25 Nisan 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

Danıştay Başkanı niye sessiz?

TÜBİTAK raporuyla Danıştay’daki kamera görültülerinin silindiğinin ortaya çıkması tartışmaları beraberinde getirdi. Danıştay’daki yargıçların konuyla ilgili olarak tavırlarını eleştiren yazar Şamil Tayyar, saldırıda yaralanan ama şimdi Danıştay Başkanlığı koltuğunda oturan yargıcın hâlâ sessiz kalmasını anlamadığını vurguladı.

Danıştay Başkanı niye sessiz?

TÜRKİYE Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) raporuyla Danıştay’daki kamera görüntülerinin silindiğinin ortaya çıkması, tartışmaları da beraberinde getirdi. Yeni bir durumla karşı karşıya olunduğunu dile getiren Star Gazetesi Ankara Temsilcisi Şamil Tayyar, daha önceki bilgiler ışığında Ergenekon ile bağlantılı olabileceği düşüncesiyle davanın bozulduğunu hatırlatarak bununla birlikte bu algıyı, kanıyı güçlendirecek bir sonuçla karşı karşıya bulunulduğunu söyledi. Kayıtların silinmiş olmasının bir delil gizleme kaygısını ön plana çıkardığını vurgulayan Tayyar, kayıtlar olsaydı Alparslan Aslan’ın arkasındaki güçlerin deşifre edilmesinin daha kolay olacağını belirtti. Danıştay’daki yargıçların konuya ilişkin tavırlarını da eleştiren Tayyar, “O saldırıda yaralanan ama şimdi Danıştay Başkanlığı koltuğunda oturan yargıcın hala sessiz kalmasını anlamak gerçekten mümkün değil. Aynı şekilde ölen hâkimin ailesinin bu davada yeterince ağırlık koymamasını anlamak mümkün değil” diye konuştu.

25.04.2010


 

ASKERİN DERS VERMESİ SAKINCALI

Başörtüsü yasağını kınayan Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu’nun 222. haftaki basın açıklamasında konuşan İlke İlim ve Kültür Dayanışma Vakfı üyesi Hadiye Kılıç, “Çocukları daha küçük yaştan itibaren askerlik ve savaş çağrışımlarıyla etkileyen bu dersin kaldırılmasını veya sivil öğretmenler tarafından verilmesini istiyoruz. Savaş disiplini ile yetişen ve pedagojik formasyonu olmayan askerlerin çocuklara ders vermesini sakıncalı buluyoruz” dedi.

ASKER ÖĞRETMENLER DERS VERMESİN

Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu da konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, 1998-2008 yılları arasında Millî Güvenlik derslerine giren subayların fişleme yapmasının araştırıldığını ve bu derse askerlerin girmemesiyle ilgili çalışmaların devam ettiğini söyledi. Çubukçu, “Askerlerin derse girmemesi için talepler var. Biz de bu konuda uzun süredir çalışıyoruz. Henüz bunu sonuçlandıracak noktaya gelmedik” dedi.

Savaş eğitimi alan asker ders veremez

İLKE İlim ve Kültür Dayanışma Vakfı üyesi Hadiye Kılıç, çocukları daha küçük yaştan itibaren askerlik, savaş v.b çağrışımlarla etkileyen Millî Güvenlik dersinin kaldırılmasını veya Millî Eğitim Bakanlığı’nın atadığı sivil öğretmenler tarafından verilmesini istediklerini kaydetti. Kılıç, savaş disiplini ile yetişen ve pedagojik formasyonu olmayan askerlerin çocuklara ders vermesini sakıncalı bulduklarını kaydetti.

Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu tarafından düzenlenen başörtüsüne özgürlük eylemi 222. haftasına girdi. İlke İlim ve Kültür Dayanışma Vakfı üyesi Kılıç, Platformu adına yaptığı basıh açıklamasında TBMM’de görüşülmekte olan anayasa değişikliğinin anayasanın demokratikleşmeye bir adım daha yaklaştıracağını ümit ettiklerini söyledi. Kılıç, “Ancak yapılan düzenlemeleri insan hakları bağlamında yeterli görmüyoruz. İnanan insanların en büyük sorunu haline gelen ‘inandığı gibi yaşama hakkı’ yani “din ve vicdan özgürlüğü” alanında sorunları çözmeyen değişiklikler daima eksiktir” dedi.

Anayasa maddelerinden biri de kadına yönelik pozitif ayrımcılık olduğunu söyleyen Kılıç, bunu desteklemekle birlikte, mesafeyle izlemek izlediklerini söyledi. Kılıç, “Çünkü bizler Anayasada olmadığı halde varmış gibi hüküm çıkartılan başörtüsü yasağının mağdurlarıyız. Anayasa maddesine değil, uygulamanın nasıl olacağına bakmamız gerekiyor. Türkiye’de maalesef ‘hukukun üstünlüğü’ değil ‘ egemenlerin hukuku’ uygulanmakta” diye konuştu.

MİLLÎ GÜVENLİK DERSİ KALDIRILMALI

EĞİTİMİN insanları ayrıştırmak, ötekileştirmek, hatta fişlemek için kullanıldığı tek ülkenin Türkiye olduğunu son zamanlarda fişlemeler tescillediğini söyleyen Hadiye Kılıç şöyle konuştu: “Zorunlu ders olarak okutulan Milli Güvenlik dersi hocaları akıl almaz bir şekilde fişlemeler yapmışlar. Kızının başörtülü olduğu gerekçesiyle müdür yardımcısını, bir diğer okulda yatılı çocuklara iftar yemeği veren müdire hanımı, okula gelen ziyaretçileri, namaz kılan öğretmenleri fişlemişler. Bunu yapabilmek için anket bile düzenliyorlar. Çocukları daha küçük yaştan itibaren askerlik, savaş v.b çağrışımlarla etkileyen bu dersin kaldırılmasını veya Millî Eğitim Bakanlığı’nın atadığı sivil öğretmenler tarafından verilmesini istiyoruz. Savaş disiplini ile yetişen ve pedagojik formasyonu olmayan askerlerin çocuklara ders vermesini sakıncalı buluyoruz.” Çubukçu: Millî Güvenlik dersine askerler girmesin MİLLî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, bir gazetede çıkan 1998 ile 2008 yılları arasında Millî Güvenlik Derslerine giren subayların fişleme yaptığı ile ilgili araştırmanın sürdüğünü söyledi. Bu konuda henüz net bir sonuç ellerinde olmadığını ifade eden Çubukçu, bu araştırma ve soruşturmanın sonuçlarının kamuoyuna duyurulacağını söyledi. Çubukçu, Millî Güvenlik Derslerine askerlerin girmemesiyle ilgili çalışmaların da devam ettiğini ifade ederek, ancak bir ilerleme sağlanamadığını söyledi. Millî Güvenlik derslerine giren subayların 1998-2008 yılları arasında Genelkurmay’ın emriyle öğretmen ve öğrencileri, ‘solcu’, ‘türbanlı’, ‘namaz kılıyor’, ‘sol görüşlü’ ve ‘bölücü’ olarak fişlendikleri bazı basın yayın organlarında çıkmıştı. Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Yeni Şafak’a yaptığı açıklamada bu haberle ilgili soruşturma yapıldığını söyledi. Bakan Çubukçu, “Askerlerin derse girmemesi için talepler var. Biz de bu konuda uzun süredir çalışıyoruz. Henüz bunu sonuçlandıracak noktaya gelmedik. Şunu söylemekte fayda var, bir ilerleme bu konuda henüz sağlayamadık” dedi.

FATİH KARAGÖZ

25.04.2010


 

Öğretmenlik için bilgi yetmez karakter tahlili de yapılmalı

TBMM Kayıp Çocuklar Araştırma Komisyonu Başkanı Halide İncekara, hâlâ öğretmen sınavının bilgiye dayalı yapıldığını hatırlatarak, “Kesinlikle reddediyorum. Karakter tahlili, davranış biçimleri ölçülmeyen kişilerin çocukla muhatap olması engellenmelidir. Hadi öğretmen olarak atadınız. Mutlaka yıl içinde taramasını yayıp davranış bozukluklarını tesbit etmek lâzım” dedi.

Öğretmenlere karakter tahlili yapılsın

TBMM Kayıp Çocuklar Araştırma Komisyonu Başkanı Halide İncekara, hâlâ öğretmen sınavınının bilgiye dayalı yapıldığını hatırlatarak, “Kesinlikle reddediyorum. Karakter tahlili, davranış biçimleri ölçülmeyen kişilerin çocukla muhatap olması engellenmelidir. Hadi öğretmen olarak atadınız. Mutlaka yıl içinde taramasını yayıp davranış bozukluklarını tespit etmek lâzım” dedi.

İncekara, ‘’Risk Altında ve Korunması Gereken Çocuklar Uluslararası Sempozyumu’’nda yaptığı konuşmada, çocukların çok korumasız ve masum olduklarını vurguladı. İncekara, ‘’Sadece sokaktaki simitçilerin sattığı uyuşturucuya karşı değil, sadece dayağa, tokada karşı değil, sevgisizliğe karşı da çok korumasız çocuklarımız. Ben de dahil çocuğumuza değişen dünyada nasıl davranacağımızı bilmiyoruz. Bizler de çaresiziz aslında. Onun için, YÖK’e buradan sesleniyorum: Çok hızlı bir şekilde rehber uzmanları yetiştirsin, bunun için üniversiteler kursun’’ diye konuştu.

Her ailedeki çocuğun risk altında olduğunu belirten İncekara, buna varlıklı ailelerin de dahil olduğuna işaret etti. İncekara, ‘’Sanmayın ki babaları zengin diye, evleri lüks diye o çocuklar diğerlerinden daha az risk altında. Herkesin risk faktörü farklı’’ dedi.

Öğretmenlerin yüzde 98’nin pırıl pırıl olduğunu, canhıraş çalıştığını belirten İncekara, şu görüşleri dile getirdi: ‘’Ama çok da az olsa sapıkları, psikopatları, şizofrenleri var. Sistem bunları taramıyor. Hâlâ öğretmen sınavını bilgiye dayalı yapıyoruz. Kesinlikle reddediyorum. Karakter tahlili, davranış biçimleri ölçülmeyen kişilerin çocukla muhatap olması engellenmelidir. Kaç matematik sorusu çözdüğü beni hiç ilgilendirmiyor. Çocuk sevmeyen birinin birkaç soruyu yaptığı için öğretmen olarak atanmasını içime sindiremiyorum. Hadi öğretmen olarak atadınız. Mutlaka yıl içinde taramasını yayıp davranış bozukluklarını tesbit etmek lâzım. Her okulda bir mikrop olsa bütün okulun düzenini bozuyor, bütün çocukların ruh halini bozuyor. Yaşanan olayları görüyorsunuz. Bu öğretmelerin geçmişlerinde de şiddetle bağlantıları var, çocuk tacizi ile bağlantıları var. Sistem mikrobunu dışarı atmıyor. Niye atmıyor? Çünkü, idarî yargıda kendini savunuyor. Onun yargısı var ama benim çocuğumun yargısı yok. Onun için meslek taassubundan bir an önce kurtulmamız lâzım, içimizdeki mikropları temizlemenin bir yolunu bulmamız lazım.’’

25.04.2010


 

10 milyon Yeşil Kartlı

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, 17 Şubat 2010 tarihi itibariyle Türkiye geneline aktif olarak kullanılan yeşil kart sayısının 9 milyon 541 bin 791 kişi olduğunu açıkladı. Bu kartların bölgelere göre dağılımında en yüksek oran ise yüzde 25,38 ile Doğu Anadolu Bölgesine ait.

Yeşil kartlı sayısı 10 milyona dayandı

SAĞLIK Bakanı Recep Akdağ, 17 Şubat 2010 tarihi itibariyle Türkiye geneline aktif olarak kullanılan yeşil kart sayısının 9 milyon 541 bin 791 kişi olduğunu açıkladı. Akdağ, BDP Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır’ın yazılı soru önergesine verdiği cevaba göre, 17 Şubat 2010 tarihi itibariyle Türkiye geneline aktif olarak kullanılan yeşil kart sayısı 9 milyon 541 bin 791. Bu kartların bölgelere göre dağılımı ise Doğu Anadolu Bölgesi yüzde 25,38, Güneydoğu Anadolu Bölgesi yüzde 24,87, Akdeniz Bölgesi yüzde 14,53, İç Anadolu Bölgesi yüzde 10,17, Karadeniz Bölgesi yüzde 9,76, Marmara Bölgesi yüzde 8,57 ve Ege yüzde 6,72 şeklinde. Bakan Recep Akdağ, ‘’Eylemci çocukların ailelerinin yeşil kartının iptalinin söz konusu olmadığını’’ bildirdi. Akdağ, Şırnak’ta ekonomik durumlarında görülen iyileşmeden dolayı 2008 yılında 1228, 2009 yılında 1827 kişinin yeşil kartlarının iptal edildiğini kaydetti.

25.04.2010


 

Çelik: Sivil anayasa seçimden sonra

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik,“2011 seçimlerinden sonra halkımızın iradesiyle teşkil edecek olan yeni Meclis'te, bütünüyle, demokratik ve sivil bir anayasayı halkımıza armağan etmek bizim için büyük bir şeref olacaktır'' dedi.

Çelik, TBMM’de 1. tur müzakereleri devam etmekte olan anayasa değişiklik paketi ile ilgili yaptığı yazılı açıklamada, TBMM’de yapılan müzakereler sonucu anayasa değişiklik paketinin 9, 10, 11. maddelerinin 330’un üzerinde oy alarak geçtiğini hatırlattı. Çelik şunları söyledi: “AK Parti Grubu, gerekirse günde 20 saat çalışarak 28 yıllık darbe Anayasasını, hiç olmazsa kısmen, değiştirmek konusunda kararlıdır. 2011 seçimlerinden sonra halkımızın iradesiyle teşkil edecek olan yeni Meclis’te, bütünüyle, demokratik ve sivil bir Anayasa’yı halkımıza armağan etmek bizim için büyük bir şeref olacaktır. Muhalefetin tüm hırçınlık, taşkınlık, yer yer hakaret ve saldırılarına, üstlendiğimiz büyük görevin bilinci ve iktidar olmanın sorumluluğu ile sabır gösteriyoruz. Başkalarının yanlış yapması, bizi halkımız adına doğruları yapmaktan, aklın gereği olan doğrulardan vazgeçirmeyecektir.’’

25.04.2010


 

Yeni, kapsamlı, demokratik anayasa şart

SAADET Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin ‘’yeni, kapsamlı, çoğulcu, demokratik bir anayasayı’’ yapmak zorunda olduğunu söyledi. Kurtulmuş, Biga Belediye Kültür Sarayında düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, yeni anayasa tartışmalarının yapıldığı şu dönemde, herkesin millî egemenliği algılaması gerektiğini belirtti.

Görüşü en net olan partinin Saadet Partisi olduğunu kaydeden Kurtulmuş, ‘’Saadet Partisi, hükümet yeni anayasayı hazırlarken, iki ayrı dosya halinde görüşlerini net bir şekilde paylaşmıştır. Türkiye birkaç yıl içinde yepyeni bir anayasa yapmak zorunda kalacaktır’’ dedi. Türkiye’de ‘’üç halkadan ibaret bir yapının’’ var olduğunu savunan Kurtulmuş, bunlardan birincisinin 1960 ihtilâlinden sonra ortaya çıkan durum olduğunu, bununla hukuk ve askerî sistemin milletin denetiminin dışına çıktığını ifade etti. İkinci olarak 1982 Anayasası ile eğitim sisteminin millet denetiminin dışına çıktığını savunan Kurtulmuş, son halkayı ise 2000 yılının başında devreye giren ‘’Derviş programı’’ olarak nitelendirdi.

25.04.2010


 

Hakimiyet halkın mı?

KOCAELİ Gönüllü Kültür Teşekkülleri Platformu’nun 262. hafta basın açıklaması ise İzmit İnsan Hakları Parkı, Özgürlük Meydanında yapıldı.

MAZLUMDER Kocaeli Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Sinan Çamurcu, yaptığı açıklamada, Birinci Meclisin açıldığı 23 Nisan’ın modern Türkiye Cumhuriyeti’nde Ulusal Egemenlik Bayramı olarak kutlandığını hatırlatarak, şunları kaydetti: “1921 yılında hazırlanan ilk anayasanın bir ve ikinci maddelerinde çok aşina olduğumuz şu tanımlamalar vardır ‘Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir’ ve ‘Millet bu egemenliği seçilmiş meclis eliyle kullanır’. Milletin özgürce temsil kabiliyetinden rahatsız olanlar, 1960 darbe anayasasıyla egemenliğe ortak olmuşlar hatta 411 milletvekilinin kabul oyu vererek yaşam tarzına müdahalenin önüne geçecek değişiklikleri Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal ederek yine milletin egemenliğinin önüne geçmişlerdir. Kurucu Meclisin bu özgürlükçü yaklaşımının geçen 90 yıl sonunda yerini totaliter ve otoriter bir rejime bırakması hayal kırıklığına yol açmaktadır. 1980 askeri darbesinden sonra devleti milletten koruma mantığı ile dizayn edilen Anayasa’da yapılan onlarca değişikliğe rağmen değişen ihtiyaçlara cevap vermemesi, sorunun yamalardan çok toplumun tüm kesimlerinin temsil edileceği, katkı sunacağı yeni ve özgürlükçü bir anayasa ile çözülebileceğini göstermiştir. Umarız bu gerçek iktidar partisi tarafından da görülür ve devlete karşı insan haklarını önceleyen yeni bir anayasa ile yaşanabilir bir ülkeye kavuşuruz.” Kocaeli / YENİASYA

25.04.2010


 

Avcı: Katsayı adaletsizliği tam olarak giderilemedi

Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, ‘’Danıştay 8. Dairesinin yeni katsayı kararının, adaletsizliği tam olarak gideremediğini’’ bildirdi.

Avcı, yaptığı yazılı açıklamada, katsayı uygulamasıyla meslek liseli gençlere ayrımcılık yapıldığını ve bunun fırsat eşitsizliğine ortam oluşturulduğunu ifade etti. Sürecin, Türkiye’de eğitim sistemini sürekli tartışılır hale getirdiğini anlatan Avcı, Danıştayın verdiği kararın adaletsizliği tam olarak gideremediğini ancak yine de gelecek adına umut verici olduğunu belirtti. Türkiye’nin gelişmesi, istihdamın artması ve sanayinin ihtiyacının karşılanması için meslekî eğitimin önünün açılması gerektiğini ifade eden Avcı, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: ‘’Danıştayın kararı, kamuoyu tarafından memnuniyetle karşılanmıştır. Başta YÖK üyeleri olmak üzere objektif bir karar veren Danıştay 8. Dairesi üyelerini kutlar ve kararın ülkemize hayırlı olmasını dilerim. Öğrencilerin katsayı tartışmalarından uzak kalıp derslerini çalışmasından mutluyuz. 12 yıldır süren bu ayrımcılığın büyük oranda bitmesini sevinçle karşılıyoruz.’’

25.04.2010


 

Çanakkale Kara Savaşları’nın 95. yıl dönümü

Çanakkale Kara Savaşları’nın 95. yıldönümü dolayısıyla düzenlenen törende savaşa katılan ülkelerin temsilcileri Gelibolu’dan dünyaya barış mesajı verdi. Şehitler Abidesi’nde düzenlenen uluslararası törende konuşan Çanakkale Valisi Abdülkadir Atalık, “Bu cephede kimi yerde birbirinden 8-10 metre mesafedeki siperlerinde kıyasıya mücadele edenlerin, o siperlerde birbirlerine sarılarak son nefeslerini yine birlikte verenlerin torunları olarak, barışın getirdiği erdemleri bütün dünyaya yansıtan bir örnek oluşturuyoruz” dedi. Bu arada, Anzak çıkarmasının 95. yıldönümü dolayısıyla bu sabah 05.30’da, Anzak Koyu’nda Şafak Töreni düzenlenecek.

GELİBOLU’DAN DÜNYAYA BARIŞ MESAJI

Çanakkale Kara Savaşları’nın 95. yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen törende savaşa katılan ülkelerin temsilcileri Gelibolu’dan dünyaya barış mesajı verdi.

Çanakkale Kara Savaşları’nın 95. yıl dönümü dolayısıyla Gelibolu Yarımadası’ndaki Mehmetçik Abidesi’nde uluslar arası tören düzenlendi. İkinci Kolordu Komutanlığının ev sahipliğinde gerçekleştirilen törende, Mehmetçik Abidesi’ne Türkiye, Avustralya, Yeni Zelanda, Bangladeş, Fransa, Kanada, Almanya, Hindistan, İrlanda, Pakistan ve İngiltere adına çelenkler konulduktan sonra, saygı duruşunda bulunuldu. Bu sırada tören mangası tarafından saygı atışı yapıldı. Ülkelerin millî marşlarının çalındığı ve bayraklarının göndere çekildiği törende, konuşan Çanakkale Valisi Abdülkadir Atalık, “Bu cephede kimi yerde birbirinden 8-10 metre mesafedeki siperlerinde kıyasıya mücadele edenlerin, o siperlerde birbirlerine sarılarak son nefeslerini yine birlikte verenlerin torunları olarak, barışın getirdiği erdemleri bütün dünyaya yansıtan bir örnek oluşturuyoruz” dedi. Avustralya Genel Valisi Quentin Bryce, ‘’Çoktan sona ermiş olan savaşla ilgili ortak deneyimlerimiz bizleri hâlâ bugün burada tutmakta, bizlere ilham vermeye devam etmekte, dostluğumuzun, anlayışımızın ve işbirliğimizin temeli olmaktadır’’ dedi. Yeni Zelanda Başbakanı John Key de şunları kaydetti: ‘’Farklı dilleri konuşsak da Gelibolu’da meydana gelen büyük insanlık trajedisinin ortak kederini paylaşıyoruz. Gelibolu, savaş boyunca karşılıklı saygı gösteren ve sonrasında güçlü dostluklar kuran düşmanların hikâyesi olarak da önemlidir. Ayrıca, eski düşmanların ve şimdi eski dost olanların hikâyesidir.”

25.04.2010


 

Hem işsiz, hem borçlu

‘’Riskler ve Beklentiler 2010 İstanbul’’ araştırması, Türkiye’nin çözülmesi gereken en önemli sorununun işsizlik olduğunu ortaya koydu. Katılımcıların yüzde 32.20’si en önemli sorunun işsizlik olduğunu kaydetti. Araştırmadaki diğer ilginç bir sonuç da katılımcıların yüzde 68,23’ünün herhangi bir kuruma veya kişiye borçlu olması oldu.

Hem işsiz, hem borçlu

‘’Rİskler ve Beklentiler 2010 İstanbul’’ araştırması, Türkiye’nin çözülmesi gereken en önemli sorununun işsizlik olduğunu ortaya koydu. Araştırmaya katılanların yüzde 68,23’ü herhangi bir kuruma veya kişiye borcu olduğunu belirtti. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mezun ve Mensupları Vakfınca, 22 Şubat-12 Mart arasında İstanbul’un 39 ilçesinde 2 bin 76 kişiyle yapılan araştırmanın sonuçları, Vakıf Başkanı ve CHP İstanbul Milletvekili Esfender Korkmaz tarafından açıklandı. Korkmaz, hiçbir zaman siyasî kimliğini akademik araştırmalarına yansıtmadığını, araştırmanın da objektif olduğunu söyledi. Esfender Korkmaz, araştırmada ‘’Türkiye’nin çözülmesi gereken en önemli sorunu nedir?’’ sorusuna, katılımcıların yüzde 32.20’sinin işsizlik, yüzde 14.05’inin ekonomik sorunlar, yüzde 11.71’inin terör, bölücülük, PKK, yüzde 9,85’inin ekonomik kriz, yüzde 9,46’sının da eğitim cevabını verdiğini bildirdi. Muhalefet partilerinin, sorunların çözümüne yönelik söylemlerini halka iyi anlatması gerektiğini belirten Korkmaz, muhalefetin ciddi öneriler getirmesi ve halka ulaşacak etkili mesajlar vermesinin şart olduğunu aktardı.

KATILIMCILAR KURUMLAR

ARASI ÇATIŞMAYA İNANIYOR

Araştırmaya katılanların yüzde 47,5’i son yıllarda Türkiye’nin demokratik yönetilmediğini, yüzde 30,7’si ise demokratik yönetildiğini ifade ederken, katılımcıların yüzde 30,1’i Hükümetin yolsuzluklarla mücadelesini başarılı, yüzde 52,4’ü ise başarısız bulduğunu kaydetti. Türkiye’nin laik bir devlet olarak varlığını sürdürmesinin çok önemli olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 60,9 iken, düşünmeyenlerin oranı yüzde 26,8’de kaldı. Katılımcıların yüzde 58,7’si Türkiye’de kurumlar arası çatışmanın varlığına inanırken, yüzde 28,9’u kurumlar arası çatışma bulunmadığını ifade etti.

“ÖNEMLİ PLANLARA KRİZ RÖTARI”

KatIlImcIlarIn yüzde 45,9’u erken bir seçimin Türkiye’nin birçok problemini çözeceğini, yüzde 31,3’ü ise çözemeyeceğini bildirdi. Muhalefet partilerinin etkin bir siyaset yürütmediğini düşünenlerin oranı yüzde 50,7, yürüttüğünü düşünenlerin oranı ise yüzde 24,2 olurken, katılımcıların yüzde 42,2’si Türkiye’de bir ekonomik krizin varlığına inandığını, yüzde 36,2’si ise inanmadığını kaydetti. Bu yıl Türkiye’nin genel ekonomik durumunun daha iyi olacağını düşünenlerin oranı yüzde 34,9, düşünmeyenlerin oranı ise yüzde 33 oldu. Araştırmaya katılanların yüzde 68,23’ü herhangi bir kuruma veya kişiye borcu olduğunu, yüzde 31,77’si ise olmadığını belirtti. Katılımcıların yüzde 63,61’i ekonomik kriz sebebiyle önemli bir planını ertelediğini ifade etti.

25.04.2010


 

Cumhurbaşkanı Gül: Sessiz diplomasiye ihtiyaç var

CumhurbaşkanI Abdullah Gül, Ermenistan ile ilişkilerde “bir süre sessiz diplomasiye ihtiyaç olduğunu’’ söyledi.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’in verdiği resepsiyona katılan Gül, Türkiye-Ermenistan ilişkilerine ilişkin bir soru üzerine, şunları söyledi: “Ermenistan konusunda Türkiye’nin politikası çok açık. Türkiye’nin dış politikasında dikkatli bir strateji vardır ve tek bir dış politikası var Türkiye’nin Kafkaslar konusunda. Bu, Kafkaslar’da istikrarı sağlamaktır. Açıkçası bugünkü statüko hiç kimsenin lehine değildir bütün Kafkasya’da. Bu statükoyu değiştirmek ve orada barış ve işbirliğini hakim kılmak gerekiyor. Onun için herkesin her şeye dikkatli bakması lazım. Belki bu ara sessiz diplomasiye ihtiyaç var. Zaten o da yapılıyor uzun süredir.”

25.04.2010


 

AYM’nin yeni üyesi Necipoğlu

Anayasa Mahkemesi asıl üyeliğine, Askerî Yargıtay Üyesi Hakim Kıdemli Albay Nuri Necipoğlu’nun seçilmesine ilişkin karar, Resmî Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı.

Kararda, Anayasa Mahkemesi Asıl Üyeliğine, Askeri Yargıtay Genel Kurulunca gösterilen üç aday arasından, Askerî Yargıtay Üyesi Hakim Kıdemli Albay Nuri Necipoğlu’nun seçildiği belirtildi.

25.04.2010


 

Adres değişikliğine sıkı takip

İçİşlerİ Bakanlığı, adres değişikliğini bildirmeyenlere yönelik sıkı takip uygulanması için Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğü’ne yazı gönderdi.

Bakanlık, 20 gün içerisinde adres değişikliğini bildirmeyen kişilere uygulanan para cezaları konusunda taviz verilmemesini istedi. Kayseri Melikgazi İlçe Nüfus Müdürü Mehmet Bozkurt, adres değişikliği bildirmelerin önemine dikkat çekerek, vatandaşın cezalı duruma düşmesini istemediklerini ve bu sebeple değişikliği bildirmelerini istedi.

25.04.2010


 

Gemlik’te pitbul dehşeti

Bursa’nIn Gemlik ilçesi Eşref Dinçer Mahallesi Kemer Sokak’taki evlerinin önünde oynayan Berkay Keskin (5), başıboş pitbull cinsi köpeğin saldırısına uğradı.

Vücudunun çeşitli yerlerinden yaralanan Keskin’i korumaya çalışan anne Saadet Keskin de (30) köpek tarafından kolundan ısırıldı. Çocuğunun ve eşinin çığlıklarını duyarak evinin balkonuna çıkan baba Mürsel Keskin (39) ise yaklaşık 4 metrelik yükseklikten atlayarak köpeğe müdahale etti. Yerden aldığı taşla köpeği etkisiz hale getirmeyi başaran baba Tekin’in balkondan atladığı sırada sol ayağının kırıldığı belirlendi. Keskin ailesi hastaneye kaldırılırken köpek, daha sonra Osmangazi Belediyesi Hayvan Barınağı’na gönderildi.

25.04.2010


 

300 eczane kapandı

Türk Eczacıları Birliği Genel Sekreteri Özgür Özel, ilâç fiyatlarında düşüşe yol açan son ilâç fiyat kararnamesinin yürürlüğe girdiği 4 Aralık’tan bugüne kadar Türkiye genelinde 300’den fazla eczanenin kapandığını söyledi.

Eczaneler zorda

TÜRK Eczacıları Birliği (TEB) Genel Sekreteri Özgür Özel, ilaç fiyatlarında düşüşe yol açan son ilaç fiyat kararnamesinin yürürlüğe girdiği 4 Aralık’tan bugüne kadar Türkiye genelinde 300’den fazla eczanenin kapandığını öne sürdü.

Eylül ayında yürürlüğe giren sağlık alanındaki tasarruf tedbirlerinin eczacılara ağır yükler getirdiğini, ancak sorunların çözümü noktasında somut adımlar atılmadığını ileri süren Özel, “İlâç fiyatlarının düşmesine asla karşı değiliz. Aksine hastalara hizmet verirken daima kamunun çıkarlarını gözetiriz’’ dedi. 4 Aralık’taki kepenk kapatma eyleminin, seslerini başka türlü duyuramadıkları için son çareleri olduğunu, bu eylem sonrasında sözleşmelerinin feshedilmesiyle “adeta cezalandırıldıklarını’’ ileri süren Özel, “SGK’nın, ‘süreç içinde sadece 9 eczane kapanır’ beyanının aksine, yapılan tüm istatistikler bugün eczanelerin üçte birinin gelirine göre giderlerini karşılayamayacak noktada bulunduğunu gösteriyor. Bu da kısa bir süre içinde 7 bine yakın meslektaşımızın eczanesini kapatmak zorunda kalacağı anlamına geliyor’’ ifadesini kullandı. Son iki yıldır eczanelerin kayıplarının giderek arttığını belirten Özel, “İlâç fiyatlarında düşüşe yol açan kararnamenin yürürlüğe girdiği 4 Aralık’tan bugüne kadar Türkiye genelinde 300’den fazla eczane kapandı’’ ifadesini kullandı.

25.04.2010


 

Ekonomik kriz, dil eğitimini de vurdu

YAZ tatili süresince ABD’de hem çalışıp hem de İngilizce’sini geliştirmek amacıyla ‘’Work and Travel’’ (WAT) programı kapsamında Türkiye’den bu ülkeye giden öğrenci sayısının, geçen yıl yüzde 50 civarında düştüğü bildirildi.

Alternatif Yurt Dışı Eğitim Danışmanlığı ve Hizmetleri Genel Müdürü İzzet Aslantatar, WAT programının ABD tarafından yaklaşık 50 yıl önce ‘’kültürel tanıtım projesi’’ kapsamında başlatıldığını hatırlattı. İngilizce’nin, günlük kullanımla çok daha kolay geliştiğini belirten Aslantatar, ‘’Bu nedenle WAT programları kısa sürede büyük ilgi gördü. Dünya genelinden yılda 100 binden fazla öğrenci bu program sayesinde ABD’ye gidiyor. Ancak son yıllarda ABD kaynaklı ekonomik kriz, programın gelişimini durdurdu’’ dedi. Kriz dolayısıyla ABD’deki turizm sektörünün tedirgin olduğunu anlatan Aslantatar, firmaların eleman alımlarıyla ilgili kararlarını ertelemelerinin, WAT programları kapsamında bu ülkeye gidecek öğrenci sayısını da büyük oranda düşürdüğünü vurguladı. Türkiye’den, ABD’ye giden öğrenci sayısının 2 yıl önce 12 bine ulaştığını ifade eden Aslantatar, ‘’Ancak kriz nedeniyle öğrenci sayısı geçen yıl 7 binde kaldı’’ diye konuştu.

BU YIL 5 BİNİN ALTINA DA DÜŞEBİLİR

Programın sadece üniversitelerin 1, 2 ve 3’üncü sınıflarında öğrenim görenlere yönelik olduğunu ifade eden Aslantatar, iş alanındaki sıkıntının bu yılki sayıyı da etkilemesini beklediklerini söyledi. WAT programı kapsamında öğrencilerin eğlence parkı, otel, restoran gibi işletmeler ile millî parklarda haftada 30-40 saat çalışarak maksimum 4 ay boyunca ABD’de yaşama ve gezme şansı bulduğunu hatırlatan Aslantatar, şöyle konuştu: ‘’Sektörde faaliyet gösteren danışmanlık şirketleri bu yıl için kayıtlarını sürdürüyor. WAT’ta kayıtlar Eylül - Ekim aylarında başlıyor ve Mayısa kadar devam ediyor. Haziranda ise işlemleri tamamlanan öğrenciler ABD’ye gönderiliyor, ancak çalışma alanlarındaki düşüş de sürüyor. Biz başta olmak üzere, danışmanlık firmaları bu yıl ABD’ye giden öğrenci sayısının 5 binin altına düşeceğini öngörüyoruz.’’ Aslantatar, firmaların öğrencilerden 2 bin ile 2 bin 500 dolar arasında katılım payı alındığını, bu paranın büyük bölümünün işlemler sırasında kullanıldığını bildirdi. DVİS Akademik Danışmanlık Genel Müdürü Abdullah Peşteli de önceki yıllarda öğrenciler için yaz aylarında çok rahat iş bulunabilirken, son iki yıldır zorlandıklarını söyledi. Peşteli, başvuru yapan öğrenciler için iş arayışlarının sürdüğünü belirtirken, ‘’Tüm firmalar temkinli, yoğun bir çaba var, ancak iş bulunamayan öğrenciler de olacaktır. Başvurularda belli oranda iadeler olabilir’’ dedi.

25.04.2010


 

Kalbin ve ruhun gıdası Kur’ân

YOZGAT'IN Sorgun ilçesinde temeli 2 yıl önce atılan 100 kişilik Yusuf Yaman Yatılı Kız Kur'ân Kursu, düzenlenen törenle hizmete açıldı.

Tören Yeni Camii imamı Ahmet Çetin tarafından Kur’ân-ı Kerim okunmasıyla başladı. İlçe Müftüsü Ömer Çelebi yaptığı konuşmasında, Kur’ân kursuyla ilgili binanın yerinin ilçe esnaflarından Abdülkadir Yaman’ın babası Yusuf Yaman adına bağış yapıldığını ve bir buçuk yılda tamamlandığını söyledi. Çelebi, Sözlerin en güzeli Allah (cc) kelâmı Kur’ândır, Allah devletimize zeval vermesin, Kur’ân okunan topluluğa, Kur’ân’ın okunduğu yere Allah bereket, sağlık, huzur ve sükûnet ihsan eder. Onun için bu binada Kur’ân okunacak, kızlarımız, kadınlarımız Kur’ân öğrenecekler. Ne mutlu böyle bir hizmete vesile olanlara” diye konuştu. Yozgat Müftüsü Nuh Korkmaz ise en güzel hizmetin, Kur’ân’a yapılan hizmet olduğunu ifade ederek, “Kur’ân-ı Kerim insanları dünyada maddî ve manevî huzura kavuşturur. Bugün dünyada bunalımlar gittikçe artıyor. İnsanlar birçok gıda tüketerek midesini doldurabiliyor. Ancak kalp ve ruh gıdasız kaldığı zaman insanlarda bunalımlar kat kat artıyor ve dünya bunun sıkıntısını yaşıyor. Kalbin ve ruhun en büyük gıdası Kur’ân-ı Kerim’dir” şeklinde konuştu.

25.04.2010


 

Chicago’da Kutlu Doğum coşkusu

ABD’NİN Chicago şehrinde yaşayan gurbetçiler, Kutlu Doğum faaliyetleri münasebetiyle bir araya geldi. Chicago Türk- Amerikan Derneği tarafından düzenlenen Kutlu Doğum programına çok sayıda gurbetçi katıldı.

Hafız Mustafa Yiğit’in Kur’ân tilâveti ile başlayan program, Chicago Türk- Amerikan Derneği’nde haftasonu kurslarına katılan miniklerin sema gösterisi ile devam etti. Dernekte Türkçe, tarih ve din dersleri alarak kültürleri ile bağını devam ettiren çocukların gösterisi, büyük alkış topladı. Programda akademisyen Hilmi Okur’un “Peygamber Sevgisi” konulu konuşma yaptı. Salonu dolduran kalabalığın ilgisi dikkat çekti. Programa Türkiye’den katılan san'atçı Mustafa Demirci ise, ilâhî ve salâtları ile insanların hem Peygamber hem de gurbet özlemini gidermeye çalıştı. Program hatim duasıyla bitti.

25.04.2010


 

6 vakıf üniversitesi resmen kuruluyor

İSTANBUL ve Samsun’da altı yeni vakıf üniversitesi kurulmasını öngören kanun, dünkü Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

5981 sayılı ‘’Yükseköğretim Kurumları Teşkilâtı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’’ uyarınca, İstanbul’da ‘’Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’’, ‘’İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi’’, ‘’Süleyman Şah Üniversitesi’’, ‘’İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi’’ ve ‘’Bezm-i Alem Vakıf Üniversitesi’’ ile Samsun’da ‘’Canik Başarı Üniversitesi’’ adlarıyla altı yeni vakıf üniversitesi kurulacak.

25.04.2010


 

Isparta’da 7 bin telefon abonesi icralık

TÜRKTelekom Isparta İl Müdürlüğü, telefon faturalarını tahsil edebilmek için abonelerine icra takibi başlattı.

Türk Telekom İl Müdürü Mehmet Taşdöğen, Isparta genelinde 7 bin kişinin telefon faturalarını ödemediği için icraya verildiğini belirtti. Taşdöğen yapılandırma, taksitlendirme adımlarına rağmen olumlu yaklaşımda bulunmayan aboneleri icraya vermek zorunda kaldıklarını ifade etti. Abonelerine 10 farklı avantaj tarifesi sunduklarını kaydeden Taşdöğen, bu yıl içinde sabit telefonsuz ADSL aboneliği hizmeti vermeyi planladıklarını da kaydetti.

25.04.2010


 

Bin 500 öğrenci kayıt dondurdu

TÜRKİYE Değişim Hareketi (TDH) Giresun Merkez İlçe Başkanı Hakan Yılmaz, Giresun’da yüksek öğretimin barınma sorununun çözülmesi gerektiğini belirtti.

Yılmaz yaptığı yazılı açıklamada, yüksek öğretimde yaşanan yurt sorunu dolayısıyla bu öğretim yılının başında bin 500 üniversite öğrencisinin barınma sorunu sebebiyle kayıt dondurduğunu hatırlattı. Bin 500 öğrencinin kayıt dondurmasının hem Giresun ekonomisi, hem de öğrenciler açısından büyük kayıp olduğunu ifade eden Yılmaz, “Önümüzdeki öğretim yılına yetiştirilmesi hedeflenen yurt binasındaki çalışmalar hızlandırılmalıdır ve mümkünse yeni yurtların da yapılarak hizmete girmesi sağlanmalıdır” dedi.

25.04.2010


 

Yemenlilerin Türkiye sevgisi

SİVİL toplum örgütlerinin Türk hekimleriyle yurtdışına uzattığı sağlık eline, Sağlık Bakanlığı Yemen ile katıldı. Gönüllü olarak Yemen yollarına düşen 26 Türk doktor çok riskli 204 ameliyat gerçekleştirdi.

Bin hasta da ayrıntılı taramadan geçirildi. Yemenli hastaların beyin tümöründen kulak zarı deliğine, baş boyun kanserine kadar rahatsızlıkları tedavi edildi. Ameliyathane önündeki merdivenlerde sıraya giren Yemenliler Türk doktorlarına minnetlerini dile getirirken sağlık gönüllüleri gözyaşlarına hakim olamadı. Bir hafta önce yapılan Yemen ziyaretinde Sana, Ibb ve Hadramut şehirlerinde çoğu profesör 26 kişilik gönüllü sağlık ekibi hem hasta muayene etti hem ameliyat gerçekleştirdi. Türkiye’den yola çıkan beyin cerrahı, göz, kulak burun boğaz uzmanı, ortopedistlerin Yemen’e yaptığı sağlık çıkarmasını anlatan Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Nihat Tosun, daha önce Yemen ile yapılan sağlık protokolü çerçevesinde 26 hekimle bu ülkeye gittikleri bilgisini verdi. 204 ameliyat yaptıkları bilgisini verdi. 5 mesai günü içinde 200’ün üzerinde ameliyat yapıldığını ifade eden Nihat Tosun, binin üzerinde problemli hasta üzerinde tıbbî tartışmalar yapılarak Yemenli doktorlara meslekî tecrübe aktardıklarını söyledi. Tosun, “Olayı sadece ameliyat olarak değil Osmanlı Devletinden sonra Türkiye’nin oraya ulaşması, Yemenli hastalarımızın yardımına koşulması önemliydi” dedi.

BENİM OĞLUM NE OLACAK?

Söz konusu ameliyatların yapılmaması halinde hastaların Yemen'in dışına çıkmak zorunda kalacağını belirten Tosun, durumu ciddî olanların ise vefat edeceklerini kaydetti. Ameliyat olanların büyük mutlulukla hastanelerden ayrıldıklarını sıra gelmeyenlerin üzüldüğünü ifade eden Müsteşar Tosun, kendisini duygulandıran bir olayı anlattı: “Herkes ameliyat olmak için sıraya girmiş. Hastalar yağmur gibi geliyor. En son ayrılırken bir hastanın annesi siz gidiyorsunuz benim sıram gelmiyor. 2 yaşında yarık dudak ve damak hastası çocuğun annesi ‘Çocuğum ne olacak kim ameliyat edecek’ diye büyük minnetle bir yakarışı vardı. O annenin çocuğunun ameliyatı orada olacak. O bizim borcumuz. Ya biz oraya gideceğiz ya anneyi Türkiye’ye getireceğiz.” Yemen’e giderek 16 kulak ameliyatı yapan Keçiören Eğitim Araştırma Hastanesi Başhekimi Murat Karaşen, 62 ameliyatta da bulunduğu bilgisini verdi. Yarık damak ve dudağı olan, kulak zarı delinmiş, dudağında tümör olan hastalara operasyon yaptıklarını ifade eden Karaşen, aynı zamanda ameliyatlara Yemenli doktorları da alarak bilgi aktarımı gerçekleştirdiklerini söyledi. 5 gün boyunca Yemen’de duygu seli yaşadıklarını söyleyen Karaşen, “Doktorlar gönülle geldi. Türkiye’den bazı doktorlar bizi niye götürmüyorsunuz diye küstüler. Kendi hastası gibi ilgilendiler Yemenlilerle. Ameliyatının dışında merdiven vardı. Tüm anneler sıra bekliyorlardı. Hakikaten inanılmaz derecede Türk sevgisi vardı. Bir hasta ‘siz gerçekten Türk müsünüz?’ dedi. Evet deyince sarılıp iki üç dakika ağladık. Öyle bir açlık var” derken gözyaşlarını tutamadı.

25.04.2010


 

CERN’de ilk alt tanecik tesbit edildi

YüzyIlIn en büyük deneyi olarak kabul edilen ve Büyük Patlama ortamının oluşturulacağı Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nda (BHÇ), madde ile antimadde arasındaki etkileşimin tabiatını gün ışığına çıkarması umulan deneyde, ilk alt tanecik tesbit edildi.

Avrupa Nükleer Araştırma Merkezinin (CERN) Cenevre şehrinde İsviçre ile Fransa sınırının altında bulunan dev atom çarpıştırıcısındaki deneyde parçacığa bilim adamları “güzellik” ya da “alt tanecik” adını veriyor. CERN’den fizikçi Christine Sutton, deneyde en çok ölçümünü yapmak istedikleri “parçacık dilek listesinin” başında yer alan bu “güzellik taneciğini” tesbit etmelerinin, maddî ile antimadde arasındaki etkileşim veya yeni parçacıklar keşfetme yolunda önemli bir adım olduğunu söyledi.

Bunun üretim yolunda ilk adım olduğunu söyleyen İngiliz araştırmacı, “Bildiğiniz ve sevdiğiniz parçacıkları keşfedebilmek deneyin nasıl yürüdüğünü göstermesi açısında önemli” diye konuştu. Ankara / aa

25.04.2010


 

‘Casus’ mekik uzaya çıktı

NASA’nIn ‘askerî amaçlarla da’ kullanabileceği minyatür ve insansız uzay mekiği ilk deneme uçuşu için fırlatıldı. Yörüngede kalış süresi daha uzun, dünyaya döndükten sonra yeni bir uçuşa daha ucuza ve daha kısa sürede hazırlanabilecek olan yeni tip uzay mekiği “X-37B Yörünge Test Aracı” önceki gece fırlatıldı. 20 katlı Atlas roketinin taşıdığı insansız test aracı, Cape Canaveral Hava Kuvvetleri İstasyonu’ndan TSİ 02:52’de fırlatıldı. Uzmanların, askeri amaçlar için de kullanılacağını belirttiği araca “uzay uçağı” da deniyor. Hava Kuvvetleri yaptığı resmî açıklamada, fırlatma işleminin başarıyla gerçekleştirildiğini bildirdi. Uzmanlar, bu aracın, “muharebe destek ve çeşitli silâh sistemlerinin geliştirilmesini hızlandırmada kullanılacağını” belirtiyor. Araç, yörüngede güneş enerjisinden elektrik üretebilecek güneş panellerini de konuşlandırabiliyor.

25.04.2010


 

Hubble Uzay Teleskobu 20 yaşında

Kâinatı gözlemlemek için uzaya fırlatıldığı 1990’dan bu yana insanoğlunun pek çok keşif yapmasını sağlayan emektar Hubble Uzay Teleskobu, dün 20. yaşını kutladı.

Google, Hubble’a ana sayfasında yer verdi. Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), doğum günü şerefine, Hubble’ın yeni Wide Field Camera 3 sistemi ile çektiği, 7 bin 500 ışık yılı uzaklıktaki Carina Nebulası’nın fotoğrafını yayınladı. İsmini Amerikalı astronom Edwin Hubble’dan alan dünyanın ilk uzay teleskobu, 24 Nisan 1990’da uzay mekiği Discovery tarafından yörüngesine taşınmış, 1 ay sonra da ilk fotoğrafları yollamaya başlamıştı. Hubble, 20 yıl boyunca kendi güneş sistemimizden uzayın en derin noktalarına kadar bilgi verici yüzbinlerce fotoğraf yolladı. Astronomların astrofizik alanındaki temel problemlerine çözüm bulmakta büyük yararlar sağlayan yaşlı teleskop, yaptığı pek çok gözlem sayesinde kâinatın genişleme oranı başta olmak üzere birçok alanda çığır açıcı sonuçlar doğurdu. Hubble, 2014’te uzaya gönderilmesi planlanan James Webb Uzay Teleskobu faaliyete geçene kadar fotoğraf yollamaya devam edecek.

25.04.2010


 

Obama’nın zaafı, turta

ABD Başkanı Barack Obama’nın zaafının turta olduğu açıklandı. Başdanışmanı David Axelrod, turtayı çok seven Obama’nın sağlıksız beslenmemesi için Beyaz Saray’daki pasta ustasının gönderildiğini söyledi.

Axelrod, talk şovcu Jay Leno’nun programında, “Obama Beyaz Saray’a geldiğinde mutfakta çok iyi bir pasta ustası olduğunu, ancak başkanın ‘zaafı’ yüzünden bunun büyük bir probleme dönüştüğü” esprisini yaptı. Doktoru tarafından sağlıklı beslendiği açıklanan başkanın çizburgere de bayıldığını söyleyen Axelrod, “Umarım first lady izlemiyordur” demeyi de ihmal etmedi.

25.04.2010


 

Araba bakışla kullanılacak

Alman araştırmacılar, otomobilin sadece gözlerle yönlendirilmesine imkân sağlayacak bir teknoloji geliştirdi. Berlin’deki Hür Üniversitesinden yapay zekâ uzmanı Raul Rojas, yeni teknolojinin sürücülerin göz hareketlerini takip ettiğini ve aracı, sürücü nereye bakarsa o tarafa yönlendirdiğini söyledi.

Rojas ve ekibi “eyeDriver” adını verdikleri teknolojinin prototipinin tanıtımını Berlin’deki boş bir havaalanında yaptı. Bir mini vanın kullanıldığı tanıtımda, direksiyonu sanki bir çift hayalet el tarafından yönlendiriliyormuş gibi görünen araç, sürücünün görüş hattını takip ederek pisti geçti. Rojas, geliştirdikleri teknolojinin aracın saatte 50 kilometre hız yapmasına imkân sağladığını, bir sonraki hedeflerinin ise aracın hızını 90 kilometreye çıkarmak olduğunu söyledi. Raul Rojas, en büyük hedeflerinin ise bu teknolojinin, yaya ve engellerle dolu bir şehirde güvenle kullanılabilmesini sağlamak olduğunu sözlerine ekledi.

25.04.2010


 

Facebook, Google’la savaşta

DünyanIn en büyük sosyal iletişim ağı olan Facebook bu hedefe ulaşmaya yönelik yeni araç ve ürünlerini tanıttı.

Otoriteler bunun Facebook ile Google arasındaki savaşı ortaya koyduğunu söyledi. Bu internet araçları, Facebook kullanıcılarının, internette tarama yaparken arkadaşlarıyla iletişimde kalmalarına imkân veriyor. BBC’de yer alan haberde Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg, internet ağının bir dönüm noktasında olduğunu belirterek, bu yolun kullanıcıların internette arkadaşlarıyla beraber hareket etmesi, arkadaşlarının onlara kılavuzluk etmesi olduğunu anlattı. Facebook’un yeni araçları arasında en dikkat çekeni, ortaklıklarının olduğu web sitelerinde “Beğen” seçeneğinin sunulacak olması. Bu seçenek, kullanıcılara girdikleri sitede fotoğraflardan haberlere, giysilerden şarkılara beğendikleri ya da beğenmediklerini işaretleme imkânı veriyor. Aynı şekilde herhangi bir internet sitesi bu bireysel tercih bilgilerini alıp internet sitesini bireylere göre düzenliyor ve kişiselleştirilmiş sürümler sunuyor. Ancak bütün bunlar ancak kullanıcı Facebook oturumunu açık bırakırsa gerçekleşiyor.

25.04.2010

 
Sayfa Başı  Geri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Yeni Asya Gazetesi - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat-Promosyon - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım