"Gerçekten" haber verir 05 Mayıs 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Basından Seçmeler

Eski sistem tıkandı

Genel seçimde işaretlerini aldığımız süreç, yerel seçimde de daha kuvvetlenerek verildi. Türkiye’de bir dönemin sonu geldi. Alıştığımız veri kabul ettiğimiz cumhuriyet sistemi tıkandı. Şimdi reformasyon dönemindeyiz, yeni bir sisteme geçiyoruz, onun adı da cumhuriyet ama içeriği tamamen değişmiş olacak. Anlayacağınız bir geçiş dönemindeyiz şu an. O geçişin nasıl olacağı ne kadar süreceği ve neye geçileceği de henüz net değil.

Üstelik geçiş döneminin oyuncularının yani siyasi partilerin, asker sivil bürokrasisin, hiçbirisinin geçiş döneminde ne yapılması gerektiği ve sistemin nasıl reforme edileceği konusunda kafaları net değil. Hemen hepsi el yordamıyla yolu bulmaya çalışıyor.

AKP geçiş sürecinin kontrolünü elinden kaçırması ihtimali ortaya çıkınca panikledi. Yerel seçim akşamı açıklama yaparken Başbakan’ın yüz ifadesi ve lafları paniğini ortaya koyuyordu. Seçim sonrası yapılan analizler partinin gençler ve kadınları kaybetme sürecine girmesi ihtimalinin büyük olduğunu gösterdi. Üstüne üstlük merkez sağ partilerin yükseliş ve düşüş trendleri hakkında cumhuriyet tarihi boyunca görülen ortak özellikler de var (Demokrat Parti, Adalet Partisi ve ANAP’ın yükseliş ve düşüş trendlerine bakıldığında AKP’nin de o trende uyacağından korkmak makul bir tepkidir).

İktidar partisinin yanı sıra askerler de bir dönemin kapandığının farkında. Onların da cumhuriyetin nasıl reforme edileceği konusunda kafaları henüz net değil. Genelkurmay Başkanı’nın son iki basın toplantısı yeni döneme ve yeni cumhuriyete kurum olarak adapte olmalarını sağlayacak düşünce sistematiğini yüksek sesle oluşturma çabasından ibaretti bence.

DÜZENİN ARITMA

SİSTEMİ BOZULDU

Bu yazıya çalışırken aldığım notlar arasında Ertuğrul Özkök’ün bir cümlesi var. Düzenin arıtma sisteminin bozulduğunu ve artık kendisini temizleyemediğini belirterek cumhuriyetin kendisini yenilemesi gerektiğini söylüyor. Ben de aynı fikirdeyim.

Eski sistem tıkandı. O sistemin meşruiyetini sağlayan zihinsel iklim tamamen değişti. Artık hemen herkes cumhuriyetin yenilenmesi gerektiğini düşünüyor. İstesek de istemesek de sosyo-ekonomik gelişmeler bizi geçiş sürecine sokmuş durumda. Gerçeği reddedip eski sistemin kendisini koruma mekanizmalarına yapışıp kalanlar kaybedecek (CHP açısından bu ciddi bir tehlikedir. Realiteye en zor onlar adapte olacak gibi gözüküyor).

KIRMIZI ÇİZGİLERİ AYNI

GRUP BELİRLİYORDU

Eski sistem dediğimiz sistem neydi temelde. Sadece cumhuriyetin yaşıyla sınırlı olmayan asırlardır var olan sivil-asker bürokrasinin belirleyici olduğu, kırmızı çizgilerinin bu grup tarafından belirlendiği siyasi arenasının bulunduğu bir sistemdi o. Siyasi yelpazesinde kendisini garip biçimde sol olarak tanımlamış olan CHP’nin halk eşittir devlet fikrini bu sol tanımı içine erittiği, sağda ise merkez sağ partilerin din faktörünü kontrol altında tuttukları ve buna bağlı olarak laisizmin inancın içeriğinin devlet tarafından belirlenmesi olarak tarif edilip kavramın çarpıtıldığı bir sistemdi cumhuriyet. O sistemin dengesini kaybettiği zaman, sisteme yönelik tehditlerin tanımlandığı zaman, askerlerin devreye gireceği varsayılıyordu onun eski işleyişinde.

GERÇEK DEMOKRASİYE

ULAŞMA FIRSATI

Birçok varsayım ve artık gerçekçi olmayan tanım üzerine kurulmuş cumhuriyetin sonu geldi. Şimdi yeni bir cumhuriyete geçiş sürecindeyiz.

Eğer fırsatı iyi kullanabilirsek, eğer her oyuncu üstüne düşeni hakkıyla yaparsa geçiş süreci olabildiğince sancısız olur ve demokratik cumhuriyete ulaşabiliriz. Çoğunluğun bunu arzuladığı bir zihinsel iklim içindeyiz aslında uzun süredir. Son seçimde gördük. Şimdi ekonomik sosyal koşullar da bu ortak arzuya uygun şekilde değiştirmeye başladı.

OTANTİK SERMAYENİN YÜKSELİŞİ

Marx’ın bize öğrettiği gibi hiçbir sosyo-politik değişim ekonomik değişimden bağımsız olamaz. Türkiye’nin bu döneminde ekonomik temelin de sistemin reformasyonu ve yeni bir cumhuriyet tanımı doğrultusunda değişmeye başladığını sermaye içi ilişkilerin yeni durumuna bakarak görebiliriz.

İç ve Doğu Anadolu kökenli eski tüccar ve yeni sanayici bir kesim var. Hızla gelişiyor bunlar. Ben kısa süre öncesine kadar bunlara ‘yandaş sermaye’ diyordum ancak son seçim sonrasında bu tanımın yanlış olduğu da ortaya çıktı. Çünkü özellikle MHP ve biraz da CHP bu kesimi kolay kaçırmamak arzusunda. Sermayenin bu bölümüne, birinci cumhuriyetin bitişi ve geçiş sürecini incelediği Birikim dergisindeki son yazısında Ömer Laçiner’in dediği gibi otantik sermaye demek daha doğru olacak.

(...)

Reformasyon döneminde sermaye içinde bir büyük uzlaşma yaşanması kaçınılmaz. Modern ve otantik sermaye mecburen daha çok yaklaşacaklar birbirlerine, daha eşitlenecekler.

Eski karşıtlık daha çok yaşam stili farklarından kaynaklandığından yeni cumhuriyette yaşam stili farklılıkları daha çok eşitlenecek. Sermaye içinde yaşanacak barış, bunun ekonomik temelimi oluşturacak.

İnancın toplumda çok daha önemi, ağırlığı olacağı bir cumhuriyete geçeceğiz. Herkesin inancını arzu ettiği gibi yaşayacağı, ona göre kendi hayatını özgürce düzenleyebileceği inancın nasıl yaşanabileceğinin sivil, asker, bürokrasi ve cumhuriyetin bilgi elitleri (Rektörler ve üniversite hocaları) tarafından belirlenmeyeceği yeni bir cumhuriyet kurulacak. Genelkurmay Başkanı’nın yaptığı konuşmada ordu dine karşı değildir vurgulamasını yapması da bu değişimi onların görmesinden kaynaklanmaktadır. Nihayet laikliğin doğru tanımına da ulaşacağız yeni cumhuriyetimizde.

1. CUMHURİYET KAVRAMINI

KULLANMIYORUM ÇÜNKÜ...

Çok krizli gibi görülse, çok zorlu geçiş yaşansa da bütün bunlar olmak zorunda, ama sonunda içi boşaltılmış olan cumhuriyetin içi doldurulacak, paylaştığımız ortak zemin yaratılacak. Anlayacağınız Türkiye zorunlu olarak olumlu bir yöne gidiyor. Toplumsal uzlaşma olmadan kurulmuş olan cumhuriyet siteminin kendisini yenilemesi tarihsel bir zorunluluktu. Bu eski sisteme ve onun kurumlarına bir düşmanlık ve onu yıkma arzusundan doğmuş olan bir değişim arzusu değildir. Bu yüzden kin ve nefret kokturulan birinci cumhuriyet kavramını ben hiç kullanmıyorum. Aynı olguyu tanımlasak da kendimi o insanlardan ayrı tutmak için farklı kavramlar kullanmak istiyorum.

Serdar Turgut

Akşam, 4.5.2009

05.05.2009


Teorik çölleşme

ERCAN Karakaş tam 10 yıldır Sosyal Demokrasi Vakfı’nı yönetiyor... Toplantılar, konferanslar çeviriler, eleştiriler, kitaplar... Sosyal demokrasinin “zihinsel bereketi” için çalışıyor yani...

Önceki gün Karakaş’la sohbet ederken o ağır gerçeği yine hatırladım.

12 Eylül’den sonra sol, çok ciddi bir “teorik çölleşme”ye düşmüş. Muhalefet çölleşince demokrasi topallamaya başlamış. Hálá öyle... Yalnızca sol mu? Bütün bir millet...

Tam bir “teorik çölleşme” içine düşmüş... Gençlik öyle... Yönünü bulamıyor... Anadolu’da “sivil eğitim” çökünce, “tarikat eğitimi” patlamış. Bugün bakıyorum büyük sorunlara karşı bir “çözüm” sunulamıyor. Soruyorsun:

- Kardeşim dinin, inancın hayatımızdaki yerini yeniden tarif etmemiz gerekiyor mu? Ne öneriyorsun. Bak türban diye bir şey var. Kız takıp üniversiteye gelmek istiyor. Soruyorsun:

- Kardeşim bak adam Kürt kimliği diyor. Ne diyorsun. Millet kavramını yeniden tarif mi etmek lazım? Adam her seçim döneminde seçiliyor. Sen halkın oyuyla gelmiş adama terörist diyorsun. Bir kez kandırıp gelse anlarım... Her defasında geliyor... Ne diyorsun?

Cevap yok... Yalnızca boş laf.

Neden mi?

Çünkü Türkiye 12 Eylül’den beri ciddi bir “teorik çölleşme” yaşıyor.

SORU SORMAK O GÜN YASAKLANDIĞI İÇİN, ŞİMDİ “ESKİMİŞ CEVAPLARLA” İDARE ETMEYE ÇALIŞIYORUZ..

Bu da olmuyor işte... Budur işte milletin içine düştüğü “zihniyet çölleşmesi.”

Fatih Çekirge, Hürriyet, 4.5.2009

05.05.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır

Kurumsal Linkler:
Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl

Reklam Linkleri:
Risale Yorum- Risale Çocuk- Oktay Usta - Euro Nur - Fıkıh İnfo- Ahmet Maranki- Cevşen - Yeni Asya Barla - Makdis