p
        
        
          ?j /
        
        
          ô°r
        
        
          üs
        
        
          àdG p
        
        
          ?r
        
        
          ©p
        
        
          Øp
        
        
          Hn
        
        
          h m
        
        
          án
        
        
          ªr
        
        
          µp
        
        
          Mn
        
        
          h m
        
        
          QÉn
        
        
          «p
        
        
          àr
        
        
          Np
        
        
          Ép
        
        
          H p
        
        
          ôj /
        
        
          hr
        
        
          ós
        
        
          àdGn
        
        
          h p
        
        
          Ò/
        
        
          Hr
        
        
          ó s
        
        
          àdGn
        
        
          h p
        
        
          ôj /
        
        
          ƒ°r
        
        
          ü s
        
        
          àdGn
        
        
          h
        
        
          p
        
        
          ?Én
        
        
          ªn
        
        
          µp
        
        
          Hn
        
        
          h m
        
        
          án
        
        
          ªr
        
        
          Mn
        
        
          Qn
        
        
          h m
        
        
          ór
        
        
          °ün
        
        
          ?p
        
        
          H p
        
        
          án
        
        
          °TÉn
        
        
          Yp
        
        
          ’r
        
        
          Gn
        
        
          h p
        
        
          In
        
        
          QGn
        
        
          Op
        
        
          ’r
        
        
          Gn
        
        
          h p
        
        
          án
        
        
          ¶n
        
        
          aÉn
        
        
          ëo
        
        
          Ÿr
        
        
          Gn
        
        
          h p
        
        
          º«/
        
        
          ¶r
        
        
          æ`s
        
        
          àdGn
        
        
          h
        
        
          n
        
        
          óp
        
        
          ¡n
        
        
          °T{ p
        
        
          QGn
        
        
          ôr
        
        
          °Sn
        
        
          G p
        
        
          án
        
        
          ?«/
        
        
          ?n
        
        
          M p
        
        
          án
        
        
          WÉn
        
        
          Mp
        
        
          G p
        
        
          án
        
        
          ªn
        
        
          ¶n
        
        
          Y p
        
        
          In
        
        
          OÉn
        
        
          ¡n
        
        
          °ûp
        
        
          Hn
        
        
          h p
        
        
          án
        
        
          fn
        
        
          RGn
        
        
          ƒo
        
        
          Ÿr
        
        
          Gn
        
        
          h p
        
        
          ?Én
        
        
          ¶p
        
        
          àr
        
        
          fp
        
        
          ’r
        
        
          G
        
        
          p
        
        
          §°r
        
        
          ùp
        
        
          ?r
        
        
          dÉp
        
        
          H Ék
        
        
          ªp
        
        
          FBÉn
        
        
          b p
        
        
          º?p
        
        
          ©r
        
        
          dG Gƒo
        
        
          dho
        
        
          G n
        
        
          h o
        
        
          án
        
        
          µp'
        
        
          Ä = ?n
        
        
          Ÿr
        
        
          G n
        
        
          h n
        
        
          ƒo
        
        
          g s
        
        
          ’p
        
        
          G n
        
        
          ¬'
        
        
          dp
        
        
          G n
        
        
          B’ o
        
        
          ¬s
        
        
          `fn
        
        
          G *G
        
        
          
            (1)
          
        
        
          @ z o
        
        
          º«/
        
        
          µn
        
        
          ?r
        
        
          G o
        
        
          õj/
        
        
          õn
        
        
          ©dr
        
        
          G n
        
        
          ƒo
        
        
          g s
        
        
          ’p
        
        
          G n
        
        
          ¬'
        
        
          dp
        
        
          G n
        
        
          B’
        
        
          denilmiştir.
        
        
          [Bu
        
        
          Ayetü’l-Kübra’
        
        
          nın 33 mertebeden müte-
        
        
          şekkil tamamı, harikulâde Mukaddemesi ile bir-
        
        
          likte, müstakil olarak neşredilmiştir. Buraya kıs-
        
        
          men konulmuştur.]
        
        
          ®
        
        
          
            âlî:
          
        
        
          yüce, yüksek, ulu.
        
        
          
            azamet:
          
        
        
          büyüklük, yücelik.
        
        
          
            cereyan:
          
        
        
          akış, akıntı, akım.
        
        
          
            delâlet:
          
        
        
          delil olma, gösterme.
        
        
          
            ef’al:
          
        
        
          fiiller, işler.
        
        
          
            faaliyet-i müstevliye:
          
        
        
          her tarafa
        
        
          yayılan, istilâ eden faaliyet.
        
        
          
            halk:
          
        
        
          yaratma, yaratış.
        
        
          
            hikmet:
          
        
        
          İlahî gaye, yüksek bilgi.
        
        
          
            iaşe:
          
        
        
          geçindirme, besleme, yaşat-
        
        
          ma.
        
        
          
            ibda:
          
        
        
          örneksiz olarak, eşsiz şekilde
        
        
          yaratma.
        
        
          
            icat:
          
        
        
          vücuda getirme, var etme.
        
        
          
            icma:
          
        
        
          fikir birliği etme, görüş birli-
        
        
          ğine varma.
        
        
          
            idare:
          
        
        
          bir işi yürütme, çekip çevir-
        
        
          me.
        
        
          
            ihtiyar:
          
        
        
          seçme, tercih etme.
        
        
          
            ilâh:
          
        
        
          kendisine ibadet edinilen ta-
        
        
          pınılan Mabud, Allah.
        
        
          
            irade:
          
        
        
          dileme, isteme, bir şeyi ya-
        
        
          pıp yapmama konusunda için olan
        
        
          iktidar, güç.
        
        
          
            ittifak:
          
        
        
          birleşme, fikir birliği etme.
        
        
          
            kemal-i intizam:
          
        
        
          intizamın mü-
        
        
          kemmelliği, tam ve eksiksiz dü-
        
        
          zen.
        
        
          
            kudsî:
          
        
        
          mukaddes, yüce.
        
        
          
            mahsus:
          
        
        
          bir şeye has olan.
        
        
          
            muhafaza:
          
        
        
          koruma.
        
        
          
            muhit:
          
        
        
          ihata eden, kuşatıcı.
        
        
          
            muvazene:
          
        
        
          denge.
        
        
          
            rahmet:
          
        
        
          lütuf, nimet, faydalı yağ-
        
        
          mur için söylenir.
        
        
          
            sun':
          
        
        
          yapış, yapma.
        
        
          
            şahadet:
          
        
        
          şahitlik, tanıklık.
        
        
          
            şuunat:
          
        
        
          işler.
        
        
          
            tahakkuk:
          
        
        
          gerçekleşme, delil ile
        
        
          ispat edilme, kesinleşme.
        
        
          
            takdir:
          
        
        
          beğenme, beğendiğini bil-
        
        
          dirme.
        
        
          
            tanzim:
          
        
        
          düzenleme, tertipleme.
        
        
          
            tasarruf:
          
        
        
          bir şeyin sahibi olup ida-
        
        
          re etme, mülkünü istediği gibi kul-
        
        
          lanma.
        
        
          
            tasrif:
          
        
        
          istediği şekilde idare etme.
        
        
          
            tasvir:
          
        
        
          bir şeyi yazıyla veya başka
        
        
          ifade tarzlarıyla anlatma.
        
        
          
            tazammun:
          
        
        
          ihtiva etme, içine al-
        
        
          ma, içinde bulundurma.
        
        
          
            tebarüz-i ulûhiyet:
          
        
        
          ulûhiyetin gö-
        
        
          rünmesi, belli olması; Cenab-ı Hak-
        
        
          kın ilâh olduğuna delâlet eden kâ-
        
        
          inat ve mahlûkat üzerinde görü-
        
        
          nen faaliyetler.
        
        
          
            tecelli:
          
        
        
          belirme, bilinme, görünme.
        
        
          
            tedvir:
          
        
        
          çekip çevirme, idare etme.
        
        
          
            tezahür-i rububiyet:
          
        
        
          Cenab-ı Hak-
        
        
          kın terbiye, tedbir ve idare edicili-
        
        
          ğinin ortaya çıkması, görünmesi.
        
        
          
            vahdet:
          
        
        
          birlik ve teklik.
        
        
          
            vücub-i vücut:
          
        
        
          varlığı gerekli ol-
        
        
          mak, olmaması imkansız olmak,
        
        
          varlığı zarurî ve vacip olmak.
        
        
          ayeTÜ’l-kÜBra / 7. Şua
        
        
          
            | 220 |
          
        
        
          
            B
          
        
        
          
            iRinci
          
        
        
          
            H
          
        
        
          
            üccet
          
        
        
          
            -
          
        
        
          
            i
          
        
        
          
            i
          
        
        
          
            ManiYe
          
        
        
          
            AsA-yı MûsA
          
        
        
          
            1.
          
        
        
          Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur. O öyle bir Vacibü’l-Vücud ve Vahidü'l-Ehad’dir ki, bütün
        
        
          güzel isimler Onun, en âlî sıfatlar ve en yüce vasıflar Ona mahsustur. Bir irade ve kudretle
        
        
          gerçekleşen icat ve halk ve sun’ ve ibda fiillerini, bir ihtiyar ve hikmetle tahakkuk eden
        
        
          takdir ve tasvir ve tedbir ve tedvir fiillerini, bir kasıt ve rahmet ve kemal-i intizam ve mu-
        
        
          vazeneyle cereyan eden tasrif ve tanzim ve muhafaza ve idare ve iaşe fiillerini tazammun
        
        
          eden faaliyet-i müstevliyenin devamı içinde görünen tezahur-i rububiyet ve onun içinde
        
        
          görünen tebarüz-i ulûhiyet hakikatinin azametinin şahadetiyle; ve “Bütün kâinatı adaletle
        
        
          tedbir ve idare etmekte olan Allah, Ondan başka ibadete lâyık hiçbir ilâh bulunmadığını
        
        
          apaçık delillerle bildirdi. Buna melekler ve ilim sahipleri de şahitlik ettiler. Ondan başka ilâh
        
        
          yoktur; Onun kudreti her şeye galiptir ve Onun her işi hikmet iledir. (Âl-i İmran Suresi: 18.)”
        
        
          mealindeki ayet-i kerîmenin hakikat-i esrarının azamet-i ihatasının şahadetiyle; bütün
        
        
          kudsî ve muhit sıfatlarının ve kâinatta tecelli eden bütün Esma-i Hüsnasının icmaı ve kâ-
        
        
          inatta tasarruf eden bütün şuunat ve ef’alinin ittifakı, Onun vahdet içindeki vücub-i vücu-
        
        
          duna delâlet eder.