08 Temmuz 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Haberler

 

BAŞBAKAN ÇİN’E DE ‘ONE MINUTE’ DESİN

Türkİye’dekİ Doğu Türkistanlılar, Çin’in Uygur Türklerine uyguladığı şiddeti endişeyle izliyor. 60 yıl önce Türkiye’ye göçerek Kayseri’ye yerleşen Doğu Türkistanlıların yaşadığı Yeni Mahalle’de sessizlik hakim.

Çin güvenlik güçlerinin yakınlarına uyguladığı baskıyı bir araya gelerek televizyonlardan seyreden Uygurlar, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde yaşananlar için Türkiye başta olmak üzere ABD gibi ülkelerle, Birleşmiş Milletler (BM) gibi uluslar arası örgütlerin harekete geçmesini bekliyor. Bağımsız Doğu Türkistanlılar Birliği Genel Başkanı Abdülmecit Avşar, “Büyük devletler ve barış örgütleri katliama durdurmak için acilen hareket geçmelidir. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in Filistin’deki zulmüne karşı Davos’ta yaptığı çıkışın benzerini burada da yapmalıdır ve kardeşlerimizi katleden Çin’e ‘One minute’ demelidir” dedi.

08.07.2009


 

AB’nin yolu Meclis’ten geçiyor

Gazete ve TV’lerin genel yayın müdürleriyle bir toplantı yapan AB’den sorumlu Devlet Bakanı Egemen Bağış, muhalefeti eleştirdi ve “AB’nin yolu TBMM’den geçer” dedi.

AB’nin yolu Meclis’ten geçiyor

DEVLET Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ‘’AB’nin yolu falanca ilden geçer, filanca bölgeden geçer’’ ifadesine inanmadığını belirterek, ‘’Şu 6 aylık süreçte şunu anladım ki AB süreci TBMM Genel Kurulu’ndan geçiyor’’ dedi.

Bağış, haber ajansları, televizyonlar ve gazetelerin üst düzey yöneticileriyle Ceylan Intercontinental Oteli’nde bir araya geldi. Toplantının açılışında konuşan Bağış, bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk müstakil başmüzakereci ve devlet bakanlığı görevine getirilişinin 6. ayını dolduracağını hatırlatarak, basın temsilcileriyle değerlendirme yapmayı ve fikirlerini almayı önemsediğini söyledi. Türkiye’nin AB sürecinde hassasiyetlerin paylaşılmasının ve diyaloğun açık olmasının önemine işaret eden Bağış, AB’nin herhangi bir partinin veya iktidarın projesi olmadığını, iktidarı muhalefeti, genci yaşlısı, İstanbullusu Diyarbakırlısı, Fenerbahçelisi, Galatasaraylısı ile herkesin ortak yarınlarıyla ilgili proje olduğunu anlattı.

AB’nin Türkiye’yi birleştirebilen ve bütünleştirebilen bir proje de olabileceğini ifade eden Bağış, şöyle devam etti: ‘’Bugün Türkiye’de darbe korkusu yaşayanlar, AB sürecinde ilerleyen bir ülkede darbe olamayacağını bildikleri için rahat edebiliyorlar. Türkiye’de şeriat korkusu yaşayanlar, AB sürecinde ilerleyen bir ülkede şeriat rejiminin kabul edilemeyeceğini bildikleri için rahat ediyorlar. Aşırı tekelleşme veya liberalleşmeden ürkenler, aynı şekilde AB sürecinde bu takım endişelerin gereksiz olduğunu biliyorlar. AB belki biraz fazla bürokratik, teknik, detaylı bir proje, ama hemen hemen her konuda standartları oluşan bir örgütlenme.’’

“AB SÜRECİ HIZLANACAK”

Başmüzakereci Bağış, ‘’AB’nin yolu falanca ilden geçer, filanca bölgeden geçer’’ ifadesine inanmadığını ifade ederek, ‘’Şu 6 aylık süreçte şunu anladım ki AB süreci TBMM Genel Kurulu’ndan geçiyor’’ dedi. TBMM’de iktidar ve muhalefet el ele vererek birtakım kanunları geçirebilir ve uygulamaya koyabilirse AB sürecinin hızlanacağını belirten Bağış, AB’nin, topyekün kararlılık isteyen, iktidarı muhalefetiyle birlikte hareket edilmesi gereken bir süreç olduğunu vurguladı. AB sürecinin kolay bir süreç olmadığına dikkati çeken Bağış, ‘’Bir yandan 70 milyon vatandaşımızı AB sürecinin Türkiye’yi zayıflatmayacağına, güçlendireceğine inandırmak, öte yandan 490 milyon Avrupalı’yı Türkiye’nin AB sürecine yük olmaya değil, yükü paylaşmaya gittiğine ikna etmek... Ama azimle kararlılıkla bu süreci başarı ile sonuçlandıracağımıza inanıyorum’’ diye konuştu.

Egemen Bağış, sürecin Türkiye’nin lehine işlediğini, Avrupa’nın insan kaçakçılığından enerji krizine, ekonomik krizden iklim değişikliğine, uyuşturucu kaçakçılığından terörle mücadeleye kadar karşı karşıya kaldığı sorunlarla Türkiye olmadan baş edebilmesinin oldukça zor olduğunu söyledi.

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, bu çerçevede Avrupa’nın Türkiye’ye ihtiyacı olduğunu belirterek, ‘’Türkiye’nin de Avrupa’ya ihtiyacı var. Bizim de birtakım kronikleşmiş sorunları AB sürecinde çözebildiğimizi görüyoruz. İlişki bir kazan-kazan ilişkisidir. Bu ilişkiden Türkiye’nin de kazanımları olacağı gibi AB’nin de kazanımları olacaktır. Türkiye’nin AB ile olan ilişkileri de Avrupa’nın da Türkiye’ye olan ihtiyacı da zaman içinde öyle bir noktaya gelecektir ki, Türkiye’nin AB üyeliğini Türkiye’den çok AB üyesi ülkeler talep edecektir. Ama o güne hazır olmamız lâzım. Bizim reformlarımızı gerçekleştirmemiz lâzım’’ dedi.

ABDULLAH ERAÇIKBAŞ

08.07.2009


 

AB, TÜRKİYE’NİN GÜCÜNÜN FARKINDA DEĞİL

İSPANYOL Real Instituto Elcano, Türkiye’nin Ortadoğu, Kafkasya ve Balkanlardaki etkisi ve rolün AB tarafından yeterince iyi algılanamadığını belirtti.

AB Haber’e göre, Avrupa Parlamentosu Siyasi Danışmanı Evelina Schulz ile Barselona’daki CIDOB Uluslararası İlişkiler Merkezi Avrupa Programları Koordinatörü Deniz Devrim’in ortak olarak kaleme aldıkları İspanyol Real Instituto Elcano’da yayımlanan analizde, Türkiye’nin AB için taşıdığı stratejik öneme dikkat çekiliyor. Analizde Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun Stratejik Derinlik kitabından da alıntılar yapılıyor. 2004 yılında AB’nin Türkiye ile müzakereleri başlatma öncesine kadar kadar çok tereddütlü tavrının olduğunda dikkat çekilen analizde, Türkiye’nin Ortadoğu, Kafkasya ve Balkanlardaki etkisi ve rolün AB tarafından yeterince iyi algılanamadığı belirtiliyor. Türkiye’nin bölgedeki tecrübelerinden ve deneyimlerinden AB’nin yararlanması gerektiğinin vurgulandığı analizde, Avrupa kıtasında barış ve istikrar hedefine ulaşılması için, Avrupa Birliği’nin çevresi diğer Rusya ve Türkiye gibi önemli oyuncularla işbirliğini tesis etmesi gerektiği ifade ediliyor. Türkiye-AB müzakere sürecinin önemine dikkat çekilen analizde Türkiye’nin AB üyeliğinin birliği güçlendireceği işaret ediliyor. Analizde AB ve Türkiye’nin çıkarlarının da birbiriyle örtüşdüğünün altı çiziliyor.

08.07.2009


 

Erdoğan: Polis-asker uyumlu

Başbakan Erdoğan, ‘’Tüm güvenlik birimlerimiz, polisimiz, askerimiz, jandarmamız, istihbarat birimlerimiz, tam bir uyum ve koordinasyon içinde çalışıyor. İçeriden ve dışarıdan gelebilecek tehditler karşısında çok başarılı bir performans sergiliyor” dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bütün güvenlik birimlerinin tam bir uyum ve koordinasyon içinde çalıştığını belirterek, ‘’Güvenlik güçlerimizin zaman zaman haksız yere eleştirildiğine, zaman zaman kimi siyasetçiler tarafından istismar konusu yapıldığına maalesef şahit oluyoruz. Suçla mücadele noktasında güvenlik güçlerimizin şevkini kırmaya yönelik, bu tür tutumların karşısında durmaya, güvenlikle ilgili kurumlarımız üzerinden siyaset yapmaya gayret edenlere karşı kararlı bir tutum sergilemeye devam edeceğiz’’ dedi. Başbakan Erdoğan, yeni atanan ve yeri değiştirilen emniyet müdürlerini Başbakanlık Merkez Bina’da kabul etti. Kabulde konuşan Erdoğan, son 6.5 yılda devletle milletin kaynaşması, kucaklaşması, aradaki mesafelerin kapatılması için çok önemli adımlar attıklarını söyledi. Demokratikleşme ve insan hakları alanlarında gerçekleştirdikleri reformların, güvenlik güçlerinin de özverili gayretleri sayesinde kağıt üzerinde kalmadığını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: ‘’Uygulamaya geçti ve başarılı neticeler alındı. Bu başarıda şehirlerimizdeki mülki amirlerin büyük katkısı oldu. Valilerimizi, kaymakamlarımızı, emniyet müdürlerimizi şehirlerimizdeki tüm memurlarımızı, ‘devletin somurtkan bir temsilcisi olarak değil, devletin tebessüm eden, şefkatle yaklaşan yüzü olarak görmek istiyoruz’ dedik ve bunu da başardık. Vatandaşlarımızla devlet kurumları arasında tesis ettiğimiz güven zemini kurumlar arasındaki koordinasyonla daha da güçlendi. Tüm güvenlik birimlerimiz, polisimiz, askerimiz, jandarmamız, istihbarat birimlerimiz, tam bir uyum ve koordinasyon içinde çalışıyor. İçeriden ve dışarıdan gelebilecek tehditler karşısında çok başarılı bir performans sergiliyor. Özellikle polis teşkilâtımız, suçluların yakalanması kadar suçun önlenmesi noktasında da bu zeminde, bu arada üstün başarılar sergilediler. Bir çok şehrimizde terör eylemleri daha gerçekleşmeden önlendi.”

“İŞKENCE, İNSANLIK SUÇU”

Erdoğan, emniyet müdürlerinin devlete, millete ve şehirlere karşı büyük bir sorumluluk yüklendiğini söyledi. Başbakan Erdoğan, hangi gerekçeye dayanırsa dayansın, işkenceyi bir insanlık suçu olarak görüyor, ‘sıfır tolerans’ tanıyoruz. Hiçbir insanımıza yönelik haksızlığı, eşitsizliği, kötü muameleyi asla mazur ve makul görmüyoruz. Bizim anlayışımıza göre, kendi vatandaşına, kendi insanına kötü muameleyi, işkenceyi, şiddeti reva gören bir devlet, modern bir devlet olamaz, gelişmiş bir devlet olamaz. Bunun için, her konuşmamda, ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’, ‘insanı yücelt ki devlet yücelsin’ diyorum.” dedi.

08.07.2009


 

Paranın patronları İstanbul’da toplanacak

ULUSLARARASI Para Fonu (IMF) ile Dünya Bankası 2009 yıllık toplantıları, 6-7 Ekim tarihlerinde, Türkiye ev sahipliğinde İstanbul’da yapılacak.

IMF ve Dünya Bankası tarafından yapılan açıklamaya göre, yıllık toplantıların internet sitesi adresine “http:// www.istanbul2009turkey.org” olarak girilebilecek. Türkiye’nin, 1955 yılından sonra, ikinci olarak yıllık toplantılara ev sahipliği yapacağı vurgulanırken, yıllık toplantı öncesinde, 30 Eylül’den itibaren toplantıların başlayacağı ve bu çerçevede, Küresel Ekonomik Görünüm, Küresel Mali İstikrar Raporunun açıklanacağı kaydedildi. 6-7 Ekim tarihlerindeki genel kurul toplantılarında ise bazı seminerlerin gerçekleştirileceği ifade edildi.

08.07.2009


 

Kayıpların telâfisini istiyoruz

Türk-İş’e bağlı sendika üyeleri toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine başlattıkları eylemin ikincisi için dün sabah saatlerinde işyerleri önünde toplandılar. Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, fazla birşey istemediklerini, sadece kaybettiklerinin telafisini talep ettiklerini belirtti.

Kaybettiklerimizi istiyoruz

TÜRK-İŞ’E bağlı sendikalara üye işçiler 1 saatlik “Çalışmama Hakkını Kullanma” eylemi gerçekleştirdi. Kamu toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine, Türk-İş’in aldığı 1 saatlik, “Çalışmama Hakkını Kullanma” eylemi kamu iş yerlerinde uygulandı.

Sabah saatlerinde iş yerlerine giden işçiler, mesaiye başlamadı. İş yerleri önünde açıklamalar yapılarak, talepleri içeren sloganlar atıldı. Eylemlerde, konfederasyonun taleplerinin kabul edilmemesi dolayısıyla hükümet protesto edildi. Eylemlere, Hak-İş, DİSK, Türkiye Kamu Sen ve KESK ve BASK üyeleri de destek verdi.

Eylemin Ankara ayağında işçiler, TEDAŞ Genel Müdürlüğü önünde toplandı. Türk-İş’in eylemine, Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız, Hak-Sen Genel Başkanı Ayhan Çivi, BASK ve KESK’e bağlı sendikaların yöneticileri de katılarak destek verdi. İşçiler burada, “İş, ekmek yoksa barış da yok”, “Hükümet şaşırma, sabrımızı taşırma”, “Vur, vur inlesin, hükümet dinlesin” şeklinde sloganlar attı.

Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, yaptığı konuşmada, “ekmek mücadelesi”nde kendilerine destek veren işçi ve memur konfederasyonlarına teşekkür etti. Kumlu, “Evet, bu mücadele ekmek mücadelesidir. Yani eve giren paranın, sofraya konan yemeğin mücadelesidir. Çocuklarımızı okula gönderebilmenin, hastalarımıza ilâç alabilmenin, ev kirası ödeyebilmenin, gaz alabilmenin, elektrik, su faturalarını ödeyebilmenin mücadelesidir” dedi.

Bütün bunların insanların temel ihtiyaçları olduğunu vurgulayan Kumlu, ne yazık ki bugünün Türkiyesinde temel ihtiyaçları karşılayabilecek bir gelire sahip olmak için mücadele etmek gerektiğini ifade etti.

“Biz istemez miyiz, hükümet derdimizden anlasın. Hiç böyle sokaklara dökülmeden hak ettiğimiz zammı bize versin ama vermediler” diyen Kumlu, kendilerine toplu sözleşmelerin birinci yılı ilk 6 ayında yüzde 3, ikinci 6 ayında yüzde 4 zam önerildiğini, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yüzde 4’ü daha sonra yüzde 4,5 olarak ifade ettiğini anlattı.

Kumlu, “4-4,5 bizim için fark etmez. Sigorta kayıplarımız dururken, vergi kayıplarımız dururken biz bu orana nasıl imza atalım arkadaşlar” diye sordu. Kumlu, fazla bir şey istemediklerini sadece kaybettiklerini telâfisini talep ettiklerini belirtti.

Toplu sözleşmeleri masa başında bitirmeyi istediklerini vurgulayan Kumlu, “Hükümeti, bizimle restleşmeye değil, uzlaşmaya çağırıyoruz” dedi.

08.07.2009


 

Yazıcı: Enflasyon kadar zam vereceğiz

DEVLET Bakanı Hayati Yazıcı, kamu toplu sözleşme görüşmeleriyle ilgili, “Yapılan müzakereler sonucu biz arkadaşlarımıza hep şunu ifade ettik, Sayın Başbakanımızın da talimatı buydu: “çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz’.

Dolayısıyla enflasyon kadar bir zam vereceğiz” dedi.

Bakan Yazıcı, Başbakanlık Yeni Bina’da düzenlediği basın toplantısında, kamuda çalışan işçilere yönelik toplu sözleşme sürecinde gelinen noktayı değerlendirdi. Kamuda çalışan işçilerle yapılan toplu sözleşmelerin 2 yıllık bir periyodu kapsadığına dikkati çeken Yazıcı, şu anda görüşmeleri devam eden toplu sözleşmelerin 2009 ve 2010 yılı maaşlarını kapsadığını ifade etti. Yazıcı, ‘’Yapılan müzakereler sonucu biz arkadaşlarımıza hep şunu ifade ettik, Sayın Başbakanımızın da talimatı buydu: ‘Biz çalışanlarımızı, işçilerimizi enflasyona ezdirmeyeceğiz’. Dolayısıyla enflasyon kadar bir zam vereceğiz. Bu 2003’te de 2004’te de 2009’da da 2010 yılında da geçerli’’ diye konuştu.

Bu düşünceden hareketle yapılacak zamların gerçekleşecek enflasyon oranı dikkate alınarak belirlenmesi gerektiğini söyleyen Yazıcı, buna göre sözleşme yapılması gerektiğini söyledi.

08.07.2009


 

Kurşunsuz benzine yine zam

ENERJİ Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (EPDK), akaryakıt dağıtım ve bayi satışlarına yönelik “tavan fiyat” uygulama kararının ardından, kurşunsuz benzinin tavan fiyatının arttırılmasıyla perakende satış şirketleri satış fiyatlarını yeniden arttırdı.

Akaryakıt perakende satış şirketleri, kurşunsuz benzinin tavan satış fiyatının 2,96’dan 2,98’e yükseltilmesiyle fiyatlarını yeniden düzenleyerek benzin fiyatında 2 kuruş artışa gittiler. Bazı firmalar kurşunsuz benzini EPDK’nın tavan fiyatından satarken, bazıları 1 kuruş altında satmaya başladı. Buna göre, kurşunsuz benzinin fiyatı 2,95-2,96 liradan 2,97-2,98 liraya yükseldi.

08.07.2009


 

Kırmızı mercimeğin “kaderi” Kanada’ya bağlı

TÜRKİYE'DE geçen yıl fiyatı 1 liradan 3 liraya çıkarak ‘’zam şampiyonu’’ olan kırmızı mercimeğin şu an 2,40 liradan alıcı bulabildiği, ancak Ağustos ayında Kanada’da piyasaya çıkacak ürünün yüksek fiyattan satılması halinde, mercimeğin çıkışını bu yıl da sürdürebileceği bildirildi.

Mersin Ticaret Borsası (MTB) Başkanı Abdullah Özdemir, yeşil mercimek ve kuru fasulyede yaşanan istikrarsızlık ve dışa bağımlılığın kırmızı mercimekte de bir süredir hissedildiğini söyledi. Geçen yıl fiyatı 1 liradan 3 liraya kadar çıkan kırmızı mercimeğin böylelikle ‘’zam şampiyonu’’ ilân edildiğini hatırlatan Özdemir, bu yıl ise akıbetinin ne olacağına ilişkin henüz tahminde bulunamadıklarını vurguladı. Özdemir, ‘’Ağustos ayının sonuna doğru Kanada mercimeği piyasaya çıkmaya başlayacak. Eğer bu ürün yüksek fiyattan ihraç edilirse, mercimek fiyat artışındaki çıkışını sürdürebilir’’ dedi.

08.07.2009


 

İhracatta, 356,7 milyon TL devlet yardımı

İHRACATTA geçen yıl, 356,7 milyon lira devlet yardımı ve ihracat iadesi ödemesi yapıldı. Geçen yıl 63,1 milyar dolar ihracatta taahhüdünü içeren 5 bin 589 adet dahilde işleme izin belgesi düzenlendi.

Dış Ticaret Müsteşarlığının 2008 Yılı Faaliyet Raporu’ndan derlenen bilgilere göre, 2008 yılında 132 milyar dolar olarak gerçekleşen ihracata, devlet yardımları kapsamında, Ar-Ge, çevre yardımı, pazar araştırması yardımı, yurt dışı ofis mağaza yardımı, istihdam, eğitim ve danışmanlık, markalaşma gibi çeşitli programlarla 356,7 milyon lira destek verildi. Söz konusu dönemde 39,9 milyar dolar tutarında ithalat karşılığında 63,1 milyar dolar ihracat taahhüdünü içeren 5 bin 589 adet Dahilde İşleme İzin Belgesi düzenlendi. AB teknik mevzuat uyumu çerçevesinde yürürlüğe giren tebliğler kapsamında 2008 yılında yaklaşık 1,7 milyar dolar değerinde ithal başvurusu yapıldı, ilgili teknik mevzuata uygun bulunmadığı için toplam 7,7 milyon dolar değerindeki ürünlerin ithalatına da izin verilmedi.

08.07.2009


 

Büyüme, kâğıt üzerinde

bağImsIz Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı Gürkan Avcı, TÜİK’in açıkladığı 9 bin 642 dolar millî gelir rakamına dışarıdan bakıldığında Türkiye’nin mutlu insanların ülkesi gibi algılandığını belirterek, ‘’Fakat Türkiye kâğıt üzerinde büyüyor ve kâğıt üzerinde gülüyor’’ dedi.

BES’den yapılan yazılı açıklamaya göre, Avcı, sendikanın Konya il başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin sanal gündemlerle yönetildiğini öne sürerek, gerçek gündemin, işsizlik, yoksulluk, eğitimsizlik ve adaletsizlik olduğunu söyledi. Hükümetin, toplumun refahını yüksek göstermek amacıyla millî gelirden kişi başına düşen pay hesaplamasını maniple ettiğini, fakat buna rağmen 10 bin doları tutturamadığını kaydeden Avcı, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilâtı’nın (OECD) açıkladığı raporda da Türkiye’nin OECD ülkeleri içinde gelir dağılımı en çarpık ikinci ülke olduğunu ifade etti. Türkiye’de zengin-fakir arasındaki gelir uçurumunun derinleştiğini, tüketim endeksine göre lüks tüketimin artarken gıda dahil temel ihtiyaçların tüketiminin azaldığını kaydeden Avcı, ‘’TÜİK’in açıkladığı 9 bin 642 dolar millî gelir rakamına dışarıdan bakıldığında Türkiye mutlu insanların ülkesi gibi algılanıyor, fakat Türkiye kâğıt üzerinde büyüyor ve kâğıt üzerinde gülüyor’’ dedi.

08.07.2009


 

İstanbul’da hayat “ucuzladı”

İNSAN kaynakları yönetim danışmanlığı firması Mercer’in ‘’Yaşam Maliyet Araştırması’’ sonuçlarına göre geçen yıl pahalılıkta 23’üncü sırada yer alan İstanbul, bu yıl 30 puan düşerek 53’üncü sıraya geriledi.

Mercer’in 6 kıt'ada, 143 şehri kapsayan 2009 yılı ‘’Yaşam Maliyet Araştırması’’ sonuçları açıklandı. Araştırma sonuçlarına göre, küresel ekonomik kriz sürecinde dolarda yaşanan dalgalı seyir, Mercer’in her yıl yaptığı araştırmada ülke sıralamalarının bu kez ciddî biçimde yer değiştirmesi sonucunu doğurdu. Üç yıl üst üste pahalılıkta birinci olan Moskova, bu yıl yerini Tokyo’ya bıraktı. Pahalılıkta yine bir Japon şehri olan Osaka listede ikinci sıraya yerleşti. Üçüncü sırada ise Moskova yer aldı. Listede birinci olan Tokyo, listede sonuncu olan Johannesburg’dan 3 kat daha pahalı bir şehir olarak dikkati çekti. Geçtiğimiz yıl aynı araştırmada 23’üncü sırada yer alan İstanbul, bu yıl sıralamada 30 puan düşerek 53’üncü sıraya geriledi ve hayat maliyeti açısından geçen yıla göre daha ‘’ucuz’’ bir şehir olarak listedeki yerini aldı.

08.07.2009


 

Toplu görüşmelerde yetki Memur-Sen’de

TOPLU görüşme masasındaki yetkili konfederasyon değişti. Memur-Sen, 376 bin 355 üyeyle Türkiye Kamu-Sen’i geride bırakarak, yetkili konfederasyon oldu.

4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu Gereğince Kamu Görevlileri Sendikaların Sayıları ve Konfederasyonların Üye Sayılarına İlişkin 2009 Temmuz İstatistikleri Hakkında Tebliğ, Resmî Gazete’de yayımlandı. Toplam 1 milyon 784 bin 414 memurun, 1 milyon 17 bin 72’si sendikalara üye bulunuyor. Sendikalı memur oranı yüzde 57’ye karşılık geliyor. Sendikalı memur istatistiklerinin açıklanmasıyla Ağustos ayında yapılacak toplu görüşmelerdeki yetkili konfederasyon ve sendikalar da belli oldu. Buna göre, 376 bin 355 üye sayısına ulaşarak Türkiye Kamu-Sen’i geride bırakan Memur-Sen, yetkili konfederasyon olarak toplu görüşme masasında memurları temsil etme hakkını kazandı. KESK’in 224 bin 413 üyesi, Türkiye Kamu-Sen’in 375 bin 990 üyesi, BASK’ın 4 bin 976, Hür Kamu-Sen’in 11, Birleşik Kamu-İş’in 20 bin 731, Hak-Sen’in 2 bin 967 üyesi bulunuyor. Herhangi bir konfederasyona bağlı olmayan sendikalar ise 11 bin 629 üyeye sahip. Toplu görüşmelerde memurları temsil edecek 11 hizmet kolunda yetkili sendikaların 6’sı Türkiye Kamu-Sen’e, 4’ü Memur-Sen’e, 1’i KESK’e bağlı bulunuyor. Türkiye Kamu-Sen üyesi Türk Büro-Sen, Türk Eğitim-Sen, Türk Haber-Sen, Türk İmar-Sen, Türk Ulaşım-Sen, Türk Enerji-Sen; Memur-Sen üyesi Bem-Bir-Sen, Toç-Bir-Sen, Diyanet-Sen, Sağlık-Sen; KESK’e bağlı Kültür Sanat-Sen hizmet kolları itibariyle memurları toplu görüşme masasında temsil edecek.

08.07.2009


 

ÖSS sonuçları haftaya

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, 14 Haziran Pazar günü gerçekleştirilen Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) sonuçlarının gelecek hafta içinde açıklanacağını bildirdi.

ÖSS sonuçları gelecek hafta

Öğrencİ Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, 14 Haziran Pazar günü gerçekleştirilen Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) sonuçlarının gelecek hafta içinde açıklanacağını bildirdi.Yarımağan, adayların puanlarını hesaplama işlemlerinin sürdüğünü ifade etti. Çalışmaların tamamlanması halinde sınav sonuçlarının erken açıklanabileceğini söyleyen Yarımağan, ‘’Ancak sınav sonuçlarının açıklanması Cumartesi gününden önce mümkün değil. Şu anda bir tarih veremiyorum. Önümüzdeki hafta kesin açıklanır’’ dedi. ÖSS sonuçlarıyla birlikte, 21 Haziran Pazar günü gerçekleştirilen Yabancı Dil Sınavı (YDS) sonuçları da açıklanacak. Sonuçlar ÖSYM’nin http://osym. gov.tr internet sitesinden duyurulacak.

722 BİN ADAY AÇIKTA KALACAK

2009-2010 akademik yılında devlet üniversitelerinin ön lisans ve lisans kontenjanları toplam 534 bin, vakıf üniversitelerinin kontenjanları da 84 bin olarak açıklanmıştı. 2009-ÖSS’ye 1 milyon 349 bin 782 aday katılmıştı. Bu adayların 32 bin 45’i YDS’ye de girmişti. ÖSS’ye başvuran aday sayısı ve kontenjanlar göz önüne alındığında, adayların yaklaşık 628 bini devlet ve vakıf üniversitelerinin ön lisans ve lisans programlarına yerleşmeye hak kazanırken, 722 bin civarında aday açıkta kalacak. Açıkta kalmak istemeyen adaylar, Açıköğretim Fakültesi programlarını tercih edebiliyor. Açıköğretim programlarında, belli bazı programlar dışında kontenjan sınırlaması bulunmuyor. Açıköğretim programlarına yerleşebilmek için genellikle 145 baraj puanını aşmak yeterli kabul ediliyor.

08.07.2009


 

Korkmayın! 80 derece sıcaklık “imkânsız”

Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, Türkiye’de 38 derece sıcaklıkta yüzde 80 nem oranının asla görülmediğini ve 38 derece sıcaklıkta yüzde 30 nem oranında hissedilen sıcaklığın, nem sonucu en fazla 40 derece olarak hissedileceğini bildirdi.

Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, bazı basın yayın organlarında ‘’Sıcaklık 80 derece hissedilecek’ şeklinde yer alan haber ve bilgilerin kamuoyunda yanlış anlamalara sebep olduğu için doğru bilgilendirme ihtiyacı doğduğu ifade edildi. Hava sıcaklık değerlerinin Temmuzda, ortalama değerlerin 3-5 derece üzerinde, ancak ekstrem değerlerin altında seyredeceği bildirilen açıklamada, nem ve sıcaklık parametrelerinin artış ve azalışlarının zıt olarak gerçekleştiği, normal atmosfer şartlarında sıcaklığın en yüksek olduğu saatte, en düşük bağıl nem değerinin, bağıl nemin en yüksek olduğu saatte ise en düşük sıcaklık değerinin ölçüldüğü anlatıldı. Açıklamada, ‘’Türkiye’de 38 derece sıcaklıkta yüzde 80 nem oranı asla görülmez, 38 derece sıcaklıkta yüzde 30 nem oranında hissedilen sıcaklık nem sonucu en fazla 40 derece olarak hissedilecektir’’ ifadelerine yer verildi. Haziran ortalarından itibaren Basra üzerinden gelerek Türkiye’nin güney ve iç kesimlerini etkileyen sıcak hava kütlesine bağlı olarak sıcaklık değerlerinin, güney ve iç kesimler başta olmak üzere ülke genelinde mevsim normallerinin üzerinde seyrettiği hatırlatıldı. Yüzey sıcaklık değerlerinin normallerin üzerinde, atmosferin üst seviyelerinde ise nispeten daha serin hava bulunması sebebiyle, ortaya çıkan sıcaklık farkı sonucunun atmosferik kararsızlık şartlarına bağlı olarak ülke genelinde, gök gürültülü sağanak yağış, dolu ve yıldırım hadiseleri yaşandığı belirtildi.

08.07.2009


 

Açlık sınırı 11 TL düştü

Beledİye ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası (Bem-Bir-Sen) AR-GE Birimi tarafından TÜİK verileri baz alınarak hazırlanan Haziran ayı açlık sınırı ve yoksulluk sınırı rakamları açıklandı.

Buna göre Mayıs ayına oranla açlık sınırında 11 TL oranında bir gerileme yaşanırken, yoksulluk sınırındaki artış devam etti. Mayıs ayında 4 kişilik bir ailenin tüketmesi gereken zorunlu gıda harcaması yani açlık sınırı 783.26 TL olarak gerçekleşirken, Haziran ayında bu rakam 11 TL gerileyerek 779,26 TL’ye düştü.

Yine 4 kişilik bir ailenin asgarî şartlarda geçinebilmesi için harcaması gereken tutar yani yoksulluk sınırı Mayıs 2.384 TL olarak kayıtlara geçerken, Haziran ayında yoksulluk sınırındaki artışa 7 TL daha eklendi ve yoksulluk sınırı 2. 391TL’ye ulaştı.

Yaz aylarının gelmesi ile birlikte açılan düğün sezonunun imdadına KDV indirimi yetişti. Ekonomik paket ve piyasanın canlanması için alınan tedbirler arasında olan KDV indirimi, ev eşyası alıcısını rahatlattı. KDV’de yapılan indirim ev eşyalarının fiyatlarında düşüşe neden oldu. Düğün yapmak isteyenleri rahatlatan bu düşüşün Temmuz ve Ağustos rakamlarında da devam etmesi bekleniyor.

08.07.2009


 

Çanakkale Yeni Asya okuyucuları piknikte buluştu

Şehİtler otağı Çanakkale’de Yeni Asya okuyucuları ve Çanakkkale 18 Mart Üniversitesi mezunları aile pikniğinde buluştu.

Bu yıl beşincisi yapılan pikniğe ilgi büyük oldu. Çanakkale Yeni Asya temsilciliği tarafından tertip edilen piknikte okuyucularımız Çanakkale’nin Lapseki ilçesinde bir araya geldi. Çanakkale’nin bütün ilçelerinden gelen Yeni Asya okuyucuları Çanakkale boğazı manzaralı, çamlıklar arasında gerçekleşen piknikte hasret giderdiler. Pikniğe iştirak edenlerden İsmail Dereli, “Beşincisi yapılan pikniğe ilk defa katılıyorum. Piknik dost ve kardeşlerin bir araya gelmesine vesile oldu. Bu gelenek devam etmeli. Böyle buluşmalar sayesinde ancak bir araya gelinebiliyor” diyerek düşüncelerini paylaştı. Piknik sonunda Bediüzzaman Hazretlerinin Çanakkale Biga’da medfun ilk talebelerinden Molla Süleyman Ayaz’ın şahsında okunan hatmin duâsı bütün dost ve kardeşlere hediye edildi.

08.07.2009


 

Kredi kartı borcu yasası yürürlükte

Kredİ kartı borçlarının yapılandırılmasına ilişkin yasal düzenleme Resmî Gazetede yayımlanarak, yürürlüğe girdi. Buna göre, 31 Mayıs 2009 tarihi itibariyle ödeme ihtarı çekilen, icra takibi başlatılan veya banka tarafından takip olunan kredi kartı borçları için 60 gün içinde başvuru yapılacak.

‘’Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’’ uyarınca, sözleşmede belirtilen asgarî ödeme tutarı, dönem borcunun yüzde 20’sinden aşağı olamayacak. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, Hazine Müsteşarlığı ve Merkez Bankasının olumlu görüşünü alarak, bu oranı yüzde 40’a kadar arttırmaya, arttırdığı oranı yüzde 20’ye kadar düşürmeye veya belirtilen sınırlar dahilinde bu oranı kart hamili grupları itibarıyla farklılaştırmaya yetkili olacak. Kart sahibi, hesap özetinde yer alan asgarî ödeme tutarını son ödeme tarihinde ödemezse, sözleşmede öngörülen gecikme faizi dışında bir yükümlülük altına sokulamayacak.

08.07.2009


 

Karadeniz’deki HES projeleri sıkıntı verecek

Karadenİz Çevre Derneği (KAÇED) Başkanı Yaşar Yeğen, bölgede planlanan HES projelerinin gerek inşa, gerekse işletim aşamasında ekolojik, ekonomik ve sosyal pek çok soruna sebebiyet vereceğini ileri sürdü.

Yeğen, Doğu Karadeniz Havzası’nın, ulusal ve uluslar arası anlamda önemli bir yeri olmasına rağmen, koruma, kullanma dengesi gözetilmeksizin bilinçsiz bir şekilde enerji politikaları için üs olarak belirlendiğini savundu. Yeğen, ayrıca Doğu Karadeniz Havzası’nda ormanlar üzerindeki baskının artarak sürdüğünü, bir yandan da bölgeye yönelik akıl ve mantıktan uzak, hiçbir ön çalışması yapılmadan hazırlanan HES projelerinin, çeşitli olumsuzluklara sebep olduğunu iddia etti. KAÇED Başkanı Yeğen, tabiî kaynakların sürdürülebilir kullanımını sağlayacak doğru ve uygulanabilir planlamalara ihtiyaç olduğunu, bunun için de öncelikle tabiî kaynaklar ile bu kaynakları tehdit eden olumsuzlukların, daha sonra da bu sorunlara yönelik çözümlerin ortaya konması gerektiğini bildirdi.

08.07.2009


 

7 yeni vakıf üniversitesi kuruldu

CumhurbaşkanI Abdullah Gül’ün imzaladığı Yükseköğretim Kurumları Teşkilâtı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile Mersin’de Mersin Eğitim Vakfınca ‘’Toros Üniversitesi’’, İstanbul’da Medipolitan Eğitim ve Sağlık Vakfınca ‘’İstanbul Medipol Üniversitesi’’, Konya’da Konya Ticaret Odası Eğitim ve Sağlık Vakfınca ‘’KTO-Karatay Üniversitesi’’ ile Gevher Sultan Eğitim Araştırma Kültür ve Sağlık Vakfınca ‘’Mevlânâ Üniversitesi’’, Kayseri’de Kayseri Yükseköğrenim ve Yardım Vakfınca ‘’Nuh Naci Yazgan Üniversitesi’’, Ankara’da Turgut Özal Düşünce ve Hamle Vakfınca ‘’Turgut Özal Üniversitesi’’ ve Türk Eğitim Derneği Yükseköğrenim Vakfınca ‘’TED Üniversitesi’’ adıyla vakıf üniversiteleri kuruldu.

08.07.2009


 

Harabeydi, saray gibi okul oldu

İstanbul İl Özel İdaresi’nin, şehrin paha biçilmez tarihî kültür mirasını korumaya ve iyileştirmeye yönelik çalışmaları sürüyor.

İdare bütçesinden karşılanan kaynakla, projesi ve uygulaması İstanbul İl Özel İdaresi İmar, Yatırım ve İnşaat Daire Başkanlığı Etüt Proje Müdürlüğü denetiminde yapılan, Kadıköy Dosteller İşitme Engelliler İlköğretim Okulu bahçesinde bulunan tarihî köşkün restorasyon çalışmaları tamamlandı. İl Özel İdaresi İmar, Yatırım ve İnşaat Daire Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada, Köşkün onarılmasının ardından okul öncesi eğitim merkezi olarak Dosteller İşitme Engelliler bünyesinde öğrencilerin kullanabileceği, ihtiyaç olursa çevredeki çocuklara da hizmet edecek şekilde bir merkez haline getirilmesi amaçlanmıştı. Proje, restorasyon çalışmaları açısından, projesi, ödeneği, ihalesi ve denetim hizmetleri tamamıyla İl Özel İdaresine ait bir proje olması sebebiyle özel bir proje olduğu kaydedildi. Yaklaşık 8 ay süren restorasyon çalışmaları, 708 bin 164 TL’ye mal oldu.

08.07.2009


 

Dünyanın ilk Türkçe dil müzesi açılıyor

Karaman Belediye Başkanı Kamil Uğurlu, yaptığı açıklamada, 732. Türk Dili Bayramı’nda Türk Kültür ve Sanatları Ortak Yönetimi’nce (TÜRKSOY) Karaman’ın, ‘’Türk dünyasının daimî dil ve kültür başşehri’’ ilân edildiğini hatırlattı.

Şehirde, Türk dilinin resmî dil ilân edilmesinin yıl dönümlerinin tanıtım ya da eğlence malzemesi gibi görüldüğünü ve yıllarca bu şekilde faaliyetler yapıldığını ifade eden Uğurlu, bu mantığın tamamen değiştirilmesi için çalıştıklarını söyledi. Uğurlu, Türk Dil Bayramı’nın öneminin daha iyi kavranması gerektiğini belirterek, ‘’Biz Türk dünyasının bize biçtiği görevin bilincindeyiz ve bu görevi en güzel şekilde yerine getirmek için var gücümüzle çalışacağız. Bu yıl önemli kararlar aldık. Bu kararları önümüzdeki yıldan itibaren uygulamaya başlayacağız’’ dedi.

‘’İlk olarak, kısmet olursa Türk Dil Bayramı ismini gelecek yıl ‘Türk Dil Kurultayı’ olarak değiştireceğiz’’ diyen Uğurlu, kurultaya, dünyanın dört bir yanından Türkologların dâvet edileceğini, Türkçe ve Türk kültürünün Karaman’da tartışılacağını söyledi. Bir diğer önemli yeniliği de Türkçe Müzesi oluşturarak, yapacaklarını anlatan Uğurlu, şunları kaydetti: ‘’Bu müzede, dünyada Türkçe üzerine basılmış bütün kitapları ve araştırmaları toplayacağız. Müze, dünyadaki tek Türkçe Müzesi olacak. Müzeyle birlikte oluşturacağımız İhtisas Kütüphanesi de aynı mekânda hizmet verecek. Türkçe ile ilgili ne bilgi istiyorsanız, Karaman’da bulabileceksiniz. Müze için geçici bir merkez olacak. Piri Reis Kültür Merkezi içinde, müze ve kütüphaneyi açmak istiyoruz. Daha sonra Hatuniye Medresesi, Aktekke Camisi, Karaman Kalesi ve Karaman Şehir Müzesi gibi tarihî eserlerin bulunduğu İsmet Paşa Caddesi’nde bir şehir müzesi inşa ederek, müze ve ihtisas kütüphanemizi buraya taşıyacağız.’’

Burada Türk dili ve kültürüyle ilgili eserlerin yer alacağını ve dünya bilim literatürüne Türkçe Müzesi ve İhtisas Kütüphanesi’nin dahil olacağını vurgulayan Uğurlu, müze ve kütüphane bünyesinde araştırmaların yapılacağını ve araştırmacılara burslar verileceğini ifade etti.

Türkçe Müzesi oluşturulmasına çok büyük önem verdiklerini dile getiren Uğurlu, şöyle devam etti: ‘’Türkçe basılan bütün eserler, orijinal, tıpkı basım, fotokopi gibi metotlarla müzede sergilenecek. Müzenin oluşturulması aşamasında konusunda uzman kişilerden müze ve arşiv ekibi oluşturacağız. Müzede Türk dili bibliyografisi oluşturulacak. Bulgaristan’daki Osmanlı arşivlerinin Karaman’a getirilmesi gibi çeşitli çalışmalar yapılacak. Yurt dışı ve yurt içindeki bütün Türkçe eserler Karaman’a getirilecek. Karaman, Türkçe’nin ve Türk Kültürünün somut başşehri olacaktır. Amacımız buna uygun hizmetler üretmektir.’’

Müzenin gelecek yıl kutlanacak Türk Dil Bayramı faaliyetlerine yetiştirilmesinin hedeflendiğini anlatan Uğurlu, bunun için ellerinden gelen çabayı sarf edeceklerini sözlerine ekledi.

08.07.2009


 

Teknoloji marketleri bilgisayarcıları bitirdi

BakkallarIn yıllardır ‘Büyük marketler şehir dışına çıkartılsın’ teklifinin ardından, teknik hizmet veren bilgisayar firmaları da, ‘teknoloji marketleri şehir dışına çıkartılsın’ teklifinde bulundu.

Bursa’da şehir merkezinde açılan çok sayıdaki teknolojik marketler düzenledikleri cazip kampanyalarla satışlarını arttırırken, mahalle aralarındaki bilgisayarcı dükkânları ise işsizlikten şikâyetçi. Bursa’da, 16 yıldır bilgisayar sektöründe hizmet verdiğini söyleyen Cüneyt Öztürk, küresel ekonomik krizle birlikte gelinen noktada dev teknoloji marketlerinin küçük esnafı zora soktuğunu belirti. Öztürk, “Rekabet edemeyeceğimiz seviyede güçlü olan dev teknoloji marketleri bizim gibi küçük ölçekli bilgisayarcıları bitirme noktasına getirdi. Sadece bilgisayar ve sarf malzemeleri değil aynı zamanda teknik servis ve hizmet sektörünü de etkileyen bu dev teknoloji marketlerinin karşısında devletimiz de yeteri kadar tedbir almamıştır. Konuyla ilgili sektör temsilcileri ‘dernek’ çatısı altında toplanmayı becerememiştir. Bakkallar bile oda aracılığıyla ‘Büyük marketler şehir dışına çıksın’ diyor. Ancak biz sesimizi duyuramıyoruz” dedi.

08.07.2009


 

Kur’ân okumaya engel yok

Türkİye’nİn dört bir tarafından Mersin’in Gülnar ilçesine gelen 45 görme engelli öğrenci, kabartma Kur’ân-ı Kerim okuyabilmek için kurslara katılıyor. Kurs için yapılan açılış törenine Gülnar Belediye Başkanı Ahmet Günel, İlçe Müftüsü Hüseyin Aydın ve gönüllü vatandaşlar katıldı.

Belediye Başkanı Ahmet Günel, açıklamasında, “Böyle güzel bir organizasyonun ilçemde yapılmasından oldukça mutlu oldum. Allah’ın kelâmını öğrenmek için yurdun değişik illerinden, kilometrelerce uzaklardan gelen bu güzide insanlar, görme engelli olamaz. Bunların gönül gözleri çok iyi görüyor. Onlar Allah ile olan irtibatlarını parmakları ile kuruyorlar. Organizeyi tertip edenlere teşekkür ediyorum.” dedi. 3 Ağustos’ta sona erecek kurs yaklaşık 4 hafta sürecek. Kursta günde 6 saat Kur’ân-ı Kerim okuma eğitimi yanında siyer, ahlâk, fıkıh ve ilmihâl bilgileri de verilecek. Kurs yöneticileri Ahmet Akça ve Mehmet Çırak, görme engellilere Allah’ın kelâmını öğretmekten büyük mutluluk duyduklarını dile getirdiler.

08.07.2009


 

Japonlardan eczacı robot

Japon elektronik devi Panasonic, aşı yaparak eczacılara zaman kazandırmayı amaçlayan bir robot üretti. 2010 Mart’ından itibaren Japonya’daki hastanelere satılmaya başlanacak olan robot, daha sonra ABD ve Avrupa’daki sağlık merkezlerine sunulacak.

Merkezi Osaka şehrinde bulunan Panasonic’in sözcüsü Akira Kadota, “Firmamızın ilk robot projesinde medikal bir robot üretildi. Aşı yapan robot, eczacılara vakit kazandıracak. Robot, insana değil, küçük çekmeceleri olan bir dolaba benziyor” dedi. Kadota’nın açıklamalarına göre, eczacılar, hastaların sağlık bilgilerinin yüklü olduğu robota ilâç yerleştirecekler. Programlanan robot, her hastaya, belirlenen zaman aralıklarında aşı yapacak. Robotun küçük çekmecelerinin her birinde, farklı hastaların ilâçları bulunacak. Panasonic, medikal robotları sayesinde 2016’ya kadar yıllık 30 milyar yen (315 milyon dolar) gelir bekliyor.

08.07.2009


 

Kuyrukta müzik keyfi

Gümüşhane’nİn Torul ilçesinde Kaymakamlıkça yapılan uygulamayla, kuruma gelip sırada bekleyen vatandaşlara hoparlörden müzik dinletiliyor.

Torul Kaymakamı Şafak Gürçam, yaptığı açıklamada, kurum binasına derdini, sıkıntısını anlatmaya gelen ve sırada bekleyen vatandaşların sinir ve stresini yok etmek için müzik yayını yapma fikrini hayata geçirdiklerini söyledi. Kaymakamlık katındaki bekleme salonuna hoparlör koyduklarını ve müzik yayını başlattıklarını ifade eden Gürçam, ‘’Sözsüz, enstrümantal müzik yayını yapıyoruz. Derdini, sıkıntısını anlatmaya gelip sıra beklerken sinirli olabilen vatandaşlarımız, müziğin sesini dinleyip stresini atabiliyor, tepkisini azaltabiliyor’’ dedi. Müzik yayınından sonra vatandaşlardan olumlu tepkiler aldıklarını dile getiren Gürçam, ‘’Vatandaşlarımız da sıra beklerken müzik dinlemekten hoşlanıyorlar. Bazı vatandaşlarımız yöresel enstrümanlardan kemençe istiyorlar ama ‘bir de kemençe sesiyle oynamaya başlarlarsa ne olur’ diye düşündük. Zira yöremizin insanı kemençeyle erken havaya girip oynayabiliyor. İşin esprisi bir yana, uygulamamızın olumlu yanını görmek bizleri memnun etti’’ diye konuştu.

08.07.2009


 

KUR’ÂN SEVGİSİ ENGEL TANIMIYOR

Kurs için yapılan açılış törenine Gülnar Belediye Başkanı Ahmet Günel, İlçe Müftüsü Hüseyin Aydın, Halk Eğitim Merkezi Müdürü Fatih Burgut, Milli Eğitim Şube Müdürü Muhammet Cingöz, Mersin Görme Engelliler Derneği Başkanı Fikret Özkaya ve gönüllü vatandaşlar katıldı..

Belediye Başkanı Ahmet Günel, açıklamasında, “Böyle güzel bir organizasyonun ilçemde yapılmasından oldukça mutlu oldum. Allah’ın kelamını öğrenmek için yurdun değişik illerinden, kilometrelerce uzaklardan gelen bu güzide insanlar, görme engelli olamaz. Bunların gönül gözleri çok iyi görüyor. Onlar Allah ile olan irtibatlarını parmakları ile kuruyorlar. Organizeyi tertip edenlere teşekkür ediyorum.” dedi. 3 Ağustos’ta sona erecek kurs yaklaşık 4 hafta sürecek. Kursta günde 6 saat Kur’ an-ı Kerim okuma eğitimi yanında siyer, ahlak, fıkıh ve ilmihal bilgileri de verilecek. Kurs yöneticileri Ahmet Akça ve Mehmet Çırak, görme engellilere Allah’ın kelamını öğretmekten büyük mutluluk duyduklarını dile getirdiler.

08.07.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.