Hatime
        
        
          Gayet ehemmiyetli bir nükte-i i’caziyeye dair,
        
        
          birden, ihtiyarsız, mağripten sonra kalbe ihtar
        
        
          edilen ve sure-i
        
        
          
            (1)
          
        
        
          p
        
        
          ?n
        
        
          ?n
        
        
          Ør
        
        
          dG u
        
        
          Ün
        
        
          ôp
        
        
          H o
        
        
          Pƒo
        
        
          Yn
        
        
          G r
        
        
          ?o
        
        
          b
        
        
          ’ın zâhir bir
        
        
          mu’cize-i gaybiyesini gösteren uzun bir hakikate
        
        
          kısa bir işarettir.
        
        
          W
        
        
          m
        
        
          ?p
        
        
          °SÉn
        
        
          Z u
        
        
          ôn
        
        
          °T r
        
        
          øp
        
        
          en
        
        
          h @ n
        
        
          ?n
        
        
          ?`n
        
        
          N Én
        
        
          e u
        
        
          ôn
        
        
          °T r
        
        
          øp
        
        
          e @ p
        
        
          ?n
        
        
          ?n
        
        
          Ør
        
        
          dG u
        
        
          Ün
        
        
          ôp
        
        
          H o
        
        
          Pƒo
        
        
          Yn
        
        
          G r
        
        
          ?o
        
        
          b
        
        
          u
        
        
          ôn
        
        
          °T r
        
        
          øp
        
        
          en
        
        
          h @ p
        
        
          ón
        
        
          ?o
        
        
          ©r
        
        
          dG p
        
        
          ‘
        
        
          p
        
        
          äÉn
        
        
          KÉs
        
        
          Øs
        
        
          ædG u
        
        
          ôn
        
        
          °T r
        
        
          øp
        
        
          en
        
        
          h @ n
        
        
          Ön
        
        
          bn
        
        
          h Gn
        
        
          Pp
        
        
          G
        
        
          
            (2)
          
        
        
          @ n
        
        
          ó°n
        
        
          ùn
        
        
          M Gn
        
        
          Pp
        
        
          G m
        
        
          óp
        
        
          °SÉn
        
        
          M
        
        
          İşte, yalnız mana-i işarî cihetinde bu sure-i azîme-i ha-
        
        
          rika,
        
        
          “Kâinatta, adem âlemleri hesabına çalışan şerirler-
        
        
          den ve insî ve cinnî şeytanlardan kendinizi muhafaza edi-
        
        
          niz!”
        
        
          peygamberimize ve ümmetine emrederek, her as-
        
        
          ra baktığı gibi, mana-i işarîsiyle bu acip asrımıza daha zi-
        
        
          yade, belki zahir bir tarzda bakar, kur’ân’ın hizmetkârla-
        
        
          rını istiazeye davet eder. Bu mu’cize-i gaybiye, beş işa-
        
        
          retle kısaca beyan edilecek. Şöyle ki:
        
        
          Bu surenin her bir ayetinin manaları çoktur. Yalnız
        
        
          mana-i işarî ile beş cümlesinde dört defa
        
        
          u
        
        
          ôn
        
        
          °T
        
        
          kelimesini
        
        
          tekrar etmek ve kuvvetli münasebet-i maneviye ile bera-
        
        
          ber dört tarzda bu asrın emsalsiz dört dehşetli ve
        
        
          
            AsA-yı MûsA
          
        
        
          
            M
          
        
        
          
            eYve
          
        
        
          
            R
          
        
        
          
            isalesi
          
        
        
          
            | 135 |
          
        
        
          on BirinCi mesele
        
        
          
            ihtar:
          
        
        
          dikkatini çekme, hatırlatma,
        
        
          uyarı.
        
        
          
            ihtiyarsız:
          
        
        
          irade ve istem dışı.
        
        
          
            insî:
          
        
        
          insan cinsinden.
        
        
          
            istiaze:
          
        
        
          eûzübillâhimineşşeytânir-
        
        
          racîm veya neüzübillâh (kovul-
        
        
          muş, lânetlenmiş şeytandan Al-
        
        
          lah’a sığınırım) diyerek Allah’ın ko-
        
        
          rumasına ve yardımına sığınma.
        
        
          
            kâinat:
          
        
        
          yaratılmış olan şeylerin ta-
        
        
          mamı, bütün âlemler, varlıklar.
        
        
          
            Kur’ân:
          
        
        
          Allah tarafından vahiy yo-
        
        
          luyla Hz. Muhammed’e indirilmiş,
        
        
          semavî kitapların sonuncusu.
        
        
          
            mağrip:
          
        
        
          güneşin batma vakti, ak-
        
        
          şam.
        
        
          
            mu’cize-i gaybiye:
          
        
        
          gayba ait
        
        
          mu’cize; zamanı gelince ortaya çı-
        
        
          kan ve gaybî olarak haber verilen
        
        
          mu’cize.
        
        
          
            muhafaza:
          
        
        
          koruma.
        
        
          
            münasebet-i manevîye:
          
        
        
          manevî
        
        
          münasebet, manevî yakınlık, ma-
        
        
          nevî irtibat, manevî ilişki, manevî
        
        
          ilgi; maddeye dayanmayan yakın-
        
        
          lık, maddî olmayan ilişki.
        
        
          
            nükte-i i’caziye:
          
        
        
          şaşırtan, âciz bı-
        
        
          rakan, mu’cizevî mana ihtiva eden
        
        
          söz; çok veciz ve çarpıcı nükte.
        
        
          
            sure:
          
        
        
          Kur’ân-ı Kerîm’in ayrıldığı
        
        
          114 bölümden her biri.
        
        
          
            sure-i azîme-i harika:
          
        
        
          büyük ve
        
        
          olağanüstü güzellikte ve özellikte
        
        
          olan sure.
        
        
          
            şerir:
          
        
        
          şer işleyen, kötülük işleyen,
        
        
          fenalık yapan.
        
        
          
            tarz:
          
        
        
          biçim, şekil, suret.
        
        
          
            ümmet:
          
        
        
          Müslümanların tamamı;
        
        
          bütün Müslümanlar.
        
        
          
            zahir:
          
        
        
          açık, âşikar.
        
        
          
            ziyade:
          
        
        
          çok, fazla
        
        
          
            acip:
          
        
        
          tuhaf, hayrette bırakan.
        
        
          
            adem:
          
        
        
          yokluk, hiçlik.
        
        
          
            âlem:
          
        
        
          varlık sınıflarından her
        
        
          biri.
        
        
          
            asr:
          
        
        
          yüzyıl.
        
        
          
            ayet:
          
        
        
          Kur’an’ın her bir cümlesi.
        
        
          
            beyan etmek:
          
        
        
          açıklamak, bil-
        
        
          dirmek, izah etmek.
        
        
          
            cihet:
          
        
        
          yön.
        
        
          
            cinnî:
          
        
        
          cin taifesinden olan.
        
        
          
            dair:
          
        
        
          alakalı, ilgili.
        
        
          
            davet:
          
        
        
          çağırma, çağrı.
        
        
          
            dehşetli:
          
        
        
          ürkütücü, korkunç.
        
        
          
            ehemmiyetli:
          
        
        
          önemli.
        
        
          
            emsal:
          
        
        
          benzerler.
        
        
          
            Gayet:
          
        
        
          son derece.
        
        
          
            hakikat:
          
        
        
          gerçek, esas.
        
        
          
            hatime:
          
        
        
          son söz, bir eserin so-
        
        
          nuç kısmı.
        
        
          
            hizmetkâr:
          
        
        
          hizmet yapan
        
        
          kimse, hizmetçi.
        
        
          
            1.
          
        
        
          De ki: Sığınırım sabahın Rabbine. (Felâk Suresi: 1.)
        
        
          
            2.
          
        
        
          Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.
        
        
          De ki: Sığınırım sabahın Rabbine. • Yarattığı şeylerin şerrinden. • Karanlığı çöktüğünde ge-
        
        
          cenin şerrinden. • Düğümlere üfleyen büyücülerin şerrineden. • Haset ettiğinde hasetçi-
        
        
          nin şerrinden. (Felâk Suresi: 1-5.)