04 Ağustos 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Görüş

EURO’2009 Konferansının ardından

Bu yıl 23. EURO’2009 Yöneylem Araştırması konferansı Almanya’nın sosyal, artistik ve entelektüel eski başşehri Bonn’da yapıldı. Konferansa dünya genelinden 2000’den fazla bilim insanı katıldı. Uluslar arası nitelikteki bu konferansların katılımcılar için çok yönlü katkısının olduğu bilinen bir gerçek. Her şeyden önce ilk ağızdan bilgi paylaşımı sağlanmakta, yenilikler takip edilmekte, aynı alanda çalışan araştırmacılar için tanışma ve birlikte çalışma zeminlerini hazırlamakta. Bunun yanında konferansın yapıldığı ülkelerdeki üniversite ve bilimsel araştırma kuruluşlarını tanıma ve görme imkânı sağlanmakta. Eğitim ve araştırma faaliyetlerinin nasıl yürütüldüğü yakından görülebilmekte.

Bu yazıda pek çok gözlem yanında sadece üniversite yerleşkesine girişle ilgili düşüncelerimi paylaşacağım. Meselâ gelişmiş pek çok üniversite girişinde güvenlik kontrolü ve kimlik denetimi bizdeki gibi katı bir şekilde yapılmamakta. Bu şimdiye kadar görme imkânı bulduğum Kaliforniya’da Stanford Üniversitesi, Atlanta’da Georgia Institute of Technology, Ingilterede Cambridge ve London Metropolitan Üniversiteleri, Bonn’da University of Bonn, Dusseldorf’ta Heinrich-Heine University, bunlardan bazıları. Buralarda ülkemizdeki üniversitelerde yapılan uygulamaların aksine yalnızca bilgi ve danışmanlık hizmeti veren information ofisleri var. Herkes istediği gibi eğitim ve araştırmanın yapıldığı bu mekânlara rahatça girebilmekte. Meselâ 35 ayrı kolej ve fakülteden oluşan Cambridge Üniversitesinde öğrenci evleri, kilise, papazların lojmanları zaten hep bir arada. Şehir ve üniversite içiçe. Herkes istediği gibi bu mekânlara girebilmekteler. Vereceğim diğer bir örnek Heinrich-Heine Üniversitesiyle ilgili. Buraya da, yabancı biri olarak bizzat kendiniz ya da başka birisi arabayla ya da bisikletle girebiliyor. Bu üniversitede öğrenci olan Hakan kardeşimizle sınıfları, kütüphaneleri, internet odalarını ve öğretim üyelerinin ofislerini hiçbir kimlik denetiminden geçmeden gezebildik. Bir anfinin kapısını açtığımızda içerde bayan bir meslektaşımız sınav yapmaktaydı. Oysa ülkemizde bir vatandaşın ya da yabancı bir kimsenin denetimden geçmeden, güvenlik birimine kimlik bırakmadan girmesi mümkün değil. Hatta ülkemizde öğrencilerin girişte kimlik göstermeden kendi üniversitelerine girmeleri mümkün değil. Daha da ötesi öğretim üyesi olarak bir üniversiteden başka bir üniversiteye ders vermek ya da jüri üyesi gibi bir görev için gittiğinizde bile güvenlik kontrolü yapılmadan ve kimlik bırakmadan giremiyorsunuz.

Bu sıkı güvenlik ve denetim uygulamaları üniversitelerde güvenlik ve asayiş sağlamada kısa vadede doğrudan etkin bir yöntemmiş gibi gözükse de uzun dönemde ve daha geniş perspektiften bakıldığında üniversitelerin insanlığa sunacağı aslî görev ve hizmet açısından oldukça önemli bir engel oluşturmakta. Uzun vadede hem öğrenciler, hem de kendi halkımız açısından sakıncalı bir uygulama. Her şeyden önce bu uygulama üniversiteye girecek herkesi en başta potansiyel bir suçlu konumuna itmekte. Hem öğrenciler, hem de vatandaş olarak hürriyetçi düşüncenin önü kesilmekte. Beraberinde bu kurumlardan istenen düzeyde faydalanılamamakta ve üniversite-sanayi işbirliği bir türlü sağlanamamakta. Avrupa’da üniversite yerleşkesine giriş şöyle dursun, bir ülkeden bir ülkeye bile hiçbir denetimden geçmeden girilirken, ülkemiz üniversitelerindeki bu sıkı güvenlik denetimlerinin artık tekrar gözden geçirilmesi gereği açık olsa gerek.

Bu konferansların önemli bir yararı da o ülkedeki kendi vatandaşlarımızla ve arkadaşlarımızla bir araya gelme imkânını sağlaması. EURO konferansı sayesinde Almanya’da yerleşmiş pek çok arkadaşımızla buluşma imkânı buldum. Almanya’da üniversite okumuş, iş hayatında başarılı olmuş ve halen üniversite öğrencisi olan çok sayıda arkadaşımızla bir araya gelip tanışma şansı buldum. Belirli periyodlarla bir araya gelip kendi aralarında en iç dairedeki konulardan başlayıp, daha geniş küresel boyuttaki konulara kadar kendi aralarında fikir teatilerinde bulunmaları, en temelde insanın huzur ve mutluluğunu ilgilendiren konuları ele alıp kafa yormaları takdire şayan bir davranış. Manevî bir şirket niteliğindeki bu kaliteli birliktelikler İnşaallah daha büyük meyveler verecek.

Bütün bunların yanında benim de katılma imkânı bulduğum ve büyük feyiz aldığım Bonn’daki iki günlük yoğunlaştırılmış Risâle-i Nur okuma programı bu yılki EURO konferansının bence en an- lamlı faaliyetiydi. Yaklaşık 30 kişinin yatılı olarak katılımıyla gerçekleşen program bütün katılımcıların üç aylık periyodlarla tekrarlanması isteğiyle tamamlandı. Bu gezi kapsamında gösterdikleri samimî ve içten ilgi ve misafirperverlikten dolayı Bonn, Köln ve Dusseldorf’taki bütün arkadaşlara teşekkür eder, hizmetlerinde muvaffakiyetler dilerim.

İSMAİL YÜCEL

04.08.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.