12 Eylül 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Eğitim

“Minikler” İçin okul zili çalıyor

İlköğretİm okulları ile ana sınıflarına yeni kayıt yaptıracak öğrenciler, 14 Eylül Salı günü okulla tanışacak.

Millî Eğitim Bakanlığının minik öğrencilerin okula alışmalarını kolaylaştırmak amacıyla birkaç yıl önce uygulamaya koyduğu ‘’uyum programı’’ bu yıl referandumun ertesinde başlayacak. Bu yıl uyum programı referandum dolayısıyla 4 günlük olacak. Bugün yapılacak halk oylamasında okulların kullanılacak olmasından dolayı okullardaki temizlik işleri ve düzenleme çalışmaları yarına kalacak. Bu sebeple okullara yeni kayıt yaptıran öğrencilerin uyum programının 14-17 Eylül arasında uygulanacak. Uyum programıyla ‘’okul öncesi çocukları ve ilköğretim 1. sınıf öğrencilerinin okula uyumlarının sağlanması, okul kaygısının giderilmesi, sosyal ve sportif faaliyetlerle öğrenme ortamını tanıması ve sevmesi, okul kurallarını öğrenmesi ve okula iyi bir başlangıç yapması’’ amaçlanıyor. Uyum programı okullar açılmadan bir hafta önce düzenleniyor. 2010-2011 eğitim-öğretim yılında, ilköğretime bağlı ana sınıflarına yeni başlayacak öğrenciler için hazırlanan uyum programı çerçevesinde ilk gün okullarda açılış törenleri düzenlenecek. Okul müdürleri velilere bu uygulamanın amaçlarını, yararlarını ve okul öncesi eğitim programını özetleyen açıklamalarda bulunacak. Daha sonra bütün okul personeli velilere ve çocuklara tanıtılacak. Velilere ve çocuklara sınıfın basit kuralları anlatılacak. İkinci gün, öğretmenler, çocukları ve velileri karşılayarak okulun ve sınıfın kurallarını hatırlatacak. Ana sınıfı öğrencileriyle üçüncü gün, temizlik ve kahvaltıdan sonra oyuncaklar hakkında konuşulacak ve tuvalet ile lavabo kullanımına ilişkin bilgi verilecek. Öğrenciler son gün, rutin çalışmaların dışında okul çalışanlarının görevleri, ihtiyaç halinde kimlerden yardım alınacağı ve gün içinde neler yapıldığı konusunda bilgilendirilecek.

KALEM

TUTMAYI

ÖĞRENECEKLER

İlköğretİme yeni başlayacak öğrenciler ise okul hayatlarının ilk haftasında ders düzenini, teneffüsü, defter kullanmayı ve kalem tutmayı öğrenecek. İlköğretim öğrencileri için uyum programında her biri 40’ar dakikadan toplam üç ders yapılacak ve her ders arasında 15-20 dakika teneffüs verilecek. Açılış töreninde uyum programı konusunda öğrencilere ve velilere uygulamanın amacına ilişkin açıklama yapıldıktan sonra ikinci derse geçilecek. Bu derste öğretmenlerle öğrenciler tanışacak, öğrencilere okulun ilgili bölümleri gezdirilecek. İlk gün öğrencilerin okuldan eve güvenle gelip gitmeleri konusunda eğitim verilecek ve şarkılı bir oyunla ders sona erecek. Öğrenciler ikinci gün okul ve sınıf kurallarını öğrenecek, sınıf, koridor, tuvalet ve kantinin kullanımı konusunda öğrencilere uygulamalı bilgi verilecek. Öğretmenlerin öykü okuyup öğrencilerin masallar anlatacağı ikinci günde, okul bahçesi ve spor salonunda da faaliyet yapılacak.

Henüz oyun çağında olan ilköğretim birinci sınıf öğrencileri, okula başladıklarının üçüncü gününde sevdikleri oyuncakları anlatabilecekler, hayvanlarla ilgili bir şarkı söyleyebilecekler. Serbest resim çalışmaları yapacak öğrencilere, beden eğitimi için bahçede faaliyet düzenlenecek, enstrüman veya kaset eşliğinde müzikli bir oyun, dans veya ront öğretilecek. Minik öğrenciler uyum programının son gününde kalem tutmayı, defter ve tahta ile diğer sınıf araç gereçlerini kullanmayı öğrenecek. Öğrencilere okuma yazmaya hazırlık çalışmaları yaptırılacak. Öğrenciler, beden eğitimi için bahçede yapılacak çeşitli faaliyet ve oyunlarla haftayı tamamlayacak. 2010-2011 eğitim-öğretim yılı 20 Eylül Pazartesi günü başlayacak.

12.09.2010


Velilere okul öncesi uzman uyarısı

Akdenİz Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Memduh Sami Taner, anne babaların çocuklarının okulun ilk bir ayını keyifli geçirmesine izin vermeleri tavsiyesinde bulundu.

Okulların açıldığı dönemde okullarda çok bilinen temel bilgilerin tekrarının yapıldığını hatırlatan Taner, bu sebeple ilk bir ayın ağır geçmediğini, kolay ve keyifli geçtiğini ifade ederek, ‘’Hiç değilse bir ay bırakın şu çocukları, doya doya sporlarını, sanatlarını, arkadaşlık ilişkilerini yaşasınlar. Bu aylarda çevre ve hava şartları da çocukların keyif alacağı gibi oluyor. Çocuklar gerilmeden, keyifle ve neşeyle yaşasınlar. Göreceksiniz, birinci yazılılardan çok yüksek not alacaklar’’ dedi. Taner, anne babaların biraz geçmişlerine dönmeleri halinde, keyifli bir dönemde yaptıkları hazırlıkların sonucunun hep başarılı olduğunu, ama stres ve baskı altında yaptıkları hazırlıkların karşılığını alamadıklarını hatırlayacaklarını söyledi. Son yıllarda ebeveynlerin hobileri kalmadığını öne süren Memduh Sami Taner, ‘’Çocuklarının üzerine aşırı düşer oldular. Özellikle anneler, çocuklarının geleceğini düşündüklerinden aslında çocuğun bireysel gelişimini, beceri gelişimine engeller koyuyor’’ dedi.

12.09.2010


TOKİ’den üniversitelere altyapı desteği

BaşbakanlIk Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ), yeni kurulan üniversitelerin bina eksikliklerinin giderilmesi için kolları sıvadı.

Üniversitelerden gelen talepler doğrultusunda kampüs, lojman, araştırma merkezi, kafeterya ve diğer hizmet birimlerinin yapımını gerçekleştiren TOKİ, üniversitelerden gelen talepleri hızla hayata geçiriyor. TOKİ yetkililerinden aldığı bilgiye göre, eğitim altyapısının güçlendirilmesi için Millî Eğitim Bakanlığı’yla birlikte 625 okulun yapımını gerçekleştiren TOKİ, Tunceli Üniversitesi kampüsünü baştan sona kurarken, yeni kurulan Adıyaman, Erzincan, Nevşehir, Ağrı-İbrahim Çeçen ve Şırnak üniversitelerine eğitim binası, laboratuvar, lojman ve kafeterya gibi hizmet birimleri inşa ediyor. Yeni üniversitelerin yanı sıra kuruluş tarihleri daha eskiye dayanan üniversitelerden gelen talepleri de geri çevirmeyen TOKİ, Kırıkkale Üniversitesi için 200 yataklı eğitim ve araştırma hastanesinin yapımına başlarken, Diyarbakır Dicle Üniversitesi’ne de lojman yapacak. TOKİ, Adıyaman Üniversitesi için Kâhta Meslek Yüksek Okulu’nun inşasına başlarken, Şırnak Üniversitesi’ne de 300 konutluk lojman yapıyor.

12.09.2010


GENÇLERİN EĞİTİMLERİNİ OLUMSUZ ETKİLİYOR

Özellİkle geleceği hazırlayacak olan çocuk ve genç popülasyonun bilgisayar, play station, cep telefonu gibi teknoloji ürünlerinden mümkün olduğunca uzak yetiştirilmesi ve eğitilmesi taraftarı olduğunu belirten Prof. Dr. Beyazyürek, gençlerin ve çocukların teknoloji bağımlısı olmasının alacakları eğitimi de ciddî şekilde olumsuz etkilediğini, aynı zamanda yetişkin olduklarında mutlu bir birey olmalarını da engellediğini kaydetti.

Teknoloji bağımlılığı sağlığı etkiliyor

BalIklI Rum Hastanesi Anatolia Klinikleri Şefi Prof. Dr. Mansur Beyazyürek, teknoloji ürünlerinin oluşturduğu bağımlılık sebebiyle kendisine gelen vak'a sayısında son 3 yılda ciddî bir artış yaşandığını belirterek, ‘’Özellikle gençlerde teknoloji bağımlılığının yaygın olmasının Türkiye için çok ciddî bir sorun olduğunu düşünüyorum’’ dedi.

Beyazyürek, yaptığı açıklamada, son yıllarda gelen hasta yakınlarından en çok duyduğu sözün ‘’Oturup kalkmıyor’’ olduğunu belirterek, şöyle konuştu: ‘’Bilgisayarın, televizyonun başına oturup kalkmayan, saatlerini, günlerini bu şekilde harcayan insanların sayısı her geçen gün artıyor. Bilgisayara, televizyona bağlanıp duruyorlar. Ellerinden cep telefonlarını düşürmeyen, resim çeken, telefonundan internete girenler de oturmadan bağlananlar. Özellikle son 3 yılda teknolojik ürünlere bağımlılık nedeniyle gelen vak'a sayısında ciddî bir artış var. Bunların çoğunluğunu bilgisayar oyunları ve internet bağımlıları oluşturuyor. Diğer meslektaşlarıma giden vak'a sayısında da artış vardır mutlaka. Ancak Türkiye’de bu konuda yapılmış bilimsel bir çalışma bulunmuyor.’’

Birçok insanın, hayatına giren teknolojik ürünlere ulaşamadığı zaman kendini rahat hissetmediğini belirten Prof. Dr. Beyazyürek, şöyle devam etti: ‘’Maddenin değişken soğuk cazibesi insanı kendine öyle bağlıyor ki onsuz olamamayı yaşıyoruz. Size artık teknoloji, hiçbir şekilde duygudan düşünceden filan bahsetmiyor. Size sadece ‘madde sizi rahatlatır’ mesajı veriyor. ‘Buzdolabı diyor, iki katlı diyor, derin donduruculu diyor’. Buzdolabı bir madde, o maddenin özellikleri ne kadar fazla olursa sanki siz o kadar mutlu olacaksınız gibi mesaj veriliyor. Sana sunulan seni bir süre sonra esir alıyor. Teknoloji ürünleri hayatınıza ne kadar çok girerse onlara bağımlılık da o kadar artıyor. Bugün cep telefonunuzu evde unutsanız, eroin kullanan birinin eroin bulamadığındaki ruh halini yaşarsınız.’’ Türk toplumunun mevcut yapısının telkine ve yönlendirmeye açık olduğunu dile getiren Prof. Dr. Beyazyürek, bu sebeple piyasaya çıkan teknoloji ürünlerinin hızla ve bilinçsizce tüketildiğini savundu.

12.09.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.