Sözler - page 202

talimat›n›, ahali dinlemedikleri vakit, elbette o kas›r teb-
dil ve tahvil edilecek.
Ey Arkadafl! Hikâye burada bitti. E¤er flu temsilin s›r-
r›n› anlad›nsa bak, hakikatin yüzünü de gör.
‹flte o saray flu âlemdir ki; tavan›, tebessüm eden y›l-
d›zlarla tenvir edilmifl gökyüzüdür. Taban› ise, flarktan
garba, gûnagûn çiçeklerle süslendirilmifl yeryüzüdür.
O melik ise, ezel ebed sultan› olan bir Zat-› Mukaddes-
tir ki, yedi kat semavat ve arz ve içlerinde olan her fley,
kendilerine mahsus lisanlarla o Zat› takdis edip tesbih
ediyorlar. Hem öyle bir Melik-i Kadîr ki, semavat ve arz›
alt› günde yaratarak, arfl-› rububiyetinde durup, gece ve
gündüzü siyah ve beyaz iki hat gibi birbiri arkas› s›ra dön-
dürüp, kâinat sahifesinde ayat›n› yazan ve günefl, ay, y›l-
d›zlar, emrine musahhar zîhaflmet ve zîkudret sahibidir.
O saray›n menzilleri ise, flu on sekiz bin âlemdir ki,
her birisi kendine lây›k bir tarz ile tezyin ve tanzim edil-
mifltir. ‹flte o sarayda gördü¤ün sanayi-i garibe ise, flu
âlemde görünen kudret-i ‹lâhiyenin mu’cizeleridir. Ve o
sarayda gördü¤ün taamlar ise, flu âlemde, hele yaz mev-
siminde, hele Barla bahçelerinde rahmet-i ‹lâhiyenin se-
merat-› harikalar›na iflarettir. Ve oradaki ocak ve matbah
ise, burada kalbinde atefl olan arz ve sath-› arzd›r. Ve
orada, temsilde gördü¤ün gizli definelerin cevherleri ise,
flu hakikatte esma-i kudsiye-i ‹lâhiyenin cilvelerine misal-
dir. Ve temsilde gördü¤ümüz nak›fllar ve o nak›fllar›n re-
mizleri ise, flu âlemi süslendiren muntazam masnuat ve
ahali:
halk.
âlem:
bütün yarat›lm›fllar.
arfl-› rububiyet:
Allah’›n büyük-
lü¤ünün, hüküm ve egemenli¤i-
nin tecelli etti¤i yer.
arz:
yer.
ayat:
iflaretler, ayetler.
Barla:
bkz. Yer Bilgileri.
cevher:
k›ymetli tafl.
cilve:
görüntü, yans›ma.
define:
hazine.
ebed:
sonsuzluk, daimîlik.
esma-i kudsiye-i ‹lâhiye:
Allah’›n
her türlü kusur ve noksandan yü-
ce isimleri.
ezel ve ebed sultan›:
bafllangݍ
ve sonu olmaks›z›n, hüküm salta-
nat› sürekli devam eden sultan.
garp:
bat›.
gûnagûn:
günden güne.
hakikat:
gerçek.
hat:
çizgi.
kâinat:
yarat›lm›fl olan fleylerin
tamam›, evren.
kas›r:
saray.
kat:
tabakalar›n her biri.
kudret-i ‹lâhiye:
Allah’›n güç ve
kudreti.
lây›k:
uygun, münasip.
lisan:
dil.
mahsus:
özel.
masnuat:
sanatla yap›lm›fl fleyler.
matbah:
mutfak.
melik:
padiflah.
Melik-i Kadîr:
sonsuz güç ve
kudret sahibi ve her fleyin sahibi
olan Allah.
menzil:
ev, oda.
misal:
örnek, numune.
mu’cize:
bir benzerini yapma ko-
nusunda baflkalar›n› âciz b›rakan
ola¤anüstü fley.
muntazam:
intizaml›.
musahhar:
boyun e¤en.
nak›fl:
süsleme.
rahmet-i ‹lâhiye:
Allah’›n rah-
meti, flefkati, merhameti.
remiz:
iflaret.
sanayi-i garibe:
benzersiz garip
sanatlar.
sath-› arz:
yer yüzü.
semavat:
gökler.
semerat-› harika:
harika meyve-
ler.
flark:
do¤u.
taam:
yemek, afl.
tahvil:
dönüfltürme.
takdis:
Allah’› her türlü eksik-
lik ve çirkinlikten yüce tutma.
talimat:
emirler.
tanzim:
düzenleme.
tarz:
flekil, biçim.
tebdil:
de¤ifltirme.
tebessüm:
gülümseme.
temsil:
misal, benzetme, ör-
nek.
tenvir:
ayd›nlatma.
tesbih:
Allah’› yüce flan›na lâ-
y›k ifadelerle anma.
tezyin:
süslü, süsleme.
Zat:
Allah, kifli, flah›s.
Zat-› Mukaddes:
her türlü
noksan s›fatlardan uzak olan
Allah.
zîhaflmet:
haflmet sahibi,
haflmetli.
zîkudret:
güç ve kudret sahi-
bi.
202 | SÖZLER
O
N
B
‹R‹NC‹
S
ÖZ
1...,192,193,194,195,196,197,198,199,200,201 203,204,205,206,207,208,209,210,211,212,...1482
Powered by FlippingBook