12 Temmuz 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

Çalışanın gözü Mecliste

TBMM Genel Kurulda, önümüzdeki hafta ağırlıklı olarak vergi kanunlarında düzenlemeler içeren ‘’torba kanun’’ tasarısının görüşülmesi bekleniyor.

Meclis tatile girmeden önce, gündemdeki 4 önemli tasarının Genel Kurulda yasalaştırılması planlanıyor. Genel Kurulu, tasarılar yasalaşana kadar aralıksız çalışacak. Bu kapsamda, geçen hafta görüşmeleri yarım kalan, 8 yeni üniversitenin kuruluşuna ilişkin kanun tasarısı üzerindeki çalışmalar tamamlanacak. Genel Kurulda tatil öncesinde ele alınması planlanan tasarılardan biri, kamuoyunda ‘’taş atan çocuklarla ilgili düzenleme’’ olarak bilinen Terörle Mücadele Kanunu (TMK) kapsamında yargılanan çocuklara ilişkin tasarı. Tasarı, TMK kapsamında yargılanan çocuklarla ilgili TMK ve bazı kanunlarda değişiklik öngörüyor.

Genel Kurulda, ağırlıklı olarak vergi kanunlarında düzenlemeler içeren ‘’torba kanun’’ tasarısının da bu hafta görüşülmesi bekleniyor. Tasarıya göre, ücretlilerin gelir vergilerindeki yüzde 27’lik dilimin üst sınırı 50 bin liradan 76 bin 200 liraya yükseltilecek. Böylece, üst gelir grubundaki ücretlilere 2 bin 100 TL’ye kadar vergi iadesi yapılacak. Hurda kamyonların teslimi durumunda, vergi silinmesine ilişkin uygulama süresi uzatılıyor ve kapsamı genişletiliyor.Mali Kural Kanunu Tasarısı da TBMM Genel Kurulunda ele alınacak tasarılar arasında yer alıyor. Meclis, tatile girmeden gündemdeki bu 4 önemli tasarı yasalaşana kadar aralıksız çalışacak.

12.07.2010


 

DEVLETLE ÖRGÜT ARASINDA

Polis Akademisi Uluslararası Terörizm Merkezi (UTSAM) tarafından yapılan çalışmada, terör örgütüne katılımların önemli sebeplerinden birinin, bölgedeki devlet görevlilerinin hataları olduğu belirtildi. Araştırmaya göre halk devletin hataları ile örgüt baskısı arasında sıkışmış durumda.

ÖFKE VE NEFRETİN KAYNAĞI

"Devlete kızgınlık, eskiden yapılmış yanlışlar, köy boşaltmalar, boşaltma esnasında askerin gelip tehdit etmesi, babayı çocuklarının yanında aşağılaması kişilerde büyük bir nefret ve öfkeye neden oldu. Örgüte katılan bazıları bunların hesabını sormanın tek yolunu dağ olarak gösterdi.”

Devletİn hatasI terörü beslİyor

POLİS Akademisi Uluslararası Terörizm Merkezi (UTSAM), terör örgütüne katılımların sebebi olarak bölgede çalışan devlet görevlilerinin hatalarını gösterdi. Polis Akademisi’nden Doç. Süleyman Özeren ve Dr. Murat Sever, Hakkâri, Yüksekova ve Van’da güvenlik güçlerinden vatandaşlara, terör örgütü sempatizanlarından eğitimcilere kadar birçok kişiyle görüşerek bir alan çalışması yaptı. “Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Terörü Besleyen Sorunlar: Hakkâri, Yüksekova ve Van Örneği” adlı araştırmada, örgüte katılımların sebepleri, terörü besleyen bölgeye özgü sorunlar gibi pek çok konu üzerinde duruldu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere devletin birçok kurumuna da gönderilen rapor, Mart 2010 tarihinde hazırlandı.Rapora göre, terör örgütüne katılımın temelinde yatan sebeplerin başında göç olgusu geliyor. Araştırmayı yapan ekip, “Göç, terörün bir sonucu halinde gelişirken sonraki süreçte terörün beslendiği ve bu beslenmenin de uzun vadede devam etmesini sağlayıcı bir faktör haline gelmiştir” değerlendirmesinde bulunuyor.

YANLIŞLARI NEFRET VE ÖFKE SEBEBİ

Eğitim düzeyindeki düşüklük, sosyo-ekonomik olumsuzluklar ve uzun yıllardır süren devlet-vatandaş arasındaki güven sorunları, bölgede Kürt milliyetçiliğini yükselten temel sebepler olarak öne çıkıyor. Özellikle ayrılıkçı Kürt milliyetçiliği söylemleri, bazı bireylerin örgüte katılmalarında etkili olabiliyor. Bir Hakkâri’li doktor, şöyle anlatıyor:

“Devlete kızgınlık, eskiden yapılmış yanlışlar, köy boşaltmalar, boşaltma esnasında askerin gelip tehdit etmesi, aşağılaması, babayı çocuklarının yanında aşağılaması kişilerde büyük bir nefret ve öfkeye neden olmuştur. Örgüte katılan bazı bireyler tarafından da bu yapılanların hesabını sormanın tek yolu dağ olarak gösterilmiştir.”

Bölgeye atanan bazı kamu görevlilerinin suça meyilli olması da bölge insanı nezdinde devlet imajını zedeliyor, devlet kurumlarına güveni yıpratıyor. Bazıları, örgüt lehine davranıp yolsuzluklara göz yumuyor. Meselâ Köy Boşaltma Komisyonlarının yaptıkları çalışmalarda vatandaşların kayıpları yüksek gösterdikleri ve haksız kazanç elde ettikleri dile getiriliyor. Özürlü olmayan çocuklar özürlü gösterilerek devletten daha fazla para alınıyor, bu paranın bir kısmının PKK’ya aktarıldığı öne sürülüyor. Bir sağlık görevlisi, “Çocuğu özürlü diye sevinen anneler var” diyor. Bir esnaf ise “Hakkari yoksulluk şehri değil yolsuzluk şehridir” diyerek durumu özetliyor. UTSAM uzmanları, bölgeye gönderileceklerin tecrübeli, bölge halkıyla irtibat kuracak gönüllü isimler olmasını, sorunlu kamu görevlilerinin ise kesinlikle gönderilmemesi çağrısında bulunuyor.

HALK, ARADA SIKIŞMIŞ DURUMDA

EVİNDE sorun olmayan, eğitimini sürdürenler üzerinde örgütün etkisi daha az hissediliyor. Araştırma ekibinin tespitine göre örgüt, çocukları sokakta tutarak hem tabanı canlı tutuyor hem de örgüte katılımın temelini atıyor. PKK ise kalabalık ailelerden bir bireyin örgüte katılmasını istiyor. Böylece kalabalık aileler örgüt ile irtibata geçiyor ve daha geniş taban oluşuyor. Şehir merkezlerinde terör örgütünün baskısında geçmişe göre kırılma yaşanmış olsa da araştırmaya göre halk devlet baskısı ile örgüt baskısı arasında sıkışmış durumda. Araştırmaya göre, devletin bölgede yaptığı ayni ve nakdi yardımlar da bireyleri hazırcılığa ve tembelliğe alıştırmış, dilencilik kültürünü yaygınlaştırmış. Bankaların önünde oluşan yardım kuyruklarının insanları ‘onursuzlaştırdığı’ yapılan mülakatlardan çıkan ortak sonuç. Bölgedeki din görevlilerinin de gerek bilgi gerekse halkla diyalog noktasında yetersiz olduğu tesbit edilmiş. Bu kişiler halk nezdinde saygı görmüyor. Vaaz, sohbetlerde bölgeye özgü sorunlar hiç dile getirilmiyor. Din konusundaki ihtiyaçların resmî mekanizmalar aracılığıyla karşılanamadığını belirten araştırma ekibi, PKK terör örgütünün halkla iletişim kurmak için dini kullandığını tesbit etmiş.

12.07.2010


 

Kaplan: AKP, 12 Eylül Anayasasına serum veriyor

BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, ‘’AKP, 12 Eylül Anayasasına serum vererek ömrünü uzatıyor.

Bu değişiklik en az 10 yıl, 20 yıl yeni bir Anayasa talebini öteler” dedi. Hasip Kaplan, Parti Meclisi’nde aldıkları Batı illerinde ve Büyükşehirlerde daha fazla örgütlenme çalışmaları kapsamında geldiği Antalya’da basın toplantısı düzenledi. Antalya Kültür Merkezi yanındaki kafeteryada düzenlenen basın toplantısında, 12 Eylülde yapılacak referandumu boykot edeceklerini kaydeden Kaplan, referandumda ‘’evet ya da hayır’’ oyu vermenin 12 Eylül Anayasasının ömrünü uzatacağını savundu. AKP’nin Anayasa değişikliği ile 12 Eylül Anayasasına ‘’serum verdiğini’’ öne süren Kaplan, ‘’AKP, 12 Eylül Anayasasına serum vererek ömrünü uzatıyor. Bu değişiklik en az 10 yıl, 20 yıl yeni bir Anayasa talebini öteler. Bu, ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür. Onun için yeni bir Anayasa için referandumu boykot ediyoruz’’ dedi. Medyada geçen hafta ‘’Türk ve Kürt halklarının birlikte yaşamasına’’ ilişkin tartışmaların hatırlatılması üzerine Kaplan, Kürtler’in Türkiye’den ‘’hiçbir yerde hiçbir şekilde’’ ayrılmak istemediklerini söyledi.

12.07.2010


 

TOKİ konutları Meclis denetiminde

TOKİ konutları, TBMM Dilekçe Komisyonu tarafından sıkı bir şekilde denetleniyor.

Hak sahiplerinden gelen şikâyetleri araştırmak için TBMM Dilekçe Komisyonu bünyesinde kurulan alt komisyon, TOKİ’nin Gölbaşı Örencik’te yaptırdığı ve birçok hak sahibinin de oturduğu konutlarda incelemelerde bulundu. Geçen yılın sonunda evlerine taşınmaya başlayan vatandaşların yol, su, elektrik, doğalgaz ve altyapıyla ilgili birçok sorunla karşılaşmaları üzerine şikâyette bulundukları Dilekçe Komisyonunda oluşturulan alt komisyon, sorunların giderilmesi için ilgili tarafları dinledi ve gerekli yazışmaları yaptı. Başkanlığını AKP Kayseri Milletvekili Ahmet Öksüzkaya’nın, üyeliklerini ise AKP Muş Milletvekili Seracattin Karayağız ile MHP Aydın Milletvekili Recep Taner’in yaptığı alt komisyon, çalışmalarına başladıktan sonra, inşaat mühendisleri odası teknisyenlerinden 5 kişilik bilirkişi heyeti oluşturdu. Bilirkişi heyeti, TOKİ’nin Örencik ile Yenimahalle’deki konutlarını teknik incelemeye tabi tuttu. Heyet, konutlarda tespit ettiği eksiklikleri rapor halinde alt komisyona sunacak.

12.07.2010


 

Başbakanlıktan, yolsuzluğa karşı proje

BAŞBAKANLIK Kamu Görevlileri Etik Kurulu, kamu kurumlarında yolsuzluğun önlenmesi amacıyla 1.5 milyon Avro bütçeli “Kamuda Etik Kültürünün Geliştirilmesi Projesi” başlatacak.

Eylül ayında başlanacak proje için Avrupa Konseyi de teknik destek verecek. 2 yılda tamamlanması planlanan proje için 1.5 milyon Avro bütçe ayrıldı. Projenin temel hedefi, yolsuzluğun önlenmesi ve kamu sektöründe etik ilkelerin etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamak olarak belirlendi. Projenin diğer amaçları arasında, projede elde edilen kazanımları sürdürebilir kılmak, kamu kurumlarıyla ilgili ortaya konulan önerileri hayata geçirmek, tesbit edilen eksiklikleri gidermek ve özellikle de kamu kurumlarındaki etik komisyonların faaliyetlerini desteklemek olarak ifade edildi. Projenin nihai hedefi olarak ise Avrupa Birliği ve diğer uluslar arası standartlar ile uyumlu bir şekilde Türkiye’de yolsuzluğu önlemek olarak ifade edildi. Proje kapsamında, etik kültürünün geliştirilmesi amacıyla bakanlıklarda, okullarda, üniversitelerde ve toplum genelinde yolsuzluk ile ilgili bilincin ve farkındalığın arttırılması için kampanyalar geliştirilmesi ve medya ile kısa filmler çekilmesi vb. faaliyetler yapılması planlanıyor.

12.07.2010


 

Avrupa’dan CHP’ye “pakete destek olun” tavsiyesi

AVRUPA Parlamentosu Sosyal Demokratlar Grubu Başkan Yardımcısı Hannes Swoboda, ‘’CHP’ye ve yeni liderine bizim tavsiyemiz, bu paketin arkasında durması ve desteklemesi’’ dedi.

‘’Hırvatistan Zirvesi’’ne katılan Hannes Swoboda, 12 Eylül tarihinde referanduma sunulacak Anayasa değişikliğine ilişkin soru üzerine, ‘’Bu Anayasa paketi Türk vatandaşları için önemli, aynı zamanda Avrupa Birliği için de önemli’’ dedi. Paketin Türk halkına daha fazla demokrasi ve özgürlük seçeneği sunduğunu ifade eden Swoboda, ‘’Bu özgürlükler kapsamında yargı ve asker de var’’ ifadesini kullandı. Swoboda, şöyle devam etti: ‘’Biz Avrupa Birliği olarak her zaman için Türkiye’nin demokratikleşmesine ve reformlarına destek veriyoruz ve bu gördüğümüz Anayasa paketi de reformlara, özgürlüklere açık bir Anayasa paketi. Dolayısıyla biz bu değişikliği destekliyoruz. Çünkü sosyal demokrat değerler de getiriyor bu değişiklik. CHP’ye ve yeni liderine bizim tavsiyemiz bu paketin arkasında durması ve desteklemesi. Çünkü sosyal demokrat değerler de getiriyor bu değişiklik. Eğer CHP sosyal demokrat bir parti olmak istiyorsa bu reformları desteklemelidir.’’

Hannes Swoboda, ABD Başkanı Barack Obama’nın Türkiye’nin AB’ye üyeliğine ilişkin sözleriyle ilgili soruya da ‘’ABD daha çok kendi siyasetiyle ilgilenmeli’’ cevabını verdi.

12.07.2010


 

AB heyecanı sönmemeli

Adana Ticaret Odası Başkanı Şaban Baş, Türk toplumunun büyük bölümünü heyecanlandıran Avrupa Birliğine katılım konusundaki girişimlerin son bir-iki yılda yerini derin bir sessizliğe bıraktığını söyledi.

HERKES ELİNDEN GELENİ YAPSIN

Her kurum ve kuruluşun AB’ye entegrasyon sürecinde elinden geleni yapması gerektiğini kaydeden Şaban Baş, bunun ülkenin geleceği bakımından son derece önemli bir görev olarak algılanmasını istedi.

AB heyecanı sönmesin

Adana Ticaret Odası (ATO) Başkanı Şaban Baş, Türk toplumunun büyük bölümünü heyecanlandıran Avrupa Birliği’ne (AB) katılım konusundaki girişimlerin son bir iki yıl yerini derin bir sessizliğe bıraktığını söyledi.

Şaban Baş, yaptığı yazılı açıklamada; Türkiye’nin, muasır medeniyet çizgisine ulaşılabilmesi doğrultusundaki en doğru adresin AB olduğunu kaydetti. Bu sebeple, her kurum ve kuruluşun AB’ye entegrasyon sürecinde elinden geleni yapması gerektiğini anlatan Baş, bunun ülkenin geleceği bakımından son derece önemli bir görev olarak algılanmasını istedi. ATO olarak 2000 yılından bu yana AB ile ilgili bütün faaliyetleri desteklediklerini bildiren Baş, Avrupa Komisyonu katkılarıyla AB Bilgi Bürosu ve Avrupa Bilgi Merkezi’ni kurduklarını hatırlattı. Son dönemde AB ülkelerinin Türkiye’nin üyeliği yönündeki tavırlarında farklı bir anlayışın egemen olmaya başladığını gözlemlediklerine işaret eden Baş, bu şekilde üstü kapalı da olsa ülkenin üstüne bir çizgi çekilmek istendiğini dile getirdi. Baş, şunları söyledi:

“Türkiye’de yapılan kamuoyu yoklamaları, Türk insanının AB üyeliğine olan isteğinde son derece önemli gerilemeler olduğunu ortaya koyuyor. Bunda kuşkusuz AB’nin Türkiye’ye yönelik olumsuz bakış açısının da etkisi bulunmaktadır. Çünkü üyelik süreci bu şekilde Türk insanında bir inançsızlığa ve bıkkınlığa yol açmaktadır. Oysa, gençlerimize daha kaliteli, dünya standartlarında eğitim vermeye ihtiyacımız var. Ülkemizin ve bölgemizin kanayan yarası haline gelen işsizliğe çözüm üretebilmek için meslekî eğitime daha fazla yoğunlaşmaya ihtiyacımız var. Maalesef, AB katılım sürecimiz, bu anlamda bize moral vermiyor. Süreç, belli üye devletlerin blokajında yürüyor veya daha doğrusu engelleniyor. 23 fasıl ortada dururken, sadece Türkiye’nin her anlamda fedakârlığını gerektirecek konular gündeme geliyor.” Türkiye’ye, AB üyeliği konusunda henüz hedef tarih bile verilmediğini hatırlatan ATO Başkanı Baş, bu durumun ise müzakerelerin sonucuna ilişkin niyetlerin farklı olduğunu gösterdiğini anlattı. Bu sebeple, Türkiye-AB ilişkilerine yakından bakıldığında müzakere sürecinin, çoğunun AB’den kaynaklanan sebeplerle, hızla durgunluğa doğru yaklaştığını savunan Baş, bu olumsuzluklara rağmen bu konudaki heyecan ve umudun yitirilmemesi taraftarı olduklarını ifade etti.

12.07.2010


 

Bulgaristan’dan AB desteği

Bulgarıstan Dışişleri Bakanı Nikolay Mladenov, Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecini desteklediklerini söyledi.

‘’Hırvatistan Zirvesi’’ne katılan Mladenov, soruları cevapladı. Mladenov, geçtiğimiz günlerde basına yansıyan, ‘’Türkiye’nin Avrupa Birliği yolu çok uzun. 15 veya 20 yıl sonra olacak bir şey konusunda bugün konuşmayalım’’ yönündeki demeci ile ilgili sorulan soruya şu cevabı verdi: ‘’Türkiye konusunda yaptığım açıklamaları basın çarpıttı. Türkiye’nin üyelik sürecine engel çıkarma veya olumsuz bakma konusunda en son ülke Bulgaristan olur. Çünkü biz Avrupa Birliğine yeni üye olduk. Türkiye’yi çok iyi anlıyor ve izliyoruz, onun için bu süreci destekliyoruz. Ne Bulgaristan, ne de başka bir ülke Türkiye’nin üyelik süreci ile ilgili bir karar veremez. Benim 20 yıl gibi bir ifadem olmadı. Biz Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecini destekliyoruz. Tabi ki bu sürecin süresi Türkiye’nin göstereceği performansa bağlı. Reformlar yapması lazım, insan hakları ve demokrasi konusunda adımlar atması lâzım, AB’nin kriterlerini yerine getirmesi lâzım. Dolayısıyla bu daha çok Türkiye’ye bağlı.

Lobi yapma konusuna gelince, Bulgaristan sadece Türkiye’nin değil, hiçbir ülkenin lobisini yapmaz. Burada önemli olan lobi değil, yapılanların anlatılmasıdır. Bunu Türkiye’nin kendisi anlatacaktır.’’

12.07.2010


 

Sarıkamış şehitleri anısına yürüdüler

Sarikamiş Harekâtı sırasında Allahuekber Dağları’nda şehit düşen askerler, Kars’ın Sarıkamış ilçesinde düzenlenen faaliyetlerle anıldı.

Yaklaşık 120 kişinin katıldığı yürüyüşün ardından, şehitlikte saygı duruşunda bulunuldu ve dualar okundu. Sarıkamış Dayanışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez, 1914’te yapılan Sarıkamış Harekâtı sırasında 9, 10 ve 11. kolorduların Sarıkamış içinde Ruslarla göğüs göğse muharebe ettiğini belirterek, ‘’Kimse burada şehit olan bu Mehmetçikler için ‘tek kurşun atmadan öldüler’ diyemez. Onların hepsi birer kahramandır’’ dedi.

12.07.2010


 

Mehmetçik’e modern tüfek

Makına ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKE) tarafından geliştirilen ve dünyada kullanılan piyade tüfeklerinin en iyi özelliklerini üzerinde toplayan Millî Modern Piyade Tüfeğinin 3 adet prototipi üretildi.

22 Ocak 2009 yılında Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) ile Millî Modern Piyade Tüfeğinin ‘’tasarım ve geliştirme’’ sözleşmesini imzalayan MKE, tüfeğin prototip çalışmalarını Kırıkkale’deki fabrikasında tamamladı. Türk Silâhlı Kuvvetleri’nin taktik ve teknik istekleri doğrultusunda üretilen 3 adet prototip tüfek, önümüzdeki günlerde kalifikasyon testlerine tabi tutulacak. G3 tüfeklerinin yerini alması planlanan modern piyade tüfeği, testlerden başarıyla geçmesi halinde 2011 yılının Haziran ayında seri üretime hazır hale getirilecek. Tasarımından itibaren tamamen yerli olan ve hiç bir ülkeden teknoloji transferi yapılmadan üretilen modern piyade tüfeği, şu anda dünyada kullanılan üçüncü jenerasyon piyade tüfeklerinin en iyi özelliklerini üzerinde topluyor.

12.07.2010


 

Doğubayazıt’ta izinsiz gösteri

Ağri’nin Doğubayazıt ilçesinde BDP’nin etkinliğine katılan bir grup, polise ve bazı iş yerlerine taş ve molotofkokteyli ile saldırdı.

Edinilen bilgiye göre, bir grup, ilçede BDP tarafından düzenlenen ‘’Savaşa Hayır, Barışa Evet’’ faaliyetine katılmak için Büyükanıt Caddesi’nde toplandı. BDP Van Milletvekili Özdal Üçer, burada gruba yönelik bir konuşma yaptı. Üçer’in konuşmasının ardından dağılmaya başlayan gruptan bazı kişiler, polise ve iş yerlerine taş ve molotofkokteylleri ile saldırdı. Polisin biber gazı ve basınçlı su ile müdahale ettiği gruptakiler, ara sokaklara dağıldı.

12.07.2010


 

Batman’da kaza: 5 polis yaralı

Batman’da meydana gelen trafik kazasında, 5’i polis memuru, 9 kişi yaralandı. Alınan bilgilere göre, Süleyman Tarlak yönetimindeki 34 BH 8671 plakalı otomobil, çevre yolunda ‘’U’’ dönüşü yapmak isterken, resmî polis otosu ile çarpıştı.

Kazada, polis memurları Mehmet Demirkan, Serkan Uslanmaz, Abdusselam Tora, Yaşar Kanlı ve Ahmet Ayar ile otomobil sürücüsü Süleyman Tarlak, otomobilde bulunan Yasemin Tarlak, Mert Tarlak ve Aslan Tarlak yaralandı. Yaralılar, Batman Bölge Hastanesi ve Özel Dünya Hastanesine kaldırıldı.Mert Tarlak’ın durumunun ağır olduğu, diğer yaralıların hayatî tehlikelerinin bulunmadığı bildirildi.

12.07.2010


 

Gazi Mahallesi’nde 23 gözaltı

Gazı Mahallesinde izinsiz gösteri yaparak polise taş ve molotofkokteyliyle saldırıda bulunan grubun dağıtılmasının ardından 23 kişi gözaltına alındı.

Alınan bilgiye göre, Fevzipaşa Caddesinde toplanarak terör örgütü lehine slogan atan ve polise taş, ses bombaları ve molotofkokteyliyle saldıran göstericilerin biber gazıyla dağıtılmasının ardından Çevik Kuvvet ekipleri ara sokaklarda çalışma yaptı. Olayla ilgili gözaltına alınan 23 kişi, İstanbul Emniyet Müdürlüğüne götürüldü.

12.07.2010


 

İslâm dünyasının gençleri İstanbul’da toplanıyor

İslÂm Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği’nin (İDSB) düzenlemiş olduğu 4. Uluslararası Gençlik Buluşması 12-18 Temmuz tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilecek.

45 ülkeden 185 üyesi bulunan İDSB’nin gençlik buluşmaları biri Türkiye’de olmak üzere yılda iki defa tertip ediliyor. Daha önce Türkiye ve Endonezya’da toplanan İslâm dünyasının genç sivil toplum temsilcileri, bu buluşmada “İslâm Medeniyeti” konusunu müzakere edecekler. Dünyanın pek çok ülkesinden 150’ye yakın 18-25 yaş arası gencin katılmasının beklendiği 4. Uluslararası Gençlik Buluşması programında “İslâm Medeniyeti” başlıklı forumun yanı sıra, pek çok seminer ve ziyaret de bulunuyor.

İDSB Genel Sekreteri Necmi Sadıkoğlu, yaptığı açıklamada, “İslâm dünyasının nüfusunun yarısı 25 yaşın altında. Bu sahip olduğumuz hazinenin ne kadar büyük olduğunu göstermekle birlikte sorumluluklarımızın da ne kadar hayatî olduğunu ifade ediyor” dedi.

Sadıkoğlu, buluşma ile ilgili şu noktaların altını çizdi:

“İDSB Gençlik Buluşmaları gittikçe kurumsallaşıyor, çapı ve derinliği her geçen sene daha da artıyor. Bu buluşmalarla İslâm dünyasının genç liderleri, aktivistleri, entelektüelleri bir araya geliyorlar. Birlik ve beraberlik şuurunu özümsüyorlar. Tecrübelerini paylaşıyorlar. Büyük bir şevk ve motivasyonla hizmetlerine devam ediyorlar.”

Bugün saat 18.30’da Ali Emiri Kültür Merkezi’nde açılışı yapılacak olan 4. Uluslararası Gençlik Buluşması’nın 5.’si Fas’ta, 6.’sı Türkiye’de ve 7.’si Sudan’da gerçekleştirilecek.

12.07.2010


 

KPSS kaldırılsın eylemi

AtamasI Yapılmayan Öğretmenler Platformu üyeleri, Kamu Personeli Seçme Sınavı’nın (KPSS) kaldırılması talebiyle eylem yaptı.

Sakarya Caddesi’nde toplanan platform üyeleri, ‘’Okuluma öğretmen, öğretmenime güvenceli kadro istiyorum’’, ‘’327 bin işsiz öğretmen atama bekliyor’’ yazılı pankartlar taşıyarak, çeşitli sloganlar attı. Platform sözcüsü Serkant Subaşı, yaptığı açıklamada, KPSS’nin geçerliliği ve güvenirliğinin kalmadığını iddia etti. Bu sınavın kaldırılmasını istediklerini belirten Subaşı, ‘’Mesleğini yapabilmesinin önündeki en büyük engel olan KPSS’nin yol açtığı psikolojik çöküntüye dayanamayarak hayatlarına son veren gençleri hatırlatmak için toplandık’’ dedi. KPSS’nin ‘’piyasalaştığını ve gençlerin hayalleriyle birlikte ceplerini de sömürmeye başlayan bir sektör haline geldiğini’’ öne süren Subaşı, ‘’Sınav dediniz kazandık, hepimiz üniversitelere gidip mezun olduk. Tüm bunlardan sonra ekmeğimizi istediğimizde bize tekrar dershanelerin ve sınavların yolunu gösteriyorsunuz’’ diye konuştu. Subaşı, Ağustos ayında meydanlara çıkacaklarını da bildirdi.

12.07.2010


 

‘Çileleri’ hayat biçimleri oldu

YazIn başlamasıyla birlikte Erciyes Tekir Yaylasına çıkan hayvan yetiştiricileri, dağ şartlarının zorluğunu hayat biçimi olarak benimsiyor.

Geçimini hayvancılıkla sağlayan Anadolu insanı, yazın başlamasıyla yaylalara çıkma geleneğini yıllardır sürdürüyor. Erciyes Dağı’nın bereketli meraları, yaylacıları kendine çekiyor. Yazın gelmesiyle birlikte Tekir Yaylası’ndaki meraları mesken tutan hayvan yetiştiricileri, buralara kurdukları derme çatma çadırlarda yaşamak zorunda kalıyor. Günün ilk ışıklarıyla hayvanları yaylıma çıkaran yaylacılar, hayvanlardan elde ettikleri sütleri kaynatarak, peynir üretiyor. Bu peynirleri şehir merkezindeki köy pazarlarında satan üreticiler, besledikleri hayvanları da satıp, geçimlerini temin edecekleri parayı biriktirmeye çalışıyor. Yüksek rakımlı yaylalarda hava sıcaklığının düşük seyretmesi, yaylacıların zorlandığı konuların başında geliyor. Çadırlarına soba kuran yaylacılar, özellikle gece etkili olan soğuktan bu sayede korunmuş oluyor.

Yaylalardaki zor şartlara rağmen ailenin bütün bireyleri bu ortamın içinde yer alıyor. Babalar hayvanların otlatılması, koyunların yünlerinin kırkılması, ticaret gibi görevleri üstlenirken, kadınlar da süt sağma, peynir ve yoğurt yapmanın yanında yemek ve bulaşık işleriyle meşgul oluyor. Yaylacıların yanlarından ayırmadıkları çocukları da bu şartlarda yaşıyor.

12.07.2010


 

Cansuyu, Kırgızistan’da mülteci kampına girdi

Geçtİğİmİz aylarda Özbek-Kırgız çatışmalarına sahne olan Kırgızistan’a acil insanî yardım gönderen Cansuyu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Kırgız mültecilerin bulunduğu çadır kampa girerek yardım dağıtımında bulundu.

Celalabad şehrinde binlerce aileye acil insanî yardım ulaştıran Cansuyu heyeti, burada yapılan dağıtımın ardından çok sayıda insanın mülteci duruma düştüğü Oş şehrine geçti. Onlarca ton gıda maddesi dağıtan Cansuyu ekibi, Oş şehrine sığınmış olan ve Özbekistan sınırından kaçan mültecilerin çok yoğun yardıma ihtiyaçları bulunduğunu bildirdi. Çok sayıda çocuk ile kadın ve erkeğin de bulunduğu kampta, temiz içme suyu ile gıda sıkıntısı yaşandığına dikkat çeken kamp yetkilileri, acil olarak yardıma ihtiyaçları olduklarını söylediler. Kampta gıda ve su ihtiyacının had safhada olduğunu belirten yetkililer, ayrıca ilâç ve çocuk gıdalarının da öncelikli ihtiyaç maddeleri arasında yer aldığını dile getirdi.

12.07.2010


 

“Çöp adamlar” geri dönüşümcü oldu

Halk arasında “Çöp adamlar” veya “Çekçekçiler” diye anılan kâğıt toplayıcıları, Esenler Belediyesi’nin Geri Dönüşüm Projesi kapsamında işe alındı.

Onlar artık belediye adına çalışan, sosyal güvencesi ve sabit geliri olan birer belediye işçisi. Hallerinden son derece memnun atık kâğıt işçileri, şimdi Esenler’de Geri Dönüşüm’ün en önemli unsuru haline geldi. Esenler’de geri dönüşümün lokomotifi durumuna gelen eski çekçiler de şu anda belediye işçisi olmaktan son derece memnunlar. İşçiler, “Eskiden ne saatimiz, ne kazanacağımız para belliydi, ne de sosyal güvencemiz vardı. Şimdi, düzenli bir işimiz, maaşımız ve sosyal haklarımız var. Günlük belli bir kilonun üstüne çıktığımızda da primimiz var” diyerek memnuniyetlerini dile getirdiler.

12.07.2010


 

Okuma bilmeyen annelere Kur’ân’ı öğrettiler

İzmİr’İn Karabağlar ilçesi Cennetçeşme Mahallesi’nde 54 kişi Kur’ân kursunu bitirdi.

Karabağlar İlçe Müftüsü Emin Arık, “Buradan öğrenci çıkmaz” denilen yerde 54 hanımın Kur’ân okumayı öğrendiğini belirtti. Fatih Camii’nde 30 hanım, önce Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV)’nın açtığı Türkçe kursuna kaydoldu. Sonra Kur’ân kursuna devam eden 24 kişiyle birlikte toplam 54 hanım, yıl sonuna kadar Kur’ân okumayı öğrendi. Fatih Camii’ndeki programla ilgili bilgi veren Müftü Arık, “Kur’ân öğreticilerinin gayretleriyle ev ev dolaşarak. 54 hanımdan Türkçe bilmeyen 30’u önce Türkçe okuma yazma kursuna kaydedildi. Daha sonra onlara katılan 24 hanımla toplam 54 kişiye Kur’ân öğretildi” dedi.

12.07.2010


 

İkinci el araç alacaklara, “otokontrol 5664’’ rahatlığı

Trafİk Sigortaları Bilgi Merkezi’nce (TRAMER) 2009 yılı ağustos ayında devreye alınan ‘’Otokontrol 5664’’ SMS Servisi, ikinci el araça alacakları büyük kolaylık sağlıyor.

Sistemle, araç sahipleri, ikinci el araç alacak olanlar ya da kaza mağdurları, ‘’5664’’e mesaj atarak, aracın kaza ve hasar durumuna ilişkin birkaç saniyede bilgi alabiliyor. Servis, aracın sigorta ve poliçe bilgilerine de ulaşmayı sağlıyor. TRAMER Müdürü Mehmet Üst, Turkcell ve Vodafone operatörlerinde aktif olan sistemle, vatandaşlara saniyeler içinde istedikleri bilgiyle geri dönüş yaptıklarını söyledi. Sistemin aracın mevcut plâkasından şasi numarasını tespit ettiğini ifade eden Üst, ‘’Aracın şasi numarasından hasar geçmişi araştırılıyor. Plaka ne kadar değişmiş olursa olsun, o şasiye ait aracın hasar geçmişine bakılıyor ve kullanıcılara saniyeler içinde cevap veriliyor. Sistemde trafik sigortalarında 2003 yılı ve sonrası, kaskolarda da 2004 yılı ve sonrası araçlar yer alıyor’’ dedi. Sistemin trafikteki bütün araçları kapsamadığına dikkati çeken Üst, araçların yüzde 91’inin trafik sigortası bulunduğunu belirtti.

12.07.2010


 

16 yılda 10 milyar cep telefonu satıldı

Dünyada 1994’ten beri 10 milyardan fazla cep telefonunun satıldığı açıklandı. İngiliz Wireless Intelligence şirketinin araştırmasına göre, birçok ülkede kişi başına birden fazla mobil telefon hattı bulunuyor

. Uzmanlar, 4 milyar hat sayısının 2008 sonunda aşıldığını belirtiyor ve 6 milyar mobil telefon hattı sayısına da 2012 ortasında ulaşılacağını tahmin ediyor. Mevcut 5 milyar cep telefonu sayısının, mobil telefonların kişisel bilgisayar sayısının üç katı olduğu anlamına geldiğine işaret eden uzmanlar, küresel mobil telefon hatlarının yüzde 47’sine sahip Asya-Pasifik bölgesinin bu büyümenin ana kaynağı olduğunu kaydediyor. Mobil telefon uzmanları, bütün dünyada 1994’ten beri 10 milyardan fazla cep telefonun satıldığını, pazarın devi Nokia’nın da tek başına 3,4 milyar cihaz sattığını belirtti. Sektör uzmanları, cep telefonunun yeryüzünün “en bereketli” tüketici elektronik cihazı olduğuna işaret ediyor.

12.07.2010


 

Ağrı Dağı’ndan bin torba çöp toplandı

AğrI Dağı’nın tırmanış güzergâhında bir haftadan bu yana devam eden temizlik çalışmasında bin torba çöp toplandı.

Türkiye’nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı’nda, Vali Ali Yerlikaya öncülüğünde başlatılan temizlik kampanyası kapsamında Topçatan Köyünde yaşayan vatandaşlardan oluşan 50 kişilik ekip, tırmanış güzergâhında çalışma başlattı. Bir haftadan bu yana devam eden çalışmaların ilk etabının sona erdiğini belirten Çevre ve Orman İl Müdürü Cesim Gökçe, şimdiye kadar bin torba çöp toplandığını söyledi. Çöplerin Ağrı Dağı’nın 2100 metredeki Ele Yaylası’nda kamyonlara yüklenerek, ilçedeki çöp toplama merkezine gönderildiğini kaydeden Gökçe, kampanyanın ikinci etabının bu ay içerisinde başlayacağını ve yapılacak çalışmayla Ağrı Dağı’nın daha temiz bir görünüme bürüneceğini sözlerine ekledi.

12.07.2010


 

Moskova’da sıcaklık 36 dereceye kadar yükselecek

Soğuk iklimiyle bilinen Rusya’da hava sıcaklıkları düşmüyor.

Üç haftadan beri sıcak havanın sürdüğü Moskova’da önümüzdeki hafta hava sıcaklığının 36 dereceye kadar yükseleceği kaydedildi. Rus Meteoroloji Merkezi, önümüzdeki hafta Rusya’nın başşehrinde sıcaklığın 36 dereceye yükselebileceğini açıkladı. Yetkililer, “Aldığımız verilere göre Moskova’da sıcaklık daha da artacak. Önümüzdeki haftanın ortalama sıcaklığı 31 ile 36 derece arasında değişmesi bekleniyor” diye konuştu. Ara sıra kısa süreli yağışın da görülebileceğini belirten uzman “İskandinavlardan yaklaşan hava Moskova’daki bulutları şehir dışına iterek gündüz hava sıcaklığının 28 ile 33 derece arasında sabitlenmesine yol açacak” dedi. Uzman, Salı günü 30-35 ve Çarşamba günü ise sıcaklığın 31-36 dereceye ulaşacağı tahmininde bulundu. Geceleri ise sıcaklık en az 17 ile 20 derece arasında olacağı belirtildi. Öte yandan şehir sakinleri dayanılmaz sıcağa karşı Moskova Nehri’nin kenarlarına akın ederek ferahlamaya çalışıyor.

12.07.2010


 

BAE, Avrupa’ya deve sütü satacak

Avrupa Komisyonu’nun güvenlik ve gıda standartları konusunda yeşil ışık yakmasının ardından Birleşik Arap Emirlikleri’nin Avrupa’ya deve sütü ihraç edeceği bildirildi.

Resmî haber ajansı WAM’ın bildirdiğine göre El İttihad gazetesine konuşan Çevre ve Su Bakanlığı Tarım ve Hayvan İşleri İdarî Müdürü Abdullah El Canan, BAE’nin önümüzdeki yıldan itibaren ihracata başlayacağını ve Avrupa Birliği’ne ilk deve sütü satan ülkelerden biri olacaklarını söyledi. Avrupa Birliği’nden gelen onay mektubunda BAE tarafından verilen bilgilerin tam olduğu ifade edildi. Yetkiliye göre bundan sonra her ay deve sütü üzerinde 10 adet analiz ve test yapılacak. Bir yıl sonunda 120 testin sonucu AB’nin ihracat kurallarına uyup uymadığının tesbiti için yetkili kuruma gönderilecek. Onay aşamasının parçası olarak AB yetkilileri de bir dizi deve sütü çiftliğini ziyaret edecek. Geçen Şubat’ta Dubai’de düzenlenen gıda güvenliği konferansında sunulan bir araştırmada deve sütünün özellikleri tanıtıldı. Deve sütü daha az yağ ve kolesterol içermesi ve potasyum ve demirinin yanı sıra sodyum ve magnezyum gibi mineral bakımından zengin olması dolayısıyla daha besleyici kabul ediliyor. Zengin protein kaynağı sütü kaynatmaya da gerek yok. Ayrıca içerisindeki özel bileşimler dolayısıyla diğer süt türlerine kıyasla daha uzun raf ömrüne sahip. Deve sütünün, muhtevasındaki insülin benzeri proteinden dolayı diyabet hastalığını kontrol altında tutacağı ve gıda alerjilerine karşı iyi gelebileceği iddia ediliyor. Kaynaklara göre Avrupa’da deve sütü fiyatı inek sütü fiyatının dört katına kadar çıkabilecek.

12.07.2010


 

Spora teşvik için telefon numaralarını halka açtı

Eskİşehİr Gençlik ve Spor İl Müdürü Süleyman Arduç, müdürlük bünyesindeki olumsuzlukları kısa sürede çözmek ve vatandaşları spora teşvik etmek amacıyla herkesin kendisine ulaşması için üzerinde kendisine ait cep ve ev telefonu numaraları bulunan panoları, şehirdeki spor tesislerine astı. Veliler ve sporcular bir olumsuzlukta Arduç'u arıyorlar.

12.07.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.