15 Ekim 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

YERLEŞİM YERLERİ VE CİVARI, BOMBALARDAN TEMİZLENMELİ

Diyarbakır'ın Lice ilçesi Şenlik köyünde koyunlarını otlatan Ceylan Önkol'un bombaatar mühimmatı patlamasından hayatını kaybetmesi, Güneydoğu'daki patlamamış mühimmatları tekrar gündeme taşıdı. Bölgenin arazi özelliği sebebiyle, terörden dolayı araziye atılmış ve patlamamış mühimmatlarla mayınlardan dolayı her yıl onlarca kişi ölüyor.

BİLGİLENDİRME EKSİKLİĞİ DE ETKİLİ

İnsan Hakları Derneğinin verilerine göre 2000'de 20, 2001'de 13, 2002'de 27, 2003'te 19, 2004'te 18, 2005'te 48, 2006'da 30, 2007'de 15 ve 2008'in ilk 6 ayında mayın ve mühimmat artığı parçacıklardan 12 kişi hayatını kaybetti, çok sayıda insan da yaralandı ve sakat kaldı. Patlamalarda bilgilendirme eksikliğinin de büyük rolü olduğu belirtildi.

DİYARBAKIR'IN Lice ilçesi Şenlik Köyü'nde koyunlarını otlatan Ceylan Önkol’un (12) bombaatar mühimmatıyla oynarken vefat etmesi Güneydoğu’daki patlamamış mühimmatları yeniden gündeme taşıdı. Güneydoğu’nun arazi özelliği sebebiyle terörden dolayı araziye atılmış ve patlamamış mühimmatlar ile döşenen mayınlardan dolayı her yıl onlarca kişi vefat ediyor.

İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) verilerine göre 2000 yılında 20, 2001’de 13, 2002’de 27, 2003’te 19, 2004’te 18, 2005’te 48, 2006’da 30, 2007’de 15 ve 2008 yılının ilk 6 ayında mayın ve mühimmat artığı parçacıklardan 12 kişi vefat etti. Sadece mayınlardan değil, yerleşim alanlarının içinde ve kenarında patlamamış askeri mühimmatların patlaması sonucu da ya insanlar sakat kalıyor ya da ölüyor. Terör örgütü PKK’nın güvenlik güçlerine yönelik kurduğu patlayıcı tuzakları da bölge insanına büyük zararlar veriyor.

Terörden dolayı binlerce köy ve mezra boşaltıldı. Bu sebeple boşaltılan köy ve mezraların etrafı büyük oranda mayınlandı. Şimdi ise insanlar yurtlarına geri dönüyor. Özellikle geri dönüşü gerçekleştiren köylerde ve bu köylere yakın yerlerde patlama sayısında büyük artış oluyor. Olaylar en fazla Tunceli, Diyarbakır, Batman, Hakkâri, Şırnak, Siirt, Bingöl, Mardin, Van, Muş gibi sınırdan uzak yerleşim birimlerinde meydana geliyor.

Türk Silâhlı Kuvvetleri ise bölgede patlamamış mühimmatın imhası için büyük çaba gösteriyor. Özellikle eğitim sonrası araziye çıkan Mehmetcik, bölgede patlamamış mühimmatları tesbit edip imha ediyor. Bazı muhimmatın eski olmasından dolayı patlamıyor. Bu sebeple zaman zaman merkezden gönderilen bomba imha ekipleri, yerleri belli olan patlamamış mühimmatları etkisiz hale getiriyor. Bazı mühimmatların ise yerleri tam olarak tesbit edilemiyor.

Ancak bu çalışmalar yeterli olmuyor. Bölge insanının konuya karşı yeterli duyarlılığı göstermemesi istenmeyen acı olaylara da yol açıyor. Bölgedeki vatandaşlara, araziye atılmış ve patlamamış mühimmatlar konusunda yeterli bilgilendirme yapılmıyor. Çocukların ‘merak’ duygusu, arazideki mühimmatlardan dolayı hayatlarına sebep oluyor. Uzmanlar, mayınlar ile patlamamış mühimmatlar konusunda eğitimin önemine dikkat çekiyor. Gerek güvenlik güçleri gerek vatandaşların arazideki patlayıcılar konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan uzmanlar, bölgedeki mühimmatları gösteren bir haritanın çıkarılması, askerî eğitim alanlarına yakın olan yerleşim yerlerinin ise taşınmasının gerekliliğinin altını çiziyor. Ankara / cihan

15.10.2009


 

Dört dörtlük olsaydık, AB’ye üye olurduk

AB ile müzakerelerden sorumlu Devlet Bakanı Egemen Bağış, AB'nin, sonuncusunu dün açıkladığı ilerleme raporlarının her yıl hazırlandığını hatırlatarak, “Bu raporda Türkiye’nin fotoğrafı çekiliyor. Bu belge ilerlediğimiz ve ilerlemediğimiz noktaları gösteriyor. Türkiye’de herşey dört dörtlük olsaydı, AB üyesi olurdu” dedi.

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, açıklanacak AB İlerleme Raporu’nun ilk defa açıklanmadığını söyledi. Raporun her yıl hazırlandığına dikkat çeken Bakan Bağış, “Türkiye’nin fotoğrafı çekiliyor. Bu belge ilerlediğimiz ve ilerlemediğimiz noktaları gösteriyor.” dedi. Bağış, “Türkiye’de her şey dört dörtlük olsaydı, AB üyesi olurduk.” şeklinde konuştu.

Egemen Bağış, İstanbul Ticaret Odası’nda basın mensuplarıyla kahvaltıda bir araya geldi. Bağış, bugün açıklanacak Avrupa Birliği İlerleme Raporu ile ilgili, “Henüz yayınlanmamış bir raporla ilgili yorum yapmam etik olarak doğru değil.” dedi. Raporun açıklanmasının ardından saat 15:00’de Ankara’daki AB Genel Sekreterliği’nde bir değerlendirme yapacağını söyleyen Bağış, “İlerleme Raporu ilk defa açıklanmıyor. Her yıl bir ilerleme raporu açıklanıyor. Türkiye’nin fotoğrafı çekiliyor. Türkiye’de her şey dört dörtlük olsaydı AB üyesi olurduk. Aday ülkelerle ilgili hazırlanan bir belge olduğuna göre ilerlediğimiz noktaları, ilerlemediğimiz noktaları sergileyecek bir belgedir. Komiserler bir araya gelerek bürokratların hazırladığı noktalara bakıyorlar. Son halini gördükten sonra açıklama yapacağım.” ifadelerini kullandı. İstanbul / cihan

15.10.2009


 

Prof. Dr. Canan toprağa veriliyor

Dün gece, İstanbul Sancaktepe’de trafik kazasında vefat eden Prof. Dr. İbrahim Canan’ın cenazesi, bugün öğle namazını müteakip Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Camiinden kaldırılacak.

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Hadis Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Canan, Sancaktepe’de geçirdiği trafik kazasında vefat etti. Yalova’da arkadaşlarıyla birlikte bir konferansa katılan Prof. Dr. İbrahim Canan, saat 01.00 sıralarında İstanbul’a geldi. Metro Turizm Samandıra tesislerinde otobüsten inen Canan, cep telefonunu oturduğu koltukta unuttuğunu fark etti, hareket eden otobüsün ardından koşmaya başladı. Ancak yağmur dolayısıyla ıslanan zeminde ayağı kayan İbrahim Canan, yere düştü.

Bu sırada arkadan gelen aynı firmaya ait 34 FB 1475 plâkalı servis otobüsünün altında kaldı. Olay yerine çağrılan itfaiye ekiplerince otobüsün altından çıkartılan Canan’ın, vefat ettiği tesbit edildi. Canan’ın cesedi, ambulansla Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna kaldırıldı. Otobüs sürücüsü Erol Ç. gözaltına alındı.

Prof. Dr. Canan’ın cenazesinin bugün öğlen namazını müteakip Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camii'nden kaldırılacağı bildirildi. İstanbul / cihan

PROF. DR. CANAN KİMDİR?

1940 yılında Karaman Ermenek’te doğdu. 1958’de Konya Erkek Lisesi’nden, 1962 yılında Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu. 1972 yılında Paris-Sorbonne üniversitesi’nde Hz. Peygamberin Tebliğ Metotları adlı doktorasını tamamladı. 1973 yılında Atatürk Üniversitesi İslâmî İlimler Fakültesi’ne Hadis asistanı olarak atandı. 1978 yılında doçent, 1989 yılında profesör oldu. 1993-1996 yılları arasında Harran Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dekanlığı, 1996-1997 yılları arasında da Bakü Kafkas Üniversitesi Rektörlüğü görevlerinde bulundu. 1997 yılında Atatürk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nden İlâhiyat Meslek Yüksekokulu’na naklen atandı. Son olarak Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Hadis Anabilim Dalı’nda akademik çalışmalarına devam etmekteydi.

15.10.2009


 

Düşen ‘insansız uçaklar’ TBMM gündemine taşındı

CHP Sinop Milletvekili Engin Altay, düşen ‘’insansız uçakları’’ soru önergesiyle TBMM gündemine taşıdı. Altay, Millî Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün cevaplaması istemiyle TBMM Başkanlığına sunduğu önergede, Türk Silâhlı Kuvvetlerinin İnsansız Hava Aracı Projesi’nin uygulama alanı Sinop’ta, bir uçağın 30 Eylül 2009’da Erfelek ilçesinde bir petrol istasyonuna 250 metre uzaklığa, ikinci bir uçağın da dün yine Erfelek’in Güven Köyüne düştüğünü belirtti. ‘’Bölge halkında panik havası oluştuğunu’’ belirten Altay, şu soruları yöneltti: ‘’Bu tür denemelerin sivillere kapalı askerî yasak bölgelerde yapıldığı bilinen bir gerçekken, Sinop ilinin bir askerî yasak bölge gibi değerlendirilerek bölgede yaşayan insanların hayatıyla kumar oynanmasını hangi taktik ve askerî stratejiyle açıklıyorsunuz? Fiili uçuşlu gösterim (demo) için Sinop’un seçilmesinin özel ya da stratejik bir gerekçesi var mıdır? Bölge halkının tepkisini çeken bu çalışmaları durdurmayı düşünmüyor musunuz?’’ Ankara / aa

15.10.2009


 

CHP Sinop Milletvekili Engin Altay, düşen ‘’insansız uçakları’’ soru önergesiyle TBMM gündemine taşı

CHP Sinop Milletvekili Engin Altay, düşen ‘’insansız uçakları’’ soru önergesiyle TBMM gündemine taşıdı. Altay, Millî Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün cevaplaması istemiyle TBMM Başkanlığına sunduğu önergede, Türk Silâhlı Kuvvetlerinin İnsansız Hava Aracı Projesi’nin uygulama alanı Sinop’ta, bir uçağın 30 Eylül 2009’da Erfelek ilçesinde bir petrol istasyonuna 250 metre uzaklığa, ikinci bir uçağın da dün yine Erfelek’in Güven Köyüne düştüğünü belirtti. ‘’Bölge halkında panik havası oluştuğunu’’ belirten Altay, şu soruları yöneltti: ‘’Bu tür denemelerin sivillere kapalı askerî yasak bölgelerde yapıldığı bilinen bir gerçekken, Sinop ilinin bir askerî yasak bölge gibi değerlendirilerek bölgede yaşayan insanların hayatıyla kumar oynanmasını hangi taktik ve askerî stratejiyle açıklıyorsunuz? Fiili uçuşlu gösterim (demo) için Sinop’un seçilmesinin özel ya da stratejik bir gerekçesi var mıdır? Bölge halkının tepkisini çeken bu çalışmaları durdurmayı düşünmüyor musunuz?’’ Ankara / aa

15.10.2009


 

Üç ülkeye elçi atandı

DIşİşlerİ Bakanlığı’nda yapılan atamalarla bazı büyükelçilerin görev yerleri değişti. Resmî Gazete’nin dünkü sayısında yer alan atama kararına göre, merkezde görevli olan Büyükelçi Hüseyin Selah Korutürk Türkiye’nin Finlandiya Büyükelçisi, yine merkezde görev yapan Büyükelçi Celalettin Kart Türkiye’nin Lüksemburg Büyükelçisi ve Bakanlık Müşaviri Yalçın Kaya Erensoy da Türkiye’nin Fildişi Sahili Büyükelçisi olarak atandı. Ankara / aa

15.10.2009


 

Kiralık araca, sahte askerî plâka takarken yakalandılar

Antalya’nIn Serik ilçesinde, kiraladıkları 3 otomobile sahte askerî plâka takmaya çalışan 8 kişi, polis tarafından suçüstü yakalandı. Alınan bilgiye göre, Serik ilçesi Tuncer Paşa Caddesi’nde sağlık ocağının yanındaki boş arsada gece yarısı park halindeki 3 otomobilden şüphelenen polis ekipleri, 8 kişinin, otomobillerin plâkalarını sökerek yerine sahte askerî plâka takmaya çalıştığını tesbit etti. Zanlılar S. Ö, Y. Ö, Z. I, H. K, İ. T, M. K ve E. G. ve öğretmen olduğu bildirilen A. Ö. polis tarafından gözaltına alındı. Antalya Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube ekipleri de olayla ilgili inceleme başlattı. Zanlıların bir şirketten kiraladıkları ve plâkalarını sahte askerî araç plâkalarıyla değiştirmeye çalıştıkları otomobillerde yapılan aramada, bir tabanca, bir askerî kamuflaj elbisesi, bir çift askerî bot bulundu. Antalya / aa

15.10.2009


 

Azerî vekiller AKP’yi ziyaret etti

Çeşİtlİ ziyaretlerde bulunmak için Türkiye’ye gelen Azerî milletvekillerinden oluşan 11 kişilik heyet, AKP Genel Merkezini ziyaret etti. AKP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Kürşad Tüzmen, Azerî milletvekilleri ile makamında bir araya geldi. Görüşme öncesi basın mensuplarının görüntü almasına izin verildi. Ankara / aa

15.10.2009


 

‘Kutsal emanetler’ İstanbul’da

- 17 Ekim Cumartesi akşamı Sütlüce’deki Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenecek “4. Uluslar arası Yetim Buluşması” için İHH İnsanî Yardım Vakfı tarafından Türkiye’ye getirilen yetim çocuklar, buluşma öncesi Feshane’de bir basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına Lübnan, Pakistan, Sudan, Etiyopya, Makedonya, Doğu Türkistan, Çeçenistan ve Ağrı’dan gelen yetimler katıldı. Amerikalı sanatçılar Tyson Amir ve Baraka Blue de yetim çalışmalarına destek olmak için toplantıya katıldılar. Yetim çocukların konuşmaları herkesi duygulandırdı. Türkiyeli hayırsever aileler yetim çocukları bağırlarına bastı. İstanbul / Yeni Asya

15.10.2009


 

AB İlerleme Raporu: 82 Anayasası değiştirilsin

KatIlIm süreci başta olmak üzere Türkiye’de son bir yıldaki gelişmeleri değerlendiren İlerleme Raporunu ve Genişleme Stratejisini açıklayan Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Türkiye’de zaman zaman gündeme gelen “sivil anayasa” çalışmalarına desteğini yineledi. AB Komisyonu, “1980 askerî darbesi döneminde yazılan mevcut Anayasa’nın AB standartlarına uygun şekilde birçok alanda daha fazla demokratikleşmeye izin vermesi ve temel özgürlüklere daha güçlü güvenceler sağlaması için değiştirilmesi gerektiği konusunda farkındalığın arttığını” bildirdi. AB İlerleme Raporunda bu kapsamda Türkiye’den, Anayasa’nın özellikle siyasî partiler, sendikalar ve Türkçe dışındaki dillerin kullanımıyla ilgili maddelerinin gözden geçirilmesi ve ombudsmanlık kurumunun önündeki engellerin kaldırılması talep edildi. Raporda, bir grup akademisyence 2008 yılı başında hazırlanan sivil anayasa taslağının gündeme alınmaması, siyasî partilerin anayasa değişikliği konusunda uzlaşamaması ve “hükümetin Anayasa değişikliği için bir öneri ya da yöntem teklifinde bulunmaması” eleştirildi. Türkiye’nin “Ergenekon” davasıyla “tarihinde ilk kez bir darbe girişimini soruşturduğu” belirtilerek, “bu davanın demokratik kurumların doğru işleyişine ve hukukun üstünlüğüne güveni artırmak için Türkiye’ye bir fırsat sunduğu” görüşüne yer verildi. AB raporunda, “yargının bağımsızlığı, tarafsızlığı ve yeterliliği hakkındaki endişelerin sürdüğü” belirtildi. Türkiye’deki yasaların ifade özgürlüğü için yeterli güvence sağlayamadığı ve bunun sonucunda savcı ve yargıçların genelde kısıtlayıcı yorumları tercih ettikleri kaydedildi. Brüksel / aa

15.10.2009


 

Mahallî ekonomiler önem kazanıyor

Devlet Planlama Teşkilâtı (DPT) Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürü Nahit Bingöl, küresel krizle birlikte yerel ekonomilerin önem kazandığını bildirdi. Nahit Bingöl, Antalya Sanayici ve İş Adamları Derneği (ANSİAD) tarafından düzenlenen ‘’Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı, Antalya ve Yatırımcılara Sunduğu Yeni Fırsatlar’’ konulu toplantıya konuşmacı olarak katıldı. Bingöl, toplantıda şunları kaydetti: ‘’Küresel kriz tüm ekonomileri etkiledi. Sadece ekonomileri değil, sosyal yapıları da etkiledi. Yaşanan krizin yapısal konjonktüre ne kadar etkisi var? Bunu tesbit etmek güç. Bu etkileri yaşayarak göreceğiz. Küresel kriz nedeniyle yerel ekonomiler önem kazanıyor. Kalkınma Ajansları, yerel ekonominin gelişimine önemli katkı yapacaktır. Yerel ekonomileri daha da güçlendirmek gerekiyor.’’ Antalya / aa

15.10.2009


 

AB heyetİ bugün Meclİs’e gelecek

Avrupa Güvenlik ve Savunma Asamblesi - Batı Avrupa Birliği Parlamenter ve Halkla İlişkiler Komisyonu üyelerinden oluşan heyet, bugün Mecliste temaslarda bulunacak.

‘’Avrupa Güvenliği ve Genişleme: Kamuoyundaki Değişimler’’ başlıklı raporun hazırlanmasına ilişkin gerçekleştirilecek ziyaret çerçevesinde, heyet, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Murat Mercan ve TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanı Yaşar Yakış ile görüşecek. Heyet, Türk delegasyonu üyeleri ile çalışma yemeğinde bir araya gelecek. Ankara / aa

15.10.2009


 

Başbakan Erdoğan, Irak’a gidecek

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-Irak Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyinin başkanlar düzeyindeki toplantısına katılmak üzere bugün Irak’a gidecek.

Başbakanlık Basın Merkezinden yapılan açıklamaya göre, Erdoğan’a, Bağdat’a düzenleyeceği günübirlik ziyarette, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi çalışmalarının eş güdümünden sorumlu Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Konsey bünyesinde görevli dış ticaretten sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu eşlik edecek.

Başbakan Erdoğan’ın heyetinde ayrıca, 30’a yakın iş adamı ve üst düzey bürokratlar yer alacak. Başbakan Erdoğan ayrıca, Irak Başbakanı Nuri El Maliki, Türkiye-Irak Ortak Kabine toplantısı’na eş başkanlık edecek. Ziyaret sırasında, Ortak Kabine toplantısının ardından İstanbul’da 17-18 Eylül 2009 tarihlerinde düzenlenen Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Birinci Bakanlar toplantısı sırasında üzerinde mutabık kalınan mutabakat muhtıralarının ilgili bakanlar arasında imzalanması öngörülüyor. Öte yandan, Başbakan Erdoğan, temasları kapsamında Irak Başbakanı Maliki’nin yanı sıra, Cumhurbaşkanı Celal Talabani, Meclis Başkanı Ayad El Samarrai ve Cumhurbaşkanı Yardımcıları Tarık Haşimi ve Adil Abdülmehdi ile ikili görüşmeler yapacak. Ankara / aa

15.10.2009


 

OKUL ÖNCESİNE ‘TARAMALI’ DENETİM

MİLLî Eğitim Bakanlığı, okul öncesinde bu yıl zorunlu eğitime geçilen 32 ile, ana okuluna gitmeyen çocuk olup olmadığının tesbit edilmesi için gelecek aydan itibaren ‘’tarama’’ ekipleri gönderecek. Bu eğitim-öğretim yılında okul öncesinde zorunlu eğitime geçilen illerde uygulamanın nasıl gerçekleştirildiği araştırılacak. Söz konusu illerde 5 yaş (60-72 ay) çağ nüfusundaki bütün çocukların ana okuluna gidip gitmedikleri tesbit edilecek. Okula gitmeyen çocukların sayısı, gitmeme sebepleri belirlenecek ve bu sebeplerin çözümü için çalışma başlatılacak. Okula gitmeme sebebi velilerin bilinçsizliğinden kaynaklanıyorsa okul öncesi eğitimin yararları anlatılarak ikna yoluna gidilecek. Ankara / aa

15.10.2009


 

Okula domuz gribi tatili

SağlIk Bakanlığı, bir öğrencide domuz gribi virüsü görülen Bilkent İlköğretim Okulu’nda 4 öğrencide daha pandemik virisün tesbit edilmesi nedeniyle bu okulda eğitim ve öğretime, ‘’tedbiren’’ bir hafta ara verildiğini bildirdi. Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, Ankara’da Bilkent İlköğretim Okulu’nda bir öğrenciden alınan numunede pandemik A (H1N1) virüsünün tesbit edildiği hatırlatıldı. Bu gelişme çerçevesinde, vak'anın yakın temaslılarına da hızlıca ulaşıldığı ve numuneler alındığı belirtilerek, ‘’Alınan numunelerden, 3 kişide daha pandemik (H1N1) virüsü tesbit edilmiştir’’ denildi. Böylelikle ülkede vak'a sayısının 480’e, yerli vak'a sayısının da 163’e ulaştığı kaydedilerek, vak'aların genel durumlarının iyi olduğu, evlerinde izole edilerek tedavilerine devam edildiği bildirildi. Bu vak'alarla ilgili bütün temaslılara ulaşıldığı ve sağlık kontrollerinin yapıldığı vurgulanan açıklama, konunun hassasiyetle takip edildiği ve gereken bütün tedbirlerin alındığı kaydedildi. Açıklamada, şöyle denildi: ‘’Bilim Kurulumuzun aldığı kararlar doğrultusunda, bu okulda eğitim ve öğretime bir hafta süreyle ara verilmesi ‘tedbiren’ uygun görülmüş ve bu karar ilgili mercilere iletilmiştir. Ankara’da tesbit edilen bu vak'alar, ‘dış temas öyküsü olan’ bir domuz gribi gelişmesidir.’’

Ankara Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ekipleri, eğitime bir hafta ara verilen okul ve çevresini dezenfekte etmeye başlaşladı. Ankara / aa-cihan

15.10.2009


 

Öğretmenler, coğrafyayı arazide öğretecek

Samsun’da hazırlanan ‘’Coğrafya Öğretiminde Yeni Yaklaşımlar, Arazi Tatbikatları: Öğreniyorum, Öğretiyorum Projesi’’ kapsamında arazide tatbikat yapan coğrafya öğretmenlerinin, daha sonra aynı uygulamayı öğrencileri ile gerçekleştireceği bildirildi. Mithat Paşa Lisesi coğrafya öğretmenlerinden Tahir Çoban, Fatma Geboloğlu, Yasemin Boyacı ile Anadolu Teknik Lisesi Coğrafya öğretmeni Türkan Numanoğlu’nun hazırladığı, İl Özel İdaresi ve İlkadım Belediyesince desteklenen Arazi Tatbikatları: Öğreniyorum, Öğretiyorum Projesi başladı. İlkadım ilçesindeki coğrafya öğretmenlerini kapsayan proje çerçevesinde, projenin ilk adımı olarak coğrafya öğretmenleri, Ladik, Amasya, Tokat Kuzey Anadolu Fay Hattında incelemelerde bulundu. Kasım ve Aralık ayında yapılacak arazi incelemelerinin ardından projeye katılan öğretmenlerin, kendi okullarında öğrencileri ile de benzer belirlenen program kapsamında arazi tatbikatı yapacağı belirtildi. Samsun / aa

15.10.2009


 

MEB’den ‘mavi gök, yeşil yaprak’ projesi

MİLLî Eğitim Bakanlığı (MEB) İlköğretim Genel Müdürlüğü, ilköğretim okullarındaki öğrencilerde çevre bilincinin geliştirilmesi, çevre kirliliğinin önlenmesi ve okul çevrelerinin güzelleştirilmesi amacıyla, ‘’Mavi Gök, Yeşil Yaprak’’ projesi başlattı. Bakanlık okullarda çevre bilincinin kazandırılması, çevreyi güzelleştirme ve ağaçlandırma çalışmalarının yapılması, tabiî çevrenin korunması, öğrencilerde problem çözme, karar verme ve işbirliği becerilerinin geliştirilmesi, okullarda rekabet ortamının oluşturulmasını sağlamak amacıyla ‘’Mavi Gök, Yeşil Yaprak’’ projesi hazırladı. Proje kapsamında il millî eğitim müdürlükleri tarafından, ‘’Mavi Gök, Yeşil Yaprak Projesi Değerlendirme Komisyonu’’ oluşturulacak. Değerlendirme sonucuna göre okullar, bayrak ve sertifika ile ödüllendirilecek. Okullar, ‘’Atıklar ve geri dönüşüm’’, ‘’Okulun görünümü’’ ve ‘’Kirliliği önleme tedbirleri ve çevre eğitimi’’ bakımından 3 kategoride değerlendirilecek. Ankara / aa

15.10.2009


 

115 yaşındaki kadının tek isteği, hacca gitmek

Düzce’nİn Çilimli ilçesi Yukarı Karaköy’de ikamet eden 115 yaşındaki Zeynep Demirtaş’ın tek isteği hacca gitmek. Ziyaretine gelen herkese kendisini hacca götürmesini isteyen Zeynep Demirtaş hayırseverlerden yardım bekliyor. Zeynep Demirtaş (115), kocasını Çanakkale Savaşları’nda kaybetmiş. 4 çocuğundan 55 torunu bulunuyor. 110 yaşına geldiğinde abdest almak için oturduğu yerden kalkıp lavaboya giderken ayağının takılması sonucu düşünce kalça kemiği kırılmış. Hastaneye götürülen Ayşe Demirtaş’ı doktorlar kemik yaşının 110 olduğunu ve ameliyat edilemeyeceğini söyleyince yatağa mahkûm olmuş. 115 yaşında olmasına rağmen gözleri iyi gören ve Kur’ân okuyan Zeynep Demirtaş, kendisini ziyarete gelenleri önce tanımasa da bir süre sonra gözleri alışınca hacca gitmek istediğini söylüyor. Düzce / cihan

15.10.2009


 

Hayvan figürlü ilânlara tepki

DayanIklI Tüketim Malları Satıcılar Derneği (DAYSAD) Başkanı Ali Eldem, bazı gazetelerde ve bilboardlarda yer alan hayvan figürlü ilânları eleştirerek, hiçbir tacirin, müşterisini kuş beyinli, inek, koyun, kaz, balık ve benzeri gibi görmeyeceğini ve düşünmeyeceğini bildirdi. Eldem, yaptığı yazılı açıklamada, tüketicinin, oluşan fiyatla, reklâmı veren firmadan farklı ve bu firmanın dışında bir yerden ürünü satın alıyor olmasının, ‘’Kaz kafalı, kuş beyinli, sazan, koyun ya da inek’’ olmasını gerektirmediğini belirterek, ‘’Tüketiciyi, geleneksel çarşı mağazalarını ve kendisinden başka bu ürünleri satan hipermarketleri itham eden ve haksız rekabet yapan bu reklâmın, ülkemizin hoşgörüsüne sığınması mümkün mü?’’ görüşüne yer verdi. Bu ilânlarla güzel memleketimize ve değerlerimize saygısızlık etmiyor mu?’’ diye soran Eldem, ülke insanlarını hayvanlara benzetmenin fazlaca insafsızlık olduğunu bildirdi. İstanbul / aa

15.10.2009


 

Dinî bilgilerin niteliği ele alınacak

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinin 60. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla, ‘’Türkiye’de İlahiyat Fakültelerinin Konumu ve Dini Bilginin Niteliği’’ konulu sempozyum düzenlenecek. Türkiye’deki ilahiyat öğretimi ve müfredat sorunları, dinî bilginin evrensel niteliği, mezun öğrencilerin uluslar arası dolaşımdaki yeterliliği, Türkiye’deki ve diğer İslâm ülkeleri arasındaki ilahiyat eğitiminin nitelik ve nicelik farkı gibi konuların ele alınacağı sempozyuma, Almanya, Güney Asya, İran, Hint Afrikası, Orta Doğu, Bosna-Hersek ve Türkiye’den 30’u aşkın bilim adamı katılacak. ‘’İlahiyat Öğretiminin Gelişim Süreci’’, ‘’Farklı İlahiyat Öğretimi Tecrübeleri’’, ‘’İlahiyat Öğretiminin Tarihten Günümüze Felsefesi’’, ‘’Türkiye’de İlahiyat Eğitimi: Sorunlar ve Çözüm Önerileri’’ başlıklı 4 oturum gerçekleştirilecek sempozyum, 16 Ekim Cuma günü başlayacak ve 2 gün sürecek. Ankara / aa

15.10.2009


 

Şehit babası: Bu işin peşini bırakmayacağım

ELAZIĞI'IN Karakoçan ilçesinde Koçyiğitler Piyade Taburu’nda pimi çekilen el bombası olayında şehit olan erlerden İbrahim Yaman’ın babası Adem Yaman, ayağından sakatlanması sebebiyle 8. Kolordu Komutanlığı Askerî Mahkemesi’nde başlayacak davanın ilk duruşmasına gidemeyeceğini söyledi. Olayla ilgili Genelkurmay Başkanlığı’na sitem eden Adem Yaman, otopsi raporlarının kendilerine gönderilmemesinden yakındı. Dava açmak için otopsi raporlarını beklediğinin hatırlatan Yaman, defalarca başvuru yapmasına rağmen sonuç alamadığını kaydetti. Oğlunun hakkını arayacağının altını çizen acılı baba Adem Yaman, ‘’Ayağımdan sakatlandığım için davanın duruşmasına gidemeyeceğim. Ama öğrendiğim kadarıyla diğer şehitlerimizin yakınları duruşmada hazır bulunacak. İmkanım olursa sonraki duruşmalara katılacağım. Bu işin peşini bırakmayacağım. Oğlumun otopsi raporlarının da bir an önce gönderilmesinin istiyorum.’’ ifadelerini kullandı. 17 Ağustos 2009’da Elazığ’ın Karakoçan ilçesinde Koçyiğitler Piyade Taburu’nda Teğmen Mehmet Tümer, er İbrahim Öztürk’ün eline, nöbette uyuduğu gerekçesiyle pimi çekilmiş el bombasını vermişti. Bombanın patlaması sonucu Öztürk ile birlikte yanında bulunan erler İbrahim Yaman, Osman Altın ve Mesut Bulut’un şehit olmuştu. Teğmen Mehmet Tümer, olayın ardından çıkarıldığı 8. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde ‘Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak’ suçundan tutuklanmıştı. Samsun / cihan

15.10.2009


 

Bakan Akdağ’a, CHP’li vekillerden sorular

CHP Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü, domuz gribi aşısının yan etkilerine ilişkin inceleme yapılıp yapılmadığını sordu. Çöllü, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevaplandırması istemiyle TBMM Başkanlığına sunduğu soru önergesinde, ABD’de 1976 yılında yapılan domuz gribi aşılarından sonra artan ‘’Guillain-Barre sendromu’’ vakaları nedeniyle birçok kişinin öldüğü ve yüzlerce kişinin de felç geçirdiğinin doğru olup olmadığının açıklanmasını istedi. Domuz gribiyle ilgili kitlesel aşılama yapmayı kararlaştıran veya yapan başka ülkelerin olup olmadığını, bu ülkelerdeki aşıların yan etkilerine ilişkin bulguların incelenip incelenmediğini soran Çöllü, ilk aşılama kapsamında yan etkilerin ortaya çıkması durumunda, alınacağı bildirilen aşıların ne olacağını, bu aşıların iadesinin söz konusu olup olmayacağının açıklanmasını talep etti. CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ise Sağlık Bakanı Akdağ’a, son 5 yılda tıp hataları nedeniyle meydana gelen vakaları sordu. TBMM Başkanlığına soru önergesi sunan Öztürk, Türkiye’de tıp hatalarının meydana gelme nedenleri ile Sağlık Bakanlığının bu konuda herhangi bir çalışma yapıp yapmadığı konusunda bilgi istedi. Ankara /aa

15.10.2009


 

Turizm, tarım ve inşaat sektörüne SGK denetimi

SOSYAL Güvenlik Kurumu (SGK) müfettişleri, denetimlerde inşaat, turizm ve tarım gibi sektörlere odaklanacak, alt işveren (taşeron) uygulamalarına öncelik verecek, ilaç ve harcamalarının kontrol edilmesine özen gösterecek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, bakanlığın üst düzey bürokratları ve Sosyal Güvenlik Kurumu il müdürlerinin ardından, modern kamu yönetim sisteminin temelini oluşturan vatandaş odaklı hizmet için yapılması gerekenler konusunda biraraya geldiği SGK müfettişlerine de talimatlar verdi. Dinçer, Türkiye’de denetim denildiğinde akla tüm işletmelerin ayrı ayrı teftiş edilmesi anlayışının geldiğini vurgulayarak, bu şekilde istenen etkinlik ve verimliliğin sağlanamayacağını ifade etti. Bakan Dinçer, tek tek denetim yerine risk grupları belirlenerek, denetimlerin bu gruplara yönelik gerçekleştirilmesi gerektiğine değindi. Dinçer, müfettişlere turizm, tarım ve inşaat sektörlerine odaklanılması, alt işveren (taşeron) uygulamalarına öncelik verilmesi, ilâç ve sağlık harcamalarının kontrol edilmesine özen gösterilmesi talimatı verdi. Ankara / aa

15.10.2009


 

Ortak Tarih Komisyonu Türkiye açısından fırsat

TÜRK Tarih Kurumu (TTK) Ermeni Araştırmaları Masası Başkanı Prof. Dr. Kemal Çiçek, Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokollerle, 1915 olaylarına ilişkin Ortak Tarih Komisyonu’nun (OTK) kurulmasının Türkiye açısından fırsat olduğunu belirterek, ‘’(Dünyada propagandalarla) aleyhimize gelişen ortama karşı bizim kendimizi savunabileceğimiz yegane yer ‘Tarih Komisyonu’ olur. Ermeniler ne kendi arşivlerini ne de bizim arşivlerimizi doğru dürüst ne biliyorlar ne de kullanmış değiller. Dolayısıyla kendilerini şaşırtacak son derece önemli belgelerle karşı karşıya kalacaklarına eminim’’ dedi.

Çiçek, sorularını cevaplarken, Komisyonun protokolle hükme bağlandığını, sınırların açılmasından 1 ay sonra da oluşturulacağı söyledi. ‘’Ermenilerin karşı çıktığı OTK’nın kurulması değil, komisyonun kurulduktan sonra neleri tartışacağıyla ilgili belki’’ diyen Çiçek, TTK olarak konuyla ilgili bir çekincelerinin bulunmadığını bildirdi. Prof. Dr. Çiçek, ‘’Ermeniler kendi görüşlerini doğrulayabilecekleri veya savunabileceklerini düşündükleri her görüşü masaya getirebilirler. 1915 olayları öncesi, sonrası, terk edilmiş Ermeni malları da dahil olmak üzere tartışmaya hazırız. Bizim bu konuda herhangi bir çekincemiz yok’’ diye konuştu.

Protokolün, komisyonda Türk ve Ermeni tarihçilerin yanında ‘’İsviçreli ve diğer’’ tarihçilerin de bulunmasını öngördüğünü anımsatan Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Aslında ben şahsen komisyonun Türk ve Ermeni tarihçilerden oluşmasını tercih ederdim. Çünkü bu Türklerle Ermenilerin ortak yaşadığı bir tarih ve bu iki milletin bu tarihi tartışması gerekir. Yoksa, diğer bağımsız tarihçiler kendi ülkelerinde benzer sorunları hiç kimseyle ortak tartışmadılar. Neden Türklerle Ermeniler böyle bir meseleye başka milletleri olaya davet ederek tartışsınlar ki. Bu, bizim ortak yaşadığımız bir acı. Bu ancak ortak değerlendirilebilir. Birden fazla tarafın değerlendirmesi yanlış olur. Üstelik de Avrupalılar kendi içlerindeki azınlıkları tehcirden daha şiddetli yöntemlerle bertaraf etmişlerdir. Onlardan alınacak fazla ders de yoktur.’’ Ankara / aa

15.10.2009


 

Cudi ve Gabar’da operasyonlar sürüyor

ŞIRNAK yakınlarındaki Cudi ve Gabar Dağlarında terör örgütü PKK’ya yönelik operasyonlar sürdürülüyor. Cudi ve Gabar Dağlarında sürdürülen operasyonlar kapsamında bölgede dün sabah yoğun hava hareketliliği yaşandı. Operasyona 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı ve Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugayı’ndan kalkan helikopterler havadan destek veriyor. Araç-gereç ve askerî personel takviyesinin yapıldığı operasyon bölgesinde mayın arama-tarama faaliyetleri de sürdürülüyor. Bu arada, Suriye üzerinden gelen toz bulutlarının görüş mesafesini düşürdüğü gözlendi. Şırnak / aa

15.10.2009


 

Arabulucu devlet olarak neden İsviçre seçildi?

CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokollere ilişkin, ‘’Arabulucu devlet olarak ‘Ermeni soykırımı yoktur’ demenin açıkça suç sayıldığı ülke olan İsviçre’nin seçilmesinin nedeni nedir?’’ diye sordu. Öztürk, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun cevaplandırması istemiyle TBMM Başkanlığına sunduğu soru önergesinde, Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokollere değindi. Türkiye ile Ermenistan arasındaki sorunu öğrenmek isteyen Öztürk, önergesinde şu soruları sordu: ’’Enerji hatları, Hazar petrolü, doğalgaz rezervleri, bu sorunun bir parçası mıdır? Türkiye-Ermenistan arasındaki protokollerin imzalanması sürecine katılan ABD, Rusya, İsviçre, Fransa, Slovenya ve AB ülkeleri, Türkiye-Ermenistan sorununun neden muhatabıdırlar? Arabulucu devlet olarak, bu güne kadar Ermeni-Türkiye ilişkilerinde çok katı Ermenistan yanlısı olan ve ‘Ermeni soykırımı yoktur’ demenin açıkça suç sayıldığı ülke olan İsviçre’nin seçilmesinin nedeni nedir? Türkiye, İsviçre’nin arabuluculuğuna neden itiraz etmemiştir? Türkiye, imzalanan protokol ile neler kazanmış, neler kaybetmiştir?’’ Ankara / aa

15.10.2009


 

Antalya köyleri turizme açılıyor

Öncekİ yıl Saparade Köyü'nü turizme açarak sektöre büyük katkı sağlayan Alanya Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği, 2 köyü daha turizmin hizmetine sunmak için ihaleye çıkardı. İhaleyi alacak firma en kısa sürede köyde çalışmalara başlayacak. Yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olması beklenen köylerde yürüyüş yolları, restoranlar, köylülerin ürün ve el işi satabilecekleri stantlar, çocuk parkı, suyla çalışan değirmen, piknik alanları ve ipek atölyesi gibi aktivite alanları yapılacak. Bütün işlemler tamamlandıktan sonra köye müşteri getirmeleri yönünde acentelerle anlaşma yoluna gidilecek. Köylerdeki çalışmalar İller Bankası’ndan gelen ödenekle yürütecek. Alanya Kaymakamı Hulusi Doğan, amaçlarının ilçedeki bütün köyleri sırayla turizme kazandırmak olduğunu söyledi. Bu hedef doğrultusunda çalışmalarının devam ettiğini belirten Doğan, projeler sayesinde kırsal kesimde yaşayan halkın refah düzeyinin yükseleceğini kaydetti. Köylerin otantik ve tarihi dokusu bozulmadan çalışmaların yürütüleceğini dile getiren Kaymakam Doğan, üst yapıların yanı sıra alt yapı çalışmalarını da büyük titizlikle yürüteceklerini ifade etti. Proje sayesinde Alanya’nın kültürü, örf, adetleri ve yaşantısının da turizmden payını alacağına işaret eden Doğan, Akçatı ve Obaalacami köylerinin de Sapadere gibi alternatif turizm mekânı olacağının altını çizdi. Proje sayesinde ilçeye gelen turist ve ziyaretçilerin tabiatla baş başa bir görselliği yaşayacağına inanan Doğan, projenin kırsal kesimin yanı sıra acenteler ve sektör temsilcilerinin de kalkınmasına katkıda bulunacağını dile getirdi. Alanya’nın yıllar öncesindeki turizm potansiyeline ulaşması için beldelerin ve köylerin turizme açılmasının şart olduğunu vurgulayan Doğan, turizm ilçe geneline yayıldığı takdirde Alanya’nın Türkiye’de önemli beş il düzeyine geleceğini kaydetti. Kaymakamlık olarak Akdeniz’in incisi konumunda olan Alanya’ya her türlü desteği vermeye hazır olduklarını aktaran Doğan, “Alanya’da turizmin gelişmesi için her yıl 1 ya da 2 köyü turizme açacağımızı söylemiştik. Bu sözümüzü yerine getiriyoruz. Bu tür projelerin bütün turistik merkezlerde uygulanması gerektiğini düşünüyorum.” dedi. Alanya / cihan

15.10.2009


 

Samsun’da köylerin yol çilesi sona erecek

SAMSUN İl Özel İdaresi ile Büyükşehir Belediyesi’nin ortaklaşa yürüttüğü yeni grup köy yolu çalışmaları devam ediyor. Samsun Valiliği İl Genel Meclisi Başkanı Mustafa Karakurt, vatandaşları köylerde yolsuz bırakmayacaklarını söyledi. Atakum ilçesinin köylerini ilçe merkezine bağlayacak yeni grup köy yolu ile ilgili çalışmaları yerinde inceleyen İl Genel Meclisi Başkanı Mustafa Karakurt, köylerdeki yol sorunlarını çözeceklerini söyledi. Başkan Karakurt, “Yol olmamasından kaynaklı sorunların ortadan kalkması için meclis olarak elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Vatandaşlarımızın yol sorunu kalmayacak.” dedi. Atakum’a bağlı çok sayıda köy ve mahallede yaşayan vatandaşın ilçe merkezine gelmek için Samsun-Ankara yolu üzerinden geçmek zorunda kaldığını, bunun çözüme kavuşturulması için yeni grup yolunun açılacağını dile getiren Mustafa Karakurt, “Bu yol sayesinde vatandaşlar direkt Atakum ilçe merkezine gelebilecek. Yol sorununun ortadan kalkmasıyla sağlık, eğitim gibi birçok temel hizmete daha kolay ulaşılacak. Vatandaşlar bu hizmetlerden daha fazla yararlanacak.” şeklinde konuştu. İnceleme gezisinde İl Genel Meclisi Başkanı’na eşlik eden Türkiye Muhtarlar Derneği Samsun Şube Başkanı Hasan Tütüncü ve diğer köy muhtarları da grup köy yolunun kendilerini büyük bir sıkıntıdan kurtaracağını belirttiler. Samsun / cihan

15.10.2009


 

Ekmek minarenin ucunda

MANİSA’NIN Demirci ilçesinde yaşayan iki kardeş, geçimlerini 15 yıldır minareleri boyayarak sağlıyor. Kütahya’nın Simav ilçesine bağlı Naşa beldesinde Meydan Camisinin 36 metre boyundaki minaresini boyayan Mehmet Ali Adıgüzel (35), kardeşi Ahmet Adıgüzel (27) ile 15 yıldan bu yana minare onarımı ve boyaması yaptıklarını söyledi. Birçok şehre giderek minarelerde çalıştıklarını belirten Adıgüzel, daha önce Naşa beldesindeki Çevre Yolu Camisi’nin 45 metre boyundaki minaresini 2 haftada boyayıp teslim ettiklerini bildirdi. Yaptıkları işin çok tehlikeli olduğunun bilinci içerisinde hareket ettiklerini ifade eden Adıgüzel, uzun yıllardır aynı işi yaptıkları için tehlikeye alıştıklarını anlatarak, şöyle dedi: ‘’Bizim için bunlar çocuk oyuncağı, ancak yüksek kesimlerde boya yaparken akıllı olmak gerekiyor. Önce dengeni çok iyi koruyacaksın, yoksa düşebilirsin. Şimdiye kadar en yüksekteki işimizi, Konya’daki 72 metrelik minarede yaptık. ’’ Kütahya / aa

15.10.2009


 

Deniz Feneri sağlık ocağı yaptırdı

Denİz Feneri Derneği tarafından Muş’ta yaptırılan “Azize Hersat Sağlık Ocağı” düzenlenen törenle hizmete açıldı. Merkeze bağlı Yeşilce köyünde yaptırılan sağlık ocağının açılış törenine Muş Valisi Erdoğan Bektaş, Belediye Başkan Vekili Basri Avcı, Deniz Feneri Genel Başkanı Avukat Mehmet Cengiz, sağlık ocağının yapılmasına katkı sağlayan hayırsever iş adamı Feridun Hersat ile vatandaşlar katıldı. Törenin açılış konuşmasını yapan Deniz Feneri Derneği Başkanı Av. Mehmet Cengiz, Deniz Feneri’nin yüzyılın iyilik hareketi olarak var olmaya devam edeceğini ifade etti. Yapılan sağlık ocağının iyilik organizasyonunun sonucu ortaya çıktığını belirten Mehmet Cengiz, sağlık ocağının yapımında emeği geçen Azize Hersat’ın oğlu Feridun Hersat’a teşekkür etti. Feridun Hersat’ın hayırlı bir evlât olmanın en güzel örneğini sergilediğini vurgulayan Cengiz; “Sağlık ocağı 460 metrekare alan üzerinde kuruldu. Yapılan sağlık ocağının Hatice Hersat’ın oğlu Feridun Hersat tarafından derneğimize yapılan bağış ve diğer kısmı da bir milyonu aşan bağışçıların bağışlarıyla yapıldı” dedi. Hayırsever iş adamı Feridun Hersat ise, yapılan eserin yapılmasından ziyade korunmasının önemli olduğunu ifade etti. Yapılan konuşmaların ardından Azize Hersat Sağlık Ocağı’nın açılışı gerçekleştirildi. 4 doktor, 6 sağlık personeli ve 2 memurun göre yapacağı sağlık ocağının 263 bin TL’ye mal olduğu bildirildi. Muş / Yeni Asya

15.10.2009


 

İzmir’de ulaşım, yaşlılara ücretsiz

Büyükşehİr Belediyesi, 60 yaşın üzerindeki İzmirlilere ücretsiz ulaşımın yanı sıra evde bakım hizmeti de sunuyor. Belediye yetkililerinin verdiği bilgiye göre, İzmir’deki yaşlılar ücretsiz ulaşımdan faydalanmanın yanı sıra Sağlıklı Yaş Alma ve Dayanışma Merkezinde yaşıtlarıyla bir araya gelerek eğleniyor, spor yapıyor, el becerilerini geliştiriyor. Evden çıkamayacak durumda olan yaşlılar da evde bakım hizmetiyle mağduriyetten kurtarılırken, bazı yaşlılara da huzurevi imkânı sunuluyor. Belirli bir yaşın üzerindeki kişilerin sosyal hayata katılması ve evlerinden çıkmalarını amaçlayan hizmetler çerçevesinde, ‘’60 yaş kartı’’ ve ‘’65 yaş kartı’’ uygulamaları sürdürülüyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi Eşrefpaşa Hastanesi yaşlı, yalnız yaşayan ve bakıma muhtaç kişilere de evde bakım hizmeti sunuyor. Hizmet kapsamında evde ziyaret ile ihtiyaç belirlemesi yapılıyor. Tesbit sonucuna göre, düzenli olarak ev temizliği, kişisel temizlik, hastane tedavisi, gıda, yakacak ve eşya yardımı gerçekleştiriliyor. İzmir / aa

15.10.2009


 

“Atatürk anıtı boyansın mı, boyanmasın mı?”

Ankara Valisi Kemal Önal, Ulus’taki Atatürk Anıtı’nı eski haline getirmek için kimya mühendislerinin kimyasal bir maddeyle boyayı çıkarma çalışmalarına başladığını bildirdi. Önal, Ankara’nın başşehir oluşunun yıl dönümü dolayısıyla Ankaralılar Vakfınca düzenlenen faaliyetin ardından gazetecilerin Ulus’taki Atatürk Anıtı’nın boyanmasıyla ilgili sorusunu cevapladı. ‘’Heykelin boyanmış halini hiç beğenmediklerini, çünkü beğenilecek bir tarafı olmadığını’’ ifade eden Önal, şunları söyledi: ‘’Belediyenin bir alt birimi... Tabiî ki iyi niyetle oranın onarımı istenmiş, ‘buraya bir bakım yapın’ denmiş. O da bunu biraz fazla yorumlamış ve o manzara çıkmış ortaya. Derhal müdahale edildi. Akşam üzeri tekrar geçtim ve eski haline getirme çalışmaları devam ediyor. Kimya mühendisleri devreye girdi. Kimyasal bir maddeyle boya üzerinden kaldırılıyor. Esas tunç rengi çıkacak ortaya. Tabiî ki bu tür heykellerin bakıma ihtiyacı var, ama bakım demek onu zevkimize göre boyamak değil. Hepimiz üzüldük, ama tekrar eski haline döndürülüyor.’’ Ankara / aa

15.10.2009


 

Edirne, 50 yıllık kötü kokudan kurtuldu

Edİrne’de çevreye yaydığı kokuyla vatandaşları rahatsız eden 50 yıllık şehir çöplüğünün üzeri kapatıldı. Yeniimaret, Yıldırım ve Özserhat mahalle sakinlerinden gelen şikâyetleri değerlendiren Edirne Belediyesi büyük çöplüğün üstünü kapatmaya karar verdi. Daha sonra yapılan çalışmalarla üstü kapatılan çöplük alanı ağaçlandırılarak gelecek dönemler şehir için yeşil bir alan oluşturulacak. Kapatılan alanda metan gazının sıkışıp herhangi bir olumsuzluğa sebep olmaması için de havalandırma sistemi kuruldu. Belediye şehrin çöp sorununa kalıcı bir çözüm bulmak amacıyla yeni dönemde çöp yakma ve imha tesisi kurmayı hedefliyor. Edirne / cihan

n

15.10.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.