Emirdağ Lâhikası - page 581

Œ
2 7 2
œ
[Üstadımızın tebrik telgrafına Reisicumhur Celâl Ba-
yar’ın telgrafla verdiği cevaptır.]
Bediüzzaman said nursî,
emirdağ,
samimi tebriklerinizden fevkalâde mütehassis olarak
teşekkürler ederim.
CelâlBayar
ì®í
Œ
2 7 3
œ
Aziz,SıddıkveMübarekKardeşlerim!
Ev vel â:
nurdan bana çok lüzumu bulunan Medrese-
tüzzehra’nın fütuhatçı mahsülatını ve kahraman tahi-
rî’nin merhume haremiyle ve merhume iki kerimesi namı-
na gönderdiği mecmualarını ve iki hafta evvel merhum
Hafız Ali’nin bir hayrü’l-halefi Mustafa’nın tam zamanın-
da tamam
Mektubat
’ını ve nurun metîn bir kumandanı
re’fet Beyin kendi kalemiyle yazdığı mübarek mecmuası-
nı ve pek güzel ve manidar rüyalı mektubunu aldım ve
çok sevindim. onların herbir harfine Cenab-ı erhamür-
rahimîn sizin herbirinize bin hasene ihsan etsin. Merhu-
me Hatice ve merhume Hicret’in ve merhume Aişe’nin
ruhlarına ve kabirlerine binler rahmet eylesin. Âmin.
Emirdağ Lâhikası – ıı | 581 |
ilimleriyle din ilimlerinin birlikte
okutulmasını düşündüğü üniver-
site.
merhum:
rahmete kavuşmuş, öl-
müş, ölü.
merhume:
vefat etmiş, rahmete
kavuşmuş kadın.
metin:
asıl yazı, ana yazı.
metin:
sağlam ve dayanıklı.
mübarek:
feyizli, bereketli.
mütehassis:
hislenen, duygula-
nan.
nam:
adına, yerine.
Nur:
Risale-i Nur eserleri.
rahmet:
Allah’ın kullarını esirge-
mesi, onlara maddî ve manevî ni-
metler vermesi.
reisicumhur:
halkın reisi, cum-
hurbaşkanı.
rüya:
gerçekleşmesi beklenen
şey, umut.
samimî:
içten, candan, gönülden.
sıddık:
çok doğru, dürüst, hakkı
ve hakikati tereddütsüz kabulle-
nen.
âmin:
Yâ Rabbi! Öyle olsun,
kabul eyle!” anlamında dua-
nın sonunda söylenir.
aziz:
izzetli, muhterem, say-
gın.
Cenab-ı Erhamürrâhimîn:
ina-
yet ve rahmet, yardım ve lütuf
sahiplerinin en merhametlisi
olan, şeref ve azamet sahibi
olan yüce Allah (CC.).
evvel:
önce.
evvelâ:
öncelikle.
fevkalâde:
son derece, ziya-
desiyle.
fütuhat:
zaferler, fetihler, ga-
libiyetler.
harem:
kadın eş.
hasene:
iyilik, sevap.
hayrü’l-halef:
hayırlı evlât, ha-
yırlı takipçi.
ihsan:
bağışlama, ikram etme,
lütuf.
kerîme:
kız evlât, kız çocuk.
mahsulât:
meydana gelen,
elde edilen şeyler; meyveler,
ürünler.
manidar:
nükteli, ince manalı.
medresetüzzehra:
Bediüzza-
man’ın doğuda (Van) yapılma-
sını idarecilere teklif ettiği, fen
1...,571,572,573,574,575,576,577,578,579,580 582,583,584,585,586,587,588,589,590,591,...1032
Powered by FlippingBook