Kardeşlerim!
        
        
          erkân-ı sitteden iki Ali ile tahirî ve Hafız Mustafa, bu
        
        
          iki-üç senede ve bilhassa bu havalide bana yardımları ve
        
        
          fütuhatları, ya fevkalâde ihlâslarından veya yüksek
        
        
          iktidar ve faaliyetlerinden o derecededir ki, bu vilâyette
        
        
          risale-i nur Şakirtlerini ebeden minnettar edip,
        
        
          Risale-i
        
        
          Nur
        
        
          ’u dahi buralarda ebeden yerleştirdiler. Cenab-ı Hak,
        
        
          onlardan ve sizlerden ebeden razı olsun, âmin.
        
        
          kalemlerini, ümmîliğime yardım veren Medrese-i
        
        
          nuriyenin üstadı Hacı Hafız ve mahdumu ve iki kardeş
        
        
          Mustafa ve salih ve iki kardeş Ahmed ve süleyman ve
        
        
          beş kardeş beraber talebe olup, üçü bize yardım
        
        
          etmeleri; ve Babacan da, Asım’ın ruhunu şâd edip, o
        
        
          sistemde yardımımıza koşması; ve zekâi de lütfi’nin
        
        
          ruhunu mesrur edip, eski zekâi gibi vazifesine sarılması;
        
        
          ve marangoz Ahmed ve kâtip osman ve Mehmed
        
        
          zühdü (afallahü) ve nuri ve tenekeci Mehmed gibi, eski
        
        
          kıymettar hizmetleriyle Isparta’yı nurlandıran diğerleri
        
        
          gibi kastamonu’nun tenvirine de koşmaları; ve şimdi
        
        
          tanıdığım Mustafa ve Mustafa ve Mustafa ve eyyüb,
        
        
          kalemleriyle, eski dost gibi ümmîliğime yardım etmeleri,
        
        
          elbette şüpesiz
        
        
          
            (1)
          
        
        
          p
        
        
          án
        
        
          jÉn
        
        
          æp
        
        
          ©r
        
        
          dG p
        
        
          ør
        
        
          «n
        
        
          ©p
        
        
          H ¢l
        
        
          Sho
        
        
          ôr
        
        
          ë n
        
        
          e n
        
        
          ?s
        
        
          f p
        
        
          É n
        
        
          a
        
        
          müjdesini tam
        
        
          tasdik ederler.
        
        
          ì@í
        
        
          
            K
          
        
        
          
            astamonu
          
        
        
          
            L
          
        
        
          
            âhiKası
          
        
        
          
            | 355 |
          
        
        
          diüzzaman Said Nursî’nin eserleri-
        
        
          nin adı.
        
        
          
            ruh:
          
        
        
          can.
        
        
          
            şâd:
          
        
        
          sevinçli, mutlu, bahtiyar.
        
        
          
            şakirt:
          
        
        
          talebe, öğrenci.
        
        
          
            talebe:
          
        
        
          öğrenci.
        
        
          
            tasdik:
          
        
        
          doğrulama, onaylama.
        
        
          
            tenvir:
          
        
        
          nurlandırma, aydınlatma,
        
        
          ışıklandırma.
        
        
          
            ümmî:
          
        
        
          okuma yazması olmayan,
        
        
          okumamış.
        
        
          
            üstad:
          
        
        
          öğretici, öğretmen.
        
        
          
            vazife:
          
        
        
          görev.
        
        
          
            vilayet:
          
        
        
          il.
        
        
          
            afallahü:
          
        
        
          Allah affetsin.
        
        
          
            âmin:
          
        
        
          Yâ Rabbi! Öyle olsun,
        
        
          kabul eyle!” anlamında dua-
        
        
          nın sonunda söylenir.
        
        
          
            bilhassa:
          
        
        
          özellikle.
        
        
          
            ebeden:
          
        
        
          ebedî ve daimî ola-
        
        
          rak.
        
        
          
            erkân-ı sitte:
          
        
        
          imanın altı esa-
        
        
          sı.
        
        
          
            fevkalâde:
          
        
        
          olağanüstü.
        
        
          
            fütuhat:
          
        
        
          zaferler, fetihler, ga-
        
        
          libiyetler.
        
        
          
            havali:
          
        
        
          bölge, etraf, çevre, ci-
        
        
          var.
        
        
          
            ihlâs:
          
        
        
          samimiyet, bir ameli
        
        
          başka bir karşılık beklemek-
        
        
          sizin, sırf Allah rızası için yap-
        
        
          ma.
        
        
          
            iktidar:
          
        
        
          güç, idareyi elinde
        
        
          bulundurma.
        
        
          
            kâtip:
          
        
        
          yazıcı.
        
        
          
            kıymettar:
          
        
        
          kıymetli, değerli.
        
        
          
            mahdum:
          
        
        
          oğul, evlât.
        
        
          
            medrese-i nuriye:
          
        
        
          nur med-
        
        
          resesi; Risale-i Nur’ların okun-
        
        
          duğu yerler.
        
        
          
            mesrur:
          
        
        
          sevinçli, memnun.
        
        
          
            minnettar:
          
        
        
          bir iyiliğe karşı te-
        
        
          şekkür duygusu içinde olan.
        
        
          
            nur:
          
        
        
          aydınlık, parıltı, ışık.
        
        
          
            razı:
          
        
        
          rıza gösteren, hoşnut
        
        
          olan.
        
        
          
            Risale-i nur:
          
        
        
          Nur Risalesi, Be-
        
        
          
            1.
          
        
        
          Muhakkak sen inayet gözüyle korunmaktasın.