"Gerçekten" haber verir 17 Mart 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Basından Seçmeler

Yeni anayasa bir başka bahara

Başbakan Erdoğan’ın yeni anayasa konusunu gündeme getiren konuşmasın üstüne iki yazı yazmıştım. Başbakan’ın “Darbe anayasasını ne zaman değiştireceksiniz?” diye soran bir gence nisan ayını işaret etmesine nazire olarak, “Nisan şakası olmasın sakın” başlığını kullanmıştım ilk yazımda. Nisan gelmeden bunun bir nisan şakası olduğu anlaşıldı. Başbakan son açıklamasında yeni bir anayasanın söz konusu olmadığını açıkladı, düzenleme sınırlı olacakmış. Zaten kendi adıma AK Parti iktidarının yeni bir anayasa yapmaya ne niyeti ne de buna cesareti olduğunu söylemiştim. Yapamayacaksanız, yapacak “mış” gibi yapmayın demiştim. Ama öyle yapıldı. Zaten yapamayacaklarını düşündüğüme göre, Başbakan’ın bunu itiraf etmesine neden takılıyorum?

Takılıyorum çünkü, gündemde Ergenekon davası var. Şimdi ikinci ve asıl sayfa açıldı: Darbe teşebbüsü yargı önüne geliyor. Fakat ne medyada ne de kamuoyunda Ergenekon davasının ilk sayfasının ilgisi yok. Bu ilgisizliği, olayı artık kamuoyunun kanıksadığıyla açıklayabiliriz. Fakat şimdi ikinci iddianameyle asıl sayfa açıldı. Darbe teşebbüsü yargı önünde. Açık ifade edilmese de, herkes darbe ortamı yaratmak isteyenlerin ve planlayanların mahkûm edilip edilemeyeceğini merak ediyor.

Başbakan’ın anayasa konusunda çelişkili açıklamalarına takıntım da tam burada başlıyor. Darbeye teşebbüs edenlerle hukuk bazında hesaplaşmak yalnız yargının işi değildir. Dünyanın hiçbir yerinde, darbe teşebbüsü, fırından ekmek çalmak gibi basit bir yargı meselesi olarak görülemez. Gülerler insana. Biz gülmüyorsak darbelere çok alıştırıldığımız için olsa gerek! Hukuk yalnızca yargının işi sayılamaz, çünkü yargı önündeki yasalarla bağlıdır ama hukuk yasalardan ibaret değildir; hele günümüzde ulusal yasalardan ibaret hiç değildir. Ulusal yasaların üstünde insan hakları uluslarüstü hukuku vardır. Bu hukukun gereklerini yapmak ise en başta TBMM ve onun seçtiği hükümetlere düşer.

Kaldı ki, darbe teşebbüsü hukuki değil siyasi bir meseledir. Kime karşı yapılacaktı bu darbe eğer başarılı olabilseydi? Mevcut iktidara, yani AK Parti iktidarına. İktidar “Mesele yargıdadır” diyerek yan gelip yatabilir mi? Elbette yargıya müdahale etmelerini ne bekleriz ne de doğru buluruz, ama eğer hukuk sistemimiz askere sivil siyasete müdahale imkânı tanıyan ve bu imkânı meşru kılan fetvalara müsait ise, o vesayet sistemini ortadan kaldırmak TBMM ve onun seçtiği hükümetlerin işidir. İşte tam bu noktada anayasa sorunu ortaya çıkmaktadır. Çünkü askerler birçok kez sivil siyasete müdahalelerini , -ki bu müdahaleler ille de darbe anlamında değildir, demeçler, muhtıralar, andıçlamalar anlamındadır- anayasanın kendilerine tanıdığı yetkilerden aldıklarını ima ettiler. MGK da nihayetinde bir anayasal kurumdur.

Eğer Ergenekon davası ve özellikle de darbe teşebbüsünü yargı önüne taşıyan ikinci iddianame gündeme gelmiş olmasaydı, anayasa değişikliğini bir iktidarın göze alamayışını anlayabilirdik. Darbe teşebbüsü de en nihayet söylenti olarak kalırdı. Durum öyle mi ya? Ortada bir darbe teşebbüsü var ve yargı üstüne düşeni yapıp dava konusu yapıyor; ya siyaset? Dava her ne kadar yargı da gidiyor ise de, bunun üstünde şiddetli bir siyasi mücadelenin gittiğini çocuklar bile görebiliyor. Bu noktada davanın arkasında duracak siyasi iradenin kararlılığı hayati önem taşıyor. Bu kararlılık kendini en önce yeni anayasa iradesinde göstermeliydi. Siz yeni bir anayasa konusunda kararlılığınızı gösterin, muhalefetin ve/veya vasilerin engeline takılırsa değişiklik çabalarınız, bunu çıkıp halka anlatın. Yeni anayasayı hiç gündeme getirmemek, getirip de çark etmekten daha iyiydi. Zira ikincisi, Ergenekon davasının arkasındaki siyasi iradeyi zayıflatma anlamına gelir. İktidar bedelli askerlik konusunda da aynı şeyi yaptı, gösterdi ve geri çekti. Başbakan’ın son olarak açıkladığı kısmi anayasa değişikliklerini de -ki önemlidir- sivil demokrasi için hayati noktalarda dirayet gösteremeyen bir iktidarın gerçekleştirebilme olasılığı son derece düşüktür kanımca.

Nabi Yağcı / Referans, 16.3.2009

17.03.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır

Kurumsal Linkler:
Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl

Reklam Linkleri:
Risale Yorum- Risale Çocuk- Oktay Usta - Euro Nur - Fıkıh İnfo- Ahmet Maranki- Cevşen - Yeni Asya Barla - Makdis