"Gerçekten" haber verir 10 Mart 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Basından Seçmeler

Tez mi, tezgâh mı, tezvirat mı?

Bundan birkaç yıl önce bir öğrencim Amerika’daki bir düşünce kuruluşuna girmeyi çok istiyordu. Elinden geleni yaptı, ben de aracı ve yardımcı oldum, sonunda kabul edildi.

İşe başladıktan çok kısa bir süre sonra bana dehşet içinde bir mektup yazdı ve ne iş yaptığını anlattı. İlk gün kurumun yetkilisi kendisini çağırıp, ‘biz burada gelecek kurgulamaları yaparız’ demiş ve ilave etmiş ‘şimdi sen de git ve şöyle bir senaryo üstünde çalış: dünyaya çok büyük bir gök cismi çarpmış ve onu neredeyse yok etmiştir. Hiçbir kaynağın olmadığı bir dünyanın nasıl kurulacağını çalış bakalım.’

Hemen itiraf edeyim ki benim öyle komplo teorileriyle, çok muhayyel gelecek tasavvurlarıyla hiç mi hiç ilgim yoktur. O konularda yazılmış kitapları da binbir güçlükle okurum. Belki bir zaaf ama ne yapalım ki öyle. Oysa Amerika’yla iyi kötü tanışık olmak, hele kurumsal düzeyde o ülkeyle bazı temaslar içinde bulunmak bu türden ‘egzersizleri’ gerektiriyor, yeni moda Türkçeyle ‘öngerektiriyor’.

HAVAALANINDA BİR KİTAP

Geçenlerde Amerika’dan dönerken bavullarımın kitapla dolu olmasına rağmen son dakikada acaba yeni bir şey bulabilir miyim diye panik bir biçimde havaalanı kitapçılarında eşinirken elime geçen kitabı tam gülümseyerek kenara atacakken kapak yazısında Türkiye sözcüğünün geçtiğini görüp ilgilendim. Kitap geçenlerde buraya gelen ve pek gürültü çıkaran George Friedman ‘ın Gelecek 100 Yıl (The Next 100 Years) isimli yapıtıydı.

Hemen aldım. Sonra salona geçip karıştırmaya başladım. Tam o sırada karşıma gelen yaşlı Alman asıllı ama 39 yıldır Barselona’da yaşayan çiftle konuşmaya başladım.

Bir süre sonra Friedman’ın tezini söyleyince adamcağız bir hayli heyecanlandı ama ben o sohbete son verip güzeller güzeli Barselona kenti hakkında çene çalmaya başladım, hâlâ da çok iyi yaptığımı düşünüyorum.

FRİEDMAN’IN TEZİ: HERZESİ

Friedman şunu söylüyor. Önümüzdeki dönemde Türkiye yeniden Osmanlı İmparatorluğu olacaktır. Hem kaybettiği, daha önce kontrolü altındaki toprakların denetimini yeniden ele geçirecektir hem de tarih boyunca asla yenemediği Rusya’yı hak ile yeksan ederek o bölgedeki devletlerin efendisi kabul edilecektir. ABD bu dönemde kendisini destekleyecek, kendisiyle işbirliğine gidecek ama yüzyıl sonunda öteki süper güç olarak onunla savaşa tutuşacaktır. Friedman’a göre merkezi Avrupa’nın denetimini ise Polonya sağlayacaktır. AB yıkılacağından bu gücüyle Polonya yüzyıl sonundaki dünya savaşının üçüncü odağı olacaktır. daha başka şeyler de var ama bu kadarı bana yeter.

AKLIN GARİP OYUNLARI

Türkiye’ye dönünce peşimden Friedman da geldi ve görüşlerini burada da açıkladı. Hazretin Türkiye’nin süper güç olması için öngördüğü süre 30 yıl. Doğal olarak bu tezler epey bir tartışma yaratınca benim aklımı birkaç soru kurcalamaya başladı.

Onları ortaya atıp Friedman defterini kapatayım.

1. Bu teoriler bana biraz Avrasyacıların tezlerini anımsatıyor. AB dışı bir örgütlenme, Asya’ya açılmış, Ortadoğu’yu laik-Müslüman olarak denetleyen bir Türkiye. Bu tez tam da şu Ergenekon sürecinin ortasında neden ısıtılıp Türkiye’ye getirildi?

2. Friedman’ın başında bulunduğu Stratfor isimli kuruluşun CIA ile ilişkisi çok iyi biliniyor. (Kendisini de eski ve radikal bir muhafazakâr olarak tanımlıyor.) Tam da Amerika’da Obama dönemi başlar ve bu her şeye rağmen daha farklı bir dünya düzeni öngörürken bu tezin ortaya atılması şaşırtıcı değil mi?

3. Türkiye’de birçok kavram gibi neo-Osmanlılık da her kesimin kendisine göre algıladığı bir tezdir. Emperyal bir geleneğin uzantısı herkesin zihnine farklı bir iz düşürmüştür. Şimdi Erdoğan için ‘son padişah’ pankartı açanlar, onlara karşı çıkanlar bu cephenin kanatlarıdır. Bu tez tam da şu sıralar acaba tesadüfen mi üretildi ve zat alelacele buralara davet edildi?

Komplo işleriyle uğraşmasam da bu sorular zihnimi tırmalıyor işte.

Hasan Bülent Kahraman

Sabah, 9.3.2009

10.03.2009


Helikopter neden düştü?

Dün Ankara’da... Kocatepe Camii’nde hazin bir tören vardı. Kayseri’de düşen Kobra tipi askeri helikopterde yaşamını yitiren Kara Pilot Üsteğmenler Volkan Koçyiğit ve Faik Şimşek için Ankara’da düzenlenen cenaze töreni.

Üsteğmenler, çocuklarımız yaşındaki gencecik insanlar... Eşleri, minnacık çocukları, tarifsiz acılar içindeki anne-babaları...

* * *

Cenaze törenine şehit pilotların yakınlarının yanı sıra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, kuvvet komutanları ve Ankara garnizonunda görevli subay ve astsubaylar katılmıştı.

Önceki günkü kaza ve dünkü hazin tören, Amsterdam’daki uçak kazasının hemen ardından geldi.

* * *

Kayseri’de düşen askeri helikopter ile ilgili inceleme yapacak kaza kırım ekibi, olumsuz hava koşulları nedeniyle dün henüz kaza bölgesine ulaşamamıştı...

Helikopter enkazı ve kaza bölgesinde jandarma ekiplerinin kriminal incelemesi ise tamamlanmıştı.

Ankara’dan gelecek kaza kırım ekibinin incelemesinin ardından, enkaz parçalara ayrılarak nakledilecek.

* * *

Şu an için elimizde sadece Kayseri Valiliği’nin açıklaması var.

Kobra tipi helikopter önceki gün saat 10.13’te Şırnak İç Güvenlik Harekát Bölgesi’nden hareket ediyor...

Yakıt ikmali yapmak için Malatya 2. Ordu Hava Alayı’na uğruyor... Ankara için yeniden havalanıyor... Ve maalesef helikopter ile saat 11.45 sıralarında irtibat kesiliyor.

* * *

Helikopter ile irtibat kesildikten sonra, Pınarbaşı ilçesine bağlı Aşağıbeyçayırı köyü bölgesinde helikopter pilotlarına ait cep telefonu sinyal bilgileri alınıyor...

Saat 17.30 sıralarında Kayseri’nin Sarız ilçesi yakınlarında Küçükkabaktepe köyü civarında helikopterin enkazına ulaşılıyor...

Halen...

Olayla ilgili tahkikat devam ediyor...

* * *

Kobra tipi helikopterin kaybolduğu Şirvan Dağı’nın...

Araç yoluna en az 5 saat yürüyüş mesafesinde olduğu...

Helikopter pilotu genç üsteğmenlerin şiddetli rüzgár nedeniyle dağcıların antrenman yeri olan Şirvan Dağı’nın eteğinden uçmayı tercih ettiği...

Kazanın da bu bölgede yaşandığı ifade edildi.

* * *

Daha önce de...

Yurt dışından alınan bir sağlık helikopteri düşmüş ve iki yabancı pilot ölmüştü...

Onunla ilgili araştırmanın da sonucunu galiba henüz öğrenemedik...

* * *

Hollanda’daki kaza ertesinde ‘facianın nedeni’ ortak bir hassasiyetin merceği altına alındı.

Umarım aynı merakı ve hassasiyeti sağlık uçağı ve Kobra helikopter için de gösteririz.

Bu tür kazaların nedenlerinin peşine düşersek kazaların da azalacağını umut ediyorum...

Bu yazıyı da bundan dolayı yazmaktayım...

Bakalım kaza neden oldu, helikopterler neden düştü...

* * *

Bu arada gencecik üsteğmenlere rahmet, acılı ailelerine de sabır ve metanet diliyorum.

Mehmet Altan

Star, 9.3.2009

10.03.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır

Kurumsal Linkler:
Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl

Reklam Linkleri:
Risale Yorum- Risale Çocuk- Oktay Usta - Euro Nur - Fıkıh İnfo- Ahmet Maranki- Cevşen - Yeni Asya Barla