"Gerçekten" haber verir 28 Ocak 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Haberler

 

MKE kayıtları savcılarda

Millî Savunma Bakanı Vecdi Gönül Ergenekon soruşturması kapsamında kazılarda ortaya çıkan silâh, patlayıcı ve mühimmatlarla ilgili Makine Kimya Endüstrisi Kurumu kayıtlarının savcılara bildirildiğini söyledi. Gönül, silâh ve mühimmatların MKE yapımı olup olmadığı sorularına ise cevap vermedi.

MİLLÎ Savunma Bakanı Vecdi Gönül Ergenekon soruşturması kapsamında kazılarda ortaya çıkan silâh, patlayıcı ve mühimmatlarla ilgili Makine Kimya Endüstrisi Kurumu (MKE) kayıtlarının savcılara bildirildiğini söyledi. Gönül, TBMM’de gazetecilerin, ‘’(Kazılarda ortaya çıkan silâhlar bize sorulursa MKE kayıtlarını bildiririz) demiştiniz. Bir gelişme var mı?’’ sorusu üzerine telefonla bürokratları arayarak bilgi aldı. Gönül, ‘’Savcılar sormuş ve MKE da kayıtları kendilerine bildirilmiş’’ dedi. Gönül, silâh ve mühimmatların MKE yapımı olup olmadığı sorularına ise cevap vermedi. Ankara / aa

28.01.2009


 

Kıvrıkoğlu, Başbuğ’la görüştü

Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan duyuruda, emekli Orgeneral Kıvrıkoğlu’nun, Orgeneral Başbuğ’u dün saat 10.00’da Genelkurmay Karargâhında ziyaret ettiği belirtildi.

23'ÜNCÜ Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’u ziyaret ettiği bildirildi. Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan duyuruda, emekli Orgeneral Kıvrıkoğlu’nun, Orgeneral Başbuğ’u dün saat 10.00’da Genelkurmay Karargahında ziyaret ettiği belirtildi. Ankara / aa

28.01.2009


 

Adlî Tıp güven ve tarafsızlığını kaybetti

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi, Adlî Tıp Kurumu İhtisas Kurullarının bilimselliğini, tarafsızlığını ve güvenilirliğini tamamen kaybettiğini belirterek, kurulların faaliyetlerinin âcilen durdurulmasını istedi.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, Adlî Tıp Kurumu İhtisas Kurulları’nın bilimselliğini, tarafsızlığını ve güvenilirliğini tamamen kaybettiğini savunarak, kurulların faaliyetlerinin acilen durdurulmasını istedi.

TTB’den yapılan yazılı açıklamada, eski Özel Harekât Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin hakkında daha önce Adlî Tıp Kurumu (ATK) 3. İhtisas Kurulunca verilen adlî tıp raporuyla ilgili kamuoyunda yer alan tartışmalar üzerine Adalet Bakanlığının 16 Ocak 2009 günü yazılı bir basın açıklaması yaptığı hatırlatıldı. Adalet Bakanlığının açıklamasının TTB tarafından incelenerek konuyla ilgili bir rapor hazırlandığı, metnin Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’e gönderildiği ve görüşme için randevu talep edildiği kaydedilen açıklamada, rapordan bazı başlıklara yer verildi.

‘’Türkiye’nin adlî tıp alanındaki en büyük bilirkişilik kurumu olan ATK’nın bilirkişiliğin en öncelikli koşulu olan güvenilirliğini bütün toplum nezdinde kaybettiği’’ savunulan raporda, ‘’ATK tarafından hazırlanan bilirkişi raporlarına bugün artık hiçbir vatandaşın itimadı kalmamıştır. Bu durum sürdürülebilir değildir ve Türkiye’deki adlî tıp organizasyonu hızla gözden geçirilmeli ve bilimsel veriler doğrultusunda yeniden yapılandırılmalıdır’’ denildi.

Raporda, ‘’ATK ile ilgili kamuoyunda oluşan olumsuz kanaati ortadan kaldırmak ve adli tıp hizmetlerini hizmetin gerektirdiği saygınlığa ve güvenilirliğe kavuşturmak için’’ yer alan bazı öneriler şunlar:

‘’Bilimselliğini, tarafsızlığını ve güvenilirliğini tamamen kaybettiği açık olan ATK İhtisas Kurulları’nın faaliyetleri acilen durdurulmalıdır. Yaklaşık altı yılı doldurmakta olan görev süreleri boyunca izledikleri tutumlarla ATK’nın bugünkü güven vermeyen durumundan birincil derecede sorumlu olan; üstelik hiçbir eğitici nitelikleri olmadığı halde Türkiye’deki en büyük adli tıp uzmanlık eğitimi kurumunu yönetmeye devam eden mevcut ATK yöneticileri derhal görevlerinden alınarak yerlerine bilimsellikleri, tarafsızlıkları ve güvenilirlikleri tartışmalara yol açmayacak yeni yöneticiler atanmalıdır. Başta en tartışmalı raporlara imza atan 3. ve 6. İhtisas Kurulları’nın üyeleri olmak üzere bütün İhtisas Kurulu üyeleri görevlerinden alınmalıdır. Görevi gereği bağımsız olması gereken ATK İhtisas Kurullarına üye olarak atanmak için tanımlanmış hiçbir bilimsel ve objektif kriter yoktur. Atamalar tamamen siyasi otoritenin tercihi ile yapılmaktadır ve bu durum atamalarda bilimsel liyakatten çok siyasî otoriteye yakınlığın gözetildiği endişe ve eleştirilerine yol açmaktadır. ATK gibi son derece önemli bir bilirkişilik kurumunun siyasî iktidara bağlı olması ve onun tarafından şekillendirilmesi hiçbir biçimde kabul edilemez.’’

Raporda, Adlî Tıp Kurumu Kanunu’nun değiştirilmesi ve ATK’nın özerk bir yapıya kavuşturulması da istendi. Ankara / aa

28.01.2009


 

NİKOTİNSİZ TÜTÜN DE ÖLDÜRÜR

Sİgara ve Ulusal Sağlık Komitesince, nikotinsiz tütünün bağımlılığa çare olmayıp, hastalıkları azaltmayacağı ve daha az öldürmeyeceği bildirildi.

Komiteden yapılan yazılı açıklamada, ‘’nikotinsiz tütün keşfi’’ konusunda basında son bir kaç gündür yanlış ve bilimsel olmayan yorumların yer aldığına dikkat çekildi. ‘’Nikotinsiz tütün, bağımlılığa çare olmayıp, hastalıkları azaltmaz ve daha az öldürmez’’ ifadesine yer verilen açıklamada, şunlar kaydedildi: ‘’Nikotinsiz tütün sağlığa yararlı değildir. Nikotin sigaranın bağımlılık yapmasına sebep olan kimyasaldır. Nikotin tütünden çıkarılsa bile sigara 4 binden fazla kimyasalı hâlâ içinde bulunduracağı için kanser, kalp–damar hastalıkları, felçler, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, astım nöbeti alevlenmesine sebep olacaktır. Başka bir deyişle, nikotinsiz sigara daha az öldürmez.’’

Sigara içicilerinin tütünün tadı için değil, nikotinin yaptığı bağımlılık sebebiyle sigara satın aldıkları kaydedilen açıklamada, sigara bağımlılarının nikotin içermeyen bir sigarayı almayacakları ve böyle bir sigaranın da içici gözünde pazar değeri olamayacağı belirtildi. Nikotinsiz tütünün sigara endüstrisinde 60 yıldır gündeme geldiği ancak hiç bir zaman böyle bir sigaranın üretilmediği ifade edilen açıklamada, sigara endüstrisinin bağımlılık yapıcı bir ürünü satarak zengin olduğu, bu üründen bağımlılık yapıcı etkeni çıkarmanın da bu endüstrinin sonunu getireceği dile getirildi. Açıklamada, ‘’Sigara endüstrisi ancak nikotin yerine alternatif bir bağımlılık yapıcı etken bulmuşsa nikotinsiz sigara üretebilir’’ iddiasına yer verildi. İstanbul / Yeni Asya

28.01.2009


 

Sigara dişleri daha hızlı çürütüyor

SİgaranIn ağızda sıcaklığı artırarak, mikropların üremesi için elverişli bir ortam oluşturduğu, bu sebeple sigara içen kişilerin dişlerinin daha hızlı çürüdüğü bildirildi. Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ercan Durmuş, yaptığı açıklamada, sigaranın, akciğer ve mide kanserleri dışında, ağız ve diş sağlığı için de büyük zararlar oluşturduğunu söyledi. Doç. Dr. Durmuş, sigara çok tüketildiği zaman dişlerin üzerinde kalıntılar oluşturduğunu, bunun diş çürükleri ve diş eti hastalıklarına yol açan bakterilerin üremesine zemin hazırladığını kaydetti. Sigaranın ağız bölgesi için en büyük zararının ise ağız sıcaklığını arttırması olduğunu dile getiren Doç. Dr. Durmuş, ‘’Sigara, ağızda sıcaklığı arttırarak mikropların üremesi için elverişli bir ortam oluşturuyor. Bu sebeple sigara içen kişilerin dişleri çok daha hızlı çürüyor’’ dedi. Sigaranın özellikle soğuk içeceklerle birlikte tüketilmesinin oluşacak sıcak-soğuk farkı sebebiyle dişlerdeki tahribatı arttırdığını anlatan Doç. Dr. Durmuş, şunları kaydetti: ‘’Bu şekilde soğuk içeceklerle birlikte sigara içilirse, diş minesinde mikro düzeyde çatlaklar oluşur. Bu da dişlerin kolayca çürümesini beraberinde getirir. Tiryaki düzeyinde sigara içenlerde dilin tat alma noktalarında duyu kayıpları oluşur. Sigara, burun bölgesinde de koku alma özelliğini azaltarak kişinin yemeklerden tat alma düzeyini düşürür. Bu sebeple kişi, yemekleri daha şekerli ve daha tuzlu olarak tüketir. Konya / aa Doç. Dr. Durmuş, sigaranın boğaz bölgesinde de enfeksiyonlara sebep olabildiğini, özellikle kronik faranjitin en önemli sebepleri arasında sigaranın geldiğini belirtti.

28.01.2009


 

Çığ, yeni bir felâket değil

AFET İşleri Genel Müdürlüğü kayıtlarına göre, Türkiye’de 1890 yılından bu yana meydana gelen 1227 çığ olayında 1417 kişi vefat etti, 412 kişi yaralandı. Afet İşleri Genel Müdürlüğü Afet Etüd ve Hasar Tespit Dairesi Çığ Araştırma Geliştirme Etüd ve Önleme Şube Müdürü Ömer Murat Yavaş, yaptığı açıklamada, Türkiye’de çığ kayıtlarının, birçok ülkenin aksine uzun yıllardır tutulmadığını söyledi. Dünyada bu kayıtların ABD ve Kanada’da 1840’larda tutulmaya başlandığını, İsviçre, Fransa, Avusturya gibi ülkelerde ise 1500’lü yıllardan itibaren tutulduğunu belirten Yavaş, Türkiye’de ise öncelikle sadece yerleşim yerlerinde meydana gelen çığ vakalarının kayıt altına alındığını belirtti.

1990’lı yılların başında çok sayıda can kaybına sebep olması dolayısıyla meydana gelen bütün çığ olaylarının kayıt altına alınmaya çalışıldığını belirten Yavaş, ‘’1990’lı yıllardan önce sadece yerleşim yerlerine düşen çığlar kayıt altına alınırken daha sonra kara yolu, kayak merkezleri ve enerji nakil hatlarına düşen çığlar da kayıt altına alınmaya başlandı. Yapılan arşiv taramalarında 1890 ve 1923 senelerine ait 2 kayıta rastlandı, bunlar da kayıtlara eklendi’’ dedi. Tutulan kayıtlara göre, Türkiye’de meydana gelen 1227 çığ felâketinde 1417 kişinin vefat ettiğini ve 412 kişinin de yaralandığını ifade eden Yavaş, şu bilgileri verdi: ‘’157 çığ düşmesi olayı sonucu 443 kişinin vefat ettiği 1992 yılı ülkemizin en fazla kayıp yaşadığı yıl olarak kayıtlara geçti. 1976 yılında 23 olayda 261 kişi, 1993 yılında da 60 olayda 133 kişi vefat etti. En fazla çığ düşmesi olayı ise 159 vak'a ile 2007 yılında yaşandı. Özellikle 2000’li yıllardan sonra olay sayısında yaşanan artış dikkat çekiyor. 2006’da 104, 2008’de ise 144 çığ tesbit edildi.’’ Yavaş, dünyada çığ sebebiyle can kaybı ortalamalarının ABD ve Kanada’da yılda 25, Avrupa ülkelerinde 23, Türkiye’de ise 1950-2008 yılı kayıtlarına göre 23 kişi olduğunu belirtti. Ankara / aa

28.01.2009


 

M. Zahid Kotku yâd ediliyor

M. Zahıd Kotku Hocaefendi, doğumunun Hicrî yıl dönümünde Kur’ân hatimleriyle ve AKRA FM’de özel programlarla yâd edildi. M. Zahid Kotku, AKRA FM’de 14 farklı programdan oluşan özel yayın akışıyla, ikindi namazından sonra Süleymaniye Camii haziresindeki kabri başında ve akşam namazını müteakiben İskenderpaşa Camii’nde sevenleri tarafından anıldı. AKRA FM, Hakk’ın rahmetine kavuşan zat-ı muhteremin, Mevlid Kandili’nde olduğu gibi Hicrî doğum günlerinde yâd edilmeleri geleneğini sürdürdü. M. Zahid Kotku Hocaefendi, doğumunun 115. yılı olan, Hicrî 1 Safer 1430, Milâdî 27 Ocak 2009 Salı günü (dün) ikindi namazını müteakip Süleymaniye Camii haziresindeki kabri başında, akşam namazını müteakip ise İskenderpaşa Camiinde özel programlarla ve hatim duâlarıyla, AKRA FM’de ise gün boyu süren özel yayın akışıyla anıldı. Öte yandan, M. Es’ad Coşan Hocaefendi’nin ise doğumunun 73. yılında, Hicrî 13 Safer 1430, Milâdî 8 Şubat 2009 Pazar günü ikindi namazını müteakip kabri başında, akşam namazını müteakip ise İskenderpaşa Camii’nde özel programlarla ve hatim duâlarıyla anılacağı belirtildi. İstanbul / YENİ ASYA

28.01.2009


 

Eğitim sezonunda köklü değişiklikler gündemde

MİLLÎ Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, 2009-2010 eğitim öğretim yılının 24 Eylül 2009 Perşembe günü başlayacağını bildirdi. Çelik, yaptığı açıklamada, önceki gün gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısında, okulların Ramazan Bayramı’ndan sonra belirlenecek bir tarihte başlamasının kararlaştırıldığını hatırlattı. Gelecek eğitim öğretim yılının 24 Eylül Perşembe günü başlamasına karar verdiklerini ifade eden Çelik, ‘’Perşembe ve Cuma günü hazırlık dönemi olacak çünkü ders kitapları dağıtılıyor, öğrencilerin intibakları sağlanıyor’’ dedi. Millî Eğitim Bakanı Çelik, ilköğretim 1. sınıfa başlayacak öğrenciler için ‘’Alıştırma dönemi’’ olması açısından okulların bir hafta önce açıldığını hatırlatarak, ‘’Önümüzdeki dönemde de çocukları ilköğretim 1. sınıfa başlayacak olanlar bu alıştırma dönemini yine yaşayacaklar. Çocuklar 1 hafta öncesinden okula gidecekler’’ diye konuştu. Gelecek eğitim öğretim yılında ilköğretim 1. sınıfa başlayacak öğrencilerin, 14-18 Eylül 2009 tarihleri arasında uyum programına alınması planlanıyor.

Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, ‘’Şanlıurfa’da ve Erzurum’da, Antalya’da ve Ağrı’da okulların aynı tarihte açılıp kapanmasını gözden geçirecek ve buna yeni bir nizam getirecek bir çalışma yapıyoruz. Ama bunun detayları henüz kesinleşmiş değil’’ dedi. Çelik, yaptığı açıklamada, mevsim şartları göz önünde bulundurularak Türkiye çapında bütün okulların aynı gün ‘’açılıp kapanmaması’’ yönünde bir çalışma yürütüldüğünü bildirdi. Bu çalışmayı önceden başlattıklarını belirten Çelik, böyle bir uygulamanın avantajları ve dezavantajları olabileceğini ifade etti. Bunun, üzerinde detaylı düşünülmesi gereken bir konu olduğunu vurgulayan Çelik, konuyla ilgili çalışmaların sürdüğünü, sonuçlandığı zaman kamuoyuyla paylaşılacağını kaydetti. Çalışmanın il bazında mı yoksa bölgesel bazda mı yürütüldüğü sorusu üzerine Çelik, ‘’Belki bölgesel olarak belki sömestr tatilini bölen bir şey de olabilir. Yani diyelim ki sömestr tatili kışın en şiddetli geçtiği yerlerde, örneğin Erzurum’da, Kars’ta, Van’da, Hakkâri’de, Ağrı’da, bu tip yerlerde uzatılabilir, iki seans halinde uygulanabilir’’ diye konuştu.

‘’Bir ders yılında iki kez mi sömestr tatili olacak?’’ sorusuna Bakan Çelik, şöyle cevap verdi: ‘’Olabilir. Aslında bu daha uygun. Meselâ bir ay tatil yapmak çok akılcı bir şey değil. Çünkü öğrenciyi okuldan soğutur, tekrar toparlanması, intibak sağlaması zor oluyor. Diyelim ki kış aylarında iki kere ‘15 tatil’ yaparsın veya bir ‘15’, bir ‘1 hafta’ yaparsınız. Onu daha sonra sene sonuna ilâve edersiniz. Antalya’da 24 Hazirana kadar ders yaparsanız tabiî bu, sıcakların artacağı ve sınıfta klima problemi ortaya çıkacağı anlamına gelir ama Erzurum’da böyle bir problem yok. Dolayısıyla bütün bunları göz önünde bulundurarak Şanlıurfa’da ve Erzurum’da, Antalya’da ve Ağrı’da okulların aynı tarihte açılıp kapanmasını gözden geçirecek ve buna yeni bir nizam getirecek bir çalışma yapıyoruz. Ama bunun detayları henüz kesinleşmiş değil.’’ Ankara / aa

28.01.2009


 

Tam üyelik hedefi yarınlarımızın projesi

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye’nin, iktidarı ve muhalefeti, genci ve yaşlısıyla hep birlikte AB tam üyeliği hedefine kitlendiğini, bunun “sadece kendilerinin değil, çocukları ve yarınlarının projesi” olduğunu söyledi. Bağış, Ankara’daki AB ülkeleri büyükelçileriyle, Çek Cumhuriyeti Büyükelçiliği ikametgahında çalışma yemeğinde bir araya geldi. Yemeğin öncesinde açıklama yapan Bağış, yemekte Türkiye’nin önümüzdeki süreçte tam üyelik hedefine ulaşmak konusunda atacağı adımları, AB üyesi ülkelerin de Türkiye ile ilgili bütünleşme niyetlerini bir kez daha teyit etmiş olacaklarını söyledi. Bağış, başmüzakerecilik görevine atandıktan sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte Brüksel’i ziyaret ettiklerini hatırlatarak, orada Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso başta olmak üzere bütün yetkililerin Türkiye’nin tam üyelik hedefinin arkasında durduklarını çok net şekilde ortaya koyduklarını kaydetti.

Başbakan Erdoğan’ın da ilk Bakanlar Kurulu toplantısında 3 saatini bu konuya ayırarak, Türkiye’nin kararlılığını ortaya koyduğunu ifade eden Bağış, şöyle devam etti:

“Zaten son dönemde Türkiye’deki gelişmelere, atılan adımlara baktığınız zaman; Ulusal Programımızın yayınlanmış olması, TRT-6’nın yayına girmiş olması, Nazım Hikmet’in vatandaşlığının verilmiş olması, AB müzakerelerinden sorumlu, sadece bu işe odaklanacak bir bakanın atanmış olması, Başbakanımızın Brüksel’e yapmış olduğu seyahat ve önümüzdeki dönemde yapılacak olan adımlar ki, bugünkü grup konuşmasında bunların bir kısmını Sayın Başbakanımız değerlendirdi, Türkiye’nin tam üyelik hedefine hep birlikte kitlendiğini, iktidarıyla, muhalefetiyle, genciyle, yaşlısıyla, doğulusuyla, batılısıyla, askeriyle, siviliyle hep birlikte bu hedefe kitlendiğini hep beraber görüyoruz.

Her zaman söylüyorum: Bu, sadece bizim değil, çocuklarımızın projesi, yarınlarımızın projesi. Herkesin desteğini bekliyoruz. Herkesle işbirliği yapmak istiyoruz. Hep beraber bu hedefe varmayı ümit ediyoruz.” Ankara / aa

28.01.2009


 

İzmir’de çöpte 194 mermi daha bulundu

İZMİR'İN Buca ve Narlıdere ilçelerindeki çöp bidonlarında, toplam 194 mermi bulundu. Edinilen bilgiye göre, Buca Doğuş Caddesindeki 62 nolu apartmanın önündeki çöp bidonunda, çöp toplayan çocuklar bir poşet içerisinde mermiler bulunduğunu fark etti. Durumun polise bildirilmesi üzerine İzmir Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri olay yerine gitti. Polis, çöp kutusundaki bir poşette 6’sı G-3, 5’i kalaşnikof, 5’i tabanca mermisi olmak üzere toplam 16 mermi ele geçirdi. Narlıdere ilçesinde sahil kenarında bulunan bir çöp bidonunda ise yine çöp toplayıcılar tarafından bir poşette mermiler bulunduğu ihbarı yapıldı. Poşette 173 adet G-3, 5 adet kalaşnikof mermisi çıktı. Polis, mermileri incelemek üzere emniyete götürdü. İzmir’in Buca ilçesinde önceki gün yine çöp bidonlarında 2’si uçaksavar olmak üzere 746 mermi bulunmuştu. İzmir / aa

28.01.2009


 

CHP’nin derdi Ergenekon savcıları

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, ‘’Ergenekon’’ soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz ve diğer savcılar hakkında ‘’inceleme ve soruşturma yapılması ve haklarında idari ve adli sürecin başlatılması talebiyle Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na (HSYK) başvuruda bulunduğunu’’ bildirdi. Kart, yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti: ‘’Kamuoyunda ‘Ergenekon’ adıyla bilinen soruşturmada yaptıkları işler ve davranışlarıyla görevini doğru ve tarafsız yapamayacağı, kişisel duygulara kapılarak görev yaptığı kanısını uyandıran, ayrıca soruşturmanın gizliliğini ihlal eden eylemler içinde bulunduğuna dair bulgular mevcut olan Savcı Zekeriya Öz ve diğer savcılar hakkında Hakimler ve Savcılar Kanununun 68/b, c maddeleriyle TCK’nın soruşturmanın gizliliğinin ihlalini düzenleyen 285. maddelerine muhalefet ettiği gerekçesiyle inceleme ve soruşturma yapılması ve haklarında idari ve adli sürecin başlatılması talebiyle Adalet Bakanlığı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu başkanlığına tarafımdan başvuruda bulunulmuştur.” Ankara / aa

28.01.2009


 

CHP ve Baykal’dan TRT’ye tazminat dâvâsı

CHP ve Genel Başkanı Deniz Baykal, Tuncay Güney’in konuk olarak katıldığı “Büyüteç” programında, “Gerçek dışı hakaret ve iftiralarda bulunulduğu, parti tüzel kişiliğine ve kişilik haklarına saldırıldığı” iddiasıyla TRT hakkında toplam 200 bin TL’lik manevî tazminat dâvâsı açtı. CHP ve Deniz Baykal’ın avukatları Ahmet Çörtoğlu ile Mirat İlsu Çatak ayrıca, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, “Büyüteç” programının yöneticisi İbrahim Gürkan Sarı, aynı programın kontrolörü ve TRT Haber Dairesi Başkanı hakkında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına da suç duyurusunda bulundu. Ankara / aa

28.01.2009


 

Bilgisayarlarda virüs alarmı

İngİlİz uzmanlar, çok etkili bir bilgisayar virüsünün dünyada 15 milyondan fazla bilgisayara bulaştığını bildirdiler. The Independent gazetesinin haberine göre, “Downadup”, “Conficker” veya “Kido” olarak bilinen bilgisayar solucanının sadece son 3 günde 6 milyon PC’ye bulaştığını belirten bilgisayar güvenliği uzmanları, İngiltere’de aralarında hastaneler ve savunma bakanlığının da bulunduğu 3 binden fazla kuruluşun virüsten etkilendiğini kaydettiler. Uzmanlar, virüsün ABD, Rusya, Çin ve Hindistan’daki etkilerinin de merakla beklendiğini belirttiler. Londra / aa

28.01.2009


 

Bir doğumda 8 bebek dünyaya geldi

ABD’de bir kadın, önceki akşam bir doğumda 8 bebek dünyaya getirdi. Bir yerel TV’nin haberine göre, kimliğinin açıklanmasını istemeyen kadın, Los Angeles şehrine 30 kilometre mesafedeki Bellflower banliyösünde 6 erkek, 2 kız çocuğu doğurdu. Haberde, doktorların, ağırlıkları 820 gramla 1,5 kilo arasında değişen bebeklerin sağlık durumlarının iyi olduğunu, ancak ilk 72 saatin, bebeklerin yaşayıp yaşamayacaklarını göstermek açısından çok önemli olduğunu söyledikleri belirtildi. ABD’nin Teksas eyaletinde 10 sene evvel de bir kadın 8 çocuk doğurmuş, bebeklerin biri bir hafta içinde ölmüştü. Diğerleri ise hâlen yaşıyor. Los Angeles / aa

28.01.2009


 

Elektronik malzemede devrim

AmerİkalI bilim adamları, normal çalışmasında herhangi bir sorun oluşturmaksızın katlanabilen ve esneyebilen elektronik malzeme ürettiler. ABD’nin Miami, Illinois ve Northwestern üniversitelerinde geliştirilen yeni esnek elektronik tasarımı, bu devrelerin çalışmasında soruna sebep olmadan, zor ve karmaşık şartlara uygulanabilme fırsatı sunuyor. Araştırmacılar, yeni elektronik stratejisinin, bir tirbuşonun mantarı sıkıştırması gibi yüzde 140’a varan yüksek esneklik sağlayan yarı iletken nano malzemeden üretildiğini belirterek, esnek elektronik tasarımının, elektronik devrenin esneme, baskıya maruz kalma, katlanma ve diğer mekanik deformasyonlar karşısında performansı düşmeden çalışmasını sağladığını kaydettiler. Amerikalı bilim adamlarının çalışması, Ulusal Bilimler Akademisi’nin bilimsel yayınının bu ayki sayısında tanıtıldı. Ankara / aa

28.01.2009


 

Yusuf İslam’dan Gazzeli çocuklara şarkı

İngİlİz müzisyen Yusuf İslam, Gazzeli çocuklar yararına şarkı yaptı. Birleşmiş Milletler, Yusuf İslam’ın Alman basçı Klaus Voorman’la birlikte, George Harrison’a ait ‘’The Day the World Gets Round’’ adlı şarkıyı Gazzeli çocuklar için yeniden yorumladığını açıkladı. Önceki gün piyasaya sürülen şarkıdan elde edilecek bütün gelirin BM’nin Filistinli mülteciler için kurduğu ajans (UNRWA) ile ‘’Save the Children’’ adlı yardım kuruluşuna bağışlanacağı bildirildi. Gazzeli yetkililer, 3 hafta süren İsrail saldırılarında vefat eden 1285 kişinin 280’inin çocuk olduğunu açıklamıştı. Cat Stevens adıyla ünlenen ve 1977’de Müslüman olarak Yusuf İslam adını alan şarkıcının, müzik kariyeri boyunca 60 milyon adet albümü satıldı. Kudüs / aa

28.01.2009


 

Aspirin karaciğeri koruyor

Aspİrİnİn, karaciğeri zararlı etkilerden koruduğu ortaya çıktı. ABD’de “Clinical Investigation” adlı derginin son sayısında yayınlanan araştırmaya göre, Yale üniversitesinden uzmanlar, düzenli şekilde kullanılan aspirinin, bazı maddelerin karaciğere ciddî zarar vermesini önleyebildiğini tesbit etti. Araştırmaya göre, karaciğerde tahribata yol açabilen mekanizma, aspirin tarafından engelleniyor. Araştırmayı fareler üzerinde yürüten uzmanlar, karaciğeri korumak için günlük doz gerektiği görüşünü ileri sürüyor. Aspirinin kalp-damar rahatsızlıklarıyla bazı kanser türlerine karşı önleyici özellik taşıdığı doktorlarca kabul ediliyor. Washington / aa

28.01.2009


 

Bu tekneyi hareket ettiren suyun enerjisi

AmerİkalI bilim adamları, suyun yüzeyindeki enerjiyi kullanarak kendi kendine ilerleyen uskursuz “mini tekne” tasarladılar. Amerikan basınına göre, Pittsburgh Üniversitesi’nden araştırmacılar, geliştirdikleri tekniğin, teknenin etrafındaki su yüzeyini bir elektrik titreşiminin yardımıyla karıştırdığını ve bunun da aracın su yüzeyinin tabiî çekişini kullanarak ilerlemesini sağladığını belirttiler. Araştırmaya başkanlık eden Profesör Sung Kwon Cho, geliştirdikleri yöntemin, denizlerin ve akarsuların tabiî dengesini koruyarak, küçük tekne ve robotlar için etkin ve çok az enerji gerektiren bir mekanizma olduğunu belirtti. Ankara / aa

28.01.2009


 

Atık piller tehlike saçıyor

Türkİye’de atık pillerin tabiata verdiği zarar yeterince bilinmediği için pillerin geri dönüşümünün sağlanamadığı bildirildi. Selçuk Üniversitesi (SÜ) Mühendislik Mimarlık Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ergün Pehlivan, yaptığı açıklamada, atık pillerin tabiata ve insan sağlığına zararlı maddeler içerdiğini söyledi. Atık pillerin kullanıldıktan sonra mutlaka bir yerde toplanıp geri dönüşüm yapılan tesislere gönderilmesi gerektiğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Pehlivan, ‘’Türkiye’de atık pillerin tabiata verdiği zarar yeterince bilinmediği için pillerin geri dönüşümü sağlanamıyor’’ dedi. Konya / aa

28.01.2009


 

Belçika, İslamofobi’ye tedbir alıyor

BELÇİKA'NIN Flaman bölgesinde “İslamofobi”nin yükselişe geçtiğini ortaya koyan kamuoyu araştırmasını şaşkınlıkla karşılayan politikacılar, tedbir almak için harekete geçti. Federe yapılı Belçika’da nüfusun yüzde 58’inin yaşadığı otonom Flaman bölgesinin Entegrasyon Bakanı Marino Keulen, Katolik Leuven Üniversitesi’nin araştırmasında, Flamanların yarıya yakınında “İslamofobi” görülmesini “şaşırtıcı” bulduğunu belirterek, özellikle terör olaylarında Müslümanları olumsuz yansıtan basını suçladı. Flaman Liberal Keulen, “Müslümanları 40 yıldır görmezlikten geldiğimizi inkâr edemeyiz. Fakat şimdi camileri tanımak gibi önlemler alarak elimizden geleni yapıyoruz” dedi.

Müslümanların Belçika’da yaşadığı dil sorununun da çözülmesi gerektiğini vurgulayan Keulen, “Bu kapsamda eğitimin önemini vurgulamak istiyorum. İş fırsatları, gelir ve toplumda yer edinmek için dil çok önemli bir araç” şeklinde konuştu. Belçika Mülteciler ve Göçmen Bakanı Annemie Turtelboom ise entegrasyonu ilerletmek ve “İslamofobi”yi geriletmek için çözümün Müslümanların Belçika dillerini iyi öğrenmesinden geçtiğini belirterek, yaşlanan nüfusu da göz önünde bulundurarak ekonomik entegrasyona ağırlık vereceklerini dile getirdi. Katolik Leuven Üniversitesince Belçika’nın Hollandaca konuşulan Flaman bölgesinde 2007-2008 yıllarında bin 84 kişiyle görüşülerek yapılan araştırmaya katılanların yüzde 42’si “İslâm tarihi ve kültürünün diğer kültürlerden daha fazla şiddet içerdiğine inandığını” belirtmişti. Brüksel / aa

28.01.2009


 

Kamuda 171 milyonluk vurgun

YaklaşIk bir yıldır, kamu vakıflarında yaşanan vurgunu ortaya çıkaran rapor üzerinde çalışmalarını sürdüren Sayıştay Genel Kurulu, yapılan tesbitleri kararı bağladı. TBMM’ye sunulan rapora göre kamu vakıflarında toplam 135 milyon TL’lik bir zarar olduğunu onayladı. 2004 yılında, TBMM’nin isteği üzerine harekete geçen Sayıştay denetçileri, kaynakların verimli kullanılmaması sonucu kamu zararına yol açtığı belirlenen 246 şirketin 113’ünde yolsuzluk ve hukuksuzluk tesbit etmişti. Personel yetersizliği sebebiyle sadece, geliri 500 bin ile 1 milyon arasında değişen 46 şirkete inceleme yapılmış, şirketlerin, 3 yıllık defterlerini incelemeye alan Sayıştay müfettişleri, bir yandan kişisel çıkarlar, diğer yandan da kamuya dönüşünün aksatılması yoluyla toplam 170 milyon 920 bin 664 YTL ve 3 milyon 176 bin 926 dolar tutarında kamu zararı belirlemişti.

KİŞİSEL HARCAMALARDA YOK YOK

Toplam bin sayfayı aşan rapor, yaklaşık bir yıldır Sayıştay Genel Kurulu’nun önündeydi. Genel Kurul, geçen ay çalışmasını tamamlayarak rapora son şeklini verdi. Buna göre, yapılan harcamaların önemli bir kısmını yapılan harcamalar oluşturuyor. Çünkü incelemeye alınan şirketlerden 19’unda yöneticiler kişisel harcamalarını buradan karşılamış. 9 milyon 733 bin TL tutarındaki bu tesbitler arasında şahsi sigorta, yemek, telefon, hediye alınması, çeşitli tüketim malzemeleri gibi masraflar da var. Bunun yanı sıra ödül, harcırah, huzur hakkı, fazla mesai ücreti gibi isimler altında ödemeler yapılmış. Sayıştay raporun ikinci önemli bölümünü ise kamu çalışanı çocuklarına yapılan okul indirimleri teşkil ediyor. Bu konuda özellikle öğretim üyesi ve rektör çocuklarına yapılan torpiller dikkat çekiyor. Bu şekilde yapılan indirimlerin miktarı ise tam 20 milyon 201 bin TL olarak belirlendi.

114 MİLYON TL’NİN

AKİBETİ BELLİ DEĞİL

Raporun rakamsal olarak en önemli kısmını kamuya dönüşü olmayan ya da aksatılan paralar teşkil ediyor. Böylece bir yandan kişisel çıkar, diğer yandan da kamuya dönüşünün aksatılması yoluyla toplam 114 milyon 150 bin 703 TL ve 200 bin tutarında kamu zararı olduğunu karara bağladı. Böylece meydana gelen toplam 135 milyon TL zarar meydana geldi. Ankara / cihan

28.01.2009


 

Ereğli Belediye Başkanı Sesli gözaltına alındı

Zonguldak İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince, aralarında Ereğli Belediye Başkanı Murat Sesli ile Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Başkanı Ahmet Likoğlu’nun da aralarında olduğu 20’nin üzerinde kişinin gözaltına alındığı öğrenildi. İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince dün sabah saatlerinde eş zamanlı düzenlenen operasyonda gözaltına alınan Murat Sesli, Ahmet Likoğlu, TSO Meclis Başkanı Cem Karadeniz ve restoran sahibi Süleyman Sarımsak, polis nezaretinde Zonguldak İl Emniyet Müdürlüğü’ne getirildi. TSO Başkanlığı görevinin yanı sıra aynı zamanda sac tüccarı da olan Likoğlu’nun iş yerinden 7 Haziran 2007’de hesaplarının kayıtlı olduğu bilgisayarın kasası çalınmıştı. Likoğlu’nun 16 Temmuz 2008’de makam odasındaki tavan lambasında ses ve görüntü, elektrik kutusunda da ses aktarıcı olduğu iddia edilen cihaz bulunmuştu. Öte yandan, Likoğlu’nun oğlu Muhammed Likoğlu (28), 10 Temmuz 2008’de amcası Hüseyin Likoğlu’nu (49) tabancayla ateş ederek öldürmüş, daha sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Ereğli / aa

28.01.2009


 

Boydak: Piyasada daralma var

Kayserİ Sanayi Odası (KAYSO) Başkanı Mustafa Boydak, finansal dalgalanmanın devam ettiğini, iç piyasada ciddî daralmalar yaşandığına dikkat çekti. KAYSO Başkanı Boydak, yaptığı açıklamada, piyasalarda yaşanan bu durumu resesyon olarak değerlendirenlerin olduğunu, ancak kendilerine göre resesyon olmadığına dikkat çekti. Boydak, “Tedbir alınmazsa o yöne doğru bir gidişat var. Gündem çok yoğun ama bizi kurtaracak ta yine ekonomi. Hükümetten piyasaları rahatlatıcı kararlar almasını bekliyoruz. Aldığımız bazı sinyaller sayesinde de bu konudan ümitliyiz” diye konuştu. Kayseri / cihan

28.01.2009


 

Yılmaz: Enflasyon hedefini ıskalayabiliriz

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, 2009’da küresel ekonomik krizin oluşturduğu talep şartları ve uluslar arası gelişmelerin, enflasyonu hedefe ulaştıracağı, hatta hedefi alttan ıskalama riski bulunduğunu belirtti. Merkez Bankası Başkanı Yılmaz ve başkan yardımcıları, Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) üyeleriyle yaptıkları toplantıda, enflasyon tahminine yönelik baz senaryo ile erken ve geç toplarlanmaya yönelik alternatif senaryoları anlattı. Yılmaz, 2009’da talep şartları ve uluslar arası gelişmelerin, enflasyonu hedefe ulaştıracağını hatta hedefi alttan ıskalama riski bulunduğunu söyledi. 2006’da talep şartlarından kaynaklı enflasyonun artma riski bulunduğunu, bugün ise ekonomik durgunluğun risk oluşturduğunu anlatan Yılmaz, ‘’1994 ve 2001 krizlerine kıyasla bugün Türkiye’de reel faizlerin artış göstermemesi, mevcut iktisadî şartların farklılığını ortaya koymaktadır. Normal olarak kurlarda bir hareket olduğunda toplam talebi kontrol altına almak için Merkez Bankasının tepkisi, politika faizlerini arttırmak yönünde oluyordu. 2006’da da aynı şey oldu fakat bugün durum tersi’’ diye konuştu. Ankara / aa

28.01.2009


 

IMF ile görüşmelere 10 günlük ara verildi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, IMF ile görüşmelere 10 günlük ara verildiğini bildirerek, Türkiye’nin üzerinde durduğu hassasiyetlerin, bazılarının aşıldığını, bazılarının ise devam ettiğini söyledi. TBMM’ye gelişinde gazetecilerin IMF ile yürütülen görüşmelere ilişkin sorularını cevaplayan Başbakan Erdoğan, “IMF ile orta ve uzun vadeye bırakılan konular hangileri? Özellikle büyüme konusunda sıkıntı olduğu ifade ediliyor, doğru mu?” sorusuna şu cevabı verdi: “Duyulanlar çok doğru değil, Ama şu anda bir 10 günlük çalışma yapalım, dedik. Bir mutabakat sağladılar, 10 günlük bir ara verdiler çalışmalara. Onlarda bazı çalışmalar yapacaklar. Arkadaşlarımız da bazı çalışmalar yapacaklar. Hatta Davos’ta IMF Başkan Yardımcısı Lipsky ile orada bir görüşme olacak. O şekilde şimdi bir ara verdiler.” Bu arada Başbakan Erdoğan, Davos’ta gerçekleştirilecek Dünya Ekonomik Forumu Toplantısı’na katılmak üzere bugün İsviçre’ye gidecek. Ankara / aa

28.01.2009


 

Meclisten Gazze’ye 155 ünite kan bağışı

Mİlletvekİllerİ ve Meclis çalışanları, Gazze için iki günde 155 ünite kan bağışında bulundu. Türk Kızılayı Genel Başkanı Tekin Küçükali, “Şoföründen katibine, memurundan danışmanına, milletvekilinden grup başkanvekiline geniş bir katılım sağlandı” dedi. TBMM ile Türk Kızılayı, Gazze’de yaşanan son olaylar sebebiyle zor durumda bulunan Filistin halkı ve yaralılara insanî yardımda bulunmak amacıyla geçen hafta iki gün süreyle Mecliste kan bağışı kampanyası yürüttü. İki gün süren kampanyaya 40 milletvekili katıldı, toplam 155 ünite kan bağışı yapıldı. Ankara / aa

28.01.2009


 

SGK, 5.8 milyar lira prim tahsilatı yaptı

ÇalIşma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, SSK ve Bağ-Kur prim borçlarının yeniden yapılandırılması kapsamında, 14 milyar 632 milyon liradan, 5 milyar 852 milyon lirasının tahsil edildiğini bildirdi. MHP Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, “SGK primlerinin yeniden yapılandırılması için geçen yıl yapılan yasal düzenlemeden kaç kişinin yararlandığına” ilişkin yazılı soru önergesini cevaplayan Bakan Çelik, düzenlemeden 1 milyon 352 bin 517 kişinin yararlanmak için müracaat ettiğini bildirdi. Yasa kapsamında 23 milyar 259 milyon 267 bin 405 liralık borcun yeniden yapılandırıldığını belirten Çelik “Yasa kapsamında tahsil edilecek toplam tutar, 14 milyar 632 milyon 936 bin 715 liradır. Kurum, bu alacağının 5 milyar 852 milyon lirasını tahsil etti” dedi. Ankara / aa

28.01.2009


 

4 kişilik bir aile için açlık sınırı 736 TL oldu

Türk-İş, Ocak ayında dört kişilik bir aile için açlık sınırını 736, yoksulluk sınırını 2 bin 396 TL olarak hesapladı. Konfederasyonun Ocak ayı için yaptığı “açlık yoksulluk sınırı” hesabına yer verilen açıklamaya göre, “insan onuruna yaraşır bir hayat düzeyi” için gerekli olan ve “yoksulluk sınırı” olarak nitelenen tutar 2 bin 396,95 TL olarak tesbit edildi. Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapılması gereken ve “açlık sınırı” olarak adlandırılan harcama tutarı ise 735,56 TL olarak hesaplandı. Ankara / aa

28.01.2009


 

SEÇİM İSRAFI YAPILMASIN

ESKİŞEHİR AKP Milletvekili ve İsrafı Önleme Vakfı Mütevelli heyeti Başkan Vekili Nedim Öztürk yaptığı açıklamada dünyanın çok büyük bir küresel kriz yaşadığını belirterek ülke olarak hertürlü israftan kaçınmalıyız dedi.

Türkiyenin yılda 214 milyon liralık kaynağını israf ettiğini belirten Öztürk yapılan bu israfla toplam 2 milyon 739 derslikli 171 bin adet okul veya toplam 3 milyon 379 yataklı 11 bin 263 adet hastane yapılacağını söyledi. Örnek olmak açısından israftan öncelikle kamu kurum ve kuruluşlarının kaçınması gerektiğini belirten Öztürk Başbakanlığın Enerji Kaynaklarının Verimli Kullanılması ile ilgili 13 Ağustos 2008 tarihinde bir genelge yayınladığını belirterek buna rağmen kamu kurum ve kuruluşlarında bu israfın devam ettiğini söyledi.

Ankara’da Eskişehir Yolu üzerinde bulunan TÜİK, Atom Enerjisi Kurumu, TCK, Türkiye Petrolleri Genel Müdürlüğü, Çevre ve Orman Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığıve Tarım ve Köyişleri Bakanlığı gibi Kamu Kurumlarının sanki halka acil bir ihtiyaç maddesi satıyormuş gibi geceleri kocaman ışıklı levhalar kullandıklarını belirterek Başbakanlığın genelgesine uyularak bunlardan kaçınılması gerektiğini belirtti.

Mahalli Seçim çalışmalarının başladığı şu günlerde bütün partilere seslenen Nedim Öztürk, “Partilerimiz seçim çalışmalarında her türlü israftan kaçınmalı, gürültü ve görüntü kirliliğinden de uzak durmalıdır” dedi. Kendilerinin de İsrafı Önleme Vakfı olarak tasarruf bilincinin gelişmesi ve israftan kaçınmayla ilgili bir kitapçık bastırdıklarını da belirten Öztürk, “isteyen herkese bu kitabımızı ücretsiz olarak veriyoruz” şeklinde konuştu.

ABDULLAH YEŞİLKAYA / ESKİŞEHİR

28.01.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır