"Gerçekten" haber verir 05 Kasım 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Görüş

Vefatının 50. yıldönümünde unutulmaz bestelerin şairi

GÖNÜLDEN DİLE

“ Çok insan anlayamaz eski mûsıkîmizden,

Ve ondan anlamayan bir şey anlamaz bizden.

Açar bir altın anahtarla ruh ufuklarını

Hemen yayılmaya başlar sâda ve nur akını.”

Yahya Kemal Beyatlı

ŞİMDİYE kadar bu sütunlarda hep bestekârlarımızın hayatlarından bahsetmiş ve tanıtmaya çalışmıştık. Bu yazımızda ise bir şâirimizi kısa da olsa tanımaya çalışacağız. Sadece bir şâir değil aynı zamanda çok iyi bir mûsikişinas, devlet adamı ve gönül insanı olan Yahya Kemal’i. Hatırlarsanız geçtiğimiz hafta şairin vefat yıldönümü sebebiyle bir çok program düzenlendi, bestelenmiş şiirlerinden oluşan konserler verildi. Gazeteler, yazarlar Yahya Kemal’i anlatmaya çalıştılar, haberler yaptılar. Önce şairimizi kısa bir tanıyalım dilerseniz:

1884 yılında Üsküp’te doğmuş Ahmed Agâh. Daha sonra Yahya Kemal olarak değişecek bu isme soyad olan Beyatlı ise dedelerinden Şehsüvar Paşa’nın kelime karşılığı olması hasebiyledir. Kanunî Hacı Arif Bey idaresindeki klâsik Türk Mûsikîsi icralarını dinleyerek kuvvetli bir müzik kültürü edinmiştir. Üniversite ve okullarda dersler vermiş, gazetelerde başyazarlıklar yapmıştır. Lozan Konferansı murahhas üyeliğine seçilmiş, milletvekilliği ve elçilik görevlerinde bulunmuştur. Kendi gök kubbemiz, Aziz İstanbul, Eski Şiirin Rüzgâriyle, Rubailer gibi daha birçok kitap yazmıştır. 1 Kasım 1958'de İstanbul’da Cerrahpaşa Hastanesi’nde vefat etmiştir. Cenazesi büyük bir halk kitlesi tarafından törenle kaldırılarak Rumelihisarı yolunda ki kabristana defnedilmiştir. Yahya Kemal şair ve fikir adamlığı yönü ile edebiyatımızda hak ettiği nezih yeri almasının yanı sıra onu en çok hatırlatan diğer bir tarafı da hafızalarda yer eden şarkıların şiirlerini yazmış olmasıdır. Özellikle Münir Nureddin Selçuk’un bestelediği şarkıların bir çoğunun şiiri ona aittir. Aziz İstanbul, Dönülmez akşamın ufkundayız, Kandilli yüzerken uykularda, Hafızın kabri, Endülüste Raks gibi unutulmaz Münir Nureddin bestelerinin şairi Yahya Kemal Beyatlı’dır. Türk Mûsikisinde Yahya Kemal – Münir Nureddin birlikteliği kalitenin, estetiğin, san'atın buluştuğu bir mükemmel uyumun adı olmuştur. Vefatının 50. yılında merhum şairimizi rahmetle anıyoruz.

ALİ OKTAY

05.11.2008


Dumansız hava sahası ve çevre

Bugünlerde çok ciddî mesele olarak gördüğüm ve ilgilileri takdir ettiğim ve ayrıca teşekkür ettiğim “Dumansız Hava Sahası” reklâmlarını, hem belediyelerin bilboardlarında, hem de televizyon ekranlarındaki afişleri, içinde yaşadığımız çevre için çok önemli bir hadiseler olarak değerlendirdiğimi ifade etmek isterim.

Müslüman toplumu, çevre ve ekolojik yapı konusunda daha duyarlı olmalıdır. Çünkü Müslüman, kaynakların sadece kendine ait olmadığını daha iyi bilendir. Saçıp savurmak sûretiyle sosyal kirlenmeye yol açmamalıdır. Cenâb-ı Hâkk’ın:

“Bir de akrabaya, yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere de saçıp savurma. Zira böyle saçıp savuranlar şeytanın dostlarıdır. Şeytan ise Rabbi’ne karşı çok nankördür”1 buyruğuna uygun hareket etmelidir.

Toplumda birçok kirlilik söz konusudur. Hava, gürültü, görüntü, maddî, mânevî ve sosyal kirlilikler... Bunları önleme bilinci geliştirilmelidir. Bu konuda medyaya büyük bir görev düşmektedir. Yeryüzünün her tarafı sanki bir cami gibi yaşanır hâle getirilmeli ve tertemiz olmalıdır. Hz. Peygamber (asm): “Yeryüzü bana (ve Müslümanlara) bir ibadet yeri (mescid) ve temizleyici kılınmıştır”2 buyurur.

Kâinatta cereyan eden her şey, Cenâb-ı Hâkk’ın Esmâ-i Hüsna’sından her bir isminin ayrı bir tecellîsidir. Yeryüzündeki kirlenmeleri önleyen bir takım tanzifât memurları vardır. “Demek bu saray-ı âlem ve bu fabrika-i kâinat, İsm-i Kuddûs’ün bir cilve-i Azam’ına mazhardır ki, o tanzif-i kudsiden gelen emirleri, değil yalnız denizlerin akilü’l-lahm (et yiyen) tanzifatçıları (temizleyicileri) ve karaların kartalları, belki kurtlar ve karıncalar gibi, cenazeleri toplayan sıhhiye memurları dahi dinliyor.”3 Kâinat bahçesinin temizliği ve ekolojik dengenin kurulması hususunda her canlı görevini ifa ederken, mükerrem ve ahsen-i takvim üzere yani en güzel biçim ve kıvamda yaratılan insanoğlunun duyarsızlığını makul karşılamak mümkün değildir.

Hz. Peygamber’e (asm) inen ilk vahiylerden birinin “Elbiseni tertemiz tut”4 olması, İslâmın ilk anlarından itibaren temizliğe ne kadar önem verdiğinin göstergesidir. Bu duyarlılık karşısında Hz. Peygamber’inde (asm) bir takım tavsiyeleri vardır.

“Kim Müslümanların gelip geçtiği yerden onları rahatsız eden bir şeyi kaldırıp atarsa, Allah ona sevap yazar. Allah kime sevap yazarsa o sayede onu Cennete koyar.”5

“Avlularınızı ve meydanlarınızı temiz tutun.” 6

Hz. Peygamber (asm); “Lâneti gerektiren iki hareketten sakının” buyurmuştur. “O iki şey nedir?” diye sorulduğunda ise; “İnsanların gelip geçtiği yollara ve gölgelendikleri yerlere abdest bozmayın” 7 diye cevap vermiştir.

Yine Hz. Peygamber (asm), halkın kullandığı genel yerlere çöp dökdürtmemiştir. Bu konuyla ilgili olarak şöyle buyurmuştur:

“Allah pak ve temizdir. Pak ve temizliği sever; kerim ve cömerttir, kerem ve cömertliği sever. Öyle ise, avlularınızı ve boş sahalarınızı temiz tutun. Yahudilere de benzemeyin. Onlar çöplerini evlerde toplarlar.” 8

Dünyanın ilk çevre nizamnâmesinin Kanuni zamanında, bundan yaklaşık 500 sene önce hazırlanmış olması ecdâdımızın bu hususa verdiği önemi göstermektedir.

Asırlar önceki bu hukukî düzenlemede günümüzde dahi tatbik edilebilecek hükümlerin bulunması, gerçekten dikkat çekicidir. Meselâ; evlerin ve dükkânların çevrelerinin temiz tutulması (Mad. 1); görülen pisliklerin o çevre halkına temizlettirilmesi (Mad. 2); hamam ve oteller gibi umuma ait yerlerin temizliğine dikkat edilmesi (Mad. 3, 4); çevreyi kirleten esnafın artık maddeleri ve pis sularını, tamamen boş yerlere ve şehir dışına taşımaları mecburiyeti (Mad. 6, 7); en önemlisi de, arabacıların yani bugün de oto sahiplerinin arabalarını ev ve dükkânların önüne park etmemeleri ve mutlaka özel park yerlerinde durdurma mecburiyetleri (Mad. 10), bugün de muhtaç olduğumuz ve yürürlükte bulunan esaslardır. 9

Dipnotlar:

1- İsra Sûresi, 17/26,27.

2- Müslim, a.g.e. c.2, s.131.

3- Özdemir, İbrahim; (Dr.) Çevre ve Din, Çevre Bakanlığı Yayınları, Ankara-1997, s.143.

4- Müddessir Sûresi, 74/4.

5- Buharî Muhtasarı Tecrid-i Sarih, h.223.

6- Aclunî, Keşfu’l-Hafa, c.1, s.216.

7- Nasıf, M. A.; Taç, Beyrut-1961, c.1, s.216.

8- İbn Kayyum, Tıbbü’n-Nebevî, s.216.

9- Akgündüz, Ahmed; (Prof. Dr.) Öztürk, Said; (Doç. Dr.) Bilinmeyen Osmanlı, Osmanlı Araştırmaları Vakfı Yayınları, İstanbul-1999. S.161.

HALİL ELİTOK

05.11.2008


MANİSA ZİRVEDE, ALTAY VE KASIMPAŞA YAKIN TAKİPTE

BANK Asya 1. Ligde geçen hafta ev sahibi takımnlardan Karşıyaka, Malatyaspor, Gaziantep Belediye, Manisaspor ve Boluspor galip gelirken, deplasman takımlarından Diyarbakırspor, Giresunspor'u mağlup ederek sürpriz yaptı. Altay ise Karabük'ü tek vuruşla geçti. Beraberliklerin takımı Çaykur Rize'de değişlen bişey yok. Kendi sahasında Kasımpaşa ile oynadı ve yine galip gelemedi.

Geçen haftanın en güzel maçı Malatya İnönü Stadında Malatya-Samsun karşılaşması oldu. 4-3 Malatya'nın üstünlüğü ile biten bol gollü müsabakada son gülen taraf Malatya oldu. Seyri harika olan bu karşılaşmada tek kötü olan verdikleri hatalı kararlarla tribünlerin bile tepkisini çeken hakemlerdi. Sahada göze hoş gelen futbolun yanı sıra ,her iki takım futbolcularının kazanmak adına bütün terlerini akıttıklarını söyleyebilirim.

Son haftaların başarılı takımı Karşıyaka'da belli ki taşlar tam anlamıyla yerine oturmuş. Teknik Direktör Reha Kapsal yönetimindeki İzmir ekibi son 3 haftaya içinde aynı ilk 11'le sahaya çıkmanın avantajını yakaldı. Ve bunun mükafatnıı galibiyet zincirinin devam etmesiyle gördü. Diğer bir İzmir takımı olan Altay ise tam gaz zirveye tırmanıyor. Teknik Direktör Feyyaz Uçar Karabük'ün zaaflarını iyi tespit ederek rakibini sahasında yenme başarısını gösterdi.

Son haftalarda eski gücünü yakalayan Gaziantep Belediye'den tanıdığımız Erdal Altay'ı Karabük önünde galibiyete taşıyan golü attı. Altay'ı bu hafta zor bir deplasman daha bekliyor. Diyarbakırspor'la oynanacak maçın bir hayli çekişmeye sahne olacağını tahmin ediyorum.

Sezona şampiyonluk hedefiyle başlayan Çaykur Rize'de kötü giden bişeyler var. Bunu çözmek teknik direktör Metin Diyadin'e ait. Ancak Çaykur Rize güçlü ve kaliteli bir kadroya sahip. Üst üste alınan beraberlikler futbolcuları olduğu gibi taraftarları da mutsuz ediyor. Lider Manisapor sahasında hiç de ummadığı bir maçta zorlandı. Adanspor'u 3-2 yenerken ecel terleri döktü. Ama gelen 3 puanla zirvede liderlik keyfini bir hafta daha yaşadı.

M. SAİD YALÇIN

05.11.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır