gelirse 190 milyar doların üzerinde özel sektörün dış borcu vardır. Cari açık ve özel sektörün finansmanı için çok zor duruma düşeriz. Bunu önleyemezsek 2001’den de büyük darbe alırız. Türkiye, tarihinde görmediği sıkıntıları bu dönemde yaşayabilir. Türkiye en çok kâr eden kurumlarını borçlarından dolayı satmak zorunda kalır.’’

27.10.2008


 

Araç kundaklayana ömür boyu hapis

TERÖR örgütü propagandası için gerçekleştirilen araç kundaklamanın cezası müebbet hapse kadar çıkabiliyor.

Son günlerde terör örgütü yandaşları tarafından gerçekleştirilen araç kundaklama olaylarında artış yaşanıken, yakalanan şahısların aldıkları cezalarla ilgili vatandaşın kafasında bulunan soru işaretlerine hukukçular açıklık getirdi. Avukat Cengiz Hortoğlu, basit bir eylem niteliğindeki kundaklamanın bile 8 ay ile 6 yıla kadar cezası bulunduğunu belitti. Eylemin bir terör örgütü adına gerçekleşmesi halinde cezasının 9 yıla kadar çıktığını belirten Hortoğlu, kundaklamayı yapan kişinin terör örgütü üyesi olduğunun kanıtlanması halinde ömürünün tamamını hapiste geçirebileceği uyarısında bulundu.

27.10.2008


 

Gönül, Yunanistan ve İsrail’e gidiyor

MİLLÎ Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Yunanistan ve İsrail’e resmî ziyaretlerde bulunacak. Millî Savunma Bakanlığı Genel Sekreterliği’nden yapılan yazılı açıklamaya göre, Gönül, beraberindeki heyetle Yunanistan Savunma Bakanı’nın resmî dâvetlisi olarak 27-28 Ekim 2008 tarihlerinde Yunanistan’ın Selanik şehrine gidecek.

Bakan Gönül, İsrail Savunma Bakanı’nın resmi dâvetlisi olarak ve insansız hava araçlarının test uçuşu gösterisine katılmak üzere de 29-30 Ekim 2008 tarihlerinde İsrail’in Tel Aviv’e şehrine gidecek.

27.10.2008


 

Anavatan’ın yeni Genel Başkanı, Uzun

KONGREDE, Anavatan Partisi Genel Başkanlığına 3. turda 409 oy alan Salih Uzun seçildi.

Uzun, Genel Başkan seçilmesinin ardından yaptığı konuşmada, ‘’Şu an duâlarınıza ihtiyacım var. Allah muvaffak etsin, mahcup etmesin. Hep beraber ANAVATAN’ı Türk siyasetinin güçlü partisi haline getireceğiz’’ dedi. Bu arada, Uzun ile üçüncü tur oylamaya katılan Metin Karadayı’ya 2, ikinci tur oylamanın ardından çekildiğini açıklayan Murat Akdeniz’e 121, birinci turdan sonra çekilen Ahmet Özal’a da 1 oy çıktı.

27.10.2008


 

Türk sağını, 28 Şubat provokasyonu bitirdi

ANAVATAN Partisi eski Genel Başkanı Erkan Mumcu, Türk sağını ve merkezini 28 Şubat provokasyonunun bitirdiğini iddia etti.

Erkan Mumcu Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu’nda gerçekleştirilen kongrede partililere seslendi. Türkiye’nin zihniyetiyle, kültürüyle ikiye ayrıldığını, kutuplaştığını savunan Mumcu, Türkiye ve içinde bulunduğu bölgeye dair çıkarları olanların Türkiye’nin içine kapanmış bir ülke olmasını istediklerini dile getirdi. Türkiye’nin sistemli biçimde ‘’laik-dindar’’ ayrımına itildiği görüşünü dile getiren Mumcu, bugün bu durumun gerçekleştiğini ileri sürdü. Mumcu, ‘’Türk sağını, merkezi bitiren 28 Şubat denen provokasyondur’’ dedi.

27.10.2008


 

ÖZLENEN YAĞIŞTAN SONRA HAVA ISINACAK

Meteoroloji İstanbul Bölge Müdürü Mustafa Yıldırım, dün etkisini gösteren yağışın bugün de azalarak devam edeceğini, yarın ise yağış beklenmediğini, sıcakların da hafta ortasına doğru artacağını söyledi.

İstanbul’un yolları dereye döndü

İstanbul’da önceki günden bu yana etkisini devam ettiren sağanak yağış, sabah saatlerinde etkisini arttırdı. Ayrıca, Avrasya Maratonu sebebiyle sahil yoluna ulaşan bütün yolların trafiğe kapalı olması, alternatif yollarda da yağmurdan dolayı su birikintileri oluşması yüzünden trafikte sıkışmalar yaşandı. Sürücüler, pek çok noktada kilitlenen trafikte uzun süre beklemek zorunda kaldı. Tıkanan logarlar yollara taşınca, İstanbul’un birçok ilçesinde araçlar yolda mahsur kaldı. Araçlarının içinde kurtarılmayı bekleyen sürücülerin yardımına itfaiye ekipleri ve çevredeki vatandaşlar yetişti. Bayrampaşa, Maltepe Köprüsü altında mahsur kalan taksi şoförü Ahmet Demir, “Su birikintisi vardı. Araba bir an stop etti, çalıştıramadım. Daha sonra su seviyesi yükseldi, arabayı altgeçidin ortasına kadar sürükledi. Araç tamamen suya gömüldü. İtfaiye kurtaramadı. Başka ekibin geleceği söylendi” dedi. Öte yandan Veliefendi Hipodrumu, Bakırköy Sahilyolu istikametinde de su birikintileri sebebiyle araç sürücüleri zor durumda kaldı.

27.10.2008


 

Yağışın ardından, sıcak geliyor

Meteorolojİ İstanbul Bölge Müdürü Mustafa Yıldırım, yağışın bugün etkisini azaltarak süreceğini, Salı günü ise yağış beklenmediğini kaydetti.

Yıldırım, mevsim normallerinin altında seyreden hava sıcaklıklarının Salı gününden itibaren artarak tekrar mevsim normalleri civarına, yer yer de üzerine çıkmasını beklediklerini belirterek, şu bilgileri verdi: ‘’Pazartesi günü İstanbul aralıklı sağanak yağışlı 18 derece, salı günü parçalı bulutlu 19 derece, Çarşamba günü az bulutlu 20 derece, Perşembe günü de az bulutlu 22 derece sıcaklık olacak. Halen poyrazdan esen rüzgar etkisini kaybederek, Salı gününden itibaren lodostan esmeye başlayacak’’

27.10.2008


 

ONLAR GELECEĞE UMUTSUZ BAKIYORLAR

Antalya’dakİ orman yangınının ardından bölgenin yeniden eski haline getirilmesi için aileleriyle gelen çocuklar, hem eğitimlerine devam ediyor hem de çalışıyorlar.

Eğitime yoksulluk engeli

Ailelerinin işi sebebiyle çoğu her yıl farklı okullara devam etmek zorunda kalan çocuklar, inatla başarıyı kovalasalar da zaman zaman geleceğe umutsuz bakıyorlar. Antalya’daki orman yangınının hemen ardından, bölgeye kesim için çok sayıda ailenin geleceğini öngören Manavgat Kaymakamlığı, ‘’Geçici işçi çocuklarının tesbiti, okullara yönlendirilmesi ve ihtiyaçlarının karşılanması’’ amacıyla Ağustos ayında komisyon kurdu ve ardından bölgeye yerleşen aileler tek tek gezilerek, ilköğretim çağındaki çocukları okullara yönlendirildi. Ailelerinin işi sebebiyle çoğu her yıl farklı okullara devam etmek zorunda kalan çocuklar ise zaman zaman umutsuzluğa kapılıyor. Sekiz yıllık eğitimin zorunlu olması sebebiyle okula devam edebilen çocuklar, fakirlik ve güç hayat şartlarıyla mücadeleyle erken yaşta tanışanlardan. Derme çatma çadırlarda kalan, elektriğin olmaması sebebiyle gaz lambasının altında derslerini yapmaya çalışan, bir yandan da kesim işlerine yardım eden çocukların çoğu, ailelerinin işi sebebiyle çok sayıda okul değiştirmiş. Çocukların büyük kısmı, eğitimlerine devam etmek isteseler de imkânlarının yetersizliği sebebiyle ailelerini ikna etmekte güçlük çektiklerini söylediler.

Muğla Milas’tan gelen 8. sınıf öğrencisi Özlem Sultan Aydın, okula geç başladığı halde, sınıf atlayarak okumaya devam eden, her dönem takdir, teşekkür belgesi alan bir öğrenci. Kaldıkları çadırda elektrik olmadığı için geceleri gaz lambasıyla çalışmak zorunda kalıyor. En büyük hayali ana sınıfı öğretmeni olmak olan Sultan, bunun hayalden öteye gitmeyeceğine inanıyor.

Antalya Çakırlar’dan ailesiyle bölgeye gelen 5. sınıf öğrencisi Hakan Aslaner de ailesiyle çadırda kalıyor. Okulu çok sevdiğini belirten Hasan, doktor veya öğretmen olmak istediğini söyledi. Ailesinin maddî durumunun çok kötü olduğunu dile getiren Hakan, ‘’Fakiriz, o yüzden fazla bir okul okumayacağım’’ diyerek geleceğe umutsuz bakışını ortaya koydu. Ders dışında kesime katıldığını, tomruk soyduğunu, dalları kestiğini belirten Aslaner, arta kalan zamanlarında da ders çalıştığını söyledi.

27.10.2008


 

Tedbiri al, gribe yakalanma

Sakarya Vatan Hastanesi Başhekimi Dursun Bostancı, gribe yakalanmamak için dört tedbirin mutlaka alınması gerektiğini söyledi.

Bostancı bunları yüksek seviyede hastalık bulaşma riski taşıyan kapalı haldeki kalabalık ortamlardan mümkün olduğunca kaçınmak, üşütmekten korunmak, ağıza sarılan atkıları her gün mutlaka yıkamak ve iyi beslenmek olarak sıraladı. Özellikle kronik hastaların çok dikkatli olmasını isteyen Bostancı, "Kalp, karaciğer, böbrek yetmezliği, gibi kronik rahatsızlığı bulunanlar ile şeker hastaları ve kanser tedavisi görenler gribal enfeksiyonlardan ağır şekilde etkilenebilir" uyarısında bulundu.

27.10.2008


 

Meke değil, çamur gölü

Mavİlİğİ ile ‘’Dünyanın Nazar Boncuğu’’ olarak tanınan Konya’nın Karapınar ilçesindeki Meke Gölü, derinliği 1 metrenin altına düşmesi sebebiyle çamur haline geldi.

Karapınar Belediye Başkanı Mehmet Mugayıtoğlu, yaklaşık 5 milyon yıl önce volkanik patlama sonucu oluşan Meke Gölü’nün birkaç yıl öncesine kadar güzelliğiyle büyülediğini söyledi. Maviliği ve ender güzelliği ile gölün ‘’Dünyanın Nazar Boncuğu’’ olarak nitelendirilen, yurt dışında bile bu ismiyle tanınan gölün dergi ve gazetelerde sıkça yer aldığını ifade eden Mugayıtoğlu, gölün maviliğini kaybettiğini, çamur haline geldiğini anlattı.

27.10.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün haberler

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır