Mektubat - page 101

OnAltıncıMektup
W
r
ºo
gr
ƒ°n
ûr
NÉn
a r
ºo
µ
n
d Gƒo
©n
ªn
L r
ón
b ¢n
SÉs
ædG s
¿p
G ¢o
SÉs
ædG o
ºo
¡n
d n
?Én
b n
øj/
òs
`dn
G
(1)
o
?«`/
c
n
ƒr
dG n
ºr
©p
fn
h*G Én
æo
Ñ°r
ùn
M Go
ƒdÉn
bn
h Ék
fÉn
Á/
G r
ºo
gn
OGn
õ`n
a
Ş
U
Mektup
(2)
Ék
æpq
«n
d k
’r
ƒn
b o
¬n
d n
’ƒo
?n
a
sırrına mazhar olmuş,
şiddetli yazılmamış.
Çoklar tarafından sarihan ve manen gelen bir suale
cevaptır. Şu cevabı vermek, benim için hoş değil, arzu
etmiyorum. Her şeyimi Cenab-ı Hakkın tevekkülüne
bağlamıştım. Fakat, ben kendi hâlimde ve âlemimde ra-
hat bırakılmadığım ve yüzümü dünyaya çevirdikleri için,
Yeni said değil, bilmecburiye eski said lisanıyla, şahsım
için değil, belki dostlarımı ve sözlerimi ehl-i dünyanın ev-
ham ve eziyetinden kurtarmak için, hakikat-i hâli hem
dostlarıma, hem ehl-i dünyaya ve ehl-i hükme beyan et-
mek için Beş noktayı beyan ediyorum.
bİRİNCİ NOkta
Den i l mi ş
: “
Neiçinsiyasettençekildin?Hiçyanaşmı-
yorsun?
Mektubat | 101 |
o
n
a
lTıncı
m
ekTup
manen:
manevî olarak.
mazhar:
nail olma, erişme.
Rahîm:
sonsuz merhamet sahibi
olan Allah.
Rahman:
rahmeti bütün herkese
yayılan ve bütün yaratılmışların
rızıklarını ve geçim şekillerini içi-
ne alan rahmetin sahibi Allah.
sarihan:
açıkça.
sır:
insan aklının erişemediği İlâhî
hikmet, gaye.
siyaset:
politika, devlet idaresi ile
ilgili esaslar.
sual:
soru.
tevekkül:
Allah’a dayanma ve
güvenme.
vekil:
kendisine dayanılan, göze-
ten, şahit ve koruyucu Allah.
ziyadeleşme:
artma.
âlem:
dünya.
arzu:
istek, heves.
beyan:
anlatma, izah, açıkla-
ma.
bilmecburiye:
mecburiyetle,
zorunlu olarak.
Cenab-ı Hak:
Allah; hakkın ta
kendisi olan şeref ve azamet
sahibi yüce Allah.
ehl-i dünya:
dünyaya dalıp,
sadece dünya için yaşayan,
ahireti düşünmeyen.
ehl-i hüküm:
hükmedenler,
hüküm verenler.
evham:
vehimler, zanlar, ku-
runtular.
eziyet:
büyük sıkıntı, meşak-
kat.
hakikat-i hâl:
işin iç yüzü.
iman:
inanmak, itikat, inanç.
lisan:
dil.
?
OnAltıncıMektup, Bar-
la’da 1930-31 yıllarında
Türkçe olarak telif edil-
miştir.
1.
Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla..
Onlar öyle kimselerdir ki, insanlar onlara “Düşman size karşı büyük bir kuvvet topladı; on-
lardan korkun” dedikleri zaman onların imanı ziyadeleşti ve “Allah bize yeter; O ne güzel
vekildir” dediler. (Â-i İmran Suresi: 173.)
2.
Ona tatlı dille söyleyin. (Taha Suresi: 44.)
1...,91,92,93,94,95,96,97,98,99,100 102,103,104,105,106,107,108,109,110,111,...1086
Powered by FlippingBook