Dünya

Mahşer provası gibi

Önceki günkü aşırı yağış sebebiyle gecikmeli olarak Arafat’a ulaşan hacı adayları öğle namazının ardından Arafat Vakfesine durarak hacı oldular.

Arafat'ta mahşeri andıran sahneler yaşandı. Arefe günü akşama kadar Arafat’ta kalan hacılar, Müzdelife’de vakfe vazifesini yerine getirdikten sonra Mina’ya geçtiler. Bugün Mina’da şeytan taşlayacak olan hacılar, daha sonra kurban kestikten sonra tıraş olarak ihramdan çıkacak. Kâbe’de tavaf ve sa’y yapacak olan hacı adayları, hac görevini tamamlamış olacak.

HAC vazifesini yerine getirmek için mukaddes topraklarda bulunan hacı adayları, dün cem ederek kıldıkları öğlen ve ikindi namazlarının ardından Arafat vakfesine başladı. Hacı adayları, güneş batıncaya kadar gün boyu Arafat’ta haccın en önemli rükünlerinden biri olan vakfe vazifesini yerine getirdiler. Güneşin batmasıyla da Müzdelife’ye inen hacı adayları, akşam ve yatsı namazlarını da cem ederek kıldıktan sonra geceyi tan yeri ağarana kadar Müzdelife’de geçirdi. Hacı adayları, bayramın birinci günü olan bugün de sabah namazından sonra şeytan taşlamak ve kurban kesmek üzere Mina’ya geçti. Dün öğlen namazı öncesinde “geleneksel Arafat hutbesi” Mescid-i Nemira imamı tarafından okundu. Türk hacı adayları için ise “geleneksel Arafat hutbesi” Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu tarafından okundu. Diyanet İşleri Başkanlığı, izdiham yaşanmasını önlemek amacıyla Türk hacıların Müzdelife’de sabah namazına kadar konaklamasına izin vermiyor. Bu bölgede 1 saat kadar vakfe yapacak olan Türkler, bayramın üçüncü gününe kadar devam edecek şeytan taşlama ibadeti için 70 taş toplayacak. Hacı adayları Müzdelife’den sonra Peygamber Efendimiz’e (asm) ilk biatın gerçekleştiği, Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İsmail’i kurban etmek için götürdüğü Mina bölgesine yürüyecek. Mina’da hacı adayları ülkelerine göre kafileler halinde şeytan taşlayacak. İlk gün gerçekleştirilecek şeytan taşlama ve kurban kesiminin adından tıraş olup ihramdan çıkacak Müslümanlar artık hacı sayılacak. Daha sonra da ziyaret ve veda tavafı yapılacak. Mekke / cihan

27.11.2009

“Eid Mubarak”

ABD Başkanı Barack Obama ve eşi Michelle Obama, ABD ve dünya genelindeki Müslümanların Kurban Bayramını kutladı. “Hac mevsiminde, Amerikan halkı adına selâmlarımızı yolluyoruz” diyen Obama, açıklamasını, Arapça “Eid Mubarak” (Bayramınız mübarek olsun) diyerek tamamladı.

ABD Başkanı Barack Obama ve eşi Michelle Obama, ABD ve dünya genelindeki Müslümanların Kurban Bayramı’nı kutladı. Obama, yaptığı yazılı açıklamada, eşi Michelle Obama ile kendisinin ABD ve dünya genelinde Kurban Bayramı’nı kutlayan tüm Müslümanlar ile hac görevini yerine getirenlere iyi dileklerini gönderdiğini belirtti. Dünyanın en büyük ve en çeşitli insan topluluğunu içinde barındıran hac boyunca binlerce Amerikalı Müslüman’ın da dahil olduğu 3 milyon Müslüman’ın Arafat’a çıkacağına işaret eden Obama, ertesi gün kutlanacak Kurban Bayramı’nda da fakirlere yiyecek dağıtılacağını hatırlattı.

Obama, ABD Sağlık Bakanlığının bu yıl, hac sırasında A/H1N1 virüsünün yayılmasının önlenmesi için Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığıyla ortak çalışma yürütmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. “Hac mevsiminde, Amerikan halkı adına selamlarımızı yolluyoruz” diyen Obama, açıklamasını, Arapça “Eid Mubarak” (Bayramınız mübarek olsun) diyerek tamamladı. Washington / aa

27.11.2009

İsrail: Top artık Filistinlilerde

İSRAİL Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, Yahudi yerleşimlerinde inşaatları 10 ay süreyle durdurma kararlarının ardından, ‘’topun artık Filistinlilerde olduğunu’’ söyledi. Lieberman, İsrail devlet radyosunda yayımlanan açıklamasında, ‘’Neler olup bittiğini göreceğiz’’ ifadesini kullandı. İsrail’in, 10 aylık sürenin dolmasından sonra bundan önceki hükümetlerin izlediği inşa siyasetine döneceğini kaydeden Lieberman, ‘’Top artık Filistinlilerde’’ dedi. Başbakan Binyamin Netanyahu da, Batı Şeria’daki Yahudi yerleşimlerinde inşaatların 10 ay süreyle durdurulması kararının, İsrail ile Filistinliler arasındaki uzlaşmazlığı sona erdirip tarihi bir barış anlaşmasına ulaşılmasını sağlayacak anlamlı müzakerelerin başlatılmasına yardımcı olacağı umudunda olduğunu söylemişti. Filistin Devlet Başkanlığı ise konuyla ilgili olarak, İsrail özellikle Kudüs’te olmak üzere yerleşimlerdeki tüm inşaatları durdurmadan müzakerelere dönmeyeceklerini açıkladı. Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyna, Filistin resmi haber ajansı Wafa’ya yaptığı açıklamada, Kudüs’ün hem Filistinliler, hem de tüm Araplar için bir kırmızı çizgi olduğunu belirterek, Kudüs’ün parçası olmadığı bir durumun asla kabul edilemeyeceğini bildirdi. Ebu Rudeyda, müzakerelere geri dönüşün ancak ve ancak Kudüs dahil, Batı Şeria’daki tüm yerleşimlerdeki inşaatların durdurulmasıyla mümkün olacağını yineledi. Kudüs / aa

27.11.2009

Abbas: Aday olmayacağım

FİLİSTİN Devlet Başkanı Mahmud Abbas, seçime kadar görevinin başında kalacağını ancak yeniden aday olmayacağını açıkladı. Şili’nin başşehri Santiago’da gazetecilere açıklama yapan Abbas, seçim tarihi ne olursa olsun, görevinin başında kalacağını belirtti. Filistinli yetkililer, daha önce 24 ocak olarak açıklanan seçimin ertelendiğini bildirmişlerdi. Santiago / aa

27.11.2009

Kazakistan Latin alfabesine geçiyor

KAZAKİSTAN, Kiril alfabesini bırakarak, Latin alfabesine geçmeye hazırlanıyor. Kazakistan Kültür ve Enformasyon Bakanı Muhtar Kulmuhammed, Kazakistan’ın Latin alfabesine geçmek için hazırlık yaptığını, bunun ülkenin gelişimi açısından önemli olduğunu söyledi. “Latin alfabesine geçiş iletişim alanında ülkemizin gelişimine önemli katkı sağlayacaktır. Bu bizim için tarihî bir adımdır” diyen Kulmuhammed, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in bu konuda Eğitim ve Bilim Bakanlığını görevlendirdiğini belirtti. Latin alfabesine geçişin çok kolay olmadığını anlatan Kulmuhammed, “Bu bir günde olacak bir iş değildir” dedi. Astana / aa

27.11.2009

Türkiye bölge için bir model

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ian Kelly, ABD Dışişleri Bakanlığında düzenlediği günlük basın toplantısında, bir gazetecinin, “Washington’daki İsrail yanlısı bazı sesler Türkiye’ye ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a şiddetli şekilde yükleniyor. Washington Post’ta birkaç gün önce yayımlanan başyazı da bu kategoriye giriyor. ABD-Türkiye ilişkilerine dair görüşünüz aylar öncesiyle hâlâ aynı mı, yoksa Türkiye’nin bölgedeki yeni rolüne karşı çekinceleriniz var mı?” şeklindeki sorusunu cevapladı.

Türkiye ile sağlam ve geniş çaplı ilişkilerinin bulunduğuna, Türkiye’nin NATO’nun “değerli” bir üyesi olduğuna işaret eden Kelly, “Türkiye’yi, sahip olduğu hayati önemdeki demokratik kurumları bakımından bölge için önemli bir model olarak görüyoruz” dedi. Kelly, Türkiye ile ticari ilişkilerinin de giderek arttığına dikkati çekti.

Başbakan Erdoğan’ın Washington’a düzenleyeceği ziyareti de dört gözle beklediklerini ifade eden Kelly, “Bu, Türkiye ile anlaşmazlıklarımızın olmadığı anlamına gelmiyor. Müttefiklerimizin tümüyle anlaşmazlıklarımız oluyor ve bunları hem özel olarak hem de kamuoyu önünde tartışıyoruz. Başbakan Erdoğan buraya geldiğinde de, ilişkilerimizi tüm boyutlarıyla ele almayı dört gözle bekliyoruz” diye konuştu.

Türkiye’nin arabulucu rolüne destek

ABD'NİN Ortadoğu Özel Temsilcisi George Mitchell, İsrail ve Suriye arasında barış görüşmelerinin Türkiye’nin arabuluculuğu ile yürütülmesini memnuniyetle karşılayacaklarını söyledi.

Mitchell, düzenlediği basın toplantısında İsrail ve Suriye ile aylardır yoğun bir şekilde görüş alış-verişinde bulunduklarını, görüşmeleri yeniden başlatmak için taraflarca kabul edilebilecek en temel noktaları belirlemeye çalıştıklarını ifade etti. Hem Suriye Cumhurbaşkanı Esad hem de İsrail Başbakanı Netenyahu ile buluşup konuyu ele aldıklarını kaydeden Mitchell, “Bizim umudumuz ve teşvikimiz barış görüşmelerinin yeniden başlaması yönündedir ve buna çaba göstermeye devam edeceğiz” dedi. Şimdiye kadar, her iki devletin de çözümden yana isteğini ortaya koyduğunu vurgulayan Mitchell, Türkiye’nin barış görüşmeleri kapsamında oynayabileceği bir rol olup olmadığı ile ilgili bir soru üzerine, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu dahil Türk yetkilileri ile çeşitli görüşmeler yaptığını hatırlatarak, ABD’nin Türkiye’nin daha fazla iştirakinden memnuniyet duyacağını ilettiğini dile getirdi. Dolaylı görüşmelere devam edip etmeme konusundaki kararı tarafların vereceğini belirten Mitchell, “Hem Türk yetkililere, hem de Suriye ve İsrail yetkililerine bu mekanizmayı memnuniyetle karşıladığımızı söyledim. Sonuca varacak her mekanizmayı memnuniyetle karşılarız. Buna bir sonraki ziyaretimdeki görüşmelerimde yer verme niyetindeyim. Çünkü biz sürecin ilerlemesini istiyoruz” diye konuştu. Bunun İsrail-Filistin görüşmelerine bir alternatif olarak kabul edilmemesi gerektiğini kaydeden Mitchell, “Her ikisi de olmalı. Her ikisin de başlaması gerektiğine inanıyoruz. Tarafları cesaretlendireceğiz ve biz de bunu mümkün kılmak için elimizden geleni yapacağız” dedi. Washington / aa-cihan

27.11.2009