Sözler - page 1091

Ve birbiri içinde bulunan flu manidar keyfiyetler, öyle
bir lisan-› flahadettir ki; hem
Sâni-i Zülcemal’
ini esmas›y-
la tarif eder, hem evsaf›yla tavsif eder, hem cilve-i esma-
s›n› tefsir eder, hem teveddüt ve tearrüfünü, yani sevdi-
rilmesini ve tan›tt›r›lmas›n› ifade eder.
‹flte, bir tek çiçekten böyle bir flahadet iflitsen; acaba
zemin yüzündeki Rabbanî ba¤larda umum çiçekleri din-
leyebilsen, ne derece yüksek bir kuvvetle
Sâni-i Zülce-
lâl’
in vücub-u vücudunu ve vahdetini ilân ettiklerini iflit-
sen, hiç flüphen ve vesvesen ve gafletin kalabilir mi?
E¤er kalsa, sana insan ve zîfluur denilebilir mi?
Gel, flimdi bir a¤aca dikkatle bak. ‹flte, bahar mevsi-
minde yapraklar›n muntazaman ç›kmas›, çiçeklerin mev-
zunen aç›lmas›, meyvelerin hikmetle, rahmetle büyüme-
si ve dallar›n ellerinde, masum çocuklar gibi, nesimin es-
mesiyle oynamas› içindeki lâtif a¤z›n› gör.
Nas›l bir dest-i keremle yeflillenen yapraklar›n dili ile
ve bir nefle-i lütufla tebessüm eden çiçeklerin lisan›yla ve
bir cilve-i rahmetle gülen meyvelerin kelimat› ile ifade
edilen hikmetli nizam içindeki adlli mizan; ve adli göste-
ren mizan içinde bulunan dikkatli sanatlar, nak›fllar; ve
maharetli nak›fllar ve ziynetler içinde rahmet ve ihsan›
gösteren ayr› ayr› tatl› tatmaklar; ve ayr› ayr› güzel koku-
lar ve hofl tatmaklar içinde birer mu’cize-i kudret olan to-
humlar ve çekirdekler, gayet zahir bir surette, bir
Sâni-i
Hakîm, Kerîm, Rahîm, Muhsin, Mün’im, Mücemmil,
SÖZLER | 1091
O
TUZ
Ü
ÇÜNCÜ
S
ÖZ
olan anlam›nda Allah’›n bir ismi.
keyfiyet:
nitelik, özellik.
lâtif:
hofl, güzel.
lisan:
dil.
lisan-› flahadet:
flahitlik eden dil.
maharet:
ustal›k, beceriklilik.
manidar:
manal›.
masum:
günahs›z.
mevzunen:
ölçülü olarak.
mizan:
ölçü, denge.
mu’cize-i kudret:
Cenab-› Hakk›n
kudretinin mu’cizesi.
Muhsin:
ihsan eden, iyilik yapan
Allah.
muntazaman:
düzenli olarak.
Mücemmil:
her fleyi güzel bir fle-
kilde yaratan Allah.
Mün’im:
nimet veren, nimetlen-
diren Allah.
nak›fl:
süs, iflleme.
nesim:
hafif lâtif rüzgâr.
nefl’e-i lütuf:
lütuf ve ikramdan
kaynaklanan sevinç.
nizam:
düzgünlük.
Rabbanî:
Rab olan Allah’a ait.
Rahîm:
çok merhamet eden,
esirgeyen, koruyan Allah.
rahmet:
ac›ma, merhamet etme,
flefkat gösterme.
sanat:
bir fleyi yapmada gösteri-
len ustal›k.
Sâni-i Hakîm:
her fleyi sanatla ve
hikmetle yaratan Allah.
Sâni-i Zülcelâl:
her fleyi sanatl›
bir flekilde yaratan, sonsuz hafl-
met ve yücelik sahibi Allah.
Sâni-i Zülcemal:
sonsuz güzellik
sahibi ve her fleyi sanatla yapan
Allah.
suret:
biçim, flekil.
flahadet:
flahitlik, tan›kl›k.
flüphe:
kuflku.
tarif:
anlatma, tan›tma.
tavsif:
vas›fland›rma, özelliklerini
anlatma.
tearrüf:
kendini tan›tma.
tebessüm:
gülümseme.
tefsir:
aç›klama.
teveddüt:
kendini sevdirme.
umum:
bütün.
vahdet:
birlik.
vesvese:
flüphe, sinsi düflünce.
vücub-u vücut:
varl›¤› gerekli ol-
mak, olmamas› imkâns›z olmak.
zahir:
görünen.
zemin:
yer.
zîfluur:
fluur sahibi, bilinçli.
ziynet:
süs.
adil:
adaletli.
adl:
adalet.
cilve-i esma:
Allah’›n isimleri-
nin tecellileri, görünmeleri.
cilve-i rahmet:
Cenab-› Hak-
k›n merhamet, flefkat ve lüt-
funun görüntüsü.
dest-i kerem:
cömertlik eli.
esma:
adlar, isimler.
evsaf:
vas›flar, nitelikler, özel-
likler.
gaflet:
gerçekleri görmeme,
önemsememe, iyi düflünme-
me tavr›.
gayet:
çok, pek çok.
hikmet:
belirli gayelere yö-
nelik, faydal›, anlaml› ve yerli
yerinde olufl.
ifade:
anlatma, bildirme.
ihsan:
iyilik etme, ikram et-
me.
ilân:
herkese duyurma.
kelimat:
kelimeler.
Kerîm:
ikram ve ihsan› bol
1...,1081,1082,1083,1084,1085,1086,1087,1088,1089,1090 1092,1093,1094,1095,1096,1097,1098,1099,1100,1101,...1482
Powered by FlippingBook