"Gerçekten" haber verir 17 Kasım 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Haberler

 

BİLGİSİZLİK HAD SAFHADA

Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı Aka Gündüz Özdemir, 2009 yılı için “Kriz ne olacak, ekonomi ne kadar büyüyecek, cârî açık ne şekle gelecek?” parametreleriyle ilgili bilgisizliğin had safhada olduğunu belirterek, 2009 için iş programı yapmakta zorlandıklarını kaydetti. 2008 yılında daralma dolayısıyla planlarının gerçekleşmediğini belirten Özdemir, “Bir tek biz değil, herkes zorlanıyor şu anda" şeklinde konuştu.

KÜÇÜLMENİN SEBEBİ KRİZ

Sanayi üretimindeki küçülmenin tamamen krizden kaynaklandığını belirten Özdemir, geçmiş krizler sadece Türkiye'yi ilgilendirirken, şu anda yaşanan krizin boyutu ve şekli konusunda çok fazla birşey söylenemediğini ifade ederek, "Bu itibarla kimsenin gayri samimî bir şekilde ortaya çıkıp, küçük menfaatlerle hükümeti belli bir yöne götürmek gibi bir amacı olsa dahi, bunların itibar kazanacağını sanmıyorum" dedi.

KOÇ Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı Aka Gündüz Özdemir, 2009 yılı için ‘kriz ne olacak, ekonomi ne kadar büyüyecek, cari açık ne şekle gelecek?’ parametreleriyle ilgili bilgisizliğin hat safhada olduğunu belirterek, 2009 için iş programı yapmakta zorlandıklarını kaydetti.

Gazetecilerin sorularını cevaplayan Özdemir, dayanıklı tüketim malları sektörünün, global finansal krizden, ihracat ve dahili pazar yönünden etkilendiğini söyledi. Özdemir, özellikle Türkiye’nin önemli ölçüde ihracat yaptığı Batı Avrupa pazarlarının “tartışmasız” küçüldüğüne işaret ederek, “oralara daha az ihracat yapıyor bütün sektörler. Bundan dolayı Türkiye etkileniyor” dedi. Geçmiş krizlerin sadece Türkiye’yi ilgilendirirken, şu anda yaşanan krizin boyutu ve şekli konusunda çok fazla bir şey söylenemediğini vurgulayan Özdemir, “bu itibarla kimsenin gayri samimî bir şekilde ortaya çıkıp, küçük menfaatlerle hükümeti belli bir yöne götürmek gibi bir amacı olsa dahi, bunların itibar kazanacağını sanmıyorum” dedi. Özdemir, tutsat (mortgage) krizinin ilk etkilerinin Batı Avrupa’da, İngiltere’de görüldüğünü, son olarak Almanya ekonomisinin de direkt ve gerçek olarak durgunluğa girdiğinin açıklandığını anlatarak, şöyle devam etti:

“Ben, bunu aşağı yukarı bir seneden beri görüyorum ve yaşıyorum. Çünkü ben o ülkelere iş yapıyorum, ihracat yapıyorum. Ama tabii her şey oralar değil. Ciddî bir ihracat var ama onun ötesinde Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Asya Pasifik ülkelerinde de başka türlü fırsatlar var. Onlarla bir kısmını dengeleme imkânı olabiliyordu. Ama görüyorum ki, kriz hızla batıdan doğuya doğru gidiyor. Nerede duracağını çok fazla bilen yok.”

“İŞ PROGRAMI YAPMAKTA ZORLANIYORUZ”

Türkiye piyasasındaki daralmayı zaten herkesin konuştuğunu kaydeden Özdemir, “İhracatın da etkisiyle çok kötü şeyler oluyor diyemem. Ama İnşallah bu kriz etkisini buralarda tutacak boyuttadır. Bunun dışında bir şey söylemek kehanet olur” görüşünü dile getirdi. Özdemir, firmalarının 2009 yılı hedeflerinde “kesinlikle” revizyon olacağını ifade ederek, “2009 yılının zor bir yıl olacağı zaten son derece açık” dedi. 2008’de daralma dolayısıyla planlarının gerçekleşmediğini belirten Özdemir, “2009 için tutarlı bir varsayımlar silsilesi elde etmeye çalışıyoruz; ‘kriz ne olacak, ekonomi ne kadar büyüyecek, cari açık ne şekle gelecek?’ Buna benzer parametrelerle ilgili bilgisizlik çok hat safhada. Şu anda 2009 için iş programı yapmakta zorlanıyoruz. Bir tek biz değil, herkes zorlanıyor şu anda” diye konuştu.

İstanbul / aa

17.11.2008


 

Fatura çalışanlara çıkarılmasın

DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası İzmir 3 No'lu Şube Başkanı Cafer Konca, ekonomik krizin kapitalizmin krizi olduğunu belirterek, krizin üretimi daralttığını ve yeni işsizler ordusu oluşturduğunu vurguladı. Konca, ‘’Şimdi dünyanın kapitalistleri ve hükümetleri yeni paketler hazırlayarak, krizi biz emekçi sınıflara ve yoksullara fatura ederek yollarına devam etmek istiyorlar. Bu krizin faturasını ödemeyeceğiz’’ dedi.

KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Ramis Sağlam ‘’İşçiler, emekçiler olarak, temel tüketim maddelerine yapılan zamları kabul etmeyeceğimizi, krizin bedelini ödemeyeceğimizi beyan ediyoruz’’ dedi.

KESK İzmir Şubeler Platformu ve DİSK Ege Bölge Temsilciliği tarafından düzenlenen ‘’Krizin Faturasını Ödemeyeceğiz’’ yürüyüşü için Basmane Meydanı’nda toplanan çeşitli sivil toplum kuruluşu üyeleri, sloganlar atarak Konak’taki İzmir Büyükşehir Belediyesi binası önüne kadar yürüdü. Yürüyüş sırasında yolun kendilerine ayrılan kısmını genişletmek isteyen sivil toplum kuruluşu yöneticileri ile polisler arasında zaman zaman tartışmalar yaşandı. Yürüyüşe katılanlar, oturma eylemi de yaptı. Büyükşehir binası önünde basın açıklaması yapan KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Ramis Sağlam, Türkiye’nin büyüme hızının yüzde 7’lerden 1.9’a kadar gerilediğini, tarımda büyüme yerine yüzde 3.5 küçülme yaşandığını söyleyerek, 2008 yılının başından bu yana binlerce kişinin işinden atıldığını savundu. İşsizlik oranının yüzde 20’leri aştığını ileri süren Sağlam, şunları kaydetti: ‘’Kamu emekçisi yapılan zamlardan, maaşların erimesinden, artan kredi borçlarından giderek kapana kısılıyor, adeta sefalete mahkûm ediliyor. Artan iş yoğunluğu ve esnek çalışma uygulamaları, personel eksikliği, komik fazla mesai ücretleri, krizin faturasını emekçilerin sırtına bindiriyor. İşçiler, emekçiler olarak, temel tüketim maddelerine yapılan zamları kabul etmeyeceğimizi, krizin bedelini ödemeyeceğimizi beyan ediyoruz.’’ İzmir / aa

17.11.2008


 

Öğretmenlerin yüzde 72’si ek iş yapıyor

TÜRK Eğitim-Sen’in anketine göre, ‘’Öğretmenlerin yüzde 72’si ek iş yapıyor, yüzde 56.7’si de kirada oturuyor.’’ Türk Eğitim-Sen, öğretmenlerin sosyo-ekonomik durumunu yansıtmak amacıyla 2 bin 178 öğretmenin katıldığı anket gerçekleştirdi.

Katılımcı öğretmenlerin yüzde 65.6’sı aylık gelirinin maaş ve ek ders ücretleriyle birlikte 1000-1500 YTL, yüzde 30.1’i 1500-2000 YTL, yüzde 2.7’si 2000 YTL, yüzde 1.6’sı da 300-1000 YTL arasında olduğunu belirtti. Öğretmenlerin yüzde 72’sinin ek iş yaptığının belirlendiği ankette, ek iş yapanlara ‘’ne tür ek işlerde çalıştıkları’’ soruldu. Katılımcıların yüzde 19.7’si özel ders verdiğini, yüzde 6.2’si dershanede çalıştığını, yüzde 6.1’i pazarcılık, yine yüzde 6.1’i ticaret, yüzde 4.8’i boya-badana/tamirat işleri, yüzde 2.7’si nakliye/oto alım-satım, yüzde 2.7’si taksicilik, yüzde 2’si garsonluk yaptığını bildirdi. Katılımcıların yüzde 40.7’si kendisine ait otomobilinin bulunmadığını ifade etti. Öğretmenlerin yüzde 56.7’si kirada oturduğunu, yüzde 29.8’i ev sahibi olduğunu, yüzde 8.3’ü ailesine ait evde oturduğunu, yüzde 3.9’u ailesiyle yaşadığını, yüzde 1.3’ü de oturduğu evin miras kaldığını belirtti. Bankadan kredi kullanımıyla ilgili soruya ise öğretmenlerin yüzde 76.2’si banka kredisi kullandığını ifade etti. Ankette, ‘’Öğretmenlik mesleğini icra ederken duyduğunuz endişeler nelerdir?’’ sorusu da yöneltildi. Öğretmenlerin yüzde 38.2’si çocuklarına iyi bir gelecek hazırlayamamaktan, yüzde 20’si geçinememekten, yüzde 18.6’sı işini iyi yapamamaktan, yüzde 12’si öğrencilerin tutum ve davranışlarından, yüzde 4.7’si soruşturmaya uğramaktan, yüzde 4.5’i itibarını kaybetmekten, yüzde 2’si de idarecilerle zıtlık yaşamaktan endişe duyuyor.

ÖĞRETMEN MAAŞLARI

Türk Eğitim-Sen ayrıca Türkiye’deki öğretmenlerle OECD ülkelerindeki öğretmenlerin maaşlarını kıyaslayan bir araştırma yaptı. Bu araştırmaya göre, Danimarka’da göreve yeni başlayan öğretmen yıllık 35 bin 368 dolar, en üst derecedeki öğretmen 39 bin 898 dolar kazanırken, İngiltere’de göreve yeni başlayan öğretmen yıllık 29 bin 460 dolar, en üst derecedeki öğretmen 43 bin 058 dolar; Fransa’da göreve yeni başlayan öğretmen yıllık 23 bin 317 dolar, en üst derecedeki öğretmen 46 bin 280 dolar kazanıyor. Türkiye’de ise göreve yeni başlayan öğretmen, yıllık 12 bin 150 dolar, en üst derecedeki öğretmen de 14 bin 86 dolar alıyor. Ankara / aa

17.11.2008


 

ANKARA’YA MODERN CAMİ

5 bin metrekare alana inşa edilecek 6 bin kişi kapasiteli caminin 63 metre yüksekliğinde, 2’si asansörlü 4 minareye sahip olacağı belirtiliyor.

DİB Başkan Yardımcısı İzzet Er, Diyanet personeli için çağın gereklerine uygun bir kompleks yapmayı amaçladıklarını söyledi. Kadın çalışanlarının sayısının her geçen gün arttığına dikkati çeken Er, onların ihtiyaçları doğrultusunda bir kreş binası yapacaklarını bildirdi. Yerleşkede büyük bir kongre ve yayın merkezi kuracaklarını anlatan Er, burada kapalı devre televizyon yayını yapılacağını dile getirdi. Şehir dışından gelen din görevlilerinin konaklaması için Diyanetevi, hizmet içi eğitimlerin gerçekleştirileceği eğitim merkezinin de yerleşkede yer alacağını ifade eden Er, ‘’6 bin el yazması eserin bir arada olacağı özellikle Din İşleri Yüksek Kurulu üyelerinin çalışmalarını kolaylaştırıcı bir kütüphane yapılacak’’ dedi. Diyanet Gençlik ve Spor Kulübü kurduklarını hatırlatan Er, voleybol, güreş, masa tenisi ve futbol alanında faaliyet gösteren spor kulübü için spor salonu yapacaklarını kaydetti. Er, din görevlilerinin kültürel ve sportif faaliyetlerde bulunmalarını önemsediklerini ve gerekli şartları oluşturmaya çalıştıklarını vurguladı. Yerleşkede yeşil alana da önem verdiklerini belirten İzzet Er, ayrıca su kanalları, fıskiyeli havuzlar ile Hz. Muhammed’i (asm) temsil ettiğine inanılan gül ile lâlelerin bahçe düzenlemesinde yer alacağını sözlerine ekledi. Ankara / aa DİYANET İşleri Başkanlığı merkez binasının yanında modern bir yerleşke inşa edilecek. Yerleşkede, hem geleneksel Türk mimarisinin, hem de modern mimarinin çizgilerini taşıyan neoklasik tarzda bir cami yapılacak. Caminin temeli, 19 Kasım Çarşamba günü Devlet Bakanı Said Yazıcıoğlu tarafından atılacak. Yerleşke tamamlandığında Diyanet personeli, cami, spor salonu, Diyanetevi, kreş, kütüphane, kongre merkezi, televizyon stüdyosu ve eğitim binalarının yer aldığı bir komplekse kavuşacak. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı İzzet Er, yaptığı açıklamada, merkez ve taşra teşkilâtının ihtiyaçlarını karşılamak üzere Diyanet merkez binasını da içine alan bir yerleşke oluşturmayı planladıklarını ve çalışmalara başladıklarını söyledi. Bu kapsamda, arsa tahsisi, tapu ve kadastro çalışmalarının tamamlandığını bildiren Er, inşaatın yaklaşık 130 dönümlük arsada sürdürüleceğini anlattı. Arsanın 18 dönümüne hem kurumların hem de bölgenin ihtiyacını karşılayacak bir cami inşa edeceklerini belirten Er, ‘’Sosyal ve kültürel hayatı dikkate alan, estetik kaygıları da gözeten bir camiyi vatandaşların hizmetine sunmak istiyoruz’’ dedi. ASANSÖRLÜ MİNARELER Geçmişle geleceğin mimarî çizgilerini buluşturan neoklâsik tarzda bir cami yapımı için proje yarışması başlattıklarını ifade eden Er, mimar Salim Alp tarafından sunulan teklifin beğenildiğini ve inşaatın temelinin 19 Kasım Çarşamba günü atılacağını bildirdi. Er, 5 bin metrekare alana inşa edilecek 6 bin kişi kapasiteli caminin 63 metre yüksekliğinde, 2’si asansörlü 4 minareye sahip olacağını söyledi. Caminin sosyal alanlarında, kitap reyonları, toplantı salonları, 2 bin araçlık kapalı otopark da bulunduğunu anlatan Er, ‘’Isıtma, aydınlatma ve ses tesisatı için modern teknolojinin imkânlarından yararlanılacak. Engelliler ve kadınlar için özel abdesthanelerin yer alacağı camide, yürüyen merdivenler ve asansörlerle engelli ve yaşlı cemaatin rahat ibadet etmesi sağlanacak’’ diye konuştu.

17.11.2008


 

Adaylık için son iki hafta

Kamu görevlileri ve Türk Silâhlı Kuvvetleri mensuplarının, 29 Mart 2009 Pazar günü yapılacak mahallî idareler seçimlerinde aday adayı olabilmeleri için en geç 1 Aralık Pazartesi günü saat 17.00’ye kadar görevlerinden ayrılmaları gerekiyor.

KAMU görevlileri ve Türk Silâhlı Kuvvetleri (TSK) mensupları, 29 Mart 2009 Pazar günü yapılacak mahallî idareler seçimlerinde aday adayı olabilmeleri için en geç 1 Aralık Pazartesi günü saat 17.00’ye kadar görevlerinden ayrılmaları gerekecek. Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) konuya ilişkin kararı, Resmî Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı. 2839 sayılı Yasa’nın 18. maddesi kapsamına giren kamu görevlilerinin, 29 Mart 2009 tarihinde yapılacak mahallî idareler seçimlerinde aday adayı olabilmeleri için istifa veya emeklilik yoluyla ayrılanlar arasında ayrım yapılmaksızın istifa veya emeklilik dilekçelerini öngörülen sürede vermiş olmaları gerektiğine işaret edilen kararda, “Aksi halde, öngörülen tarihten sonra emeklilik veya istifa talebinde bulunanların 29 Mart 2009 tarihinde yapılacak seçimde aday olmalarına yasal imkân bulunmamaktadır” denildi. Karara göre, kamu görevlileri ve Türk Silâhlı Kuvvetleri mensuplarının en geç 1 Aralık 2008 Pazartesi günü saat 17.00’ye kadar 2839 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca görevlerinden ayrılma isteğinde bulunmaları gerekecek. Ayrıca bunlar için aynı Kanun’un 19. maddesinde yer alan görevden ayrılmaya ilişkin hükümleri uygulanacak.

Ankara / aa

17.11.2008


 

Pazarcı da veresiyeci oldu

Birçok pazarcının ekonomide yaşanan durgunluğu aşmak için veresiye yolunu seçtiğini belirten Konya Pazarcılar Odası İkinci Başkanı Mesut Can, ‘’Bakkallar gibi biz de veresiye defteri tutuyoruz. Alım gücü az olan ailelere, borçla ürün veriyoruz. Pazarcının veresiye defterleri giderek kabarıyor’’ dedi.

BAKKALLAR gibi veresiye defteri tutmaya başlayan pazarcı esnafı, son dönemlerde yaşadıkları durgunluk sebebiyle sattığı ürünün parasını ay başına kadar bekliyor.Konya Pazarcılar Odası İkinci Başkanı Mesut Can, yaptığı açıklamada, her dönem oldukça hareketli olan pazarların son dönemlerde çok durgun olduğunu söyledi. Bekledikleri alış verişin olmadığını ifade eden Can, havaların soğuması ile birlikte birçok ürünün fiyatlarının yükselmesi ve yaşanan küresel ekonomik krizin etkisi sebebiyle işlerinin çok düştüğünü bildirdi. Birçok pazarcının yaşanan durgunluğu aşmak için veresiye yolunu seçtiğini belirten Can, ‘’Bakkallar gibi biz de veresiye defteri tutuyoruz. Alım gücü az olan ailelere, borçla ürün veriyoruz. Genellikle ay başına, maaşlar alınana kadar bekliyoruz. Ancak birkaç ay beklediğimiz de oluyor. Pazarcının veresiye defterleri giderek kabarıyor’’ dedi. Can, ailelerin borçla da olsa az alış veriş yaptığını, haftada sadece 15-20 YTL arasında borç yazdırdığını kaydetti. Konya / aa

17.11.2008


 

Sıkıntı zaten vardı, krizle daha da arttı

Türkiye’de 2004’ten beri yürütülen para politikasından dolayı ekonomide bir kan kaybı bulunduğuna vurgu yapan Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, Türkiye’nin rekabet gücünde de azalma olduğunu kaydetti. Bu sıkıntılardan dolayı piyasanın yavaş yavaş aşağıya doğru gittiğini belirten Özdebir, dünyada yaşanan ekonomik çalkantıdan önce de piyasalarda ödeme sıkıntısı bulunduğunu, işlerin iyi olmadığını ve ciroların düştüğünü hatırlattı.

ANKARA Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, dünyada yaşanan ekonomik çalkantıdan önce de piyasalarda ödeme sıkıntısı bulunduğunu, işlerin iyi olmadığını ve ciroların düştüğünü bildirdi. ASO Başkanı Özdebir, yaptığı açıklamada, Türkiye’deki krizin daha ziyade ‘’ithal’’ bir kriz olduğuna işaret ederek, ‘’her zaman biz kendi kendimizin başını belâya sokardık. Ama bu sefer ABD dünyanın başını belaya soktu’’ dedi. Türkiye’de 2004’den beri yürütülen para politikasından dolayı ekonomide bir kan kaybı bulunduğuna vurgu yapan Özdebir, Türkiye’nin rekabet gücünde de azalma olduğunu kaydetti. Bu sıkıntılardan dolayı piyasanın yavaş yavaş aşağıya doğru gittiğini belirten Özdebir, dünyada yaşanan ekonomik çalkantıdan önce de piyasalarda ödeme sıkıntısı bulunduğunu, işlerin iyi olmadığını ve ciroların düştüğünü bildirdi. Bu gelişmeler sonunda, beklenti anketindeki güven endeksinin düştüğünü hatırlatan Özdebir, dünyada yaşanan global krizin Türkiye’yi etkileyeceği görüşünü de paylaştığını kaydetti. Özdebir şöyle dedi: ‘’İnsanlar harcamalarını kıstılar. Bu da piyasada çarkın durmasına neden oldu. Piyasada çark dursa bile işletmelerin masrafları durmuyor tabi. Şu anda piyasada yaşanan sıkıntının çok büyük bir kısmı bu güven endeksinin düşmesi ile ilgili. İkinci bir husus da yaşanan global kriz bizi dolaylı olarak etkiledi.” Ankara / aa

17.11.2008


 

ABD’DE İSLÂMA REKLÂMLI TANITIM

Amerika Birleşik Devletlerinin Chicago eyaletinde, 18 Eylül tarihinden itibaren sürdürülen ilginç bir reklâm kampanyası dikkatleri çekiyor.

ICNA (Islamic Circle of North America- Kuzey Amerika İslâm Halkası) kuruluşunun başlattığı bu reklâm kampanyası, İslâmiyet ile ilgili tanıtım reklâmlarını taşıyan şehir içi otobüsleriyle sürdürülüyor. Otobüslere giydirilmiş reklâm yazılarında “İbrahim’in, Musa’nın, İsa’nın ve Muhammed’in yolu” ve “Selâmete İslâmla ulaş” cümleleri yer alıyor.

“Gain Peace through İslâm-İslâmla huzura ulaş” ismi altında gerçekleştirilen bu tanıtım kampanyası çerçevesinde 24 saat hizmet veren bir çağrı merkezinin yanı sıra; internet sitesi (gainpeace.com), web forum ve webbloglarla, İslâm hakkında bilgi almak isteyenlere hizmet veriliyor. Chicago’daki İslâm merkezleri ve mescidlerde, belirli bir program dahilinde, hem gayr-i müslimlere hem de yeni Müslüman olanlara İslâmî bilgiler aktarılıyor.

23 Kasım 2008’de sona erecek olan bu kam-panyanın koordinatörlüğünü yürüten ICNA yetkilisi Naeem Baig, Fox haber kanalına yaptığı açıklamada bu kampanya ile ne amaçladıklarını anlatırken, “Geniş kitlelere ulaşmak; 'Gerçek İslâm nedir? Müslümanlar kimdir?' sorularına cevap vermek” ifadelerini kullanıyor.

Kampanya vesilesiyle 3.6 milyon otobüs yolcusu bu reklâmlarla karşılaşmış olacak.

Çağrı merkezindeki görevlilerden edindiğimiz bilgilere göre, kampanyanın devamı niteliğinde faaliyetler düşünülüyor. Reklâm kampanyasının değişik bir aşaması sayılabilecek faaliyetler; Müslüman sayısının az olduğu ve bu sebeple düzenli faaliyetlerin yapılamadığı eyaletlere ulaştırılacak. Gençlere özel tanıtım ve bilgilendirme faaliyetlerinin de yakın zamanda başlatılacağını söyleyen ICNA yetkilileri, Amerika’da bulunan birçok üniversitede faaliyetler yürüten MSA (Müslüman Öğrenciler Birliği) işbirliğiyle, üniversite öğrencilerine yönelik hizmetler başlatacaklarını da ifade ettiler.

Görüştüğümüz bir yetkili, telefon vasıtasıyla ihtida edenlerin sayısının şimdiden 25 olduğu bilgisini de verdi.

Dünyanın birçok yerindeki Müslümanlardan tebrik telefon ve e-mailleri aldıklarını söyleyen aynı yetkili, Türkiye'deki kardeşlerinden de duâ isteklerini bizim vasıtamızla ilettiler.

SAİD HAFIZOĞLU / AMERİKA

17.11.2008


 

İstanbul lâlesi İstanbul’un köyünde yetişiyor

İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi iştiraki Ağaç A.Ş. İstanbul’un çevre köylerinde çiftçiye ekonomik destek vermek için alım garantili çiçek yetiştirilmesinde öncülük ediyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan yazılı açıklamada, hayata geçirilen projenin amaçlarının şu şekilde olduğu belirtildi:

* Havza ve orman alanları koruma altında olduğundan ve iş imkânları az olan köylülerin büyük bir kısmı iş imkânları azalmıştı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi buna bir çözüm bulmak için proje başlattı.

Projeyle birlikte köylüler üretim yaparak hem millî ekonomiye katkıda bulunuyorlar hem de geçimlerini sağlıyorlar.

İstanbul çevresinde bulunan köylülerin refah düzeyini yükselterek köyden şehre göç etmelerinin önüne geçiliyor.

lİstanbul’un ihtiyacı olan mevsimlik lâle soğanı üretimi yapılıyor.

Lâle Soğanı üretimini yaygınlaştırılıp üretim kapasitesi arttırıldı böylece ithalat azaltılarak ülkenin döviz kaybı engelleniyor.

Bu arada sözkonusu projenin tanıtımının ve lale soğanı ekiminin Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın da katılımıyla bugün, saat 12.00’de Silivri Seymen Köyü’nde yapılacağı belirtildi.

İstanbul / Yeni Asya

17.11.2008


 

Sobaya geçiş yapana uyarı

MAKİNE Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı İsmail Özkarakaya, doğal gaz fiyatlarındaki artış sebebiyle gereken şartlara uyulmadan alelacele soba kurularak yakılmasının soba zehirlenmelerini artırabileceğini söyledi. Özkarakaya, doğal gazda son dönemde yaşanan fiyat artışlarının, ısınma maliyetlerini önemli oranda arttırdığını belirtti. Özkarakaya, bacaların yılda en az bir kez, boruların ise ayda bir defa temizlenmesi, bacanın iyi çekişli olması gerektiğini bildirdi. Konya / aa

17.11.2008


 

Sıkıntı vardı, krizle arttı Meclis’te yoğun hafta

MECLİS, bu hafta da yoğun bir gündemle çalışacak. Görüşmelerine geçen hafta başlanan, 2 bölümden oluşan, 36 maddelik Kamu İhale Kanununda değişiklik öngören kanun tasarısı, Kamu İhale Kanununun kabul edilmesinden bu yana AB müktesebatında yapılan değişiklikler göz önüne alınmasını düzenliyor.

Bu tasarının yasalaşmasının ardından, Türkiye İstatistik Kanununda değişiklik yapılmasını öngören yasa tasarısının ele alınması planlanıyor. TBMM Genel Kurulu; yarın 15.00-20.00, 19 Kasım Çarşamba ve 20 Kasım Perşembe günleri ise 11.00-20.00 saatleri arasında çalışacak. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, 2009 yılı bütçesi üzerindeki görüşmelere devam edilecek. TBMM Adalet Komisyonu, 104 maddesi kabul edilen, toplam 649 maddelik Türk Borçlar Kanunu tasarısını görüşmeye bu hafta da devam edecek. CHP Genel Sekreteri Önder Sav’ın yasa dışı dinlendiği iddiasını araştırmak üzere kurulan komisyon, yarın Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’in bilgisine başvuracak. Ankara / aa

17.11.2008


 

Çelik: Ödenek için müracaat eden işveren yok

ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, “Şu ana kadar ‘Biz ekonomik kriz ve zorunluluktan dolayı Kısa Çalışma Ödeneği’nden istifade etmek istiyoruz’ diye müracaat eden işveren yok” dedi.

Çelik, yaptığı açıklamada, işsizlik sigortasından yararlanma şartlarının işçi lehine iyileştirilmesi ve fonla ilgili diğer bütün beklentilerin krizle bağlantılı olarak değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti. Çelik, “Kriz çerçevesinde işçimizin, işverenimizin ne şekilde sahiplenilmesi gerekiyorsa yapılacaktır. İstihdamı korumak esastır bakanlığımız açısından” diye konuştu. Küresel finansal kriz sonrasında işverenlerden “Kısa Çalışma Ödeneği”nden yararlanma konusunda başvuru almadıklarını ifade eden Çelik, “Önceden devam eden ödemeler var. Bazıları TMSF ile bağlantılı sorunlar. Şu ana kadar ‘Biz ekonomik kriz ve zorunluluktan dolayı kısa çalışma ödeneğinden istifade etmek istiyoruz’ diye bir müracaat yok” dedi. Çorum /

17.11.2008


 

Polis karakolu önünde arbede

Rize'nin Derepazarı ilçesinde, karakolda polislere saldırdığı, üzerinde satır ve silâh bulunduğu öne sürülen kişinin, bir polis memuru tarafından boynundan ve omzundan vurularak yaralandığı bildirildi. Hastaneye kaldırılan zanlının hayatî tehlikesinin bulunmadığı belirtildi. Rize /aa

17.11.2008


 

10 bin öğrenci yurt için sırada

ÜNİVERSİTE sayısının artması sonucu yurtlara olan talebin de artış gösterdiği, yeni yapılan 40 bin yatak kapasiteli 54 yurdun yanı sıra bazı binaların kiralanarak sıra bekleyen 10 bin öğrencinin mağduriyetinin giderilmesine çalışıldığı bildirildi.

Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (YURTKUR) Genel Müdürü Hasan Albayrak, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin 80 şehri ile bazı büyük ilçelerde 241 yurtta 215 bin öğrenciyi barındırdıklarını söyledi. Albayrak, sadece Şırnak’ta yurt bulunmadığına işaret ederek, bu ile önümüzdeki yıl yurt yapacaklarını bildirdi. Üniversite sayısının artmasıyla yurtlara olan talebin de artış gösterdiğini anlatan Albayrak, talebin geçen yıla göre yüzde 40 oranında yükseldiğini ve halen 10 bin öğrencinin yurtta kalmak için sıra beklediğini bildirdi. Hasan Albayrak, “Yeni yapılan 40 bin yatak kapasiteli 54 yeni yurtla bu sıkıntıyı gidereceğiz” dedi.

Hatay / aa

17.11.2008


 

Deniz Feneri Gönüllülerinden eylem

BÜNYESİNDE 59 bin gönüllü bulunan Deniz Feneri Derneği’nin İzmir Gönüllüleri yaptıkları eylemde, derneğin siyasî menfaatlere alet edilmemesini istedi. Gönüllüler, derneğin Türkiye’deki yetkililerin isimlerinin tutanaklarda dahi geçmemesine rağmen ısrarla Türkiye bağlantısı kurulmaya çalışıldığını, bunun da altında siyasî kavga yattığını iddia etti. Basmane Meydanı’nda toplanan yaklaşık 50 kişi, basın açıklaması yaparak, Almanya’da sonuçlanan Deniz Feneri dâvâsından, Türkiye’deki derneğin sorumlu tutulamayacağını belirtti. İzmir / Yeni Asya

17.11.2008


 

Hafızanın sinsi düşmanı: Hipertansiyon

ANADOLU Sağlık Merkezi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Türker Şahiner, unutkanlığının farkında olmayan, tansiyonunu iyi düzenlemeyen ve diyabeti olan kişilerde, damarsal bunamanın çok hızlı şekilde ilerleyebileceğini bildirdi.

Şahiner, yaptığı açıklamada, kontrol altına alınmayan yüksek tansiyonun bilinen en önemli etkilerinin inme, kalp krizi, böbrek rahatsızlıkları ve görme kaybı olduğunu ifade ederek, hipertansiyonun yol açtığı bir başka önemli rahatsızlığın da ‘’damarsal bunama’’ olarak adlandırılan unutkanlık olduğunu belirtti. Bu rahatsızlığın, damarların tıkanması sonucu meydana geldiğine işaret eden Prof. Dr. Şahiner, damarsal bunamanın, yüksek tansiyon ve kolesterolün bütün vücutta, özellikle kalp koroner damarlarında zaman içinde tıkanma yapması ve tam tıkanma olduğunda, dokunun ölümüne bağlı olarak geliştiğini ifade etti. Damarların tıkandığı bölgede, hafif şekilde beyin fonksiyon yitimi gerçekleştiğini belirten Prof. Dr. Türker Şahiner, bu durumun da kişiyi fark ettirmeden, ‘’sinsi’’ bir bunamaya doğru götürdüğünü kaydetti. Prof. Dr. Şahiner, damarsal bunamanın risk faktörleri hakkında şu bilgileri verdi: ‘’Kişinin tansiyonu kontrolsüzse, 2 yıl içerisinde çok ciddî sorunlar oluşabilir. Özellikle unutkanlığının farkında olmayan, tansiyonunu iyi düzenlemeyen ve diyabeti olan kişilerde damarsal bunama çok hızlı şekilde ilerleyebilir. ’’ İstanbul / aa

17.11.2008


 

İsveç, benzinli araçları yasaklamak istiyor

İSVEÇ'TE koalisyon ortağı Merkez Partisinin 4 bakanı, ülkede benzinle çalışan araçların 2025, evlerdeki akaryakıtla ısıtma sistemlerinin de 2020 yılına kadar yasaklanmasını istedi.

Dagens Nyheter gazetesine görüşlerini açıklayan parti lideri, Başbakan Yardımcısı ve Ticaret Bakanı Maud Olofsson, Çevre Bakanı Andreas Carlgren, Tarım Bakanı Eskil Erlandsson ve Bayındırlık Bakanı Osa Torstensson, benzinle çalışan araçların çevreye verdiği zararın dikkate alınması ve hükümetin sert tedbirler alması gerektiğini kaydetti. Enerji politikalarının gözden geçirilmesi gerektiğini belirten bakanlar, benzin yerine elektrikle çalışan araçların kullanılmasını ve şehirler arasında elektrikle çalışan hızlı trenlerin devreye sokulması amacıyla rayların yeniden düzenlenmesini önerdi. Evlerde de elektrikli ısıtmanın tercih edilmesini isteyen bakanlar, bu amaçla elektriği tercih edecek vatandaşlara devlet desteği verilmesinden söz etti. Bakanlar, biyogaz ve rüzgâr enerjisinden daha fazla yararlanmak amacıyla yeni projeler oluşturulmasını da istedi. Öte yandan Çevre Bakanı Anders Carlgren, benzinle çalışan araçlardan daha yüksek vergi alınmasını önerdi. Ekonomik kriz yüzünden zor günler geçiren Volvo ve SAAB gibi otomotiv firmalarının, bu teklifinin kabul edilmesi halinde daha da zor durumda kalacağı kaydedildi. Stockholm / aa

17.11.2008


 

Turizm, Beypazarı'nın geçim kaynağı oldu

ANKARA'NIN tarihî konaklarıyla ünlü ilçesi Beypazarı’nın Belediye Başkanı Mansur Yavaş, ‘’Turizm, Beypazarı için büyük bir geçim kaynağı oldu’’ dedi.

Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu (TFSF) üyesi derneklerin yöneticileri, ikinci ortak toplantı için Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bir araya geldi. Beypazarı Belediyesinin katkılarıyla düzenlenen toplantı, tarihî Halkevi binasında başladı.Belediye Başkanı Yavaş, toplantının yapıldığı tarihî binanın geçmişte halk tarafından inşa edildiğini ve yıllarca kaymakamlık olarak kullanıldığını belirterek ‘’bu tarihî binanın içinde bulunan resimler sizleri eski yıllara götürecektir. Sizlerin de bu gün çektiğiniz fotoğraflar sayesinde kültürümüzü gelecek kuşaklara taşıyacağız’’ dedi.

Yavaş, ilçede kültürü korurken turizmi de canlandırdıklarını ifade ederek şöyle konuştu: ‘’Bugün Türkiye;de en fazla tartışma konusu olan şeylerden birisi olan, insanlara paket dağıtarak bir şeye başlamak yerine insanlara balık tutmasını öğrettik. Turizm, Beypazarı için büyük bir geçim kaynağı oldu. Turizme genelde bayanlar hakim oldu, şimdi onlar kendilerini çok önemli hissediyorlar ve gelen insanlarla konuşuyorlar ve onlarla bir şeyleri paylaşıyorlar. Sosyal bir dönüşüm oldu.’’

İlçede yüzlerce evi restore ettiklerini anlatan Yavaş, fotoğraf sanatçılarına ‘’Bugün burada çektiğiniz fotoğraflar, aradan geçen yıllar sonra gelecek kuşaklara bizim kültürümüzü anlatacaktır’’ dedi. Yaklaşık 130 fotoğraf tutkununun katıldığı toplantıda konuşan TFSF Başkanı Mehmet Özcan Taras ise, ‘’Bu toplantının birinci amacı, bir araya gelmek. Tanışıklığımızı ve dayanışmamızı arttırmak, sorunlarımızı konuşmak, federasyon ile ilgili iletişimlerimizi sürdürmektir’’ diye konuştu.

17.11.2008


 

Uçan araba, yakında

AMERİKAN ordusuna bağlı çalışan savunma araştırma merkezi DARPA, ‘uçan araba’ sektörüne giriyor.

DARPA yetkilileri yaptıkları açıklamada, ‘askerî uçan araba’ prototipinin geliştirilmesi için çalışmalara başladıklarını belirtti. 2 ila 4 kişi taşıma kapasiteli aracın yolda seyir halindeyken, helikopterlerde olduğu gibi bir dakika içerisinde dikey olarak havalanacak şekilde tasarlanacağı kaydedildi. Uzmanlar, bunun için araca açılır-kapanır kanatçıklar eklemeyi düşünüyor. Hibdit aracın, yakın gelecekte sınır ötesi askerî operasyonlarda personelin güvenle nakledilebilmesinde önemli bir avantaj sağlayacağı öngörülüyor. Son yıllarda pek çok teknoloji ve mühendislik firması, uçan araba projelerine ağırlık vermeye başladı.

17.11.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
Ufo ısıtıcılar, infrared ısıtıcı, kumtel ısıtıcılar.
GAZETE 1.SAYFA

Bütün haberler

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır