25 Ocak 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Lahika

Âyet-i Kerime Meâli

Kötülüğün karşılığı, ona denk bir cezâdır. Fakat kim affeder ve barışı tercih ederse,

onun mükâfâtı Allah'a âittir. Şüphesiz ki O zâlimleri sevmez.

Şûrâ Sûresi: 40

25.01.2010


Kar tanelerindeki melekler san’at-ı İlâhiyeyi alkışlıyor

Meleklerden bir kısmı küçücük olarak yağmur ve kar katrelerine binip san’at ve rahmet-i İlâhiyeyi kendi dilleriyle alkışlıyorlar.

Evet, kâinatın her tarafında, cüz’î ve küllî herşeyde, her nevîde, kendini tanıttırmak ve sevdirmek içinde merhametkârane bir haşmet-i rububiyet, elbette o haşmete, o merhamete, o tanıttırmaya, o sevdirmeye karşı şükür ve takdis içinde bir geniş ve ihatalı ve şuurkârâne bir ubudiyetle mukabele etmesi lâzım ve kat’îdir. Ve şuursuz cemâdat ve erkân-ı azîme-i kâinat hesabına o vazifeyi ancak hadsiz melekler görebilir ve o saltanat-ı rubûbiyetin her tarafta, serâda, Süreyya’da, zeminin temelinde, dışında hakîmâne ve haşmetkârâne icraatını onlar temsil edebilirler.

Meselâ, felsefenin ruhsuz kanunları pek karanlık ve vahşetli gösterdikleri hilkat-ı arziye ve vaziyet-i fıtriyesini, bu meyve ile nurlu, ünsiyetli bir tarzda “Sevr” ve “Hut” namlarındaki iki meleğin omuzlarında, yani nezaretlerinde ve Cennetten getirilen ve fâni küre-i arzın bâki bir temel taşı olmak, yani ileride bâki Cennete bir kısmını devretmeye bir işaret için “sahret” namında uhrevî bir madde, bir hakikat gönderilip Sevr ve Hut meleklerine bir nokta-i istinat edilmiş diye Benî İsrail’in eski peygamberlerinden rivayet var ve İbn-i Abbas’tan dahi mervîdir. Maatteessüf bu kudsî mânâ, mürûr-u zamanla bu teşbih, avâmın nazarında hakikat telâkki edilmekle aklın haricinde bir suret almış. Madem melekler havada gezdikleri gibi toprakta ve taşta ve yerin merkezinde de gezerler; elbette onların ve küre-i arzın üstünde duracak cismânî taş ve balığa ve öküze ihtiyaçları yoktur.

Hem meselâ küre-i arz, küre-i arzın nevileri adedince başlar ve o nevilerin fertleri sayısınca diller ve o ferdlerin âzâ ve yaprak ve meyveleri miktarınca tesbihatlar yaptığı için, elbette o haşmetli ve şuursuz ubudiyet-i fıtriyeyi bilerek, şuurdârâne temsil edip dergâh-ı İlâhiyeye takdim etmek için, kırk bin başlı ve her başı kırk bin dil ile ve herbir dil ile kırk bin tesbihat yapan bir melek-i müekkeli bulunacak ki, ayn-ı hakikat olarak Muhbir-i Sadık haber vermiş.

Ve hilkat-i kâinatın en ehemmiyetli neticesi olan insanlarla münasebât-ı Rabbâniyeyi tebliğ ve izhar eden Cebrail Aleyhisselâm ve zîhayat âleminde en haşmetli ve en dehşetli olan diriltmek ve hayat vermek ve ölümle terhis etmekteki Hâlıka mahsus olan icraat-ı İlâhiyeyi, yalnız temsil edip ubudiyetkârâne nezaret eden İsrafil Aleyhisselâm ve Azrail Aleyhisselâm ve hayat dairesinde rahmetin en cemiyetli, en geniş, en zevkli olan rızıktaki ihsanat-ı Rahmâniyeye nezaretle beraber şuursuz şükürleri şuurla temsil eden Mikâil Aleyhisselâm gibi meleklerin pek acip mahiyette olarak bulunmaları ve vücutları ve ruhların bekaları, saltanat ve haşmet-i rububiyetin muktezasıdır. Onların ve herbirinin mahsus taifelerinin vücutları, kâinatta güneş gibi görünen saltanat ve haşmetin vücudu derecesinde kat’îdir ve şüphesizdir. Melâikeye ait başka maddeler bunlara kıyas edilsin.

Evet, küre-i arzda dört yüz bin nevileri zîhayattan halk eden, hattâ en âdi ve müteaffin maddelerden zîruhları çoklukla yaratan ve her tarafı onlarla şenlendiren ve mu’cizât-ı san’atına karşı, onlara dilleriyle “Mâşâallah, Bârekâllah, Sübhânallah” dediren ve ihsanat-ı rahmetine mukabil “Elhamdü lillâh, Ve’ş-şükrü lillâh, Allahu ekber” o hayvancıklara söylettiren bir Kadîr-i Zülcelâli ve’l-Cemal, elbette, bilâşek velâ şüphe, koca semavata münasip, isyansız ve daima ubudiyette olan sekeneleri ve ruhanîleri yaratmış, semavatı şenlendirmiş, boş bırakmamış ve hayvanatın taifelerinden pek çok ziyade ayrı ayrı nevileri meleklerden icad etmiş ki, bir kısmı küçücük olarak yağmur ve kar katrelerine binip san’at ve rahmet-i İlâhiyeyi kendi dilleriyle alkışlıyorlar; bir kısmı, birer seyyar yıldızlara binip feza-yı kâinatta seyahat içinde azamet ve izzet ve haşmet-i rububiyete karşı tekbir ve tehlil ile ubudiyetlerini âleme ilân ediyorlar.

Şuâlar, s. 236

LÜGATÇE:

katre: Damla.

küre-i arz: Dünya.

Hut: Balık.

Sevr: Öküz.

25.01.2010


RİSALE-İ NUR AFGANİSTAN’DA

Geçen günlerde Birinci Söz TV'de yayınlandı. 20 civarında eseri olan üniversite hocası bir zat Risale-i Nur’un hakikatlerini televizyonda belki de ilk defa neşretmiş oldu.

ÜNİVERSİTEDE GENÇLİK REHBERİ’NDEN DERS

Farsça Gençlik Rehberi’nden dersler başladı. Bizden Farsça risaleler isteniyor. Ama buradaki küçük risalelerin baskısı tükendiği için taleplere müsbet cevap veremiyoruz.

RİSALE-İ NUR PEŞTUNCA’YA ÇEVRİLİYOR

Afganistanlı âlim bir zat Arapçasından Tabiat Risalesi'ni tercüme etmeye başladı. İnşaallah duâlarınızla bütün külliyatın Peştunca çevirisi de nasip olur.

ÜNİVERSİTE HOCALARINA RİSALELER

TANITILIYOR

İslâm Kültürü Dersleri Bölümü hocalarına risaleler ulaştırılıyor. Onlar Risale-i Nur'dan çok daha fazla istifade edecek ve öğrencilerin de istifadelerine vesile olacaklar.

Afganistan Nur Talebelerinden müjdeli bir mektup

Esselâmü aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü ebeden daima muhterem ağabey ve kardeşlerimiz,

Selâm ve muhabbetlerimizi takdim ediyor, dualara vesile olması niyazıyla Afganistan’da Rabbimizin ihsan buyurduğu bazı hizmetleri arz etmek istiyoruz.

Allah’a binler şükürler olsun Türkiye’den ve Türkmenistan’dan gelen ağabeylerimizle hizmetlere hadsiz bereketler ihsan olundu:

Sizlerin dua ve himmetleri, Afganistan’a teşrif eden ağabey ve kardeşlerimizin say ü gayretleriyle dershanemiz aslî hüviyetine kavuştu. Bu nimeti için Rabbimize hadsiz hamd ü senalar olsun.

Misafir olarak gelen ağabeylerimizle önemli ziyaretler gerçekleştirildi. Üniversite muhitinden, Hac ve Evkaf Bakanlığından yetkili bazı kişiler ziyaret edilerek Üstadımız ve hizmetimiz tanıtıldı. Ziyaret edilen zevatın Risâle-i Nur’un ehemmiyetini teslim etmeleri, cemaatten gelecek hizmet tekliflerine her zaman açık olduklarını ifade etmeleri, hizmet çalışmalarının Afganistan ve İslâm âlemi için kıymetine işaret etmeleri, Afganistan’ın hali hazır zor şartlarına rağmen yapılan faaliyetlerin çok büyük değer ifade ettiğini bildirmeleri, kalplerimize sürur, gönüllerimize heyecan verdi.

Yapılan hizmetler vesilesiyle Türkiye’nin âlem-i İslâm için ne kadar önemli olduğunun bir kere daha anlaşıldığını belirtmeleri, âlemimizde küllî şükür hislerinin uyanmasına vesile oldu.

BİRİNCİ SÖZ TELEVİZYONDA YAYINLANDI

Ayrıca geçen günler içinde ilk defa Birinci Söz’ün hakikatleri televizyonda yayınlandı. 20 civarında telif ve tercüme eseri olan üniversite hocası genç ve âlim bir zat tarafından Risâle-i Nur’un hakikatleri televizyonda belki de ilk defa neşredilmiş oldu. Haza min fazli Rabbi.

Rabbimiz o hocamızla müteaddid zamanlarda ders nasip kılıyor. Beraberinde, ya üniversite hocaları veya kendi ders verdiği öğrencilerini getiriyor. Ders okunurken Nurun hakikatlerine karşı hayret ve muhabbetlerini halen ve kalen hissettirmesi bizler için ayrı bir şevk kaynağı oluyor: “Ben yıllardan beri ilim tedris ediyorum. Hayli kitap tedkik ettim. Ama Risâle-i Nurlarla hayatım yeni bir safhaya girdi. Her şey benim için yeniden başlıyor. Bunun için Allah’a sonsuz şükrediyorum. Bu eserlerde her şey çok mükemmel izah edilmiş. Çok farklı izah edilmiş. Çok orijinal ifade edilmiş” diyor.

Yine aynı zat kendisine tevcih edilen “Risâle-i Nurların sizce en mühim hususiyeti nedir?” sorusuna: “Risâle-i Nurların eskiden yazılmış olanlar dahil, diğer eserlerde göremediğimiz bir hususiyeti Allah ile insan arasında çok kuvvetli bir bağ kurmasıdır” diyor.

Şimdi en büyük arzularından birisi Türkiye’de Nur Talebelerini ve hizmetlerini yakından görmek... Bizlere, “Sizin de yol masrafınızı ben karşılayayım, Türkiye Nur Talebelerini ziyaret edelim” diyor.

ÜNİVERSİTEDE FARSÇA

GENÇLİK REHBERİ’NDEN DERS

Öğrendiğimize göre aynı zat üniversite gençleriyle yaptığı hususî derslerinde Farsça Gençlik Rehberi’nden ders yapmaya başlamış. Yine kendisine verilen 60 kadar küçük Risâleleri öğrencilerine dağıtmış. Bizden hep Farsça Risâleleri talep ediyor. Ancak maatteessüf buradaki küçük risâlelerin baskısı tükendiği için isteğine müsbet cevap veremedik. İnşallah dualarınızla Farsça Risâleler kısa zamanda yeniden basılır. En önemlisi Külliyatın tercümesi tamamlanır. Bu konuda bütün ağabey ve kardeşlerimizden hasseten hususî dualar bekliyoruz.

RİSÂLE-İ NUR PEŞTUNCA’YA ÇEVRİLİYOR

Hocamızın önemli bir müjdesi de Nurları Peştunca’ya çevireceğini söylemesi idi. Bu müjdesini, sonradan Peştunca tercüme konusunda kendisinden daha ehliyetli gördüğü, kendi telif ettiği bir eserini Farsça’dan Peştunca’ya çevirdiğini söylediği âlim bir zatı derse getirerek teyid etmiş oldu. Allah’a binler hamdolsun, gelen o âlim zat Arapçasından Tabiat Risâlesini tercümeye başladı. Üstadımızın “Nurların istikbalde bütün dillere tercüme edileceğini, Cenâb-ı Hakk’ın her milletten Nur Talebelerini ihsan edeceğini ve onların Risâle-i Nurları kendi lisanlarına tercüme edeceğini haber verdiğini” söylediğimizde yüzüne akseden şevk ve heyecan bizim için ayrı bir sevinç vesilesi oldu. İnşallah dualarınızla bütün Külliyatın Peştunca çevirisi de nasip olur. Rabbimiz o nimetini de tamamlar.

Adı geçen Hocamız daha sonra kendi fakültesinde dekan yardımcılığı da yapmış başka bir üniversite hocasını da derse getirdi. Dersin hitamında yeni gelen eski dekan yardımcısı üniversite hocasının, Nur derslerinin kendi fakültelerinde de okunmasını teklif etmeleri, bu derslere alâka duyacak çok hocaların olduğunu söylemeleri, şükür hislerimize kuvvet verdi. Daha sonraki günlerde biz de kendisine Arapça Mesnevî-i Nuriye, İşârâtü’l-İcaz ve Mektubatı hediye ettik. “İnşallah ben bu eserlerden ders kitabı olarak istifade edeceğim” dedi. Haza min fazli Rabbi. Bu konuda da muvaffakiyet için müstecap dualarınızı bekliyoruz.

Allah’a binler şükürler olsun bizler, her geçen gün Nurların ehemmiyetini biraz daha idrak ediyoruz. Yeni başlayan akşam derslerinin birisinde takrir edilen “Allah namına ver, Allah namına al, Allah namına işle” kudsî sözleri kendisine açılan istinaf mahkemesi hakimi bir zat, bu cümleleri bir devleti kurtaracak formül olarak nitelendiriyordu. Yöneticileri bu inançta olan bir devletin ulaşacağı huzur, sükûn ve emniyete dikkat çekiyordu.

Yine aynı derste zikri geçen “her mevcudun Bismillah dediği hakikati”, derse yeni iştirak eden bir doktor kardeşimize, terk ettikleri evlerinin bahçesinde bakımını yapmadıkları bir gül fidanının çok yakıcı güneşe rağmen solmadan canlı kalışını hatırlatıyor, “Demek o gül de Bismillah diyormuş” diyordu. Bizler de Risâle-i Nurların ülfetin kalın perdelerini yırtarak kâinatı kuşatan tevhid hakikatini ortaya koyuşunun bir nümunesine bir kere daha şahit oluşumuzdan dolayı Allah’a şükrediyorduk.

Ayrıca bir veteriner doktor kardeşimiz de Afganistan’da küllî hizmetlere vesile oluyor. Risâle-i Nurun ehemmiyetini kendi âleminde duyduğu gibi, bizlere de hissettiriyor. İnşallah dualarınız bereketiyle, Allah’ın tevfik ve inayetiyle birçok hizmetlere vesile olacak ümidindeyiz. Çünkü Risâle-i Nur, âleminde tam yer etmiş. Bütün dünyasını Risâle-i Nurlar doldurmuş:

“Risâle-i Nurlar sadece Müslümanlara değil bütün insanlığa hitap eden eserler. Bu eserler zamanımıza hitap ediyor, bütün mevzuları çok güzel ve doyurucu olarak açıklıyor, birçok konuları içine alan bir eser” diyor.

Bütün sorularının cevabını Risâle-i Nur’da bulduğunu söylüyor. “Bu eserlerin Farsçaya tercümesi kısa zamanda tamamlanmalı, Afganistan gençliğinin buna çok ihtiyacı var; bütün mahfillerde üniversitelerde, medreselerde tanınmalı, her camiaya ulaşmalı” diyor. Kendisinin de bu konuda elinden gelen gayreti göstereceğini, diğer vilâyetlerdeki üniversiteleri ziyaret ederek Risâle-i Nurları tanıtacağını söylüyor. Afganistan’ın problemlerinin Risâle-i Nurlar vasıtasıyla çözüleceğine inanıyor.

İnşallah önümüzdeki günler için, buranın çok izlenen bir televizyon kanalında “İslâm medeniyeti” adıyla program yapan bir arkadaşının olduğunu, onunla Afganistan’ın tanınmış âlim ve mütefekkir simalarıyla Üstad’ı ve Risâle-i Nur’u bütün halk nezdinde tanıtacak bir program planlıyor. Allah’a yarattığı zerrat adedince hamdü senalar olsun, şu anda Afganistan’ın en tanınmış hatipleri ve âlimleri ciddî dost mesabesindeler.

Ağabeylerle birlikte kendisini ziyaretimizde, bazı radyolarda İslâm kültürü muhtevalı sohbet programları yaptığını, programlarda Risâle-i Nurları tanıttığını, Muazzez Üstadımız hakkında bilgi verdiğini, Türkiye’deki hizmetlerden bahsettiğini ifade ettiler. Anlattıklarının çok ilgi çektiğini, program esnasında hayli telefonlar aldığını, Üstad, Risâle-i Nurlar ve Türkiye hakkında gelen sorulara bildiği ölçüde cevaplar verdiğini ifade ettiler.

Aynı veteriner doktor kardeşimiz, bizleri, her hafta sohbetlerini üniversite camiasından kalabalık bir öğrenci kitlesinin takip ettiği Tıp Fakültesi hocasıyla da tanıştırdı. Mezkûr hocaya, bizim de iştirak ettiğimiz sohbetinin sonunda Risâle-i Nurlar takdim edildi. Üstad ve Nurlar hakkında bilgi verildi. Türkiye’deki ve dünyadaki hizmetler anlatıldı. Hem ders halkasındaki dinleyiciler, hem de kendileri çok alâka gösterdiler. Allah’ın avn ve inayetiyle hayli ruhanî ve feyizli bir ortam ihsan olundu. Hocamız, eserleri kısa zamanda okuyacaklarını ifade ettiler. Sonraki haftada veteriner kardeşimizin naklettiğine göre bizim ziyaretimizin haftasındaki dersine hasta olmasına rağmen adeta manen sevk edilerek gelmesinin hikmetinin ‘Türkiye’den ve Türkmenistan’dan gelen misafirlerin gelişi imiş’ diye yorumlayışı da Nurların feyiz ve bereketinin tesirlerini göstermesi bakımından ayrı bir şevk unsuru oldu. Allah’a binler hamdolsun şu anda o ders halkasında Rabbimiz her hafta ders okumayı nasip ediyor, sorulan sorulara nurlardan cevaplar veriliyor.

ÜNİVERSİTE HOCALARINA

RİSÂLE-İ NUR TANITILIYOR

Başka bir üniversite hocamız da İnşallah buranın İslâm Kültürü Dersleri Bölümü hocalarına ulaşmak için bir program yapacağını söyledi. Hocamız, bunun çok ehemmiyetli olduğunu, çünkü o hocaların bütün üniversitelerde mecburi ders olan İslâm kültürü derslerine girdiklerini, Risâle-i Nurdan hayli istifade edeceklerini ve öğrencilerin de istifadelerine vesile olacaklarını ifade ettiler.

İnşallah dualarınızla İstanbul İlim ve Kültür Vakfının desteğiyle Afganistan’da gerçekleştirilmesi düşünülen Üstad hakkındaki uluslar arası sempozyum da nasip olur. Şu anda üniversitede ön çalışmalar yapılıyor. Eğer sempozyum gerçekleşirse, İnşallah Türkiye’den Üstadımızın Talebeleri de dâvet edilecek.

Ayrıca Ekim ayında İstanbul’da yapılacak olan uluslar arası sempozyum için akademisyenlerle görüşülmeye devam ediliyor. Türkiye’den gelen bazı ağabeylerimizin, tebliğ sunacaklarla birlikte ciddi alâkadar hocalardan 10’unun Türkiye’ye dâvet edilebileceğini teklif etmeleri, bu konuda ve sempozyum için gereken desteğe hazır olduklarını söylemeleri, ayrıca dersler için kâfi miktarda külliyat göndereceklerini söylemeleri, hepimize ayrı bir şevk kaynağı oldu.

Allah’a sonsuz hamdolsun dershanemizde şu anda haftada en az dört dersimiz oluyor. Rabbim devamını nasip kılsın (binler âmin).

Türkiye’den daha önce gelen ağabeylerle birlikte üniversitemizin bir fakültesinin kütüphanesine hediye edilen Külliyatın takdimi esnasında meydana gelen ruhanî ve ulvî manzara, üniversite öğrencileriyle her gün yapılan mütevazı dersler, büyük küçük beş yüzün üstünde muhtelif kişilere hediye edilen Risâle-i Nurlar, İnşallah Rabbimizin lütf u keremiyle nice hizmet sümbülleri verecek çekirdeklere döner İnşallah. Rabbimiz hepsini ihlâsla yapılan hizmetler cümlesinden kabul buyursun. Âmin.

Duaya ne kadar ihtiyaç olduğunu bizler burada çok iyi hissediyoruz. Bu sebeple hep dua...dua…dua…diyor, bütün ağabey ve kardeşlere binler selâm ve muhabbetlerimizi sunuyoruz.

Allah, Asr-ı Saadet sonrası bütün zamanların en büyük ihsanı olan Nur’un hakikatlerinden daimî istifade ve istifazayla bizleri nasiplendirsin, onun ulvî hakikatleriyle kalben, ruhen, halen, kalen her nefes daim ve beraber eylesin. Amin, binler amin…

Afganistan Nur Talebeleri

25.01.2010

 
Sayfa Başı  Geri

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim oktay usta yemek tarifleri Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl