06 Eylül 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

Çocuklarımıza sürülen kara leke kalksın

Ağrı’da vatanî görevini yaparken intihar ettiği iddia edilen Volkan Kamalak’ın babası Hayri Kamalak, “Bizler aynı acıyı yaşayan aileler olarak bir daha böyle bir olayın yaşanmamasını istiyoruz. Çocuklarımıza sürülen kara lekenin kalkması, için mücadelemizi sonuna kadar devam ettireceğiz” dedi.

AğrI’da vatanî görevini yaparken intihar ettiği iddia edilen Volkan Kamalak’ın Adana’daki babası Hayri Kamalak, oğlunun ölümünün birinci yıl dönümünde anma programı tertipledi. Merkez Yüreğir İlçesi’ne bağlı Levent Mahallesi’ndeki evinin alt katını “Şehit Er Volkan Kamalak Dayanışma ve Hizmet Evi” olarak düzenleyen Hayri Kamalak, kendisiyle aynı acıyı paylaşan aileleri bir araya getirdi. Evinin her tarafını oğlunun dev posterleri, askerlik eşyaları, gazete kupürleri ve benzeri eşyalarla donatan Kamalak, askerler için duâ okutup, sokakta kurduğu çadırda yemek verdi. Gece geç saatlere kadar süren organizasyonda, kışlada gençlerinin intihar ettiğine inanmayan anne ve babalar gözyaşlarını tutamadı. Çok sayıda vatandaşın katıldığı etkinlikte oğlunun askerlik fotoğraflarının basılı olduğu tişört ve şapkaları dağıtan Hayri Kamalak, yaptığı açıklamada kendisini, “Usta birliğinde 17 günlük askerken bu mübarek ayda 130 promil alkol alarak atış esnasında intihar eden Volkan Kamalak’ın babasıyım” şeklinde tanıttı. Volkan’ın ölümünden 9 ay sonra avukat aracılığıyla ellerine otopsi raporu geçtiğini vurgulayan Kamalak, tertiplerinin terhisine 15-20 gün kala olayla ilgili 13.07.2010 tarihli Hakim Teğmen E.K. tarafından verilen “takipsizlik” kararının kendilerine ulaştığını kaydetti. Kamalak, bu karara karşı itiraz dilekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurduklarını ifade etti. Hadisenin başından bugüne dosyada gördüğü yanlış, çelişki ve sorumsuzlukların hiç kimse tarafından ciddiye alınmadığını savunan Kamalak, şunları söyledi: “Herkes olayı örtbas etmek için kendi işlerine geldiği şekilde yorum ve kararlar vermiştir. Ama şunu düşünememişler. Oğlum 20 yaşına kadar ailesinin emeğiyle büyütülmüş. Hiçbir kötü alışkanlığı olmayan; aksine ‘vatan borcu, namus borcu’ diyerek en zor şartlarda askere giden bir masumu nasıl oldu da 17 günde intihar edecek pozisyona getirdik, demiyor; insanlık suçu işlediklerini görmüyorlar. Bizler aynı acıyı yaşayan aileler olarak bir daha böyle bir olayın yaşanmamasını istiyoruz. Çocuklarımıza sürülen kara lekenin kalkması, için mücadelemizi sonuna kadar devam ettireceğiz.” Türkiye’de şu ana kadar basına yansıyan 900 ile 1000 arası askerde meçhul ölüm ve intihar olayının varlığına işaret eden Kamalak, “Yani şehitten çok adı ‘intihar’ denen asker ölümü vardır” değerlendirmesini yaptı. Devletin yetkili mercilerinin konuyu araştırıp, suçluları ortaya çıkarmadığı takdirde daha nice fidanların yitirileceğini bildiren Kamalak, buna yüreğin dayanamayacağını vurguladı.

BAŞBUĞ’A SİTEM

Eski Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ’un devir teslim töreninde “verilmeyecek hesabımız yoktur” dediğini hatırlatan Kamalak, bu olayların kendi döneminde olduğunu, Başbuğ’un kimseden hesap sormadığından hesap veremeyeceğini öne sürdü. Kamalak, şöyle devam etti: “Çünkü paşalarını, subaylarını kurtarmak için meşguldü. Mehmetçiği düşünecek vakti yoktu. Kendisi çocuklarıyla gurur duyuyor. Ben de Volkan’la gurur duyuyorum, ama oğlum toprakta çürüyor. İlk başta ordumuzun yüce adaletine sığınmıştım. Ama şimdi Yüce Allah’ın ve halkın adaletine sığınıyorum. Evlatlarımızı intihara sürükleyenler, katledenler, işkence yapanlar, bunlara taraf olanları unuttuğumuzu sanmasınlar.” Volkan Kamalak’ın annesi Meliha Kamalak da hangi şekilde olursa olsun asker elbiseleri içinde ölen her Mehmetçiğin ‘şehit’ olduğunu anlattı. Kamalak, “Onlar intihar etse bile, bilsinler ki bu üstlerinin suçudur. Çocuklarımız askere intihar etmeye gitmiyor. Eğer böyle bir şey olsa niye askere gitsinler. Suçluların bir an önce bulunmasını bekliyoruz” diye konuştu.

“BUGÜNE KADAR RAHATLATICI BİR CEVAP ALAMADIK”

ŞIrnak’ta intihar ettiği belirtilen Sedat Horoz’un babası Zeki Horoz da evlatlarının ölümüyle ilgili suçluların bulunmasını istedi. Büyük bir gururla oğlunu askere gönderdiğini ifade eden Horoz, “Bugüne kadar tüm sorularımıza rağmen büyüklerimizden rahatlatıcı bir cevap alamadık. Halen bekliyoruz. Gönül isterdi ki yavrularımızın ölümünden sorumlu kişiler bulunup, adalet önüne çıksın. Bir daha böyle şeyler yaşanmasın. Başka Sedatlar, Volkanlar ölmesin… Ateş düştüğü yeri yakıyor. İçimiz doludur” açıklamasını yaptı. Anne Altun Horoz ise gözyaşları içinde “Ne diyebilirim ki… Oğlum bir daha geri mi gelecek? Yüreğimiz kan ağlıyor.” ifadelerini kullandı.

06.09.2010


 

Kavaf: Sivil anayasa şart

Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, Türkiye’nin kalkınma sürecini hızla devam ettirebilmesi için ‘’ayağındaki prangaları söken yeni, sivil bir anayasaya ihtiyaç duyduğunu’’ söyledi.

Kavaf, Eğitim Gönüllüleri Derneği ve AKP Uşak Kadın Kolları tarafından düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin demokrasi mücadelesi veren bir ülke olduğunu belirtti. Demokrasi kültürünü yerleştirmenin uzun yıllar aldığını, gelişmiş Batı devletlerinde de demokrasinin kültürünün yerleşmesinin yüzlerce yıl sürdüğünü ifade eden Bakan Kavaf, ‘’Ülkemiz 200 yıldır demokrasi mücadelesi veriyor. Elbet bu zorlu bir süreç. Ancak ülkemiz 5-10 yıl önceki Türkiye değil” dedi. Bakan Kavaf, kalkınmanın temel şartının demokratikleşme, demokratikleşmenin temel şartlarının ise sivilleşme ve yerelleşme olduğunu bunları sağlamadan adaletli refah dağılımının mümkün olmayacağını ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘’Devlet elde ettiği gelir ve zenginliği adaletli şekilde dağıtmak zorundadır. Yatırım ve girişim yapmak isteyen insanların önünü açmak, üretim süreçlerine daha geniş yelpazede bakmak zorundadır. Bu çerçevede 10 ana başlık altında 26 maddeden oluşan anayasa değişikliği paketini 12 Eylül’de halk oylamasına sunacağız ve halkımız referandum ile ilgili fikirlerini beyan edecek.’’ Bu süreçte halkın kafasını karıştırmak isteyenlerin bulunduğunu anlatan Kavaf, şöyle dedi: ‘’Artık bu anayasa, bu kabuk Türkiye’ye dar gelmektedir. Türkiye’nin yakalamış olduğu kalkınma sürecini hızla devam ettirebilmesi için ayağındaki o prangaları söken yeni sivil bir anayasaya ihtiyaç var.”

06.09.2010


 

Demirtaş: Boykot da demokratik seçenek

BarIş ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 12 Eylül’deki halk oylamasını boykot etmenin demokratik bir seçenek olduğunu söyledi.

İzmir Gündoğdu Meydanı’nda BDP tarafından ‘’Referandumu Boykot’’ mitingi düzenlendi. Mitingte konuşan BDP Genel Başkanı Demirtaş, Türkiye’nin önemli bir referanduma hazırlandığını, halk oylamasında ‘’evet’’ ve ‘’hayır’’ seçeneklerinin yanında boykot seçeneğinin de bulunduğunu belirtti. Sandığa gidilmemesini ‘’anti demokratik’’ diye değerlendirmenin yanlış olacağını kaydeden Demirtaş, ‘’Boykot iradesi demokratik bir seçenektir. Sen gece gündüz para dağıtarak, tehdit ederek, ‘bitaraf olan bertaraf olur’ diyerek demokratik olacaksın. Kendi isteğiyle sandığa gitmeyenler anti demokratik olacak. Boykot da bir seçenektir, iradedir’’ dedi.

06.09.2010


 

Şener: Sanki 12 Eylül Anayasası ortadan kalkacak

Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, ‘’Bu Anayasa paketi kabul edilmiş olsa bile yürürlükteki anayasa, 12 Eylül Anayasası olmaya devam edecek.

Sanki 12 Eylül Anayasası ortadan kalkacak gibi kampanya yapıyorlar’’ dedi. Şener, partisinin Konya İl binasında düzenlediği basın toplantısında, ülkede Ramazanın temizliğine, duruluğuna uymayan bir siyaset ortamı bulunduğunu ve bu durumdan da üzüntü duyduğunu söyledi. Siyasetin Ramazanın güzelliklerinden uzak olduğunu ifade edene Şener, ‘’Ramazanın nezaketine temizliğine duruluğuna uymayan bu siyasî ortamı yaşamaktan büyük üzüntü duyuyorum’’ dedi. Halkın oylayacağı Anayasa paketinin ne ‘evet’çilerin ne de ‘hayır’cıların iddia ettiği özelliklere sahip olmadığını ileri süren Şener, şunları kaydetti: ‘’90’lı yıllardaki anayasa değişiklikleri bile daha köklüdür. Buna rağmen ‘hayır’cılar ‘evet’çiler memleketi parçalamak için yarışa girmişlerdir. Başbakan bir tarafta meydanlarda, mitinglerde, bazı muhalefet partileri meydanlarda mitinglerde ağza alınmayacak sözleri, hakaretleri sürekli birbirlerine sarf etmek suretiyle Ramazan ayının güzelliğini, temizliğini, duruluğunu ihlâl etme yarışına girmişlerdir. Bu Anayasa paketi kabul edilmiş olsa bile yürürlükteki Anayasa, 12 Eylül Anayasası olmaya devam edecek. Sanki 12 Eylül Anayasası ortadan kalkacak gibi kampanya yapıyorlar.’’

06.09.2010


 

Yeni adlî yıl bugün başlıyor

AdlÎ ve idarî yargıda yeni adli yıl bugün başlıyor. Adlî yılın başlaması dolayısıyla bugün Yargıtay’da tören düzenlenecek.

Törende, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, 2010-2011 adlî yıl açılış konuşması yapacak. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Vedat Ahsen Coşar da törende konuşacak. Yargıtay’da düzenlenecek bir törenle yıl içinde emekli olan Yargıtay mensuplarına onur belgesi ve plâket verilecek. Yargıtay Başkanı Gerçeker, akşam da TBMM’de kokteyl verecek. Adlî ve idarî yargıda adlî tatil, 1 Ağustos’ta başlamıştı. Bu süre içinde adliyelerde terör ve organize suçlara bakmakla görevli özel yetkili ağır ceza mahkemeleriyle diğer nöbetçi mahkemeler, Danıştay ve Yargıtay’da ise nöbetçi heyetler görev yaptı.

06.09.2010


 

Kocaeli’de “Demokrasi Tüneli” açıldı

Kocaelİ’de gerçekleştirilen ‘’Demokrasi Şöleni’’ kapsamında duvarlarında Türkiye’nin yakın tarihine ilişkin bilgi ve fotoğrafların bulunduğu ‘’Demokrasi Tüneli’’ törenle açıldı.

Kocaeli Kent Konseyi Gençlik Meclisi, Milli Türk Talebe Birliği, Genç Nesil Derneği, Kocaeli Gelişim Merkezi ve Kocaeli Fikir Kulübü üyelerinden oluşan ‘’Demokrasi Gençliği Platformu’’, Kocaeli Fuar alanı Güneş Sahnesi önünde ‘’Demokrasi Meydanı’’ ve ‘’Demokrasi Tüneli’’ oluşturdu. Duvarlarında 6 - 7 Eylül 1955’de İstanbul’da yaşayan öncelikle Rumlar olmak üzere azınlıklara yönelik tahrip ve yağma hareketinin yanı sıra askeri darbelerden, Adnan Menderes’in, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamına kadar bir çok olayın fotoğraflarının yer aldığı ‘’Demokrasi Tüneli’’nin açılışı gerçekleşti.

06.09.2010


 

Özgürlük yoksa kalkınma da yok

Devlet Bakanı Mehmet Aydın, ‘’Teşebbüs hürriyeti, din ve vicdan özgürlüğü, düşünce ve düşünceyi ifade etme özgürlüğü olmayan yerde kalkınma olmaz’’ dedi.

Bakan Aydın, referandum çalışmaları kapsamında İzmir’in Seferihisar ve Güzelbahçe ilçelerinde vatandaşlarla biraraya geldi. Anayasa değişiklikleri ile ‘’AKP’nin yargıyı ele geçirmek istediği’’ iddialarına tepki gösteren Bakan Aydın ‘’Hükümet olarak hiçbir şey istemiyoruz. Hukuka göre karar verilsin, hukuk ne diyorsa ona göre yapılsın istiyoruz’’ dedi. İnsan hakları konusunda Türkiye’nin mutlaka AB standartlarını yakalaması gerektiğini de kaydeden Aydın, ‘’Teşebbüs hürriyeti, din ve vicdan özgürlüğü, düşünce ve düşünceyi ifade etme özgürlüğü olmayan yerde kalkınma olmaz’’ dedi.

06.09.2010


 

Belediye otobüsünü kaçırdı

ÜSKÜDAR’da park halindeki otobüsü kaçıran bir kişi, polisin takibi sonucu Tuzla’da yakalandı.

Üsküdar’da şoförünün bulunmamasını fırsat bilen kişi, sürücü koltuğuna geçerek yolcu bulunmayan otobüsü kaçırdı. Olayın polise bildirilmesi üzerine harekete geçen ekipler, söz konusu kişiyi Tuzla’da yakaladılar.

06.09.2010


 

‘Başörtüsünü rahibe kıyafetine benzeten’ afişe çifte soruşturma

İçişleri Bakanlığı, “Başörtüsünü rahibe kıyafetine benzeten’’ afişleri astıran CHP’li Avcılar Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci hakkında idarî soruşturma başlatırken, CHP Sözcüsü H. Suha Okay da, konuyla ilgili kendi iç bünyelerinde de derhal bir soruşturma açılacağını bildirdi.

CHP’den de tepki çeken afişe soruşturma CHP Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Suha Okay, ‘’Türbanı rahibe kıyafetine benzeten’’ afişler konusunda, ‘’Bu konu Bakanlıkça soruşturuluyor ancak CHP bununla ilgili olarak kendi iç bünyesinde de derhal bir soruşturma açacak’’ dedi. Okay, partisinin seçim mitingi için Konya’ya gelirken parti otobüsünde gazetecilere yaptığı açıklamada, siyasi partilerde kurumlar dışında bazen bireysel işlem yapan ve partinin kurumsal kimliği tarafından kabullenilmeyen işlem yapanlar da olabileceğini söyledi. ‘’Bazen bakarsınız birisi çıkar, ‘bundan sonra biz de fişleyeceğiz’ der veya ‘kanı bozuklar’ der veya Rizeliler’e iki tane kadın tavsiyesinde bulunur’’ diye konuşan Okay, şunları kaydetti: ‘’Bunlar hakkında partiler gerektiğinde işlem yaparlar. Bu olayın özüne gelince, yakışıksız, şık olmayan ve hiçbir şekilde bu halk oylaması sürecinde CHP’nin kullandığı üslupla bağdaşmayan bir afiş olayında CHP’li belediyenin ilintisi olduğu ifade ediliyor. Bu konu Bakanlıkça soruşturuluyor ancak CHP bununla ilgili olarak kendi iç bünyesinde de derhal bir soruşturma açacak. Parti kurullarına ve davranışına aykırı bir işlemde bulunulması, CHP mensubu biri tarafından yapılmışsa bunun gereği de yapacaktır.” BAŞÖRTÜSÜNÜ İSTİSMAR ETMEYİN ÖZGÜR Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği (ÖZGÜR-DER) üyesi Gülendal Pektaş başörtüsü sorununu çözme sözü verenlere hiçbir zaman kesin çözüm sunmadan güvenmeyeceklerini belirterek, "Bu olayı istismar edenlere hiçbir zaman olumlu bakmayacağız'' dedi. Kışlahan Çarşısı önünde toplanan ÖZGÜR-DER üyeleri, başörtüsü yasağını protesto etti. Grup adına basın açıklamasını okuyan ÖZGÜR-DER üyesi Gülendal Pektaş, başta başörtüsü olmak üzere, Türkiye’de inanca ve özgürlüklere yönelik baskı ve dayatmaların devam ettiğini söyledi. Türkiye’de ‘’resmi ideolojiyi ve jakoben laiklik anlayışını ön plana çıkaran bazı bürokratların, keyiflerine göre yönetmelik tanzim ettiklerini’’ ifade eden Pektaş, inancı gereği örtünen kadınlara ‘’zulüm uygulandığını’’ kaydetti. CHP’den yapılan ‘’Başörtüsü yasağını biz kaldırırız’’ açıklamalarını dikkate almadıklarını ifade eden Pektaş, ‘’Yıllardır bu söylemlerle başörtülü insanlar istismar edildi. CHP’liler kendi verdikleri fetvalara göre örtünme sırasında kadınların saçlarının tamamını örtmelerinin şart olmadığını, bir kısmının açıkta kalabileceğini söylüyorlar. Vesayetçi ve dayatmacı bir zihniyetin ürünü olan bu fikir, ‘Siz Allah’ın verdiği örtünme şeklinden vazgeçin, bizim istediğimiz gibi giyinin’ anlamına gelmektedir. Bu kabul edilebilir mi?’’ dedi. Pektaş, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Üniversiteler başta olmak üzere, kamu kurumları gibi çeşitli alanlarda inancı nedeniyle örtünen kadınlarımız manevi baskı altında tutularak yasaklar getirilmeye devam edilmektedir. Yasak yaşamımızın her alanında çeşitli kisveler altında uygulanmaktadır. Bizlere bu sorunu çözme sözü verenler, şimdi seslerini keserek bu işin demagojisini yapmaya başladılar. Biz bu gibi insanlara hiçbir zaman kesin çözüm sunmadan güvenmeyeceğiz. Bu olayı istismar edenlere hiçbir zaman olumlu bakmayacağız.’’

06.09.2010


 

10 ilde KPSS operasyonu

Adana İl Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından KPSS soruşturması kapsamında 10 ilde eş zamanlı yapılan operasyonlarda 37 kişi gözaltına alındı. Operasyonla ilgili soruşturmanın sürdüğünü bildiren Adana Valisi İlhan Atış, yakalanacak kişi sayısının artabileceğini belirtti.

KPSS operasyonu büyüyor ADANA İl Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) soruşturması kapsamında 10 ilde eş zamanlı yapılan operasyonlarda gözaltına alınan kişi sayısının 37 olduğu bildirildi. Adana Valiliği’nden yapılan yazılı açıklamaya göre, Z.K. adlı şahsın etrafına topladığı C.K, A.Ç, M.K. ve H.A. adlı şahıslarla suç örgütü oluşturarak ‘’resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık’’ yaptığı şeklindeki bilgiler alınması üzerine İl Jandarma Komutanlığınca bir çalışma başlatıldığı ve 4 Eylül 2010 tarihinde Adana dahil toplam 10 ildeki 45 ayrı adreste eş zamanlı operasyonlar icra edildiği belirtildi. Gerçekleştirilen operasyonlarda 25’i Adana’da, 12’si diğer illerde olmak üzere toplam 37 kişinin yakalandığı kaydedildi. Adı geçen suç örgütünün, para karşılığı kendi yerlerine sınava girilmesini isteyen adaylara Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS), Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS), Beden Eğitimi Yetenek Sınavı ve Açık Öğretim Lisesi (AÖL) sınavlarını kazandırma vaadinde bulunduğu, örgüt elemanları vasıtasıyla anlaşma sağlanan adaylara sahte kimlik belgeleri ve evraklar tanzim ederek resmî işlemleri tamamladığı belirtildi. Suç örgütünün, şehir merkezinde öğrenci evleri kiralayarak örgüt elemanlarının ders çalışmalarını sağladığı, özel dersler aldırarak sınavlara hazırladığı, sınavlara girecek örgüt elemanlarının kırtasiye ihtiyaçlarını ve sahte evraklar tanzim edilirken gerekli olan resmi mühür ve sınav belgelerinin birer suretinin para karşılığı irtibatlı oldukları kamu görevlileri aracılığı ile kamu kurum ve kuruluşlarından temin ettiği de tesbit edildi. Açıklamada, Adana’da son yapılan LYS, KPSS, AÖL sınavı ile Beden Eğitimi Yetenek Sınavına 9 örgüt elemanının toplam 11 asıl adayın yerlerine sınava girdiklerinin de belirlendiği kaydedildi. Gözaltına alınan zanlıların sorgularının sürdüğü belirtildi. “YAKALANACAK KİŞİ SAYISI ARTABİLİR’’ ADANA Valisi İlhan Atış, gazetecilere yaptığı açıklamada, operasyonla ilgili soruşturmanın sürdüğünü belirterek, ‘’Soruşturma sonucunda yakalanacak kişi sayısının artacağını düşünüyoruz. Umuyorum ki bu tip operasyonlar, bu tarz davranış ve tavırlar için engelleyici olsun’’ dedi. Operasyonlarda 37 kişinin gözaltına alındığını hatırlatan Vali Atış, bu kişilerden 25’inin Adana, 12’sinin ise diğer şehirlerde gözaltına alındığını ve sorgularının devam ettiğini bildirdi. Vali Atış, bir gazetecinin operasyonun Ankara’daki soruşturma ile bir ilgisinin olup olmadığı yönündeki sorusuna, ‘’Ona Cumhuriyet savcımız bakacak. Varsa bağlantı Cumhuriyet savcımız bağlantıyı kuracaktır. Dolayısıyla adliyenin yetkisine giren konuyla ilgili bilgi vermek istemiyorum’’ cevabını verdi.

06.09.2010


 

Üniversiteye Kayıtta yarın son gün

31 Ağustos’ta başlayan üniversitelere kayıt işlemleri yarın sona erecek.

Üniversiteyi kazanan adayların, kendileri için sınav sonuç belgesinde belirtilen günde kayıt yaptırmaları gerekiyor.

06.09.2010


 

Başbakan’dan “acı” tesbit

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, İslam ülkelerinin genelinin yoksulluğun had safhada olduğu, hoşgörüsüzlüğün arttığı, terörün artık alın yazısına dönüştüğü bir çağı yaşadığını belirterek, ‘’Hiç kuşkusuz bu manzara bizi var eden öğretilerin eseri değil’’ dedi.

Başbakan Erdoğan’ın himayelerinde İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA) tarafından düzenlenen Kur’an-ı Kerim’in indirilmeye başlanmasının 1400. yılı uluslar arası kutlama programı Grand Cevahir Oteli’nde başladı. Programın açılışında konuşan ve sözlerine ‘’besmele’’ çekerek başlayan Erdoğan, Kur’ân-ı Kerim’in nüzulünün milâdi olarak 1400. yıl dönümünün bütün insanlık için kutlu ve mübarek olmasını diledi. İslam ülkelerinin genelinin yoksulluğun had safhada olduğu, hoşgörüsüzlüğün arttığı, terörün artık alın yazısına dönüştüğü bir çağı yaşadığını belirten Erdoğan şunları kaydetti:

“Hiç kuşkusuz bu manzara bizi var eden öğretilerin eseri değil tam tersine bir uzaklaşmanın, teoriyle pratik arasında oluşan uçurumun eseridir. 10, 11, 12, 13 ve 14. yüzyıllarda altın çağını yaşayan İslâm coğrafyası, 20 ve 21. yüzyılda neden bu etkinliğini devam ettirmiyor diye düşündüm. Elbette her günün bir gecesi, her gecenin bir gündüzü vardır. İnsanlık tarihine, insanlığın ortak kültür ve bilim birikimine eşsiz katkılar sağlamış bu derin medeniyet, elbet bir gün, aslına, özüne dönecek ve yeryüzündeki haklı konumunu yeniden elde edecektir.’’

BATI’DA CİDDÎ BİR İSLAMOFOBİA VAR

YAPTIĞI gezilerde, özellikle batılı ülkelerde ‘’İslâm’’ imajının, ‘’Müslüman’’ imajının ve algısının hakkaniyetten son derece uzak, tamamen yanlış yansıtıldığını, yansıtılmak istendiğini müşahede ettiğini ifade eden Erdoğan, ‘’Şu anda, özellikle batıda ciddi bir İslamofobia var. İslam’ı karalamak, İslam ile terörizmi, terörizmle Müslümanları özdeş hale getirmek gibi bir girişimin bir gayretin olduğunu görüyoruz. Bunu şiddetle kınıyoruz, şiddetle reddediyorum’’ diye konuştu.

KUR’ÂN’IN MESAJINI LÂYIKIYLA ANLAMAK

BAŞBAKAN Erdoğan, Mevlana’nın ‘’Bir mum diğer mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez’’ dediğini hatırlatarak, kendilerinin de el birliğiyle bu mumu tutuşturmaları gerektiğini söyledi. Kendi evlatlarımızın üzerine titredikleri gibi yeni nesillerin, çocukların ve gençlerin üzerine de titremek zorunda olduklarını ifade eden Erdoğan, ‘’Nerede bir iyilik yükseliyorsa, orada olmak zorundayız. Nerede bir yanlışlık, nerede bir zulüm varsa onu bertaraf etmek noktasında da bizim katkımızın, bizim hissemizin olması gerekir. Bunu başarmamızın yolu, Kur’ân’ın mesajını lâyıkıyla anlatmaktan geçiyor’’ dedi.

06.09.2010


 

AB’nin Türkiye’ye ihtiyacı var

İTALYA Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonunda Demokrat Parti (DP) üyesi olarak görev yapan Francesco Tempestini, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) üyeliğinin Avrupa yararına olacağını ifade ederek, ‘’AB olarak Türkiye’ye ihtiyacımız var.

Türkiye, enerji yollarının geçiş noktası olma açısından da kilit bir önem taşıyor’’ dedi. İtalya’da anamuhalefet temsilcisi DP, ülke genelinde festival adı altında düzenlediği siyasi ve kültürel faaliyetler çerçevesinde Türkiye’nin AB’ye üyeliği konusunu da mercek altına aldı. CHP Genel Sekreter Yardımcısı Gülsün Bilgehan, Cenova şehrinre düzenlenen açık oturumda yaptığı konuşmada, ‘’CHP olarak ülkemizin AB’ye üyelik sürecini destekliyoruz. Partimiz öteden beri AB’den yanadır. Bugüne dek hep AB’den yana tavır aldık’’ dedi. Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonunda DP üyesi olarak görev yapan Francesco Tempestini de Türkiye’nin üyeliğinin Avrupa yararına olacağını ifade ederek, ‘’AB olarak Türkiye’ye ihtiyacımız var. Türkiye, enerji yollarının geçiş noktası olma açısından da kilit bir önem taşıyor’’ diye konuştu. Tempestini, AB üyesi kimi ülkelerin Ankara’nın tam üyeliğine kuşkuyla yaklaşmalarını eleştirirken, ‘’Türkiye’de Kopenhag kriterleri açısından bir takım sorunlar yaşandığı doğru, ama bunlar pekala Türkiye AB’ye üye olduktan sonra da aşılabilir’’ ifadelerini kullandı. Alberto Villa’nın yönettiği oturumda, DP’nin Liguria bölgesindeki yetkililerinden Brando Benifei de Türkiye’nin AB’ye üyeliğini destekledi.

06.09.2010


 

Hizmet TIR’ı tura hazır

Hizmet TIR’ı tura hazır...

Hizmet TIR’ının koordinatörü olarak, TIR

projesine nasıl başladığınızı anlatır mısınız?

TIR fikri ortaya çıktıktan sonra biz de koordinatör olarak bu işe dâhil edildik. TIR projesini kimlere duyurabileceğimizi araştırarak işe başladık. e-posta ve telefonla bu faaliyeti Türkiye sathına duyurduk. İllerden talep istedik. “Eğer TIR’ın size uğramasını istiyorsanız, bize müracaatta bulunmalısınız” dedik. Tarihini belirledik ve illerden bazıları taleplerini dile getirdiler. Sonuç itibarıyla 18 tane büyük merkez, 12 tane de küçük merkez istekli olduğunu bildirdi. Her merkezde tam gün kalmamız mümkün değil, tabiî ki. Uzun kalış için müracaat eden merkezlerde gece konaklamaya, belli bir program düzenlemeye ve proje masraflarına belli bir katkı payı talep etmeye karar verdik. Kısa konaklayacağımız yerlerden ise katkı payı talebimiz olmadı. Kendilerine bıraktık. Sadece, “Çayınızı, kahvenizi içeriz” dedik. TIR projesine istekli olan 30 merkezi İstanbul merkeze toplantıya çağırdık. TIR projesini anlatan bir dosya hazırladık. Geniş izahlarla durumu açıkladık, sorularını cevapladık. Gelenleri, geldikleri mahallin temsilcisi olarak kabul edip yetki belgeleri verdik. Herkes büyük bir memnuniyet ve heyecanla yerlerine döndüler.

İllerden gelen talep dışında, TIR’ın uğramasını özellikle istediğiniz şehirler oldu mu?

Evet, biz bazı illerin olmasını özellikle istedik. Meselâ Van, Bitlis, Batman, Diyarbakır, Şanlıurfa… Buralar hem Bediüzzaman Hazretlerinin izlerini taşıyan değerli mahaller; hem de Güneydoğu’da önemli merkezler.

Gerekli izinler alındı mı?

İzinden ziyade buna istişare diyelim. Hukuk müşavirimiz projeyi İçişleri Bakanlığı ilgililerine götürdü. Şu tarihler arasında böyle bir projemiz var, diyerek merkezleri ve gidilecek güzergâhı sundu. Onlar da projenin uygulanması hususunda bir sıkıntı olmadığını bildirerek onay verdiler. Yolda herhangi bir sıkıntıyla karşılaşmak ihtimali gözükmüyor, yani.

Gideceğimiz illerdeki temsilcilerimize de yetki belgesi verdik. Bu belge ile TIR’ın park edeceği yer ve geçişler için vilâyete baş vuracaklar. Bildiğiniz gibi büyük vasıtalar her an her yere giremiyorlar. Konum belirlendikten sonra TIR’ın giriş-çıkışlarında bir problem yaşanmayacak.

Hizmet TIR’ının gittiği yerlerde ne gibi programlar yapılacak?

TIR’ın arka bölümü açılacak ve sahne olacak. Sahneden ilâhî, Ali Oktay’ın ve diğer mistik müziklerin nağmeleri yayınlanacak. TIR’ı ziyarete gelenlere “Bediüzzaman Kimdir,” “Aydınlar Konuşuyor,” “Bediüzzaman’ın Eğitim Modeli” ve “Kongre Deklarasyonları” gibi kitapçıklar dağıtılacak.

Üzerlerinde “Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet TIR’ı şehrimizde” yazılı tişörtler giymiş gençler hizmet edecekler. Açılışta merkezimizin hazırladığı açılış konuşması okunacak; (var ise) bir konuşmacı günün mânâ ve ehemmiyetini açıklayan bir konuşma yapacak. Dâvetliler arasında mülkî erkân mensuplarından konuşmak isteyen olursa, onların bu istekleri (kısa olmak şartıyla) memnuniyetle karşılanacak. En fazla iki saat sürebilecek bu programda birlik ve beraberliğin, sohbetlerin yanı sıra o mahallin hazırlayabileceği başka etkinlikler de yapılabilecek; kitap sergisi, imza günü, kermes, v.s. gibi.

İldekiler ne gibi organizasyonlar

yapabilecekler?

Kendilerince kitap standı kurabilir, ikram verebilirler veya kermes organize edebilirler. Ayrıca konuşmacı çağırabilirler; hatta biz dâvet edebilecekleri konuşmacıları illere önerdik. İstedikleri organizasyonu yapabilirler. Uzun kalış tercihi yapmış olan merkezler böyle geniş bir program için uygundur. Bu maksatla yapacakları harcamalar da, elbette kendilerine ait olacaktır.

TIR ekibi kimlerden oluşuyor?

Koordinasyon merkezi İstanbul olacak. Projenin iki ayağı bulunuyor. Birincisi merkezden yürütülecek basın, halkla ilişkiler, planlama, zamanlama, TIR ile ilgili donanım, giydirme, v.s. gibi, TIR harekete başlamadan önce yapılması gerekenler. İkincisi ise TIR konvoyunun oluşturulması ve güzergâhtaki faaliyetler. Tabiî, bunların da önceden planlanması gerekiyor.

TIR ekibi; TIR ile önden gidecek eskort aracından oluşuyor. Eskort aracında ise bölge koordinatörü, yardımcısı, basın ve halkla ilişkiler sorumlusu, sunucu ve teknik sorumlu, profesyonel bir kameraman ile araç şoförü olmak üzere 7 kişi bulunacak. Bu sayı zaman zaman değişebilecek. Güzergâhımızı 5 bölgeye ayırdık. Her bölgeye, müessesemiz müdürlerinden birini “Bölge Koordinatörü” olarak görevlendirdik.

Bölge koordinatörleri kimler?

Beşe bölünen TIR güzergâhında, Edirne’den başlayıp Balıkesir hattından Düzce’ye ulaşacak birinci bölgenin koordinatörü, Yeni Asya Medya Grup Reklâm Koordinatörü Mesut ÇOBAN ve Genel Müdürümüz Recep TAŞCI olacak.

İkinci bölgenin sorumlusu ise Dergiler Abone ve Satış Müdürümüz Faik ALTUN, TIR’ın Düzce’den hareketle Ankara üzerinden Trabzon’a ulaşmasından sorumlu olacak.

Üçüncü bölgenin koordinatörü Risale-i Nur Enstitüsü Genel Sekreteri Şener BOZTAŞ’ın sorumlu olduğu ekip, Trabzon’dan başlayıp, Iğdır, Mardin, Urfa’dan Kayseri’ye uzanan güzergâhı dolaşacak.

Kayseri’den İzmir’e uzanan ayakta ise koordinatörümüz Yayın Koordinatörü Abdullah ERAÇIKBAŞ görev yapacak.

Son bölgemiz olan İzmir, Afyon, Eskişehir, Sakarya ayağını ise Görsel Yönetmenimiz İbrahim ÖZDABAK koordine edecek.

Yoğun bir katılım bekliyor musunuz?

Bu güne kadar yaptığımız çalışmalar şunu gösterdi: Okuyucularımıza sunduğumuz her hizmetin cevabını yoğun bir şekilde muhakkak alıyoruz. Belki kendileri yetersizlikler yüzünden büyük organizasyonlar ortaya koyamıyorlar, ama ortaya bir hizmet konulduğu zaman da hemen sahip çıkıyor, bigâne kalmıyorlar. Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet TIR’ı fizikî özellikleri bakımından da nitelikli. 14 metre uzunluğunda, 2010 model ve Renault marka; yepyeni, gıcır gıcır. Yollara yakışacağını umuyoruz. Şu ana kadar proje hazırlıklarının önemli bir bölümünü tamamladık. 15 Eylül’de bütün hazırlıklarımızın bitmesi gerekiyor. Çünkü o gün İbrahim Özdabak’ın dizayn ettiği görüntü TIR’a giydirilecek ve Edirne’ye doğru yola çıkacak. İnşallah, 17 Eylül Cuma günü Selimiye Camii yakınlarında belirlenen yerine konuşlanmış olacak. Bütün Yeni Asya okuyucularını, dostlarımızı bekliyoruz. Okuyucularımız Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet TIR’ı ile ilgili bütün haberleri ve gelişmeleri www.bediuzzamanhizmettir.org adresinden takip edebilirler. Görüş, düşünce ve tekliflerini bizimle paylaşabilirler.

ELİF NUR KURTOĞLU [email protected]

06.09.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.