16 Temmuz 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Aile-Sağlık

Yazın doğru beslenme şart

YAZ aylarında sıvı kaybından dolayı düşen vücut direncini arttırmak için düzenli su tüketiminin ve dengeli beslenmenin önemli olduğu bildirildi.

Beslenme ve Diyet Uzmanı Rabia Yıldız, su tüketimi ihtiyacının kişinin günlük aktivitelerine göre değişebileceğini söyledi. Düzenli su tüketiminin, kişinin cinsiyetine, günlük aktivite düzeyine, terleme durumuna ve var olan hastalıklara göre değişebileceğine işaret eden Yıldız, bu ihtiyacın orta düzeyde hareket eden bir insan için günlük ortalama 2-3 litre olduğunu kaydetti. “Su içmek için su içme isteğini beklememek gerekir” diyen Yıldız, 2-3 litrelik suyun gün içinde belirli periyotlar halinde alınmasının uygun olacağını vurguladı. Yıldız, şu bilgileri verdi: “Örneğin sabah kalkınca 1 su bardağı ve ardından her 2-2,5 saatte bir 1 su bardağı su, günlük 2 litre suya tekabül etmektedir. Aniden, fazlaca içilen ve yemek sırasında içilen su; mide kapasitesinin büyümesine, hazımsızlığa ve göbek bölgesinde bölgesel şişkinliğe yol açabilmektedir.”

HER GÜN SEBZE

VE MEYVE TÜKETİN

İhtiyaç duyulan günlük su ihtiyacının karşılanmasında az şekerli komposto, taze-ev yapımı meyve suları, çorba, az tuzlu ayran, günde 1 adet sade maden suyu ve ıhlamur-kuşburnu gibi zararsız bitki çaylarının da tüketilmesini tavsiye eden Yıldız, yeterli ve dengeli bir beslenme planının, vücudun su ve sodyum-potasyum dengesinin sağlanmasında çok önemli olduğunun altını çizdi.

Yıldız, “Sebze ve meyve grubu besinler, hem su dengesi için ve hem de bu besin gruplarında bulunan minerallerin dengesi için çok yararlıdır. Kahvaltıda domates-salatalık, öğle yemeğinde sebze yemeği, akşam yemeğinde güzel bir salata ve öğün arasında 2 porsiyon meyve tercih edilebilir” diye konuştu.

YAZ AYLARINDA AĞIR YEMEKLERDEN UZAK

DURUN

Yaz döneminde kızartma, şerbetli tatlılar ve hamur işleri gibi ağır yemeklerin tüketilmemesini öneren Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tatlı olarak sütlü tatlılar ve meyveli dondurma; hem hafif ve sağlıklı olacaktır, hem de kilo vermek isteyen ya da formunu korumak isteyenler için uygun bir seçim olacaktır. Bu dönemde günün erken saatlerinde veya akşam güneşinin etkisi geçtikten sonra, her gün düzenli yürüyüş yapmak kilo vermek için güzel fırsatlar haline dönüşebilir. Her gün düzenli yapılan spor, su tüketimimize de katkıda bulunacaktır.”

16.07.2010


Sıcak mevsimde çocukların giyimi

YAZ mevsiminde güneşten ve denizden faydalanmak çocuklar için vazgeçilmezdir. Fakat bu mevsim beraberinde çocuklar için bazı riskleri de beraberinde getirmektedir.

Çocuklar daha fazla açık havada, havuzda, denizde, park ve bahçelerde zaman geçirmekte, daha fazla fiziksel aktivite yapmaktadırlar. Dolayısıyla güneş ışınlarına maruz kalmaları, travmalara açık olmaları, böcek ve arı sokmalarının sıklaşması ve benzeri durumlar daha sık karşılaşabileceğimiz durumlardır.

“Yaz mevsiminde bebeklerimizi ve çocuklarımızı nasıl giydireceğimiz çoğu zaman annelerin zorlandığı ve kararsızlık çektikleri bir durumdur” diyen Amerikan Hastanesi Pediatri Bölümü Dr. Aylin Şimşek, çoğu annenin çocuğu çok fazlaca giydirip terletmekten ya da az giyip üşütmekten korktuğunu söyledi. Dr. Şimşek, 6 aydan küçük bebeklerin yazın güneş ışınlarına direkt maruz kalmamasının önerildiğini belirterek şunları söyledi: “Bebekleri güneşin zararlı etkilerinden korumak, terlemelerini önlemek için kıyafetlerinin pamuklu olması gerekir. Yine uzun ince kumaşlı pantolonlar, uzun kollu ince pamuklu gömlekler, özellikle boyun ve yüz bölgesini korumak amaçlı geniş kenarlı şapkalar kullanmak son derece faydalı olacaktır. Ancak uygun giysi veya gölge bulamadıkları durumlarda en az 15 güneş koruma faktörü içeren kremlerden bebeğin yüzüne ve ellerinin üstüne az miktarda sürmek gerekir. Eğer bebek tüm bu korumalara rağmen güneş yanığı olursa etkilenen vücut kısmına serin kompres uygulamak faydalı olacaktır.”

6 aydan büyük çocuklar için alınacak tedbirler şöyledir:

nGeniş kenarlı şapka ve ultraviyole ışınlarını % 99-100 bloke eden güneş gözlükleri kullanmak önemlidir.

nGölgede kalmak, özellikle saat 10:00–16:00 arası gölge tercih edilmelidir.

nSıkı dokulu pamuklu giysiler terlemeyi ve sıkıntıları azaltır.

nEn az 15 koruma faktörü içeren kremler kullanmak gerekir.

nAçık renkli, ince, teri çeken materyalden yapılmış giysiler tercih edilmelidir.

nBöcek ve arı sokmalarından çocuklarımızı korumak için parlak renkli ve çiçek baskılı giysiler giydirilmemeli saçlarına jöle sürülmemeli ve parfüm uygulanmamalıdır.

nİsilikten korunmak için pamuklu giysiler tercih edilmesi, sık banyo yapılması ve derinin mümkün olduğunca havalandırılması gerekmektedir.

16.07.2010


Halsizliğinizin sebebi sıcaklar değil, sarılık olabilir

BÜTÜN yurta etkili olan sıcaklarla birlikte mevsimsel rahatsızlıklarda da artış göze çarpıyor.

Halsizlik, bulantı, kırgınlık bu şikayetlerin başında geliyor. Türkiye’nin en sıcak şehri olan Şanlıurfa’da da bir çok insan bu şikâyetlerle

hastanelere başvuruyor. Ne var ki sıcak çarpması şikâyeti ile hastaneye başvuran bir çok hastada Hepatit B virüsüne rastlanıyor. OSM Ortadoğu Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doktor Mehmet Fırat, halk arasında güneş çarpması olarak bilinen rahatsızlıkla hepatit B vakalarının benzer belirtiler taşıdığını ifade ederek uyarılarda bulundu: “Baş ağrısı, bulantı, kusma, baş dönmesi, halsizlik ve kırgınlık gibi rahatsızlıklarınız olduğunda ‘sıcak çarpmasıdır, istirahat edersem geçer’ demeyin. Belirtiler Hepatit B’yi işaret ediyor olabilir.” Hepatit B’nin ancak kan tahlili ile ortaya çıktığını ifade eden Fırat, bu tür rahatsızlığı bulunan hastaların mutlaka kan tahlili yaptırması gerektiğinin altını çizdi. Hepatit B’de erken teşhisin önemine işaret eden Fırat, hastalığın ilerlemesi durumunda vücutta sirozun baş gösterebileceğini de söyledi. Hastalığın vücutta sinsice yayıldığını söyleyen Fırat, hastaların tanı ve tedaviyi ihmal etmemelerinin önemine değindi. Hastalığın kanla, cinsel yolla ve gıdalarla bulaştığı için birçok kişiyi etkilediğini ifade eden Fırat, bu konuda toplumun duyarlı olmasını istedi. Şanlıurfa / cihan

16.07.2010


Kaliteli ayakkabıları tercih edin

NİĞDE Ayakkabıcılar ve Kunduracılar Odası Başkanı Ahmet Ayteş, ayak problemlerinin önemli bir bölümünün yanlış ayakkabı seçiminden dolayı ortaya çıktığını söyledi.

Beyne giden bütün damarların ayaktan geçtiğini hatırlatan Aytaş, kaliteli ayakkabıların tercih edilmesini tavsiye etti. Ayteş, büyük marketlerde ve semt pazarlarında ucuz ayakkabı satışlarına başlandığını hatırlatarak, “Vinleks bizim deyimimizle naylondan yapma ayakkabılar satılıyor. Bu ayakkabılar termo taban değil, kösele değil tamamen plastik karışımı. Bu ayakkabılar sıcakta sıcağı çeker, soğukta soğuğu çeker ama gerçekten ayaklara zarar veren bir ayakkabı türü. Bunların fiyatları da çok ucuz 10 TL, 9.90 normal kösele bir ayakkabı 50 TL’den aşağı değil. Çin usulü ayakkabılar da kalitesiz, altları naylon tabanlı, ayak sağlığına ciddî zararlar verir. Biliyorsunuz beyne giden bütün damarlar ayaktan geçiyor. Onun için kesinlikle kaliteli ayakkabılar tercih edilmeli” dedi. Niğde / cihan

16.07.2010


Bulaşıcı hastalık uyarısı

KAYSERİ Sağlık Müdürlüğü, yaz aylarında su ve besinlerden bulaşan hastalıkların artmasıyla ilgili olarak vatandaşları uyardı.

İl Sağlık Müdürü Dr. Kadir Çetinkara, yaptığı yazılı açıklamada, ülke genelinde sıcaklıkların artmasıyla birlikte su ve besinlerle bulaşan hastalıkların arttığını, bu hastalıkların başında tifo, salmonella türleri, basilli dizanteri, amipli dizanteri, akut sulu ve kanlı ishaller, kolera ve hepatit A gibi hastalıkların geldiğini söyledi. İçme ve kullanma sularının temiz olmasının, halkın sağlığının korunması için alınacak tedbirlerin başında geldiğini ifade eden Çetinkara, şu bilgileri verdi: “Başta içme sularındaki çeşitli bakteriler, temiz olmayan sularla sulanan meyve, sebze gibi bitkiler önemli ölçüde bulaşıcı hastalıklar nedeni olabilmektedir. Hastalığa sebep olan mikroplar insan ve hayvan dışkısı ya da çeşitli atıklardan suya geçmektedir. Koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında, toplumun kullanımına verilen su, her türlü kirlenmelere karşı korunmalı, bu çerçevede tüm yerleşim yerlerinde suyun temizliğine çok önem verilmelidir. Yaz aylarında artış gösteren ishallerin önlenmesinde en etkili yöntem el yıkamadır. Temiz su temini, su ve gıdaların dışkı ile bulaşmasının önlenmesi büyük önem taşımaktadır.’’

Su ve besinlerle bulaşan hastalıkların önlenmesi konusunda vatandaşlara da önemli görevler düştüğünü vurgulayan Çetinkara, korunma tedbirlerini şöyle özetledi: ‘’Eller bol su ve sabunla yıkanmalıdır. İçme ve kullanma suyu olarak sadece şebeke suyu kullanılmalıdır. Tüm sebze ve meyveler akan su altında bol ve temiz su ile yıkandıktan sonra yenilmelidir. Tuvaletten çıktıktan sonra eller mutlaka su ve sabunla iyice yıkanmalıdır. Açıkta satılan gıda maddeleri kesinlikle alınmamalı ve tüketilmemelidir. Gıda maddelerinin etiketlerinde Tarım Bakanlığı’nın üretim izni, üretim ve son kullanma tarihlerinin bulunmasına dikkat edilmelidir. Pişmemiş yiyecek tüketilmemelidir. Karasineklerle mücadele için evde çöpler kapalı kovalarda biriktirilmelidir. Bebekler anne sütü ile beslenmelidir. Karın ağrısı, ishal ve kusma belirtileri ortaya çıkarsa aile hekimine başvurulmalıdır.’’

16.07.2010


Artan güneş ışınlarına dikkat

GÜNEŞ ışınlarının arttığı yaz aylarında güneşte fazla kalmanın sakıncalı olduğuna dikkat çeken uzmanlar; deri kanserleri, deri yaşlanması ve derideki renk değişiklikleri konusunda uyardı.

Cildiye Uz. Dr. Sibel Ünlüiskit, güneş ışınlarının zararlı etkilerinden korunmak amacıyla güneş koruyucuları kullanılmak gerektiğini söyledi. Ünlüiskit, “Güneş koruyucular, zararlı UV ışınlarını emerek ya da yansıtarak cildin zarar görmesini engeller. Kullanılan güneş koruyucularının sadece UVB’ye karşı değil; mutlaka UVA’ya karşı da koruyucu özellikleri olmalıdır” dedi. Kapalı, yağmurlu, hatta karlı havalarda bile UV ışınları olduğunu ve güneş koruyucu kullanılmasını öneren Dr. Ünlüiskit; rüzgâr, kar ve soğuk havanın UV ışınlarının deri tarafından emilmesini arttırdığını belirtti. Koruyucu etkilerine ve kullanıcıların deri tipine göre farklı güneş koruyucuları olduğunu hatırlatan Ünlüiskit, risk grubuna veya deri rengine göre mutlaka profesyonel kişilerce önerilen ürünlerin kullanılmasını tavsiye etti. Güneş ışınlarının zararlı etkilerinden korunmak için, koruyucu kremler, jel ve losyon kullanılmasını isteyen Ünlüiskit, “Yüksek koruma faktörlü bir güneş koruyucusuyla bile güneşin zararlı etkilerinden korunmanın mümkün olmadığından ve yardımcı koruma yöntemlerinden de yararlanmak gereklidir” diye konuştu.

16.07.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.